Paigé'in en sevdiği derslerden biriydi eski yazıtlar. Mümkün olduğunca bu konuda kitaplar, dosyalar, dökümanlar ve araştırmalar okur; eski yazılar konusunda daha çok bilgi sahibi olmak için uğraşırdı.
Haftanın boş günlerinde ders çalışmak ve kitap okumaktan başka -az vakit ayırdığı olsa da- eski yazılar ile ilgili araştırmalar yapardı.
Bir Cumartesi günüydü, hava sıcaktı ve Paigé her an baygınlık geçirebilirdi. Kütüphaneye giden koridorlarda hızla ilerliyordu.
Kütüphanenin kapısına ulaştıktan sonra bir dakika yerinde durup nefes nefese dinlendi ve ardından içeri girdi.
İçeride, her binadan öğrenci vardı. Kimisi oturmuş kitap okuyor, kimisi bir şeyler yazıyor ve kimileri de kendi aralasında şakalaşıyordu.
Paigé, bugün Fenike Âlfabesi hakkında bazı ön bilgiler öğrenmek istiyordu. Lâtin Âlfabesi'nin kökeninin Fenike Âlfabesi olduğunu biliyor ve bu yüzden bu âlfabeyi merak ediyordu.
Rafları dolaştı ağır ağır; kulağı öğrencilerin konuşmalarında, gözleri ise raflardaki kitaplarda idi.
" Evet, sonunda aradığımdan birini buldum. "
dedi Paigé: eski yazıtlar isimli bir kitap bulmuştu. Kalın bir kitaptı ve kapağında küçük bir delik vardı. Paigé, kapağı takip etti, yaklaşık göz kararıyla yirmi sayfa boyunca aynı deliği, her sayfanın aynı yerinde gördü.
" Kurtçuk yemiş. "
dedi kendi kendine içinden ve kitabı alıp boş olan bir masaya koyup oturdu. Kitabın kapağını açtı. Fihrist bölümünü inceledi...
" Fe, fe, fe... Fenikeliler : Sayfa 513. "
Göz kararıyla beş yüz on üçüncü sayfayı bulmaya çalıştı, ilk denemesinde altı yüz kırk beşinci sayfaya geldi; ikinci denemesinde beş yüz birinci sayfaya ve üçüncüsünde beş yüz on sekize.
Sonra iki sayfayı çevirip beş yüz on üçüncü sayfayı incelemeye başladı.
" Fenike Âlfabesi ... "
Bir tablo vardı sayfada. Sol tarafta Fenike Âlfabesindeki hârflerin yazılışı, yanında telâffuzları; İbrani, Arap, Yunan, Türk ve Kiril Âlfabelerindeki karşılıkları yazıyordu:
" Fenike Âlfabesi, öngörülere göre İsa'dan Önce 1050 yılında çıkmış, Fenike dilini yazmak için kullanılmıştır... "