Fredy Cruger
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 5 Yaş : 34 Kan statüsü : safkan Galleon : 11856 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 31/08/08
| Konu: Fredy Cruger Paz 31 Ağus. 2008, 01:00 | |
| İsim: Fredy Cruger Cinsiyet: Erkek Sihirsel Soy: Safkan Asa: Kızılardınç, Unicorn tüyü, Hipogrif Tüyü, 31 inç Fiziksel betimleme:
Fredy siyah saçlı, siyah gözlü bir safkandır. Yüzü her zaman asıktır. Uzaktan çok iyi gözüksede yakından korkutuçudur. Boyu 160 cm 49 kilo olan Fredy'nin kasları her zaman büyüktür ama sihirle pek bir alakası yoktur.
Kişiliği:
Fredy her zaman sinirli biridir. Sadece değer verdiği kişilere iyi davranır oda çok nadir bulunan kişilerdir. Fredy karşı cins yani kızlarla konusmayı pek sevmez. Kızların gereksiz oldugunu düşünür bu yüzden annesinden nefret eder. Nefret ettiği annesini her fırsatta öldürmek isterdi. Çok sevdiği kişilere zarar vermez, verenlerin sonu da düşünülmezdi. Herkesten nefret eder bu yüzden de pek fazla arkadaşı olmazdı. Kimseyle dalga geçmeyen bir kişiliği vardır. Herkesten üstün olmaya çalısan ama derslerinde başarısız olan biridir. Ders harici hemen hemen herşeyde başarılı olanbiridir. Bütün kavgalara haklı olarak katılmayı seçer. Dayak yediği tek bir kavga bile bulunmayan Fredy'nin agladıgını kimse görmemiştir.
Ailesi ve yaşamı:
Fredy'nin ailesi köklü aile olmak üzere iyiler tarafındaydı. Lakin Fredy Cruger'in babası Smilon Cruger karanlık tarafa geçene kadar. Fredy'de babası gibi karanlık tarafı seçmiştir.
Fredy annesinden her zaman nefret eden biridir. Babasını biraz sevmesine ragmen zarar gelmesini istemezdi. Ders olarak iki sayıyı toplayamadıgı için annesi kızınca onu öldürmeye çalışmıştır. Babası Fredy'nin yaptıklarına dayanamayıp kalp krizinden ölmüştür.
Fredy'nin bir kız kardeşi vardı. Kardeşini herkesten çok sever onu korurdu. Fredy'nin kardeşi bir gün annesiyle eve dönerken karşısına çıkanlar tarafından öldürülünce Fredy tek başına kalmıştır...
Basit RP örneği:
Yorganın verdiği sıcaklığın içinde huzurlu bir uyku çekiyordu. Yorgun iyice üstüne düşmüş ve bütün bedenin şekilini ortayakoymuştu. Odayı aydınlatan hafif bir ışık vardı. Şömineden gelen ışık. Gayetdüzenli olan odayı gögeli bir şekilde aydınlatıyordu. Hele hemen şöminenin yanında duran masa. Üstünde bir çok kitap bulunuyordu. Ama hiç dağılmamış birhalde düzgünce dizildikleri belli oluyordu. Masanın hemen üstündeki rafta gerikalan kitaplar vardı. Alfabetik sıraya göre dizilmiş kitaplardı bunlar. Odanıniçinde bir ses yoktu ama açık camdan içeriye doğanın o güzel hışırtılarıgeliyordu. Durmaksızın öten böcekler ve arada kendini belli eden baykuşlar sanki odanın içinde gibiydiler. Her şey tamamen olağan ve sakindi. Dikkat çekici hiç bir şey yoktu. Ama saatin iyice ilerlediği ve artık gece olmaktan çıkan bir zamanda içeriye hızlıca bir şey girdi. Kendini belli etmeyecek kadar hızlı ve bir o kadar sakar bir şey. Hızını kontrol edemeden şöminenin üstünde duran bir çerçeveye çarpmıştı. Odanın içinde sakinliği bozan tiz bir çığlıkla birlikte bir camın kırılma sesi çıkmıştı. Yatakta huzurlu şekilde uyuyan beden sesle hızlıca yerinden doğrulmuştu. Her zaman yakınında bulundurduğu asasını sesin geldiği yere çevirmişti ve ucundan güçlü mavi bir ışık çıkıyordu. Işık ileriye gittiği gibi asayı tutanında yüzüne vuruyordu. Dağınık saçları arasındançatılmış kaşları belli oluyordu. Dudağı ince ve gergin bir ip halini almıştı sanki. Gözlerinde o an bile eksik olmayan bir parıltı vardı. Sesin kaynağını kavramak için yerinden yavaşça doğruldu. Gözleri bir radar gibi şöminenin üstünü sonra ise aşağılara kaydı. Tam zamanında ayağının altında duran beyaz ve küçük baykuşu fark metmişti. Bir saniyelik zaman kaybında o masum bakışlar atan hayvan bir pestil gibi ezile bilirdi. Fredy sakince onu eline aldı ve hızlıca yatağına oturdu.
Arada geçen süre zarfında sadece baykuşa baktı. Yüzündeki ciddi ifade bir süre kendini korusa da sonunda daha yumuşak bir ifadeye yerini kaptırmıştı. Kaşları sakince düzgünleşmiş dudakları gevşemişti. Asasını çoktan yatağa bırakmıştı.Gene odayı aydınlatan tek şey şömineden gelen kızıl ateşti. Eskisine göre birazgücünü kaybetmiş gibi görünse de hala odayı aydınlatabiliyordu.
"Aaahhh Sten ne zaman sakar olmayı bırakacaksın.Az kalsın asamdan çıkan bir büyü ile tamamen gidebilirdin."
Azarlar bir ses tonuyla konuşuyordu. Sözler ağzından dökülürken bir yandan da baykuşun bacağındaki mektubu çözmeye çabalıyordu. Biraz kendisini zorlayan iş olmuştu. Her kim yolladıysa mektubu bunun için çok uğraş vermiş gibi görünüyordu. Bütün uğraşlarını verdikten sonra elinde mektupla duruyordu. Ufak bir zafer narası attıktan sonra yerinden doğruldu.Elinden kurtulmak için uğraşan baykuşa acıyan bir bakış attı ama bırakmadı. Tam tersine kafesine doğru ilerledi. Baykuşu dikkatlice kafesine koydu ve ona bir süre öyle baktı. Baykuş odayı çığlıklarıyla doldurmuştu. Kafesin içinde hızlıca uçuyor her tarafa çarpıyordu. Sanki kafese kapatılmanın verdiği kızgınlığı dışa vuruyordu. Fredy onu fazla umursamadı. Ama gitmeden bir bahane bulmayıda ihmal etmedi.
"Ben odamdaki eşyaları sağlamken seviyorum Sten."
Sesinde hafif bir alay vardı. Masasına doğru gitti.Giderkense yataktan mektubu almayı ihmal etmedi. Sakince oturduktan sonra masada duran mektup bıçağını aldı. Kibarca ve özen gösterek zarfı açtı. Bıçağı çıkarırken zarfın içindeki metubuda çıkarmıştı. Mektubu okumaya başlamadan önce zarfı güzelce kapattı . Önünde yazan ismi okudu. Dolgulu yazılmıştı. Elleriyle dokununca harfleri hissedebiliyordu. Bakanlıktan geldiğini belli eden ilk şey bu olurdu her zaman. Fazla zaman kaybetmeden zarfı masasında duran bir kutuya koydu. Şimdi gözleri tüm merakıyla önündeki mektuba yoğunlaşmıştı. Kağıt ikiye katlanmıştı ama Fredy o halde bile içinde yazanları görebiliyor gibiydi.
Mektubu katlandığı yerinden yavaşça açtı. Sanki dünyanın en önemli eşyası gibi dikkat ediyordu. Başta masaya koyup üstünden biraz eliyle geçmişti. Düzgün bir hal alması için bu uğraşı veriyordu. Bu konularda her zaman titiz davranır ve kolay beğenemezdi. Uzun bir uğraş sonunda kağıda tatmin olmuş bir ifadeyle bakıyordu. Kağıt sanki üstünden ütü geçilmiş gibiydi. Dümdüz.... Zorlamadan harfler biraz silikleşmiş olsada belli oluyordu. Yeşil mürekkep biraz kaymış, biraz gölge oluşturmuştu. Son olarak üstüne üfledikten sonra okumaya başladı. Başta pek bir sorun yoktu. Bazı yerlerde duraksamak dışında hehr şey iyi gidiyor gibiydi. Ama yazı ilerledikçe kaşları çatılmıştı gene. Gözlerinde bir şaşkınlık vardı. Kağıdı elleriyle tuttuğu yerde buruşukluklar oluşmuştu. Yavaş yavaş sesli okumaya ve her kelimede ses tonunu biraz yükseltmeye başlamıştı. Sonuna yavaş yavaş geldiğinde ellinde buruşturdu. Hızllıca şömineye attı. Oturduğu masadan sert harektlerle kalktı. Kontrolsüzce yürüyordu. Oda daki gerilimi hissetmiş olmalı ki baykuş ta kafesinde sessizce duruyordu. Fredy bir süre boyunca hiç bir şey söylemeden odayı turladı. Sadece arada ağzından anlaşılmayan mırıldanmalar çıkıyordu. Sonunda tekrar şöminenin önünde durdu. teşin içine sabit bakışlarla bakıyordu. Burnundan soluk alıyor gibiydi.Dururken yaptığı rüzgar ateşin bir sallanmasına ve uçuşmasına yol açmıştı.
"Bu...Bu...Lanet Olsun. Bu nasıl oldu. Nasıl saldırya uğradılar..Şimdi şimdi..."
Öfkeden ne söylediğini bilemiyor gibiydi. Bazen hızlanan sesi bazen yavaşlıyordu. Sözleyeceklerini tamamlayamıyordu. Tam bir deli gibi kendi kendine bağırıp çağırıyordu sadece. Kafası karışmış tüm düşünceleri aklından uçmuş gibiydi. Sadece asabice hareketler içince bulunuyordu. Kimsenin tanımadığı bir Fredy'tı bu. Asabi, deli ve dengesiz. Herkes tarafından aklı başında davranışlarıyla ünlü olmuştu. Peki ya şimdi...Bu kimdi. Gene volta atmaya başlamıştı . Ellerini yumruk yapmıştı. Her seferinde bir şeye vurmak ister gibi elini kaldırıyordu. Sonunda tekrar şöminenin önünde durdu.
"Hepsi ölmüş... Dostların, iş arkadaşlarım, baş seherbaz.....Bakanlık bakanlığa gitmeliyim."
Sesinde belli olan bir acı vardı. Hala ne yapacağını bilemiyor gibi davransada ilk şoku anlatmıştı. Söylediklerini üzerine bir süre sessizce durdu. Kendini tekrar oturduğu sandalyeye bıraktı.Başını iki elini arasına aldı.Gözleri sabit bir şekilde masaya bakıyordu. Hala anlasız ve öfkeliydi. Nefes alışları biraz yavaşlamıştı. İlk anda çıkan öfkesinden eser yoktu. Sadece acının verdiği öfke vardı. Bir kaç defa derin nefes aldı. Kendini toparlar gibi olduğunda yerinden doğruldu. Kaşları hala çatıktı ama gözlerindeki parıltı geri gelmiş gibi duruyordu. Hareketleri daha soğukkanlı daha akıllıcaydı. Dengesizliği gerisinde bırakmıştı. Üstündekileri değiştirdikten sonra başına pelerinini aldı. Oday son bir kez baktı. Napıcağına karar vermişti. Söylediği gibi Sihir Bakanlığına gidicekti.Asasını da cebine koyduktan sonra tek bir kelime daha söylemeden cisimlendi.
Bakanlığa geldiğinde hemen toplantı odasına gitmişti. Boş olacağını sanıyordu ama Sihir Bakanı ve sağ kalan bir kaç seherbaz vardı. Seherbazların üstü başı bir savaştan çıkmı gibiydi. Nerdeyse hepsinin yüzünde yaralar vardı. Bunların yanı sıra üstleri toz içindeydi. Berkide bulundukları bina patlamıştı. Bunun üstünde çok fazla durmadan odaya gözattı. Dağınıktı kağıtlar heryere yığılmıştı. Gergin bir hava dolaşıyordu.Tüm oda aydınlatılmıştı. Kendisi dışında temiz kıyafetli tek kişi Sihir Bakanıydı. O ise hüzün dolu bir sesle konuşuyor arada susup seherbazları dinliyordu. Fredy yavaşça boş bir sandalyeye oturdu. İçinden kendine küfürler yağdırıyordu. Tam günün bulmuştu izin almak için. Oysa onların yanında bu acıyı yaşamak gerekirse ölmek isterdi. Şimdi hissediği tek acı değil ayrıca pişmanlıktı. Gözleri dalgınca onlara bakıyordu. Bedenen odada olsada ruhen yoktu. Tamamen duygularına kaptırmıştı kendini. Konuşmalar kendisine uzaktan ağır ağır geliyordu. Dediklerinden pek bir şey anlayamıyordu. Boş gözlerle onlara bakıyordu sadece. Omzunda bir el hissedince kendine geldi. Nasıl olduğunu soran bir arkadaşıydı. Başıyla iyi olduğunu belirttikten sonra tekrar masaya döndü. Kendine hakim olmaya çalışıyor ve o an konuşan bakanın sözlerini dikkatlice dinliyordu. Baş Seherbaz seçmeye çalışıyordu. Herkese tek tek bu soruyu yöneltsede hiç biri istekle bakmıyorlardı bu işe. Rütbesinin yanında gelen tehlike ve sorumluluğu iyi biliyorlardı. Fredy onlara hafif kızgın bakışlarla baktı. Evet zor günü geçiren onlardı. Ama bu pes etmeleri gerektiğini göstermezdi. Tam tersine daha istek ve daha coşkuyla bu rütbeye sarılmaları gerekirdi. Bir süre sessizce baktı hepsine. Gönüllü olmaya niyeti olan yok gibiydi.
"Ben olurum."
Hızlıca yerinden kalkarken kararlı bir sesle bunları söylüyordu.Tüm bakışları artık kendi üstünde hissedebiliyordu. Her zamanki fısıldaşmalar. Birşey demeden öylece durdu. Bakanın fikirlerini merak etiyordu. KEndisine karşı çıkan bir kaç söz duydu. Kendi başlarında istemeyen kişiler aldırış bile etmedi. Sihir Bakanı ise tüm konuşmaları dinledi bir süre. Sonunda konuşmaya başlıyacağını belli eden bir hareket yapınca hepsi sustu. Kabul edilmeyeceğinden emindi. Bu kadar laftan sonra kim edilirdi ki. Ama Bakan beklemediklerini söyledi. Konuşanların hepsini azarladı. Onların cesaretsiz olduğunu ve sorduğunda neden bu işi istemediklerini sordu. Fredy'ı yanına çağırdı. Jerar yavaş adımlarla ilerledi yanına. Sonunda kulağının yanında çınlayan kelimeleri duyunca nutku tutuldu. Olmuştu... Kabul edilmişti. Artık Seherbaz Başı'ydı. İçinde ki hüzünün yanı sıra bir de sevinç dalgası dolaşıyordu. Hala şaşkınca ne diyeceğini bilemiyordu. Sonunda sadece..
"Ben Baş Seherbazım..."
Bunu kendi ağzından duymak daha hoşuna gitmişti.Kendisi öylece orda dururken oda boşalmaya başladı. Bazıları elini sıkıp tebrik etsede bazılari hiç birşey demeden odadan çıkmışlardı. Artık tek başına kalakalmıştı. Bir süre büyük sorumluluklar taşıyacağı odaya baktı . Kendi kendine gülmeye başlamıştı. Hem hüzün hem sevinç birbirine karışmıştı. Kendini toparladığını hissedince sessizce odadan çıktı.
En son Fredy Cruger tarafından Ptsi 01 Eyl. 2008, 12:22 tarihinde değiştirildi, toplamda 4 kere değiştirildi | |
|
Marveille Croweix Perfect Li(f)e Yazarı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2182 Yaş : 29 Kan statüsü : safkan yani nolcak ki başka. Galleon : 12728 Ekspresso Puanı : 22 Kayıt tarihi : 11/11/07
| Konu: Geri: Fredy Cruger Paz 31 Ağus. 2008, 13:10 | |
| Kişilik bilgilerini biraz daha genişletmeniz ve bir ünlü seçmeniz gerekmektedir.
- Büyücü Konseyi - | |
|
Fredy Cruger
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 5 Yaş : 34 Kan statüsü : safkan Galleon : 11856 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 31/08/08
| Konu: Geri: Fredy Cruger Paz 31 Ağus. 2008, 13:24 | |
| Ünlü seçtim ünlü başvurularına yazdım.. Kişilik bölümüne de birşeyle ekledim.. | |
|
Marveille Croweix Perfect Li(f)e Yazarı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2182 Yaş : 29 Kan statüsü : safkan yani nolcak ki başka. Galleon : 12728 Ekspresso Puanı : 22 Kayıt tarihi : 11/11/07
| Konu: Geri: Fredy Cruger Paz 31 Ağus. 2008, 21:56 | |
| Karakteriniz herhangi bir binaya yerleştirebilmemiz için yeterli değildir. Kişiliğinizi biraz daha açmanız ve daha ayrıntılı anlatmanız gerekir, lütfen. | |
|
Amortentia Cécile Derwent Emekli Cadı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1343 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 13570 Ekspresso Puanı : 24 Kayıt tarihi : 26/08/06
| Konu: Geri: Fredy Cruger Paz 31 Ağus. 2008, 23:20 | |
| Ayrıca belirtmek istiyorum; rp düzeyi iyi olmasına rağmen renk seçimleri genel tabloyu kötü kılıyor. Rp'yi tek sütunda yazmak anlamsız, lütfen o bölümü düzeltip sola hizalayın. Yazıların altını çizmeye hiç gerek yok. | |
|
Fredy Cruger
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 5 Yaş : 34 Kan statüsü : safkan Galleon : 11856 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 31/08/08
| Konu: Geri: Fredy Cruger Ptsi 01 Eyl. 2008, 12:23 | |
| Bundan daha iyi olmuyor... Seçmessenizde ben kaybetmem ! ... | |
|
Amortentia Cécile Derwent Emekli Cadı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1343 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 13570 Ekspresso Puanı : 24 Kayıt tarihi : 26/08/06
| Konu: Geri: Fredy Cruger Ptsi 01 Eyl. 2008, 13:12 | |
| Bizim de kaybetmeyeceğimize emin olabilirsin. Sana iyi günler; ve başlık kilit. | |
|