Penelopé M. Lunatic
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 13 Yaş : 31 Kan statüsü : MeLez Galleon : 11892 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 12/08/08
| Konu: Penelopé Marla Lunatic Salı 12 Ağus. 2008, 12:44 | |
| Adınız Soyadınız: Penelopé Marla Lunatic
Yaşınız: 15
Soyunuz: Melez
Cinsiyetiniz: Dişi // Cadı
Fiziksel Özellikleriniz: Kahverengiye kaçan saçları ve ela gözleri vardır. Gözleri bazen yeşile dönse de, Penn gözlerinden nefret eder. Dudakları yüzüne görekalındır ve oldukça parlaktır. Yaşıtlarına göre kısa olmasına rağmen hafif topludur. Yanakları hafif pembemsidir.
Dış görünüşünüz: Kişisel Özellikleriniz: Penn oldukça zeki ve sinsidir. Hayatı düşünmektense bugünü yaşamayı sever. Günü gününe uymaz. Melez olması, O'nun çok hoşuna gider. Safkanlardan nefret etmese de takıntılardan hiç hoşlanmaz. Hayatın yaşanabilirliği için herşeyi yapabilir. Gothic ve Emolardan hoşlanmaz. Onları her suratı asık gördüğünde sinsi sinsi bakar. Annesini muggle olması, birçok şeyi öğrenmesini sağlamıştır. Hiçbir zaman lider olmayı sevmez. O, yetiştirdiklerini arkadan seyredenlerdendir. Dersleriyle arası fena halde kötüdür. Geçmişiniz: Penn her ne kadar melez olsa da, babası onun hep üzerine düşmüş iyi bir birey olarak yetişmesini sağlamıştır. Altı yaşına kadar hep muggle sokaklarında oturmuş, bir muggle gibi yetişmiştir. On bir yaşına geldiğinde Hogwarts'a gideceğini öğrenmiş, gelecekle ilgili tüm hayalleri yıkılmıştır. Babasının kitaplarından okul ile ilgili araştırmalarda bulunmuş, O'na en uygun binanın Hufflepuff olacağını düşünmüştür. Ancak babasının Penn'in bu düşüncelerine karşı çıkması, azıcık kalan hevesini de almıştır.
Aileniz Hakkında: Penn'in annesi muggle, babası safkan bir büyücüdür. Lunatic ailsinin böyle karışık olmalası, Bay Matthew'in dışlanmasına neden olmuştur. Kızları Marla'yı yetiştirmek için muggle yöntemlerine başvuran Mr. Lunatic, bu çabalarında haklı çıkmıştır. Penn hep bir muggle gibi yetişmiş, bundan övünmüştür.
Örnek Rp[Başka Sitede Yapılan Rp]:
Rac o kirli evden sokağa attı kendi. Saçlarını tarayamamıştı. Evlerin önünden hışımla geçerken 'Şuan herkes yemek yiyordur' diye geçirdi içinden... Gerçekten de evlerinin balkonlarında oturan herkes tiksindirici gibi Rac'e bakıyorlardı. Üstündeki kıyafetler ilgilerini çekmiş olmalıydı. Nereye yürüdüğünü bilmez bir şekilde ilerliyordu. Yağmur yağmaya başladı.
"Lanet olsun, bir kere de yağma!"
Yine ağlamaya başladı, inancı daha da arttı. Ona 'Rain' ismini koymamalıydılar. Her yağmur yağdığında içinde şimşekler çakıyordu. Kendini bilmeden otobüs durağına gelmişti. Mugglelar otubüs denilen ve Rac'e göre 'Tiksindirici' araca binip iniyorlardı. Acaba o da binmelim miydi? Şuan Rouen'daydı ve Paris'e uzak değildi. ama ne yapacaktı? Hayatında hep Muggleların tabiriyle ışınlanmıştı...
Rastgele bir otobüs gördü ve attı kendini. Önler tıklım tıklım dolu olduğu için boş bir yer bulana kadar otobüsü sonladı. En arkada bir demire yaslandı. Sırtının yağmur sularıyla ıslandığını anlamamak elde değildi. Otobüste herkes arkasına dönmüş ona bakıyordu, Rac ise bunun farkında bile değildi. Yağmur damlaları hızla pencereyi döverken, adeta Rac'in içini de dövüyordu. Rac'den 3-4 yaş büyük olduğu anlaşılan iki genç şakalaşıyordu. Rac kulağını kabarttı gözlerini kapatırken.
"Bak! Paris'e geldik Londy seni bekliyordur."
dedi. Rac çocuğu görmek için gözlerini açtı. Gördüğü kadarıyla konuşan diğerinden uzun olanıydı. Gerçekten Rac Paris'e gelmiş miydi? Hemen cama gözlerini dayadı, işte o muhteşem kule tüm ihtişamını sergilemişti.
Birden bir çocuk gördü. Herhalde kendi yaşlarında olmalıydı. Kahverengi saçlarıyla kafasını öne eğmiş düşünceli bir şekilde yürüyordu. Bir an Rac'in ona baktığını anlamış olacak ki kafasını kaldırıp ona baktı. Rac yanaklarının yandığını farkedebiliyordu. Otobüs çocuğun tam önünde durmuştu. Rac herkesi iterek aşağıya indi ve çocuğun gittiği yöne doğru hızla koştu.
Bir süre sonra yorulduğunu farkeden Rac, en yakın banka doğru ilerledi. Önünden ilginç insanlar geçiyordu ve çok şaşırdı. Hiç bir insanı garipsememişti bu kadar, garipsenmeyi bilse de. Önünden geçen çocuklar genelde 'Emo' denilen, yani Rac'e çok benzeyen türden giyinmiştiler. Garip bir ses duydu, irkilerek arkasına baktı
"Aa, şu tüy kalemin güzelliğini gördün mü?"
Demek ki 'cadıların' alışveriş yaptığı sokağa gelmişti. Hemen ceplerini karıştırdı ve 35,7 gaLLeon buldu. Bu bazıları için servet olabilirdi ama Rac ve ailesi için bir hiç denilebilirdi. Dükkana girmek için ayağa kalktı. Bu annesi yanında yokken ilk alışverişiydi ve buna aalışmalıydı. İçeri yavaşça girdi. Kimse ona, tarzı yüzünden bakmadı. Yürüyüşlerini bu düşünce kesinleştirdi. Her yer tertemizdi ve bu Rac için alışılmadık bir durumdu...
**
"Ah. bu kalemler de böyle!"
Bu söz Rac'in kalemleri beğenmediği anlamını taşıyordu. Bir kenara fırlattı kalemi ve diğerlerine döndü. Tam bir kaleme elini uzatmışken -aceleri olduğunu anladığı- kişi ona çarptı. Rac tökezledikten sonra çocuğun yüzüne baktı. Bu o çocuktu. Hatırlanmamayı diledi birden...
" Ehm, ben, şey, özür dilerim ! Bilere.. - Bilmeyerek oldu, Takip ede.. - Şey, girerken.. "
Rac bu sözlerden bir anlam çıkaramadı ancak çocuğun kızardığı apacık ortadaydı. Rac gülümsedi. Çocuk gözlerini ondan kaçırıyordu. Rac'in saatler önce ona baktığı gibi utanmış olmalıydı.
" Acelem var - koşuyordum.. Ehm, özür dilerim. "
"Biraz önce kekelerken öyle demiyordun ama"
Dememek için Rac kendini zor tuttu. Çocuk bu sefer yüzünü ona çevirmişti. Rac'den biraz daha uzundu. Kahverengi saçlıydı ve mavi gözlüydü. Saçları hafif yana yatmıştı.
"Ahh, sorun değil.."
Rac için tabi ki sorundu.Çocuk kendini bile tanıştırmamıştı ve ayrıca çok laubali davranmıştı. Kız ellindeki kalemi kenara fırlattı ve beğenmediği şeyler gibi burnunu kıvırdı. Aslında Rac farkında olmadan karşısındaki çocuğa dik dik bakıyordu. O da Rac gibi rahat bir tavır takınmıştı. Oysa Rac takınmamıştı, zaten öyleydi. Çocuk da Rac'in yaptığı gibi onu incelemeye başladı. 'Garip görünümlü, süslü..' diye içinden geçirdiğini tahmin edebiliyordu. Acaba ne kadar sessiz kalmışlardı? Karşısındaki eline. Rac'in fırlattığı kalemi aldı. Rac'in yaptığı gibi fırlattı. Sanki kalem almaya heveslenmişti ki yüzünü Rac'e çevirdi. Rac ise gözlerini çocuktan kaçırdı.
"Ehm.. Benim gitmem gerek!"
dedi Rac. Dışarıya gözlerini dikmiş bakıyordu. Yağmur dinmiş olacaktı ki, herkes güneşli havanın keyfini çıkarıyordu. Rac, çocuğa son bir bakış fırlattı ve kapının arkasından kayboldu.
| |
|
Amortentia Cécile Derwent Emekli Cadı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1343 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 13570 Ekspresso Puanı : 24 Kayıt tarihi : 26/08/06
| Konu: Geri: Penelopé Marla Lunatic Salı 12 Ağus. 2008, 12:47 | |
| Hufflepuff 2. sınıf - Büyücü Konseyi - | |
|