Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  EkspresEkspres  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Çarpışma

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Charlie von Diederich
Seherbaz Karargahı & UBBP Genel Başkanı
Charlie von Diederich


Erkek
Ruh hali : Çarpışma Boupi3
Mesaj Sayısı : 2101
Yaş : 29
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12549
Ekspresso Puanı : 49
Kayıt tarihi : 05/05/08

Çarpışma Empty
MesajKonu: Çarpışma   Çarpışma Icon_minitimeÇarş. 30 Tem. 2008, 16:28

Günün ağırmasıyla gözlerini açan Charlie ilk önce uyku sarhoşu bir biçimde ortalığa bakındı. Çevresinde kim olduğunu ilk göremez gibi olduğu için başını tekrar çevirdi. Fakat daha sonra hızla yatakhaneyi tekrar süzdüğünde gerçekten de kimsenin olmadığı fazlasıyla net görülebiliyordu. O anda beyninde yıldırım gibi çakan Bitkibilim dersi istemeden endişelenmesine neden olmuştu. ''Ne! Ders! Aman Tanrı'm! Bitkibilim! Olamaz!'' Aceleyle kalkıp yatağını darma duman ederken, dün nereye koyduğunu hatırlamadığı kravatını hızla aramaya koyulmuştu. Zaten hep böyle anlarda kayboluyordu her şey. Vakit kaybetmemek adına cüppesini üstüne geçirirken, yatağının üstündeki yumuşak yastığı yere attı ama kravat burada da yoktu. Sinirden dişlerini gıcırdatan Charlie ne yapacağını bilemez bir hâlde gardrobunu açtı. Açmasıyla beraber üstüne yığılan tüm kıyafetleri de yerlere döküldü. ''Lanet olası, lanet!'' Yatağın yanındaki masanın üstünden asasını alarak kıyafetlerini kolayca gardroba yerleştirdi ama zaman çok çabuk geçiyordu, derse geç kalma saniyeleri su gibi akıp gidiyordu. Bu sırada Charlie, elini biraz daha çabuklaştırıp, her şeyi düzgünce dolapa yeniden yerleştirmişken yerde ölü bir beden gibi serilmiş kravatı farketti. Dakikalardır aradığı kravat bu dolapta mı duruyordu yani? Artık sinirden gülmeye başlayarak onu yerden aldı ve bağlamaya başladı. Bir an önce şu derse yetişmek istiyordu ama birkaç dakika geç kalmıştı bile.

Kestirme yol olarak gördüğü göl kenarından hızla koşarken nasıl bir hızla gittiğinin farkında bile değildi. Parlak ve saf gölün çok yakınlarından gittiği için, arada sırada da ıslanıyordu hâliyle. Rüzgarın uzaklardan getirdiği soğuğu da damarlarında hissediyordu zaman zaman. Charlie böyle hızla koşmaya devam ederken aniden birisiyle çarpıştı. Bir anda tüm vücudunda hissettiği acı dayanılmaz bir ağrı saplamıştı her yerine. Fazlasıyla kötü ve ağır bir çarpışma olmuştu bu. Hiçbir yere bakmadan yoluna devam etmeyi isterdi ama bu kadar kaba ve gaddar da olamazdı. Ravenclaw'lı olduğunu anladığı kızın göle düşmüş olmasını dehşetle izledi ama dili tutulmuş gibiydi bir şey söyleyemiyordu. Heleki çarpıştığı kişi de bir kızdı! Bir kıza bunu yapabilecek kadar kalpsiz miydi Charlie? İstemeden olmuştu ama yine de o anın verdiği şok, olayı büyütmek için bahaneler yaratıyordu beyninde. ''Ş-şey, b-ben... G-gerçekten istemeden o-oldu. Şey... Çıkmana y-yardım edeyim.'' Yüzü utançtan fazlasıyla domates rengini almış Charlie, kıza utançtan titremeye başlamış olan elini uzattı yavaş bir şekilde. Nasıl bu kadar güçlü çarptığını halâ anlayamıyordu, güçlük çekiyordu. Şimdi kıza nasıl bir açıklama yapacaktı peki? Kızın kendi eline dayanarak sudan çıkmasını bekliyordu ama bir yandan da istemiyordu bunu. Çünkü daha sonra bu gözünde fazlasıyla büyüttüğü suçu nasıl açıklayacağını düşünemiyordu. O anın dehşeti ve şaşkınlığıyla da kafası durmuş gibiydi zaten. Tek düşünebildiği kendisini daha da endişelendirip, paniklendiren şeylerdi. Bunlar da zarardan başka bir şeye yol açmıyordu. Gerektiği zaman böyle kötü olayların komik ve iyi bir yanını çıkarabilirdi ama karşısındaki kıza karşı kendisini fazla mahçup hissediyordu, burada komiklik yapmanın yeri ve zamanığı kesinlikle değildi.

''H-hadi, elimi tutsana..'' Kız gölün ağır çekme kuvvetinden kurtulmaya çabalarken Charlie ise düşüncesizce bunları söylüyordu. Sanki kendisi suya düşse çok mu kolay kurtulacaktı? Göle atlayıp onu kurtarmayı çok isterdi ama hiçbir özelliğini taşıyamayacak kadar şok olmuş bir durumdaydı, dilinin bile bu sözlere nasıl döndüğünü anlayamıyordu doğrusu. Göle doğru bir adım atmak istedi fakat ayaklarını yerden çeken bir şey vardı sanki. Eğilip, iki eliyle kızı yakalayıp çıkarmak istedi ama tüm bedeni isyan ediyordu. Pratik zekası bile onu böyle bir şekilde yalnız bırakmıştı, ne yapacağını şaşırmış, şaşkın bir şekilde kızı 'nafile' kurtarma çabalarına (!) devam ediyordu.


Out: Beklenen var, gelmeyiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Catherine Inés Beauchene
Ravenclaw 7. Sınıf Öğrencisi
Catherine Inés Beauchene


Kadın
Ruh hali : Çarpışma Glensuratdw9
Mesaj Sayısı : 38
Yaş : 30
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12190
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 18/03/08

Çarpışma Empty
MesajKonu: Geri: Çarpışma   Çarpışma Icon_minitimeÇarş. 30 Tem. 2008, 17:15

Mavi gözlerini yeni bir güne açmak istemeyen Rachel ders saatini gelmiş olduğunu umursamıyordu bile.Niye bu kadar az uyuyordu!Bir gün sabah sekizden akşam ona kadar uyumayı istiyordu.Gözlerini açmamakta direnen Rachel güneş ışınının ısrarla gözüne girmesiyle birlikte üstündeki hafif yorganı yüne doğru iterek yüzüne güneş ışınlarının gelmesini engellemişti.Bunun üzerine tatlı bir uykuya dalarak bitkibilim dersini unutmuştu…

Etraftan gelen kızların konuşma sesleriyle uykusu bölünen Rachel üzerindeki örtüyü bir hışımla çekerek saatine baktı.Derse geç kalmamıştı.Fark etmediği uykusuna dalalı 5-10 dakika olmuş olmalı ki daha kızlar yatakhanesi bomboş bir sessizliğe gömülmemişti.Derse geç kalmayı hiç sevmeyen Rachel hiçbir zaman geç kalmak istememiş ve bu sefer de geç kalmak istemiyordu.Şu ana kadar belki birkaç kez geç kalmıştı.En azından el parmaklarıyla gösteremeyeceği kadar geç kalmış bir potansiyeli yoktu.Geç kalma dosyasının kabarık olmamasına dikkat eden Rachel yavaşça üzerindekileri itekleyerek ve mırıldanarak yatağından kalkmak zorunda kalmıştı…

Ayakta durmakta zorlanarak ilerlerken kitaplarını aldı ve son bir kez daha yatağına bakarak kızlar yatakhanesinden çıkmıştı.Koridorlarda ilerlerken herkesin kahvaltı yaptığını veya yapmayı bitirdiğini gözlemleyebiliyordu.Bugün kendisi hiç mi hiç kahvaltı yapmak istemiyordu.Zaten normalde de kahvaltı yapmayı sevmezdi.Hatta açlık diye bir his olmasa,yemek yemek temel ihtiyaçlardan olmasa yemekleri seve seve yemeyebilirdi.Özellikle sabah kahvaltısı azap gibiydi.Genellikle sabah kahvaltısını yapmayaak öğlene geçiştiren Rachel yine aynı eylemde bulunacaktı.Hiç karnını aç hissetmeyen ve yemek yemek istemeyerek yavaşça koridorlarda ilerliyordu.

Uykusunu tam alamadığından biraz huysuz olan Rachel bu sabah söylenilen her şeye “Hayır” demeye hazırdı. Sadece bitkibilim dersine erken varıp bir güzel ders başlayana kadar yine uyumak istiyordu. Uykunun niye bu kadar bastığını anlayamamıştı. Çok uykucu birisi olmamasına karşın bazen uyku sınırını ayarlayamaz oluyordu. Uykusunu açmaya çalışarak büyük okul kapısından bitkibilim serasına doğru ilerlemeye başlamıştı.

Dışarıya çıkınca uykusu açılmıştı. Güzel bir hava , iliklerine kadar işleyen sıcaklık ama bir o kadarda sert esen bir rüzgar vardı. Sarı saçlarının rüzgarla birlikte hafifçe birbirine karışması üzerine saçlarını eliyle düzelterek yan omzunun üstüne koyarak etrafı gözlemlemeye devam etmişti. Kahvaltısını yapmayarak zaman kazanmıştı. En azından geç kalmayacaktı, dersin başlamasına pek fazla zaman kaldığı söylenemezdi. Orta hızlı adımlarla rüzgara karşı gelerek yeşil ağaçların arasından ve çimenlerin üzerinden ilerlerken berrak görünen mavimsi gölün kenarından gitmek istemişti.

Göl bu sabah bir farklı güzel görünüyordu.Rüzgarın hareketlerine adım uydurmaya çalışıyordu bir yandan Rachel’ı yansıtırken. Elindeki kitaplar fazla ağırdı fakat çantasına koyacak yer bulamamıştı bitkibilim ders kitabına .Hem büyük hem kalın ders kitaplarına sahipti bu okuldakiler.Bu biraz kötü bir durum olsa da kitaplarda bulunan bilgi sayfa sayısı arttıkça artıyordu. Kitabın ağırlığına takmış olan Rachel uykusunun yavaş yavaş açıldığını hissedince yüzünde hafif bir gülümseme oluşmuştu. İlerlerken dersin başlamasına çok az kaldığını biraz adımlarını hızlandırması gerektiğini düşünmüştü. Hızla ilerlemeye tam koyulacak iken arkasındaki sert rüzgarın beraberinde getirdiği kemik torbası Rachel’a sert bir vuruş yapmıştı. Vurmanın etkisi ile dengesini sağlayamayan Rachel kendini bir anda biraz önce yansımasına baktığı gölün içinde buldu. Elindeki kitap suyun dibine doğru ilerliyor , çantasındakilerin ise pestili çıkmış olabileceğini düşünebiliyordu. Vucünda hissettiği ağrı yetmiyormuş gibi buz gibi suyun içine düşmüştü. Yavaş yavaş ilerleyen ve bundan sonra yakalasa da hiçbir işine yaramayacak olan kitabına son bir kez daha baktıktan sonra gözden kaybolmasına boyun eğmişti.

''Ş-şey, b-ben... G-gerçekten istemeden o-oldu. Şey... Çıkmana y-yardım edeyim.''

Bu da ne demekti böyle? Bir de isteyerek olsaydı. Karşısındaki çocuğa sinirlenerek söylenmeye ,mırıldanmaya başlamıştı. Uykusunun iyice açılması için felç olmuş gibi bir acı bir de buz gibi bir suya mı düşmesi gerekiyordu. Karşısındaki Gryffindorlu çocuğa sinirle baktıktan sonra “Bütün Gryffindorlular manyakça macera arayışı içinde zaten…” diye geçirmişti. Yüzme bilmeseydi çok kötü bir sonuç çıkabilirdi ama biliyordu. Yavaşça karaya doğru ilerlemeye başlamıştı.Karşısındaki şaşkınlıktan dili tutulmuş gibi görünen Gryffindorlu çocuk elini uzatmış halde yeniden konuşmaya başladı.

''H-hadi, elimi tutsana..''

Başka emrin?! Gittikçe sinirlenen Rachel şaşkınlığın getirmiş olduğu sinirle ne yapacağını şaşırmıştı. Birden buz tutmuş vucüdü beynin emrinden çıkmışçasına harek etmeye başladı. Evet!, çocuğun dediğini yapacaktı. Yavaş yavaş kıyıya ilerledi ve elini karşısındaki çocuğun eline uzatarak çocuğun elini yakaladı. Rachel ile karşısındaki çocuğun elleri arasındaki sıcaklık farkı bir dokunuşta belli oluyordu.
Bir.. iki ... ve üç! Bütün gücüyle kendisine yardım etmek isteyen yardımsever sakar çocuğu büyük bir zevkle buz gibi suya doğru itti.Karşı bir hamle beklemediği belli olan çocuk şaşkın bir yüz ifadesiyle göle düşmüştü bile…!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Charlie von Diederich
Seherbaz Karargahı & UBBP Genel Başkanı
Charlie von Diederich


Erkek
Ruh hali : Çarpışma Boupi3
Mesaj Sayısı : 2101
Yaş : 29
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12549
Ekspresso Puanı : 49
Kayıt tarihi : 05/05/08

Çarpışma Empty
MesajKonu: Geri: Çarpışma   Çarpışma Icon_minitimePerş. 31 Tem. 2008, 16:00

Kızın kendi elini tutmasıyla içinde bir anlık garip şeyler hisseden Charlie, bunları olayın şaşkınlığına vererek unutmaya çabaladı. Kızın, elinden yardım alarak kıyıya doğru yaklaşmasıyla gülümsemeye başladı. Bu kabahâtini düzeltecek bir yardım değildi belki de ama en azından kızın kıyıya çıkması için iyi olmuştu. Ravenclaw'lı öğrencinin tam çıkmasını beklerken kolunu zorlamaya başladığını hissetti. İyice şaşırmış Charlie, afallamış bir şekilde kızın suratına bakarken birden kendini suyun içinde buldu. Buna hazırlıklı olmadığı için ilk ağzına kaçan sular onu birkaç dakika öksürtü. Islanmış saçlarının gözlerinin önüne gelmesi üzerine onları bir kafa sallamayla geriye atmaya çalıştı. Ardından fazlasıyla sert bir bakışla suya 'yanlışlıkla' düşürdüğü kıza baktı. Onun derdi neydi? ''Sen hasta mısın be!'' Ravenclaw'lı kıza fazlasıyla kibirli bakışlar atarken onun da kendisine böyle baktığı kesinlikle söylenebilirdi. Charlie'den aşağı kalır bi' yanı yoktu yani. Bu sıcak yaz günlerinde birkaç gün önce gribi yeni atlatmış Charlie, kendisini buz gibi gölde bulmaktan hiç de hoşnut değildi doğrusu.

''Ben sana yardım etmek için elimi uzatmıştım! Bu kadar acımasız davranmana gerek yoktu bence!'' Halâ söylenmeye devam eden Charlie neden kaç dakikadır sudan çıkmadığını da merak ediyordu doğrusu. O an kızın kafasını üstten bastırıp suyun derinlerine gömmek istedi ama içindeki şeytani sesi dinlememeye çalışarak çimenlik, yeşil bölgeye doğru yürümeye başladı. Bakalım daha neler görecekti! Kız, fazlasıyla hoşuna gitmişti ama bunun daha farkına varmamıştı Charlie. Arkasına bakıp 'Artık sudan çık üşüteceksin.' diyecekken burnunun dibinde kızı görmesiyle umursamaz gibi görünmeye çalışarak yoluna devam etti. *En azından açıklamadan kurtuldun Charlie.* Olayın iyi yanlarını saçmalayarak düşünürken kendisini ilk bulduğu ağacın dibine atıverdi. Elini iki saniyede kurulanmak amacıyla cebine atarak asasını aradı ama yoktu. Hepsini ani bir hızla sallayıverdikten sonra üzülmüş bir yandan da artık fazlasıyla kızmış bir şekilde söylenmeye başladı tekrardan. ''Nasıl! Böyle ıslak balık gibi mi duracağım şimdi!? Tanrı'm...'' Birazcık yatışmış olan siniri tekrar boy gösterirken birkaç metre uzağındaki ağacın dibine oturmuş Ravenclaw'lı kıza baktı. Aslında onunla hiç konuşmak istemiyordu ama kendisini susması için dürterek zorlayan düşüncelerine kulak asmadan konuşmaya başladı. ''Ben Charlie.''

Sadece kendi ismini söyleme gereği bulan Charlie kızın cevap vermesine fırsat vermeyerek yeni bir soru daha çıkardı ortaya. ''Ee, hangi derseydi böyle?'' Dakikalardır hiç aklına gelmemiş Bitkibilim dersi, bir anda beynin derinliklerinden çıktı. Ders çoktan bitmiş olmalıydı, ya da saatine bakmadığı için devam ediyor olabilirdi. Yine de artık bu saniyeden sonra profesörün Charlie'yi kabul etmeyeceği kesindi. Hem zaten ilk günün verdiği izlenim kendisinde fazla iyi bir gözlem bırakmamıştı. Giderse kesin puan kırardı Gryffindor'dan. Bunu asla istemeyen Charlie, derin bir iç çekerek kızın cevabını beklemeye koyuldu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Catherine Inés Beauchene
Ravenclaw 7. Sınıf Öğrencisi
Catherine Inés Beauchene


Kadın
Ruh hali : Çarpışma Glensuratdw9
Mesaj Sayısı : 38
Yaş : 30
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12190
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 18/03/08

Çarpışma Empty
MesajKonu: Geri: Çarpışma   Çarpışma Icon_minitimePerş. 31 Tem. 2008, 17:09

Büyük bir zevkle suya düşürdüğü çocuğa baktı. Kaşları çatık bir ona bakıp bir yandan da kıyıya çıkmaya çalışıyordu. Arkasından gelen öksürük sesleri sanırım Gryffindorlu çocuğun Rachel’ı nasıl bir duruma düşürdüğünü anlatmaya yetmişti. Rachel’ın her yanını öfke kaplamıştı. Önüne gelen saçlarını düzelten çocuğun mırıldanarak söyledikleri umurunda bile değildi. Yakınında olduğu için dediklerini rahatlıkla duyabiliyordu aslında.

''Sen hasta mısın be!''

Bu sözün ardından “ Evet,hastayım,psikopatım! ” demek gelmişti. Ama söylememek için kendini zor tutmuştu. Zaten vereceği kadar ders verdiğini düşünüyordu. Fazlasına gerek olduğunu sanmıyordu! Suya düşürdüğü sakar çocuğun şu an sadece sesini duyan Rachel bu çocuğun mırıldanmayı kesip ne zaman sudan çıkacağını merak etmişti. Hasta olmayı çok istiyordu galiba. Soğuk suyun içinden su gürültüsüyle çıkardığı elini yeşil çimlerin üzerine koyarak sudan çıkmaya çalıştı. Lanet çantası o kadar ağırdı ki ilk deneyişinde çıkamamıştı. Islak çantasını çimlerin üzerine atarak daha kolay çıkabileceğini düşündü. Evet ,düşündüğü gibi oldu da. Sudan çıkmak için büyük bir güç sarf etmişti. İkinci denemesinde güç de olsa çıkarak kendisini yeşil çimler üzerinde en yakın gördüğü ağacın dibine çantasıyla birlikte atarak soluklanmaya başlamıştı. Şimdi üstü başı ıslaktı!Yakın zamanda da büyük ihtimalle şifayı kapacaktı! Hafiften hapşırmaya başlaması bunun habercisiydi. Ve bir de tabi bitkibilim dersi vardı! Olamaz!Derse geç kalmıştı ki derse gitse de bu ıslak halde ders dinlemek tam anlamıyla kafayı yediğinin anlamına gelirdi. Artık ders treni kaçmış geriye şifayı kapmak kalmıştı. Islak çantasına son bir kez daha baktı.İçindeki kitapların artık işe yaramaz hale gelmesi canını sıkmıştı. Artık geriye dönüş yoktu. Çantası ıslanmıştı ve içindeki kitapları annesine yeniden aldırmak zorunda kalacaktı. Derin bir nefes aldıktan sonra göle doğru baktı…

Gölden çıktığını ve yanından birkaç metredeki ağacın yanında oturduğunu yeni anlayan Rachel soluklanan çocuğa baktı. Yarattığı görüntü hoşuna gitmişti. Yoksa şuan karşısında duran çocuğun bahanelerini dinlemek zorunda kalacak ve “ Önemli değil ” yanıtını vermekten başka çaresi kalmayacaktı. Bunu yapması daha iyi olmuştu kendisine göre.İçi rahatlamış en azından eli mahkum bir duruma düşmekten kurtarmıştı kendisini. Islak durmaktan pek rahatsız değildi. Güneşin altında biraz önceki buzluğun etkisinden kurtularak ısınmıştı. Rachel “ Bir de hafif esen şu rüzgar olmasaydı daha iyi olacaktı! ” diye geçirdi içinden. Ravenclaw kızlar yatak hanesine gidip bu mahrum durumdan kurtulmak istese de sanki bir güç Rachel’ın kalkmasına izin vermiyordu. Sudan çıkmış olmasının yorgunluğumu yoksa sinirden hala çocuğu paralamak istediğinden mi, bunu ayırt edemiyordu. Bu düşüncelere dalmış olan Rachel gelen sesle yoğunlaştığı düşünceleri bırakarak sesin geldiği yöne baktı. Karşısındaki Gryffindorlu çocuk ,daha doğrusu adını daha yeni öğrendiği Charlie kendisini tanıtmıştı. Bir an kendisini tanıtmak için ağzını açtığında içinde aniden ateş hissetti. Bunun ne anlama geldiğini bilmiyordu bile! Kendisini tanıtmasına alıkoyan bu çekim zaten sözü Charlie bırakmaya yetmişti.

''Ee, hangi derseydi böyle?''

Oturduğu ağacın dibinden Rachel’e bakarak konuşan çocuğun bu soruyu sormaması biraz garibine gitmişti. Gölden hangi dersliğe gidebilirdi ki?! Buna hiç takmamıştı aslında. Aklının ucundan hafifçe bu düşünceleri geçirdikten sonra içindeki ateşin iradesi içinde “ Bitkibilim,sen? ” demişti hızlıca. Kendisini kontrol altına alamayan Rachel başını yere eğdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Çarpışma
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: RPG İçi Sayfalar-
Buraya geçin: