Elina , gözüne vuran güneş ile uyandı '' kahretsin '' dedi ve kafasını sola kaydırdı güneş hala gözünün içine vuruyordu , Bu seferde sağa kaydırdı ama hala yüzüne vuruyordu güneş.Uyku sersemliği bir kaç aynını tekrarladı ve bu sefer çok güzel bir fikir gelmişti aklına ; yorganının sıcaklığının gitmemesi için kafasını ve yastığını içeri soktu bir kaç saniye sonra saçı başı dağılmış şekilde yatağın ayak ucunda kafası belirmişti.İşte şimdi güneş ona vurmuyordu.Sağa döndü yastığına sarıldı bir kaç dakika sonra uyuyamadığının farkına vardı ve yataktan bir hışım kalktı.Tüm hafta sonları aynı şey oluyordu ; sabahın köründe uyanıyor yapıcak hiç bir şey bulamıyordu.Elina gözlerini ovuşturdu ve ayağına tavşanlı terliklerini geçirerek cama doğru yürüdü ve perdeleri açtı.
Sabahın erken saati olmasına rağmen bahçede bir sürü öğrenci vardı üzerini değiştirdi , ve tekrar kuleye tırmanmamak için bitki bilim kitabını ,parşömenini ve mürekkebini çantasına koyarak yatakhaneden çıktı.Büyük salona geldiğinde içerisinin pekte dolu olmadığını gördü güzel bir kahvaltı ve gelecek postası incelemesinden sonra ayağa kalktı ve kütüphanenin yolunu tuttu , yarı yolda vaz geçti ve bahçeye doğru yürümeye başladı çimlerin üzerinde yapılan ödev kadar eğlenceli bir şey olamazdı.Bahçeye adım atar atmaz burnuna dolan toprak kokusu Elina'yı kendinden geçirdi.Muhteşem bir kokuydu bu.Temiz havayı içine çekerek göl kenarına doğru yürüdü.
Kayın ağacının altında oturmuş Emily ' i gördü.Yanına yaklaşarak '' oturabilirmiyim '' dedi Emily'nin onaylayan bakışlarını alınca yanına oturdu ve '' hava harika değilmi ve anlaşılan sanada yaramış '' dedi kızın gülücükler atan yüzüne bakarak.Emily gerçekten de çok mutlu gözüküyordu onun gülümseyişi Elina'yı da gülümsemeye itmişti.'' Ee söyle bakalım nasılsın? '' dedi kıza gülümseyerek.