|
| 559 No'lu Kasa | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Marietta Dennise Black
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 260 Yaş : 36 Kan statüsü : safkan Galleon : 12345 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/12/07
| Konu: 559 No'lu Kasa Paz 10 Ağus. 2008, 13:28 | |
| Araba rayların üzerinde kayarak gıcırtıyla durdu. Cin hemen atlayıp bayanlara kapıyı açtı. Önce Dennise sonra Mathilda çıktılar. Dennise pelerininin önünü iliklerken Mathilda da etrafı inceliyordu. Dennise buraya en son geçene ay, kontroller sırasında gelmişti. Yeşil alev meşaleleriyle aydınlatılmış yol onları bekliyordu.Dennise eldivenlerini düzelltikten sonra cin'e: "Sen burda bizi bekle." Sonra Mathilda'ya: "Buyrun bu taraftan!" diyerek yol gösterdi.Böylece Mathilda ve Dennise yanyana yürüyerek koridorda hiç konuşmadan ilerlemeye başladılar. Sağ taraflarında kocaman ve sonsuz gibi görünen bir boşluk, sol taraflarında ise aralıklarla kasalar vardı. Dennise elinde tuttuğu meşaleyi arada bir sola tutuyor ve kapıların numaralarını okuyordu. Nihayet geldiklerinde koridor neredeyse bitmişti. Mathilda'ya göz ucuyla bakıp: "Geldik.559 numaralı kasa burası.!"
Mathilda hemen kapıya doğru yönelirken Dennise eliyle ona durmasını işaret etti. Mathilda yeniden durunca Dennise kapıya yaklaştı.Koyu yeşil renkli yaklaşık 3 metre boyundaydı. Kapının kolunun üstünde garip bir giriş daha vardı.Dennise eldivenli elini oraya götürüp bastırınca kapı ışıklandı ve kapının üstünde bir takım şekiller çıktı. Bu şekiller daha çok bazı sihirli yaratıkları andırıyordu. Dennise kapıdan gözlerini ayırmayarak: "Bizi içerdekilere karşı uyarıyor! İçerdeki yaratıkların sembolik çizimleri!.. Sanırım şuan uyuyorlar. Bu durumda girebiliriz." Biraz daha geri çekilip asasını çıkardı: "Experjo!" Mavi bir ışık kapıya çarptı ve kapının kendi ışıklarını yok etti. Sonra Dennise kapıya yaklaşarak sol elinln işaret parmağını uzatıp yukardan aşağı kaydırmaya başladı. Arkadan kilitlerin açıldığına dair sesler duyuluyordu. Bu işlemde tamamlanınca Dennise yeniden kapıya baktı. Henüz açıldığından emin değildi.Bir koruma büyüsü daha olabilirdi. Asasını yeniden kaldırdı:
"zhorsei hlyassa!" Asadan çıkan yeşi bir ışık kapıyı sardı.Kapı biraz ısınıp biraz titredikten sonra nihayet hareketsiz kaldı.Koridor tamamen sesizleşince Dennise geri çekildi ve Mathilda'ya: "Kasanıza girebilirsiniz Miss." Mathilda da Dennise'e ters bir bakış atıp kasaya ilerledi ve anahtarını çıkardı.Dennise arkasını kasaya dönmüştü.Tam içeri girerken ona bakmadan yeniden konuştu: "Ben sizi burada bekliyorum. Yardıma ihtiyacınız olmadığı sürece müdahele etmem!" Kollarını göğüs hizasında bağlayıp ayakta dikilmeye ve boşluğu izlemeye devam etti. | |
| | | Mathilda Mythill Slug & Jiggers Sahibesi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 210 Yaş : 34 Kan statüsü : safkan Galleon : 11995 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 19/06/08
| Konu: Geri: 559 No'lu Kasa Cuma 15 Ağus. 2008, 23:19 | |
| Gringotts’ta bir yolculuğa çıkalı yıllar olmuştu. Hogwarts’tan mezun olduktan sonra, gezilerine başlamadan hemen önce babasının para dolu kasasını boşaltmışlardı. Yıllar boyu rahat rahat dünyayı gezmelerini ve araştırmalarına devam etmelerini sağlamıştı onca para. Yaptıkları işten de pek maddi karşılık göremediklerinden o kasa bir daha hiç dolmamıştı. İşte şimdi, ailesinden beş kuruş miras alamayan kardeşler, kendi yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlardı. Mathilda kendine yetse de, kardeşinin yetemediği belliydi. Mathilda ondan pek hazzetmese de suçlayamıyordu da. Ailesi vardı onun, her şeye rağmen karısı ve çocukları vardı ve altından kalkması gereken sorumlulukları da fazlaydı. Tabi bu sorumluluğa kıyasla yine de lakaytlıktı böyle işlere bulaşmak. Ama suçun büyük bölümünün annesinde, safkan sevdalı annesinde olduğunu biliyordu. Mathilda bu tuzaktan kurtulacak kadar zeki davranmıştı gençliğinde, ama abisi yakalanmıştı. Belki de sadece içinden geliyordu...
Raylara sürten tekerleklerin gıcırtısı, hızlarının da etkisiyle kendini daha da fazla hissettiren rüzgârın sesinde kayboluyordu. Mathilda, Black’e çaktırmadan esintiden korunmaya çalışıyordu. Kollarını göğsünün altından bağlamaya çalışmıştı ama yollar öyle tehlikeliydi ki bir yerlere tutunmadan atlatabilmesi mümkün değildi. Rüzgarı ve yaklaşan zatürreeyi boş verip sıkıca tutundu arabanın kenarlarına.
Araba yolculuğu bittiğinde Mathilda çıktı Dennise’in ardından. İlginç bir yerdi, hatırladığı şeye benziyordu gerçi. Sonsuz bir karanlık... Okyanusun dibindeydi sanki Mathilda yeniden. En azından sağ tarafına baktığında öyle hissediyordu. Diğer taraftaysa heybetli kapılar vardı. “Bunlardan birinde işte...” diye düşünüyordu genç kadını takip ederken.
"Geldik.559 numaralı kasa burası!"
Mathilda heyecanla yöneldi kapıya, ancak Dennise’in hareketiyle durdu. Ardından Mathilda’nın özeniyle izlediği bir dizi hareket yaptı, büyülü sözcükler söyledi. Bir süre sonra sıkıcılaşmaya başlamıştı tüm bu güvenlik adı altında yapılan süsler püsler... Mathilda bunlara çok ilgiliymiş gibi bakarken, şunları düşünüyordu:
“Kasa numarası 559. Anahtar bunca zamandır elimdeydi ama bir kez bile bakmamıştım. Bunu unutmamalıyım. Ezberlemeliyim. Kasa 559. Kasa 559. Kasa...”
“Kasanıza girebilirsiniz Miss.!”
Düşüncelerinden bu sözle uyanmak Mathilda’yı rahatsız etmişti. Zaten o izin verse de vermese de girebilmeliydi kasasına. Kadın kasaya arkasını dönerken memnundu biraz da olsa. “İşime burnunu yeterince soktu zaten.” Diye düşünmeden edemiyordu. Yine de kadının yardım teklifine, en azından yardım teklifine benziyordu, kibarca cevap verebilirdi:
“Teşekkürler.”
Anahtarını çıkardı, süslü işlemelerle dolu anahtarı tutmak iyi hissettiriyordu insana. Mathilda kasanın içinde neyle karşılaşacağının merakı içinde anahtarı kilide soktu. Çevirmekte zorlanınca iki eliyle birden asıldı. Mekanik birkaç tıkırtının ardından kapı hafifçe aralanmıştı. Mathilda kapıyı tuttu ve yavaşça çekti. Dennise’in gözleri hala boşluğa dikiliydi. İçeri bir adım attı Mathilda, karanlıktı. Bir adım daha attı, kasa hala aydınlanmamıştı. Mathilda bir aydınlatma büyüsü yapmak için asasını çıkarmıştı ki cebinden, bir anda çığlıklar bastı her tarafı ve kasanın kapısı hızla kapandı. Yüksek sesle irkilen Mathilda asasını düşürüvermişti elinden. Çığlıklar susmak bilmiyordu. Kulaklarını mı tıkamalı yoksa bu karanlıkta asasını mı aramalıydı karar veremiyordu. Çömeldi ve asasını aramaya başladı el yordamıyla. Nafile... Asası nereye fırladıysa, ya da ne tarafından alındıysa yakınlarda yoktu. Çığlıklar da artmaya devam ediyordu. Mathilda yeniden ayağa kalktı ve kapıyı yumruklamaya başladı.
“Bayan Black! Heey! Black! Kapıyı açamıyorum. Anahtar üstünde olmalı! Bayan Black! Duyabiliyor musunuz beni? Heey!”
Kendi sesini bile zor duyuyordu bu gürültüde. Susmalarını diledi, birkaç saniyeliğine de olsa sussalar... O anda bir mucize olmuş gibiydi. Tüm yaratıklar aynı anda kestiler seslerini. Mathilda fırsatı değerlendirmek için bir saniye bile beklemedi ve çıkabilecek en yüksek seste bağırdı:
“Bayan Black! Kapıyı açın! Anahta...ARRRRGH!”
Kafasına küçük bir tahta parçası yemişti. Asası olmalıydı. Hmen yere çömelip asanın olabileceği yerleri eliyle yokladı. Sonunda da kavuştu asasına. Büyük bir rahatlamayla ayağa kalktı. Tabi acı gerçeği de aklının bir köşesinde tutuyordu: Kafasına asasını attıklarına göre, nerde durduğunu da biliyor olmalılardı. Ancak Mathilda’nın merakını daha fazla gizleyecek hali yoktu. Bir taraftan sıkıca kapalı kapıya tutunurken diğer eliyle de asasını kasanın içlerine uzatıp fısıldadı:
“Lumos.”
Artık görebiliyordu. Kafeslerinin dışında, bolca gelişip üremiş onlarca ne idüğü belirsiz yaratık Mathilda’ya gözlerini dikmişti. Bunlar babasının deneyleri sonucu ortaya çıkan yaratıkalr olmalıydı. Dikenleri, kalın kabukları, tavana uzanan tüyleri, sivri dişleriyle onlarca tür sınıflandırılmamış, ortaya çıkmamış yaratık bakıyordu Mathilda’ya. Mathilda ne olursa olsun diye düşünerek çığlık attı:
“Kurtarın beni! AÇIN KAPIYI!”
| |
| | | Marietta Dennise Black
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 260 Yaş : 36 Kan statüsü : safkan Galleon : 12345 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/12/07
| Konu: Geri: 559 No'lu Kasa Paz 17 Ağus. 2008, 15:53 | |
| Bayan Black! Heey! Black! Kapıyı açamıyorum. Anahtar üstünde olmalı! Bayan Black! Duyabiliyor musunuz beni? Heey!” Dennis anında arkasını döndü.Belliydi böyle olacağı.Bu şımarık kızı yalnız bırakmamalıydı. “Bayan Black! Kapıyı açın! Anahta...ARRRRGH!” Durum ciddiydi. Hemen kapıya gitti ve açmaya çalıştı ama açamadı.Kapı arkadan kilitlenmişti. Asasını çıkardı: "Alomohora!" Büyü kapıya çarpıp dağıldı.Hiçbir şey olmadı.Dennise bunu bekliyordu ama sadece denemek istemişti. “Kurtarın beni! AÇIN KAPIYI!” Bir şeyler olmasını bekliyordu ama bu kadar çabuk beklemiyordu. Müşterilerden birinin kasasına ancak böyle bir sebeple girebilirdi.Yasalara aykırı bir durum yoktu. Yeniden kapıya baktı.Kapı kendi kendini kilitlemiş olmalıydı.Asasını yeniden doğrulttu:
"Vurocellon!" Mavi ışık yeniden kapıya çarpıp dağıldı. Bu da işe yaramadığına göre demek ki kasanın özel koruması devreye girmişti. Dennise büyülerinin işe yaramamasına sinirlenmişti.Başka çaresi yoktu artık: "Mathilda! Kapıdan uzaklaş! Biraz geri çekil! Dorctus bombarda!" Asadan çıkan siyah ışık kapıyı havaya uçurdu. Bu büyü sadece Gringotts kapılarında işe yarardı ve onlara has tasarlanmıştı. Kapının yarattığı toz bulutuyla beraber Dennise içeri girdi. Toz o kadar fazlaydı ki bir süre öksürmekten kendini alamadı ve asasını yeniden salladı: "İncremissio!" Toz bulutu anında dağıldı. Şimdi etrafa bakan gözleri Mathilda'yı arıyordu.Birden yerde bir ışık gördü. Mathildanın asası olmalıydı.Patlama esnasında uçmuştu. Sonra Mathilda'yı da gördü.Kapının arkasındaki duvara yaslanmıştı.
"Lumos." Dennise'in asasının da ışığıyla etraf iyice aydınlandı. Hemen Mathildanın yanına gitti. Yere çömeldi. "İyi misiniz Miss Mythill?" Mathilda'nın gözleri korkundan fal taşı gibi açılmıştı. Başıyla Dennise'in arkasını işaret etti. Dennise ok gibi kafasını çevirip baktı. Kafeslerinden çıkmayı başarmış, Dennise'in ömründe ilk defa gördüğü türden sihirli yaratıklar ikisine de öfkeyle bakıyorlardı. En öfkelisinin sırtından tavana kadar uzanan turuncu dikenleri vardı. Diğeri ona oranla daha kısa ve tıknazdı. Dizlerine kadar uzanan sivri dişleri Dennise'in kolu kadardı... Kafeslerden çıkmayı nasıl başarmışlardı. Geçen ay on yıllık kontroller yapılmıştı. Bir sorun yoktu. Ama buraya Dennise değil kuzeni Marcus bakmıştı. Nasıl açmışlardı kafesleri! Yıldırım hızıyla kafeslere göz attı. Demirlerin bir kısmı yamularak açılmış bir kısmı ısırılarak koparılmıştı.Ama bunların sihirli kafesler olduğuna emindi Dennise. Herhangi bir ağır darbeye karşı koruyu büyüleri vardı. Bunlar nasıl yok olmuştu.Dennise'in kafası deli gibi çalışıyordu. Bu hayvanlar bunu tek başlarına başaramazdı.Birisi bu koruma büyülerini kaldırmış olmalıydı... Asa tutan elini duvara yaslayıp diğer elini Mathilda'ya uzattı. Onu kaldırdı ve fısıltıyla: "Acio asa!" Asada aynı sessizlikle Dennise'e uçmuştu ve Dennise onu sahibine uzattı. Sonra gözlerini onlardan ayırmadan yavaşça Mathilda'ya eğildi:
"Korkma! Kısmen körler, bizi çok az görürler. Sadece yerdeki titreşimleri hissedebilirler. On yıllık kontroller yapıldığı sırada yazılan tutanaklarda okumuştum... Neyse,ama maalesef yerde gezen böceğe karşı bile duyarlılar. Onlarla savaşmaktan başka çaremiz yok.Yoksa burdan sağ çıkamayız. Onların zarar görmesini kabulleniyor musun?" Mathilda'ya korku dolu gözlerle bir bakış attı.Nasıl bir tehlikenin içinde olduklarını tahmin bile edemiyorlardı. Çünkü Dennise de az önce söylediği şeyler dışında bu yaratıklar hakkında hiçbir şey bilmiyordu. | |
| | | Mathilda Mythill Slug & Jiggers Sahibesi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 210 Yaş : 34 Kan statüsü : safkan Galleon : 11995 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 19/06/08
| Konu: Geri: 559 No'lu Kasa Ptsi 18 Ağus. 2008, 22:18 | |
| "Hayır!" diye sertçe fısıldadı Mathilda. Yaratıklar kafalarını çevirip baktı çıkan ses yüzünden. Etrafta sessiz adımlarla dolaşıp etrafı dinleyerek saldırıları için en uygun planı yapıyorlardı büyük ihtimalle. Mathilda karşılaştıkları tehlikenin farkındaydı, sihirli yaratıkların keşfedilmişleri bile bazen büyücülerin zayıf anlarını yakalayıp tehlikelerini en ağır şekilde gösterirdi. Bunlarsa hakalrında hiçbir şey bilmediği yaratıklardı. Yine de kıyamıyordu. Canlıydılar ve büyülüydüler. En önemlisiyse babasının çalışmaları sonucu üretilmişlerdi. Dikkatle bakıldığında hangi yaratıkların kırmaları olduğu bile görülüyordu. Ne yazık ki sihirsel güçleri hakkında tahmin yürütmek imkansızdı. Bu bilinmezlik daha da korkutucuydu. Mathilda yine de zarar veremezdi onlara:
Sesini iyice alçalttı ve kaşlarını çatıp fısıldadı:
"Kesinlikle zarar görmelerini kabul edemem. Kasadaki yaratıkları kafeslerinden salan ben değilsem, ne olursa olsun bu, bankanın suçudur. Bir başka vukuatla daha anılmak istemiyorsa Gringotts..." hırsızlık haberlerini hatırlatıyordu Mathilda, kaşlarını bir anlık kaldırmıştı havaya imasını belli etmek için "...bu yaratıkları kafeslerine kıllarına bile zarar vermeden geri koymanın bir yolunu bulacaksınız."
Aslında Mathilda gibi, ailenin bir parçası olan herkes anlayabilirdi kasada nelerin döndüğünü. Mathilda da gayet iyi biliyordu hayvanları salanın Gringotts olmadığını. Yine de Mathilda'nın gözünde suçluydular. Annesini kasaya sokmuşlardı ve işte annesinin 'kör' laneti yakalamıştı onları. Penka Kubrat'ın neler yapabileceğini çok çok iyi bilen Mathilda, annesinin gücünü hafife aldığını kabul ediyordu kasaya girerken. Belli ki kızının zarar görmesini bile göze almıştı bu laneti yaparken. Bu kadar acımasız olabileceğine belki yabancılar inanmazdı ama Mathilda çok iyi anlıyordu onu.
Yaratıklar iyice yaklaşıyordu. Her an dikenlerini fırlatabilir ya da üstlerine atılabilirlerdi. Belki de ikisinin de daha önce hiç şahit olmadığı büyüler gerçekleştireceklerdi. Mathilda'nınsa kararı kesindi. Black'e baktı ve kafasını kararlılıkla sallayıp fısıldadı:
"Zarar vermek yok!" | |
| | | Marietta Dennise Black
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 260 Yaş : 36 Kan statüsü : safkan Galleon : 12345 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/12/07
| Konu: Geri: 559 No'lu Kasa Salı 19 Ağus. 2008, 15:18 | |
| Zarar vermek yok!" Bu kız çıldırmış olmalıydı. Burda tam 5 tane ne olduğu bilinmeyen sihirli yaratık öfkeyle ikisine bakıyordu ve o zarar görmelerini istemiyordu. Dennise artık çileden iyice çıktı: "Sen delirmişsin. Onlarla savaşmadan hayatta çıkamayız burdan. Ayrıca bu iş beni hiç ilgilendirmiyor. Seni onlara kurban veririm. Ve hiç bir şey olmamış gibi çıkarım. İnan bana bunu kimse kanıtlayamaz. Etrafına bak ikimizden başka kimse yok!" Öfkeli gözlerle kıza baktı. Bir avuç aptal yaratık yüzünden ölmek istemiyordu. Zaten buraya gelmekle yeterince başını belaya sokmuştu. Şimdi de hanımefendi burdan çıkmalarına izin vermiyordu. Onların kafesten çıkmaları tabiki bir raslantı olamazdı. Ama bunu herhangi bir Gringotts çalışanı da yapmış olamazdı. Dennise düşünüyordu.Ancak bir imperius büyüsüyle olabilirdi bu. Cinlerden birini birisi büyülemiş ve kafeslerin üstündeki koruma büyülerini kaldırtmıştı.Ama bu çok zordu.Kim hangi cine yaptırmıştı?nasıl ve ne zaman yaptırmıştı?bir tanesinin bile kayıtlara geçmemiş olması imkansızdı.Hırsla Mathilda'ya baktı.Bu işten bankayı sorumlu tutuyordu.İşte dilindeki baklayı da çıkarmıştı.Hırsızlık olayı!
"Bir kere o dediğin olay hırsızlık bile sayılmaz.Mevzu bahis konuda geçen hırsızı yakaladık.Ayrıca zaten dışarı bile çıkamamıştı.Baya bir süre orda kalmış__" Öfkeyle tıslayan yaratık Dennise'in sözünü kesti.Dennise bir adım geri atarak elindeki asasını kaldırdı.Mathilda'ya baktı: "Burdan sağ çıkmak istiyorsan onlarla dövüşmeliyiz.Ama şunu söyleyebilirim ki babanın küçük canavarcıklarına fazla zarar vermeyi düşünmüyorum..Zaten banka prensipleri de bu ölçüde izin veriyor.Ama beni çok zor durumda bırakırlarsa onların canını yakmaktan asla çekinmem ve sana da çok sıkı bir hafıza büyüsü yaparım ki seni temin ederim bu konuda oldukça iyiyimdir."
Yarısı karanlıktaki suratını iyince karanlığa çevirdi.Bu işe iyice sinirlenmişti.Söylediklerinin hepsinide yapabilirdi ve en ufak bir rahatsızlık bile duymazdı.Çünkü o bir ölüm yiyendi ve bunu daha önce -Hogwrts da dahil- bir çok kez yapmıştı.Dennise'in en sevdiği oyuncaklardan biriyidi hafıza büyüsü. "Şimdi!! düşünmek için 1 dakikan var.çünkü bunlar bize kötü kötü bakmaya başladı. Tekrar ediyorum çok fazla zarar vermeyeceğim. Ben saygın bir Gringotts çalışanıyım. Böyle bir şeyin olmasını istemezdim ama beni mecbur bırakırsan yemin ederim sıkı bir hafıza büyümün tadına bakarsın."
Ona doğru tuttuğu asasını tehditkar bir şekilde salladı.Ela gözleri hırstan kocaman olmuştu.Kaşları çatılmış,ona bakıyor ve asasıyla beraber cevabını bekliyordu.Aleyhte cevap alırsa hiç çekinmeden yapardı bunu.Bu konuda yeterince ustalaşmıştı. | |
| | | Mathilda Mythill Slug & Jiggers Sahibesi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 210 Yaş : 34 Kan statüsü : safkan Galleon : 11995 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 19/06/08
| Konu: Geri: 559 No'lu Kasa Paz 24 Ağus. 2008, 13:54 | |
| Mathilda’nın dudakları hırsla gerildi. Kadının tehditlerinin altında kalmayacaktı, ama o anki şartlara göre tehditlere tehditle cevap vermesi işleri daha iyi yapmazdı. Üstüne üstlük canavarlar hala onlara yaklaşıyordu yavaşça. Mathilda istifini bozmadan fısıldadı:
“Sadece sersemleteceğiz.” Dedi fısıltıyla. Gözlerini kadından ayırıp canavarlara göz attı hızla. Canavarların derisi o kadar da kalın görünmüyordu, bir iki tanesi yaralıydı hatta. Büyük ihtimalle bir şey üstüne kavga etmişlerdi yaklaşık iki hafta önce. Uzun tırnakları ve dikenleri göz önüne alınırsa kendi kendilerine bile yapmış olabilirlerdi. Ancak Mathilda sadece canavarlara göz atmamıştı o kısa anda. Bu kasaya asıl geliş sebebini aklından çıkaramazdı ne canavarlar, ne de tehditler. Yaklaşık 4 metre ilerde kasa duvarına gömülü cam dolabı gördü. Zor belli oluyordu orda olduğu, kırılmaz, büyülü camları yaratıkların tırnak ve diken izleriyle iyice çizilmiş, bulanmıştı. Yine de açılmamıştı. İçinde büyüklü küçüklü onlarca iksir şişeleri vardı katı sıvı malzemelerle dolu. Ve tutam tutam tüyler, bitkiler ve minik yaratıkların kol ve bacakları vardı. Az sonra yaşayacakları yüzünden hepsini tek tek inceleyemezdi. Belki fazla cesurca olacaktı ama bir Anka’ya ait olduğundan adı gibi emin olduğu üç tüyden ikisini çaktırmadan almaya karar verdi. Piyasada iyi para getirirlerdi. O kısacık anda aklından geçen binlerce planı belli etmeyerek Black’e döndü ve planı açıkladı:
“İkimizin birkaç güçlü sersemletme büyüsüyle inmeliler.” Yine de emin olamıyordu. Hayatında hiç karşılaşmadığı, neyin nesi olduğunu bilmediği bu canavarlar bir sersemletme büyüsüne her şekilde karşılık verebilirdi. Yine de en güvenlisi sersemletmekti. “Ancak ilk büyüde üstümüze atılacaklardır.” Dedi. Fısıltıyla konuşmaya devam ediyordu. En azından ilk büyüyü haykırana dek canavarlar yerlerini bilmemeliydi. “Hemen ayrılmalıyız. Ben oraya...” konuşurken asa tutan eliyle kasanın sağ tarafını gösterdi, malzeme dolabının olduğu taraf. Ardından da tam tersi tarafı göstererek devam etti: “Sen de oraya. Kasadan çıkmak için 10 dakikamız olacak. Tamam mı?” diye sordu. İşler çığırından çıkarsa plandan cayıp kendi kendine büyüler yağdıracağına iddiaya girebilirdi ama güvenmekten başka çaresi yoktu. Black’in onayını beklemeden ayağa fırladı ve bağırdı:
“Sersemlet!”
Büyü canavarlardan birine çarpar çarpmaz tüm canavarlar Mathilda ve Black’in bulunduğu kapı tarafına koşmaya başladı. Mathilda kendi yönüne, dolaba doğru koşarken göz ucuyla Black’in de belirlenen tarafa koştuğunu görebilmişti. Dolaba gelince durdu ve büyü yollamaya devam etti. Ardarda yollanan büyüler, kasayı çığlıklarla doldurmuştu. Kızıl büyülerin ışığında yaratıkların derileri ve tüyleri parlıyor, renkten renge giriyordu. Ucunda ölüm olmasa zevk veren bir görüntüsü bile olabilirdi. Ama canları pahasına savaşıyorlardı belki de. Mathilda’nın imkânsız bir görevi de gerçekleştirmesi gerekiyordu. Kendi kasasından bir şey alması zaten yasadışı değildi ama aldığı şeyi satıp parayı da Bulgaristan’da aranan kardeşine gönderecek olması işleri değiştiriyordu. Kardeşine yardım ettiği belli olmamalıydı. Bu yüzden gizlice çıkarırsa tüyleri, kendisi için daha sağlıklı olurdu. Ancak hala gün gibi ortadaydı kasanın her köşesinde olup bitenler. Refleks icabı ardarda yolladığı büyüler arasından Black’i görebiliyordu. Onun da kendini gördüğüne emindi. Canavarlarsa hala ayaktaydı ve büyülerin arasından ilerlemeye çalışıyorlardı. Mathilda’nın tahmin ettiğinden de güçlü çıkmışlardı.
Büyüler yollanmaya devam ederken kafasında kurduğu bin bir plan da uygulamada başarısız oluyordu, hala alamamıştı tüyleri. Öyle bir an geldi ki Mathilda sersemletme büyülerinin işe yaramayacağını düşünmeye başlamıştı ama Canavarlardan birinin uzun tüyleri uçtu ve havaya fırladı. Kasanın yüksek tavanında, kar gibi yağarken tüyler, kasanın diğer tarafı görünmez oldu. Mathilda anladı ki son savunma güdüsüyle canavar tüylerini havaya bırakmıştı görünmemek için. Bu da Mathilda ve Black’in üstün olduklarının göstergesiydi. Çığlıklar daha da artmıştı. Mathilda zamanın geldiğine karar verdi ve yaratıkları kısa bir süreliğine de olsa engelleyebilmek için bağırdı:
“Protego!”
Kalkan Mathilda’yı sararken Mathilda hızla dolaba döndü. Açmaya çalıştı, tabiî ki de açılmıyordu. Dolabı zorladı ama hareket yoktu. O sırada dolaptaki anahtar deliğini gördü. Kasanın anahtarı değildi açacak olan, delik fazla küçüktü kasa anahtarı için. Belki bir büyü açabilirdi ama sonra nasıl kilitleyecekti yeniden? Kilitlemezse canavarlar zarar verebilirdi malzemelere. O sırada yaptığı kalkan büyüsü sönmüştü. Mathilda yeniden bağırdı büyülü sözcüğü. Yeni kalkan daha yakından korurken Mathilda’yı, Black’in sesini duyabiliyordu. Seslere ve çıkan ışıklara bakılırsa pek de sersemletme büyüsü yapıyor gibi değildi. Büyük ihtimalle görüşü azaltan tüyler yüzünden paniklemiş ve bildiği tüm tehlikeli büyüleri göndermeye başlamıştı. Mathilda oluruna bırakıp dolaba döndü yeniden, “Bir büyü açarsa, başka bir büyü de kilitleyebilir.” Diye kendini teselli etti ve asasını kalkandan koparıp fısıldadı:
“Alohomora.”
Beklenmeyen oldu ve dolap gürültüde kaybolan bir sesle açıldı. Mathilda hemen kalkan büyüsünü yeniledi. Anka tüylerinin üçü de parlıyordu rafta. İkisini aldı ve dolabı kapattı. Ne yapacağını bilemiyordu. Dolabı yeniden açmak istedi ama açamadı şimdi de. Büyük bir sevinç kapladı içini, dolap kendiliğinden kilitlenmişti. Tüyleri sürekli boynunda taşıdığı büyülü çantaya tıktı ve asasını alıp sersemletme büyülerine devam etti. Yaklaşık beş dakika sonra sadece bir yaratık kalmıştı ayakta. Bazı yaratıklar yaralı görünüyordu ama Mathilda fazla önemsemedi. İyileşeceklerine emindi. Şimdi Black’i görebiliyordu. İkisi de büyüleri yağdırırken kapıya doğru yavaş adımlar atıyorlardı. Yaratık pes etmiş gibiydi. Büyülerden kaçıp kasanın en uzak köşesine kıvrıldı sonunda. Sersemlemiş ya da bayılmış yaratıklar her an uyanabilirdi. Mathilda Black’e döndü, asasını indirdi ve artık fısıltı olmayan sesiyle konuştu:
“İkimizin de istediği oldu. Bir sonraki gelişimde onları bizzat kafeslere koyacağım. O zamana kadar kimse girmemeli kasama.” Dedi.
| |
| | | Marietta Dennise Black
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 260 Yaş : 36 Kan statüsü : safkan Galleon : 12345 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/12/07
| Konu: Geri: 559 No'lu Kasa Paz 24 Ağus. 2008, 19:52 | |
| Sersemletme... Plan buydu! Dennise homurdanarak kabul etti. Mathida'nın tam olarak ne yapmak istediğini anlamamıştı ama bunu sorgulamak için zaman yoktu. Sonuçta müşteri ne derse o olurdu. Kural buydu. "Sen de oraya. Kasadan çıkmak için 10 dakikamız olacak. Tamam mı?" Dennise tamam anlamında kafasını salladı. Derileri çok kalın görünüyordu. Bir iki sersemletme işe yaramayabilirdi. Mathilda bunları hesap etmiş olmalıydı. Artık daha fazla vakit kaybetmeleri imkansızdı. İlk işaret Mathida'dan geldi. "Sersemlet!" Dennise de hiç düşünmeden beklediği fırsatı kaçırmadı. "Sersemlet, sersemlet!" 3 kırmızı ışıkta canavarlara çarpar çarpmaz, canavarlar onlara doğru gelmeye başlamıştı. Mathilda haklıydı. Tam üzerlerine geliyorlardı. Dennise küçük bir çığık atarak Mathilda'nın dediği yere doğru kaçtı. Ama büyüler pek de etkili olmuşa benzemiyordu. Biliyordu, biliyordu! Sadece bir iki sersemletme büyüsü ha! Ne kadar budalacaydı!
"Sersemlet, sersemlet, sersemlet!"
Dennise'in sesi gitgide daha da kuvvetli çıkmaya başlamıştı. Anlaşılan plan yatmış gibi görünüyordu. Sonra aniden Dennise farkına vardı. Kasanın duvarına gömülü cam kasayı gördü. Mathilda onun içindekileri istiyordu anlaşılan. Bu kız kesinlikle delirmişti. Bu yaratıklar onları öldürecekken nasıl böyle bir şeyi düşünebilirdi! İşte şimdi yaratıklarda saldırıya geçiyorlardı. Bir tanesi tüylerini havaya doğru fıştırmış ve başlarına yağmak üzereydi. Ama birden yaratıklardan biri kayboldu. Dennise küçük bir çığlık daha attı. Bu canavarcık her yerden çıkabilirdi. Anlaşılan o ki Mathilda da kendini sağlama almak niyetindeydi. Kendine bir kalkan büyüsü yapmıştı. Artık Dennise de duramazdı. Diğer yaratıklar hızla onun üstüne geliyordu. Kimseye akşam yemeği olmayacaktı!
"İmperdimenta! Glacius!" "Petrificus totalus! PETRİFİCUS TOTALUS!!!" İlk büyü yaratığın kolunun altından kayıp gidince Dennise daha yüksek sesle ve sinirle haykırmıştı. Yaratığı tam elinden vurdu. Yaratık kaskatı kesilip Dennise'in sağına düştü. Diğer kalan son canavar onlara oranla daha kısa ve daha korkmuş görünüyordu. Dennise derin bir nefes alıp kendine geldi. Yeniden asasını kaldırdı.
"İmpedimenta! İncarcerous!" Asadan çıkan siyah ipler yaratığa bağlandı ve çığlıklar eşliğinde yaratık kımıldayamaz hale geldi. Dennise asasını indirmeden Mathidaya baktı. Kasadan bir şeyler almış ve boynundaki çantaya koymuştu. Yaratıklara göz atıp Dennise'e yaklaştı.
“İkimizin de istediği oldu. Bir sonraki gelişimde onları bizzat kafeslere koyacağım. O zamana kadar kimse girmemeli kasama.” dedi. Dennise ona bir lanet yapmamak için kendini zor tutuyordu. "Kasana zaten senden başkası giremez artık!" diye hırladı. Yarı kırılmış olan kapıdan hışımla çıktı. Hala nefes nefeseydi. Vermesi gereken önemli bir rapor daha ortaya çıkmıştı. Mathilda da kapıdan geçince asasını yeniden kapıya doğrultu. Sol elini de kapıya doğru tutup asasıyla beraber aynı hareketleri yaptırdı. [/i"> "Porckruos!" Kapının olduğu yerde simsiyah karanlık bir duvar oluştu. Şimdilik geçici bir kapıydı bu. Dennise her ihtimale karşı asasını kaldırmıyordu. Asasını hafifçe Mathilda'ya doğrultu. Yolu gösterdi. "Artık gidelim!" İki kadın hiç konuşmadan koridor boyunca yürüdüler. İkisininde düşünecek fazlasıyla sorunu vardı. Dennise derin derin nefes almaya çalışarak kendine geldi. Koridorun sonunda onları bekleyen arabaya hemen binip yukarı çıktılar. Dennise asasını kaldırırken ilerdeki Cin'i işaret etti: "Oraya gidip çıkış işleminizi yaptırabilirsiniz. Merak etmeyin çok kısa sürecek."
Kadına tekinsiz bir bakış attı. Siniri hala geçmemişti. Şansı varsa karşısına burda bir daha çıkmazdı. Pelerinini çıkartıp eline aldı ve bir iki adım attıktan sonra arkasına baktı: "O elinizdekiler yüzünden hayatımı tehlikeye attığınızı hiç unutmayacağım. Umarım banka dışında bir daha görüşmeyiz Miss Mythill. İyi günler!" Hızlı adımlarla yanından uzaklaştı. Çatılmış kaşlarını herkesten gizleyerek odasına doğru gitti. Ne halde olduğunu merak ediyordu. Yeşil eldivenleri çıkartırken bir fincan zencefilli çay içerek sakinleşmeye karar verdi. Biraz sakinleştikten sonra aşağıdaki kapının onarımı hakkında talimatlar verebilirdi. Hızlı adımlarla odasına gitti.
| |
| | | | 559 No'lu Kasa | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |