|
| Bilinmezlik Son Buluyor | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Nicole Marissa Magdalene Fontjoncouse Otel Ortağı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 4533 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12679 Ekspresso Puanı : 75 Kayıt tarihi : 02/07/08
| Konu: Bilinmezlik Son Buluyor Ptsi 11 Ağus. 2008, 23:46 | |
| Derslerine birbiri ardına giren Nicole bir türlü aklından geçen hafta yaşadıklarını atamıyordu. Tam bir hafta olmuştu, onu ne yakından ne de uzaktan görebilmişti. Mektubu da artık çok önemsemiyordu, çünkü artık sene sonu çok yakındı. Kardeşine bir şey olmadığına da emindi. Çünkü olsa annesi ve babası hemen yanlarına çağırırlardı. Fakat merak ettiği tek konu o gece ki çocuğun bu içindeki anlaşılmaz yeriydi. "Acaba biri ona büyü mü yapmıştı?" A'dan Z'ye tüm yolları deneyip tenefüslerde her yere bakıyordu, ama bulamıyordu. En sonunda düşünemediği bir yer aklına geldi. "Kütüphane de olabilir miydi?" acaba diye düşünürken bunca zamandır kütüphane de olamaz. Ama belki bu gün şansıma rastlarım diye mutlu bir şekilde söylendi. Mutlu olmasına bazen kızıyor, bazen de maceralı olduğu için mutlu olduğunu düşünüyordu. Bir bakıma kendini avutuyordu. Aklına hiç gelmeyen bir şey olacağını daha kestirememişti. Bir yandan bir dost arkadaş olabileceklerini düşünürken diğer yandan da ya onu tanımamazlığa gelirse diye kafasında ölçüp tartıp sonuçları kestirmeye çalışıyordu. Hogwarts koridorlarında bir köşede bir pano vardı. Şimdi oraya gitmesi gerekiyordu, çünkü Hogwarts'da bir senesini hemen hemen doldurmasına rağmen hiç kütüphaneye gitmemiş. Halledeceği ve yapacağı bir iş olsa ya odasında ki özel yapım masasında, ya da tarihi ve eskiden herkesin kullandığı Slyterin ortak binasının masasında hallediyordu. Bir kitaba ihtiyacı olduğunda da Slyterinli bir kızdan istiyordu. O sihirle hemencecik istediği kitabı yapıp veriyordu. Böylece bir kere de olsun, kütüphaneyi görmüş olucaktı. Koridor çok fazla kalabalık olduğundan Nicole bol bol düşünmeye zamanı olmuştu. İlk büyük salona gidip orda yemek yeyip yemediğine baktıktan sonra çıktı. Kütüphaneye doğru sapan değişik potreli koridorun içine girdi. Bu koridor ona çok tanıdık gelmemişti. En sonunda bu kütüphaneye giden özel bir koridordu. Potreler kendi kendilerine konuşuyor bazen de Nicole selam veriyorlardı. Kütüphane kapısının orda ki potrede bir kaç dakika durduktan sonra onun hiç bir tepki vermemesine şaşmıştı. Öğlen tenefüsü olduğundan etrafta kimsecikler yoktu. Tek tük bazı öğrenciler kütüphaneden çıkıp hızlı adımlarla büyük salonun yolunu tutuyordu. Bir kaç dakika o da öyle gelir diye düşündüğü için bekledi. Kütüphaneden bilmediği bir nedenden dolayı ürpermişti. Oysa yaşadığı evde babasının yaptırdığı kocaman bir kütüphane vardı. Buna anlam veremeyen Nicole, en sonunda bütün cesaretini toplayıp içeri girdi. Kütüphane de kalan ve ödevleri için not alan bir kaç grup vardı. Onların içinde de olmadığını anlayınca, arkasını dönüp gitmek için yol aldığından tam karşısına o çıktı. Nicole soluksuz bir biçimde duruyordu. Çocuk korkulu gözlerle ona bakıyor sanki o geceyle ilgili bir şey sölememesini istiyordu. Nicole ilk hiç bir şey söylemeden öbür tarafa döndü. Çocuk arkasından ona bakıyordu. Nicole kafası çok karışık olduğundan ne söyleyeceğini bilememişti. Kütüphanenin ayrı bir kanadında kitapların sıra sıra dizildiği yere doğru yol almıştı. Umalım ki arkamdan gelmesin diye içten içe söylenirken bir kitap yere düştü. Kitabı yerden aldı. Kütüphanenin bir bölümünde okuma ve araştırma bölümü vardı. Oraya vardığında sandelyelerin hiç birinde yer olmadığı bir tek Hufflepuf çocuğun yanında yer olduğunu anladı. Çocuk kendinden geçmiş bir şekilde büyük bir araştırma yapıyordu besbelli, onu üzmek istemeyen Nicole bu hissettiklerini yapmak istemese bile zorla yapıyordu. Gidip karşısında ki sandalyeye oturdu. Ardından da konuşmaya başladı bir olay vardı ve bunu çözmek istiyordu. Kibar ama bir şekilde "Pardon rahatsız ediyor olabilirim olanları hatırlamak istemiyor da olabilirsin ama ben yapamıyorum her gece kabuslarım oluyor. Hayatımın o günden sonra karışıkken karma karışık bir hal aldı. Sanırım bunun nedeni olayların aniden gelişmesi ve hiç bir şeyin anlaşılmaması"dedikten sonra kitabından bir sayfa açtı, ama kulağı karşısındakinin ne cevap vereceğindeydi. Nicole gözlerine bakmaya korkuyordu, çünkü oğlanın gözleri içini yakan bir his veriyordu. Bu hissi duymak yerine kitaba bakıp heyecanla cevabu beklemeye koyulmuştu sanki birbirlerini yıllardır tanıyorlarmış gibi anlayışlı bir hava sezinliyordu.
En son Nicole Marissa Magdalene tarafından C.tesi 16 Ağus. 2008, 01:07 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Adolf Maynard Griswald Ravenclaw 6. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 755 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 12124 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 17/05/08
| Konu: Geri: Bilinmezlik Son Buluyor Salı 12 Ağus. 2008, 01:07 | |
| "Lanet olasıca araştırma!" Ortak salondan çıkarken arkadaşlarına böyle söylenmişti. Sihirli yaratıkların bakımı için tehlikeli bir yaratığı araştırması gerekecekti ve bunun içinde, pek alışkın olmadığı bir yolu kullanacaktı. Kütüphane.. Yolu hatırlamaya çalışıyordu ve bir yandan da düşünüyordu. Dedesinin vefatı üzerinden iki hafta geçmişti ve ilk haftaki haline oranla çok daha iyi hissediyordu kendisini. Ölümün ne demek olduğunu öğrenmişti on altı yaşında. Bundan sonra daha da dayanıklı olurdu elbette. Hem acı insanın dayanıklılığını arttırırdı.
Kütüphaneden içeri girdiğinde heryerin tıklım tıklım dolu olduğunu farketti. Beş ve yedinci sınıflar harıl harıl S.B.D ve F.Y.B.S'lerine hazırlanıyordu. Gelecek yıl F.Y.B.S'i olduğunu düşününce içini iğrenç bir duygunun kapladığını ve kusma hissinin olduştuğunu farketti. İçerilere doğru ilerlerken, sanki özenle boş bırakılmış bir masanın olduğunu farketti. Sekiz kişilik fakat boş.. İlginç! diye düşündü ve parşömenleri ile tüy kalemini masanın üzerine bıraktı. Sıra kitap bulmaktaydı.
Kütüphanenin sihirli yaratıklarla ilgili bölümünü talan etmiş ve en sonunda uygun kalınlıkta ve yeterince içeriğe sahip bir kitap bulmuştu. Kitap biraz eski ve tozlu olmasına rağmen iç sayfaları fazla yıpranmamıştı. Anlaşılan okul sihirli yaratıklarla pek ilgilenmiyordu. Aslında onlardan öyle çok yararlanılabilirdi ki.. Düşüncelerini kendisine sakladı ve kitabı alıp masasına doğru ilerledi. Masasına tozlu kitabı bıraktı ve rahat bir şekilde yerine oturdu. Ardından kitabı açtı ve araştırmaya başladı. İlk başlarda basit yaratıklarla başlayan kitap, ileriki sayfalarda tehlikelilere dönüşüyordu. ~Mehtucap~ Aradığı yaratığı bulmuştu işte. Resimdeki görünüşü ile sevimli sayılabilirdi fakat yazdıkları okununca..
Yaratık hakkında bilgileri parşömene geçiriyor, kitabın üzerine notlar çıkarıyor, önemli yerlerin altını çiziyordu. Saate baktığında yarım saatten fazladır burada olduğunu farketti fakat ödevini tamamlamamıştı bile. Tekrar kafasını parşömene gömdüğünde karşısına oturan Slyherinli kızı farketmemişti bile.. "Pardon rahatsız ediyor olabilirim olanları hatırlamak istemiyor da olabilirsin ama ben yapamıyorum her gece kabuslarım oluyor. Hayatımın o günden sonra karışıkken karma karışık bir hal aldı. Sanırım bunun nedeni olayların aniden gelişmesi ve hiç bir şeyin anlaşılmaması."
Tüy kalemi hafifçe parşömeninin üzerine bıraktı ve başını ağır bir şekilde parşömeninden kaldırarak kıza bakmaya başladı. Birden göldeki hali aklına geldi ve kızın durumu.. Kızı süzerek konuşmaya başladı. "Birincisi rahatsız etmiyorsun. Tam aksine zaten sıkılmıştım. İkincisi hatırlamak istiyorum çünkü sana kaba davrandığımı düşünüyorum ve son olarak üçüncüsü olayları anlamak için elimden geleni yapmaya hazırım Nicole.." Kızın adını unutmamıştı ve unutmak pekte mümkün değildi. Okul hayatı boyunca tartıştığı nadir insanlardandı o. Kızı süzmeyi kesip bir şeyler daha söylemesi gerektiğinin farkına vardı. "O gün için gerçekten özür dilerim. Pek normal değildim de." dedi dudak bükerek ve parşömeni üzerine bırakmış olduğu tüy kalemi parmakları arasına alarak oynamaya başladı. | |
| | | Nicole Marissa Magdalene Fontjoncouse Otel Ortağı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 4533 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12679 Ekspresso Puanı : 75 Kayıt tarihi : 02/07/08
| Konu: Geri: Bilinmezlik Son Buluyor Salı 12 Ağus. 2008, 01:32 | |
| Nicole beklediği cevapların hiç birini alamamıştı. Değişik bir olay karşısında zamanla kendini geliştirebilen bir insan olsa gerek diye düşünürken verdiği cevaplar karşısında büyülenmişti. Belli ki o sıra da ikisinin de keyfi yerinde değildi, ama aradan zaman geçtiğine göre ikisi de bu olayı bir sonuca bağlamak istiyordu. Nicole hiç bilmediği bir şekilde kanı ısınımıştı sanki karşısında ki kişiye ama adını hatırlayamıyordu. Haftalarca düşünmesine rağmen hatırlayamıyordu. Sonra karşısında oğlanın söylediği sözleri kendi kendine söylemeye başladı sanki tekrar edince her şey açıklığa daha çabuk kovuşacak gibiydi. Her zaman ki anlam karışıklığı yaşadığı dersin ardından bunun bir daha olduğunu istemediği için içinden "Birincisi rahatsız etmiyorsun. Tam aksine zaten sıkılmıştım. İkincisi hatırlamak istiyorum çünkü sana kaba davrandığımı düşünüyorum ve son olarak üçüncüsü olayları anlamak için elimden geleni yapmaya hazırım Nicole.."demişti. Adını söylemesine ağzı bir karış açık kalmıştı. Bir an ne tepki vereceğini kavrayamamıştı. Ardından "O gün için gerçekten özür dilerim. Pek normal değildim de."diye de ekleyince Nicole merakı ikiye katladı. "Niçin bana bu kadar iyi davranıyorsun" diye içinden geçirirken mantıklı bir cevap arıyordu. Sonunda da Biliyprum o gün bende pek sağlıklı halde değildim ikimizin de ortak olmasa da sorunları vardı." dedi. Biraz bekledikten sonra kitabı bir köşeye koyup ellerini birbirne kenetledi. Kütüphane de çok fazla kişi olmadığı için ikisi de şanslı sayılırdı. Bakışlarını netleştirdikten sonra "Peki her şeye hazırım diyorsan sorun yok. Ben bana gelen mektubu merak ediyorum. Aslında artık çok da önemli değil, ama kardeşim hasta olduğundan ve benim baykuşumdan değilde babamın baykuşundan geldiği için merak ediyorum. Ayrıca o gece bir tek senin hatan yoktu, bunun için bende senden özür diliyorum" dedi. Bütün nefesini tutmuş cevabı beklerken aklına adını bilmediği ve sorması gerektiğini hatırladı. Biraz çekingen ama gene de en normal sesiyle "Sen benim adımı hatırlıyorsun, ama ben o günden sonra büyük şok geçirdim ve adını unuttum. Adını bir daha söylersen çok memnun olurum" büyük bir tebbüsümle sözlerini bitirdi. Bu kadar açık konuştuğuna şaşırıyordu. Fakat çenesi bir düştü mü her şeyi söylemeye hazır bir hale gelirdi. Karşısındaki de belli ki konuşmasını istiyordu ki bu kadar nazik davranıyordu. Nicole artık sorun yaratıcak hiç bir şey kalmamalıydı. Bunun için her şeyi yapacağına şüphe yoktu. Kütüphane çok sessiz bir ortamdı sözde ama onların bu konuşmaları ve düşünceleri burayı sesli bir hale çevirmişti | |
| | | Adolf Maynard Griswald Ravenclaw 6. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 755 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 12124 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 17/05/08
| Konu: Geri: Bilinmezlik Son Buluyor Çarş. 13 Ağus. 2008, 17:09 | |
| "Biliyorum o gün bende pek sağlıklı halde değildim ikimizin de ortak olmasa da sorunları vardı." Tüy kalemle oynamayı kesip, dikkatlice kıza bakmaya başladı. Bir Slytherinli'den beklenmeyecek bir davranış örneğiydi. İçten içe gülümsedi. Aslında binalar üzerinde oluşmuş ön yargıların, bazen yanıldığını rahatlıkla görebilmişti şimdi ve bunu belli etmesede mutluluk duymuştu, kızın bu sözlerinden. Ardından kızın kitaplarını bir köşeye koymasını ve ellerini kenetleyerek konuşmasını izlemeye başladı.
Her ne kadar bu konuşmanın sağlıklı olmayacağını düşünse de, bazı şeylerin gerçekliğe kavuşması lazımdı. Örneğin kıza gelen, fakat kızın "Bu benim değil!" diyerek açmadığı mektupta yazanları sadece Maglor biliyordu. "Peki her şeye hazırım diyorsan sorun yok. Ben bana gelen mektubu merak ediyorum. Aslında artık çok da önemli değil, ama kardeşim hasta olduğundan ve benim baykuşumdan değilde babamın baykuşundan geldiği için merak ediyorum. Ayrıca o gece bir tek senin hatan yoktu, bunun için bende senden özür diliyorum"
Gülümsedi ve tam da aklından geçen konudan bahsettiğini farketti kızın. Ne söyleyebilirdi ki? Kendisine gerçeği o anlatmamalıydı, anlatamazdı. O bunu düşünmek için zaman kazanmak uüruna herşeyi yapabilecekken, kız "Sen benim adımı hatırlıyorsun, ama ben o günden sonra büyük şok geçirdim ve adını unuttum. Adını bir daha söylersen çok memnun olurum" demişti. Yüzüne koca bir tebessüm yerleştirirken, az önceki sorusunu geçiştirmek için kendisine fırsat doğmuştu.
"Adım Maglor Silimaurë." dedi. Ellerini masanın üstüne yaslayarak, "Aslında ben de pek isimleri aklımda tutamam. Ama sen tartıştığım sayılı insanlardan olunca ismin rahatlıkla aklımda yer etti." dedi ve sırıttı. Ardından konuyu iyice dağıtmak amacıyla soru sorması gerektiğini hissetti. "Kütüphanede ne yapıcaktın?" Konu dağıtma çabalarını sürdürürken, bir yandan da olası bir tekrara karşılık uydurabileceği bir yalan düşünüyordu. | |
| | | Nicole Marissa Magdalene Fontjoncouse Otel Ortağı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 4533 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12679 Ekspresso Puanı : 75 Kayıt tarihi : 02/07/08
| Konu: Geri: Bilinmezlik Son Buluyor Çarş. 13 Ağus. 2008, 17:53 | |
| Kendini bu duruma düşürdüğüne inanımıyordu. Nicole, şimdi de adını öğrenmek için binbir takla atarak sorular soruyordu. Karşısında ki nazik ve kibar davranmasa Nicole vay halineydi. Adını sorduğuna oğlan mutlu olmuştu, sanki o gece ki mektubu hiç bir şekilde anlatmak istemiyordu. Yoksa kötü bir şey olduğundan veya ona acı çektirmek istediğinden mi böyle davranıyordu. Oğlan Nicole verdiği tebbesüme kocaman bir gülümsemeyle yanıt verip "Adım Maglor Silimaurë." deyince Nicole bu kısacık adı unuttuğu için kendine acıyordu. Maglor yüzünde ki her ifadeye dikkatli bir şekilde bakıp sanki Nicole bütün demek isteyip diyemediklerini anlar gibiydi. Maglor sonunda mektubu Nicole bu konuşmayla unutacağını zannedip, geçiştirmek için; "Aslında ben de pek isimleri aklımda tutamam. Ama sen tartıştığım sayılı insanlardan olunca ismin rahatlıkla aklımda yer etti." dedi. Ardından Nicole masum bir şekilde arkadaş olmak istercesine olayları kafasından atıp karıştırması için bir soru daha sordu. "Kütüphanede ne yapıcaktın?" o kadar masum bakıyordu ki Nicole bir an hiç bir şey diyemeden Maglor'un ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştı. Ardından içinden "Madem böyle bir oyun oynamak istiyorsun bakalım bizi gene neler bekliyor" diye düşünerek söylendi. Çok kızmıştı Nicole onun bu söylediklerinde sinirden ateş saçan gözlerle ona bakarak "Sence ne işim varmış gibi gözüküyor, buraya seni günlerce aradığım için geldim. Ama sen gene gününde değilsin galiba. Beni bir iki cümleyle geçiştiricek biri olarak görüyorsan yanılıyorsun. Sabırlı davranıyorum, çünkü ikimizinde oraya bir rastlantı sayesinde geldik. Bu rastlantı iyi mi kötü mü bilemem, ama ben şimdi senin üstüne gitmesem bile sonunda bana gelen o mektupta ne yazdığını öğreneceğim" dedi. Çok uzun bir konuşma olsa da biraz sessini yükseltip etrafında ki bir kaç kişiyi kendine döndürse de bundan hiç bir rahatsızlık duymadı. Sonunda "O mektubu unutmasan iyi edersin yoksa hayatımın bana zindan olduğu gibi sana da zindan ederim" diye burnundan soluyarak eklemişti. Maglor bu duruma çok şaşkın bir durumda bakakalmıştı. Ne yapıp ne söyleyeceğini bilmese de Slyterinli bir kızın ona bu kadar kızıp azarlamasına dayanamayacak gibiydi. Fakat bir an Nicole o öfkeli halini o kadar çocuk ve masum bulmuştu ki hayran ama biraz da nefretle o sinsi ama saf yeşil gözlerine bakıyordu. O gece yaşadıklarını hemen unutmuştu, fakat bu kız kimbilir nasıl bir şekilde uykuya dalmıştı. Belki de kızmakta haklı diye düşündü. Nicole derin derin nefes alarak kendine gelmeye başlıyordu. Karşısında oturan Maglor bunları söylediği için üzgündü, ama ailesinden bir haber gelmişti. Bunu da ne yaparsa yapsın öğrenememişti. Haftalarca aramıştı, ama Maglor kaçamak cevaplar verince kötü bir şey olduğunu düşündüğünden patlamıştı. Nicole her zaman yapmadığı ve ani olan duygularından sadece biriydi bu yaşananlardan sonra iyi dayandığını da anlayıp kendiyle övünen dimdik duruşuyla karşısındaydı. Korkak bir kız olsa saçlarını çekiştirir, ne yapacağını bilmez halde kaçardı heralde diye kendini tatmin eden bir kaç cümle kurdu. Kendi kendine mırıldanarak beklemeye koyuldu. | |
| | | Adolf Maynard Griswald Ravenclaw 6. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 755 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 12124 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 17/05/08
| Konu: Geri: Bilinmezlik Son Buluyor Perş. 14 Ağus. 2008, 01:06 | |
| Anılar.. Dedesinin ölüm haberini gecenin bir yarısı alması, kendini sonsuzluğa atarmışcasına kapıyı çarpıp yatakhaneden çıkışı, yara bere içinde kendisini gölün kıyısında bulması, bünyesinin tüm bunları kaldıramayıp, kendisi gibi orada ne yaptığını bilmeyen bir kızın yanında baygın düşmesi, onun tarafından bilincinin yerine getirilmesi, ardından bir baykuşun daha onları rahatsız etmesi ve anlaşıldığı kadarıyla ikisi de bu hallerini mektuba bağladığından ikisinin de bu mektubu almak istememesi ve Maglor'un cesaret edip mektubu açması. Ardından kızı yıkacak bir haberi görmesi ve hiçbirşey olmamış gibi davranıp mektubu aldığı yere, gölün üzerine bırakması ve kıza kızmış gibi görünüp gitmesi..
Nasıl bu kadar güçlü bir psikolojiye sahipti? Kendi üzüntüsü içerisinde nasıl da bu kadar başkalarını düşünebiliyordu? Ya da o başkası mıydı? O üzgün halinde onun bedenini ışık saçan bir melek gibi görmüştü fakat bu üzüntüsü arasında kendisine bile bunu söylemekten korkup kaçmamış mıydı? Düşünceli halinden uzaklaşıp kıza bakma cesareti bulduğunda bir çift ateş saçan gözle karşılaşması, pişmanlık duymasına yol açmıştı. Neden bu kadar meraklıydı insanlar? Neden bunu Maglor'dan öğrenmek istiyordu ki? "LANET OLSUN!" içindeki haykırışı dışarı dışarı vurmamak için elinden geleni yapmıştı.
"Sence ne işim varmış gibi gözüküyor, buraya seni günlerce aradığım için geldim. Ama sen gene gününde değilsin galiba. Beni bir iki cümleyle geçiştiricek biri olarak görüyorsan yanılıyorsun. Sabırlı davranıyorum, çünkü ikimizinde oraya bir rastlantı sayesinde geldik. Bu rastlantı iyi mi kötü mü bilemem, ama ben şimdi senin üstüne gitmesem bile sonunda bana gelen o mektupta ne yazdığını öğreneceğim" Pes etmiş bir ifade ile gözlerini ondan kaçırdı ve dizlerine yönlendirdi. Olayı kendisi açıklamak ile doğru mu yapmış olacaktı? Bu ağır yükten kurtulmak, kızın gerçekler ile yüzleşmesi belki de daha iyi olacaktı. Mektupta yazanlar gözlerinin önüne gelmişti..
"Sevgili kızım. Şu an bunu nasıl yazıyorum ben bile bilmiyorum. Annen çok üzgün, benimse ondan daha az üzgün olduğumuz söylenemez. Kardeşin St. Mungo'da yatıyordu bildiğin gibi ve bilinci yerinde değildi. Birden vücudu titremeye başladı ve şifacılar onu kontrol altına almak için gerekli tılsımları yaptılar. Fakat hiçbiri işlemedi ve kontrol edemediği büyüsünü dışarı aktaramadığı için vefat etti. Çok üzgünüz. Sakın bir delilik yapma. Bir de senin üzüntünü duyarsak yıkılırız. Kendine iyi davran..
Sanki dün gibiydi okuduğu mektup. Birden kendisini kızın hayatına girmiş davetsiz bir yabancı gibi hissetmişti. Kendisi de bu durumdan memnun sayılamazdı aslında. Gözlerini dizlerinden aldı ve etrafına bakmaya başladı."O mektubu unutmasan iyi edersin yoksa hayatımın bana zindan olduğu gibi sana da zindan ederim"Kızın tehdidine başka zaman olsa güler ve dalga geçerdi. Fakat şimdi durum olduğundan farklıydı. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya karar vermişcesine ağzını açtı. Fakat kelimelerin çıkmayacağını anlayınca başını sağa sola salladı ve ardından dirseklerini masaya dayayarak başını elleri arasına alarak masaya bakmaya başladı. Cesaretini tekrar topladığında başını kaldırıp üzgün gözler ile kıza baktı ve "Çok üzgünüm bunu uzun zamandır sana söylemediğim için." dedi.kızın merakını hissedebiliyordu ve bu nedenle lafı gevelemeyecekti. "Mektup babandan gelmişti ve kardeşinin.. Yani kardeşinin.. Şey öldüğünü söylüyor.."
Nefret edilesice bir yaratıktı o. Felaket tellalıydı adeta. Ama böyle olmasını kendisi istememişti. Oldukça üzgündü bu haberi kendisi verdiği için. Çünkü o çok kısa bir süre önce ölümün ne demek olduğunu anlamıştı ve şimdi karşısındakine ölümün ne demek olduğunu anlatıyordu.. | |
| | | Nicole Marissa Magdalene Fontjoncouse Otel Ortağı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 4533 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12679 Ekspresso Puanı : 75 Kayıt tarihi : 02/07/08
| Konu: Geri: Bilinmezlik Son Buluyor Perş. 14 Ağus. 2008, 02:10 | |
| Kütüphane oldukça sessiz bir hale gelmişti. Araştırma için gelen bir kaç kişi de yemek yemek ya da dışarda temiz hava olmak için çıkmışlardı. Nicole değişken tavırlar içinde Maglor'un düşünmesine zaman veriyordu. Çok sabırsız ve telaşlı bir şekilde cevap beklesede Nicole bunu en az şekilde ona yansıtmaya çalışıyordu. Çünkü onun hoşuna gitmeyen tek bir hareket karşısındakinin düşüncelerini değiştirmeye yeterliydi. Ama karşısında oturan oğlan vereceği haberin ne etki yaratacağından korkar gibi bir hal içindeydi. Nicole Maglor bu halini gördükçe daha çok stres oluyor, eli ayağı birbirine dolaşıp, sinirden bir kaç titreme nöbeti geçiriyordu. Karşında oturan Maglor ise; çok kötü görünmemeye çalışsa da bunu az çok belli ediyordu. Nicole, tavırlarında kötü bir haber aldığını az çok sezinlese de tam olarak farkına varamıyordu. Çünkü şu ana kadar insanların iç yüzünü hep kötülük yaparak ortaya çıkarmıştı. Ama o geceden sonra Maglor böyle bir şey yapsa, o çocuk o geceki okuduğu ve Nicole bildiği mektubu okumaz. Ayrıca onu kale bile alıp o gece ki tüm olanları unutmuş gibi davranırdı. Bu yüzden elinden geldiğince az stres olmaya çalışıyor, stres olduğu ve sinirlendiği zaman bilincini yitirmemek için avuçlarının içine elleriyle yumruk yapıp sert bir şekilde vuruyordu. Maglor bunu görünce Nicole üzgün ve acılı ama bir o kadar da anlaşılmaz şekilde bakıyordu. Aralarında ki güçlü göz temasını hiç bir şekilde kaybetmiyorlardı. Fakat Maglor bir kaç şey düşündükten sonra kafasını bir an diğer masaya çevirdi. Hiç kimse olmadığından artık rahat ve net bir şekilde konuşabilirdi. Aslında ama onu engelleyen ve Nicole derinden etkileyecek haberler vardı. Nicole bundan habersiz iyi bir haber bekliyordu, fakat bir an oğlanın gözlerinin içinde bir şimşek çaktığını hissetti. Bu şimşek yağmurun geldiğini anlatıp büyük bir kayıp aldığından mı bahsediyordu. Nicole bunları düşünürken Maglor en sonunda kaçmanın bir faydası olmayacağını anlayıp "Çok üzgünüm bunu uzun zamandır sana söylemediğim için."demişti. Sanki birazdan göz yaşlarına boğulacakmış bir hali vardı Maglor'un Nicole buna bir anlam veremiyordu. Hemen bir sonuca varıp ya rahatlamak ya da sonsuza kadar acı çekmek bunlardan birisi onun kaderi olucaktı ve haber de Maglor ellerindeydi. "Keşke o mektubu verseydin, seni bu durumda bırakmayı istemezdim" diye içinden geçirirken Maglor ilk acıyla öksürerek boğazını temizledi. Sanki kelimeleri bulmak ve söylemek çok zormuş gibi davranıyordu. Olacaklardan korkan bir tavırla kekeleyerek "Mektup babandan gelmişti ve kardeşinin.. Yani kardeşinin.. Şey öldüğünü söylüyor.." diye söyledi Kelimeler ağzından çıktığı anda Nicole büyük bir feryat içinde " Bunun bana bir büyük bir şaka olduğunu söyle ya da oyun beni kim bu rolle almıştı yoksa bu bir rüya mı şu an seni rüyamda görüyorum di mi? Bana bunu söyle lütfen" haykırışları gittikçe acıdan kıvranan bir çığlığa dönüşüyordu. "Bana yeter ki kardeşimin ölmediğini söyle" diye eklemişti. Bağırışları hiç bir fayda etmiyordu. Öldüğüne inanamıştı daha, ama Maglor ona doğru söylediğini söylercesini bir bakış fırlatınca, Nicole kütüphane de ki masadan yardım almak için elini dikleştirdi. Ardından "Her şey için artık çok geç Maglor" dedi, fakat ayağa kalkarken destek aldığı yere sağlam bastıramayınca tam kalkamadı. Acısından dolayı da üstüne başı dönmüş olucak ki yere yuvarlanıp düşmüştü. Hemde çok feci bir biçimde kafasını kütüphanede ki oturdukları masanın köşesine çarpmıştı. Bayıldığı anda bir rüyaya dalmıştı, eski güzel evinde olduğu anılar, ailesiyle iyi kötü geçindiği yerler, bir şerit gibi ardı ardına sıralanıyordu. Kardeşiyle gizli gizli yapılan ve öğretilen oyun ve büyüler tek eğlenceleriydi. Bunları hatırladıktan sonra büyük bir boşluk kapladı, ardından bir kuyunun dibine düştüğünü hissedercesine battığını gördü. İlk aydınlık olsa da sonradan her yer kapkaranlık bir yer haline gelmişti. Nicole ne yapacaktı, bundan sonra hayatını nasıl yaşıyacaktı. Kardeşi onun en büyük sırdaşı ve arkadaşıydı. Şu ana kadar iyi kötü her şeyi ona da dahil etmeye çalışmıştı. Bu acı ne zaman bitecekti, taki o ölüp kardeşinin yanına gidene kadar içinde olucaktı. Belki zaman geçtikçe unuttuğu varsayılıcaktı, ama kalbinin en derinliklerinde hep o olucaktı. Sonsuza kadar onu içinde yaşatıp hatırlayacaktı.
En son Nicole Marissa Magdalene tarafından Salı 19 Ağus. 2008, 00:23 tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi | |
| | | Adolf Maynard Griswald Ravenclaw 6. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 755 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 12124 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 17/05/08
| Konu: Geri: Bilinmezlik Son Buluyor Perş. 14 Ağus. 2008, 17:13 | |
| Yüzü tamamen ifadesiz bir hal almış, kızın haykırışlarını dinliyordu."Bunun bana bir büyük bir şaka olduğunu söyle ya da oyun beni kim bu rolle almıştı yoksa bu bir rüya mı şu an seni rüyamda görüyorum dimi? Bana bunu söyle lütfen" "Keşke öyle olsa.." içinden geçenler bundan ibaretti az önce bunu söylediği için kendinden nefret eden Maglor'un. Kızı anlayabiliyordu fakat bunu söylediği anda duyacağı sözleri de tahmin edebiliyordu. "Hayır anlayamıyorsun!" Derin bir nefes aldı ve nefesini ağır bir şekilde bıraktı. "Bana yeter ki kardeşimin ölmediğini söyle" Kaşıyla hafif bir onaylama işareti yapmıştı. Konuşamıyordu. Ya da söylenecek kelimeleri bulamıyordu.
İsyan içinde çarpan kalbi ile içinden kaderine lanetler yağdırıyordu. Neden tüm bunlar onu buluyordu ki? Lanetli birisiydi sanki o.. "Her şey için artık çok geç Maglor" Kızın ayağa kalkarken, destek maksadıyla koyduğu elinin, yeterince desteği sağlayamadığından dengesini yitirdiğini ve düşüp kafasını masanın kenarına çarptığını görmüştü. "Lanet olsun!" Anında oturduğu yerden fırladı ve kalkarken düşürmüş olduğu sandalyenin üzerinden atlayarak kızın yanına gitti. Çömeldi ve başını sağ eli ile oynatarak, bilincini yitirdiğini farketti. Şaşkın bakışlar altında, kızı yerden kaldırdı ve kucağına alarak hastahane kanadına doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladı. "Ben gerçekten de lanetliyim.." | |
| | | David Kevin Johnson Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 412 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12290 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 19/01/08
| Konu: Geri: Bilinmezlik Son Buluyor Ptsi 25 Ağus. 2008, 20:51 | |
| RP, kütüphanede bittiği için başlık kilitlenmiştir. | |
| | | | Bilinmezlik Son Buluyor | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |