İsim:Alana Silver
Cinsiyet:Bayan
Sihirsel Soy:Safkan
Asa:Cehennem Alevi
Fiziksel Betimleme:
Alana , düzgün ve atletik bir fiziğe sahiptir.Yaşına göre biraz uzun boyu ve doğal bronzluğu ile dikkat çekmektedir.Saçları siyaha yakın kahverengi ve dalgalıdır.Gözleri kahverengi dudakları biraz küçük ve dolgundur.Yüzü biraz soğuk bir ifadeye sahiptir.Genelde onu siyah ve tonlarında renkler ağırlıklı giyinmiş olarak bulursunuz.Etek giymekten hoşlanmaz.Genelde siyah kot pantolonuyla dolaşır.
Kişisel Betimleme :
Alana , azimli ve hırslıdır.Aslında kendisi böyle olduğuna pek inanmamaktadır.İsterse büyük başarılar elde etmesi çok zor değildir.Dış görünümü ve insanların kendisi hakkında ne düşündüğü önemlidir.Turnuva ve yarışmalardan pek hoşlanmaz kendisi için stres kaynağıdır.Çünkü kaybetmekten , yenilgiden ve onun arkasından gelen alay konusu olmaktan çok korkar.Bulunduğu ortama kolay uyum sağlar ve çabuk tanınabilir.Çoğu zaman cesur olmaya çalışır.Eğer arkadaşıysanız ona sonuna kadar güvenebilirsiniz , sadıktır.Herhangi bir ihanetiniz , onu çok kızdırır , size karşı fırsatçı ve kötü olur.Önyargılı olduğu için ilk tanışmalarda tanıştığı kişiye soğuk davranır.Karşısındaki kişiyi tanıdıkça çok daha ılımlı ve sıcak olur.Aslında genel olarak sıcak bir insandır ama çekingen olduğu için soğuk görünebilir.Sabırsızdır.Bazen insanları küçümser kendi içinde.İnsanların fiziksel özelliklerinden kişiliğini az da olsa tahmin edebilir.Olgun bir kişiliiğe sahiptir.
Ailesi ve Yaşamı:
İngiliz bir anne ve meksikalı bir babanın tek çocuğudur.Babası John Londra'ya sihir bakanlığında seherbaz olmak için başvurmuş ve kabul edilmiştir.Meksika'nın az sayıda olan büyücü ailesi olan silverların son varisidir.Yine Londra'da ki safkan büyücü ailelerinden biri olan Wood ailesinin kızı bakanlıkta seherbaz olarak çalışan Marry Ann ile karşılaşırlar.Uzun bir süre beraber çalıştıktan sonra birbirlerini sevdiklerini fark ederler ve evlenirler.Daha da derine inecek olursak aile bağlarında Alana ismini büyükannesi Alana Arianna 'dan almıştır.Aile için de Jr. Alana olarak tanınır.Londra'da basit bir dairede oturmaktadırlar.Uzun yıllar boyunca Silverlara ve Woodlara ait malikaneler olsada onlar burayı seçmişlerdir.Alana genelde evde yanlızdır.Çünkü seherbaz olan anne ve babası yoğun çalıştıkları için ona vakit ayıramamaktadırlar.Alana evde tamamen yanlız değildir.Ev cinleri Muffin ve evcil hayvanı panter Legolas ile beraber vakit geçirir.Muffin Woodlara ait bir evcinidir.Düğün hediyesi olarak Marry Ann' a verilmiştir.Muffin Marry Ann'nın sorumlulu altında olsada genellikle Alana'ya itaat eder.Arada bir gelen bakıcıları Ivy de çoğu zaman Alana'ya destek olmuştur.Büyükannesi ve ailelerinden bir çok kişi Slytherinli olmalarına karşın Marry Ann Ravenclawlidir.
Basit Rp Örneği:
Saat onikiydi.Dışarıda kasvetli ve yağmurlu bir Londra havası vardı.Alana dağınık ve karışık çoğunlukla giysilerinin bulunduğu bu karmaşanın içindeki büyük bir yatakta ağzı açık bol gürültülü bir horultuyla uyuyordu.Bunun tek sebebi dün gece geç saatlerde yatmasına neden olan dünyada onu mutlu eden şeylerden birisi olan papaya oyununu , zavallı uykusuzluktan gözleri kapanan ve zorla oyunu oynayan Ivy ile salonun kolay görünmeyen sıcak bir köşesinde oynamışlardı.Tüm bunlar bittikten hemen sonra kendini yanlız hissetmeyen hatta çok mutlu bir Alana Ivy 'nin zoruyla yatağa yatırılmış ve ancak öyle uyumuştu.
Bir an gözlerini açtı tüm bu olanları hatırladı.Küçük bir tebessümle odasına baktı ne güzeldi , çok dağınıktı bu onun için asilik anlamına geliyordu.Annesi için ise tamamen sorumsuzluktu bunu düşününce birden yüzü asıldı kalktı yatağından.Üzerinde garip bir ağırlık vardı.Birden aynayla karşılaştı kendine baktı pijamasının yeşil olan renginin solduğunu , bacaklarının birinin kısa birinin uzun garip durduğunu gördü.Sonra yüzüne baktı ne kadar da berbattı çökmüştü , saçları çok karışmış ve kötü görünüyordu.Tüm bunları düşünürken birisi kapıyı yavaşça araladı.Gelen genç görünümlü , hoş giysileri olan sağdık yardımcısı Muffin'di.Odanın kapısını yavaşça kaptırken :
''Muffin Alana'yı uyandırmaya geldi'' dedi.
Bir anda gelen bu ses karşısında biraz korkmuş görünerek cevap verdi:
''Heey... Biraz yavaş ol ordaki dağınıklığı düzeltiyorsun '' dedi alaycı bir tavırla.Muffin Alana'nın bu neşesine şaşırmıştı.Genelde sabah kalktığı zaman yüzü asık , önüne gelene bir kaç kötü söz söylerdi.Bu gün özel miydi ? Hayır değildi öyle olsaydı eğer 1 hafta öncesinden sürekli bunu tekrar ederdi.Neydi o zaman peki , sordu :
''Muffin şaşırdı Alana'nın neşesine '' dedi büyük bir merakla.Cevap çok gecikmedi:
''Neşeli miyim? Hayır sinirim bozuktur bu sıkıcı yerde insanın mutlu olması için neden söyler misin? Yok değil mi güzel , acıktım kahvaltıda ne var ?''
Muffin Alana'nın eski haline döndüğünü görerek rahatladı :
'' Alana'nın annesi diyor ki bir şeyler yemeden önce panterini beslesin yoksa bir gün onu evden atacağım diyor evet tam olarak böyle söylüyor''bu cevabı verdikten sonra Muffin büyük bir bağırma ve söylenme ile panterin odasına gidecek olduğunu tahmin ettiği Alana için yavaşça geriye çekiliyordu ki Alana:
''Legolas'ı atmak mı , evden mi ? denesin bakalım! '' Muffin'nin tahmin ettiği gibi oldukça kızgın ve bu işi yapanı pişman edecek tavırla söylemişti.Sonra devam etti :
''Tıkınmadan önce panterini besle bıdı bıdı yoksa atarım bilmem ne! Ne zannediyorsa kendini ... '' Annesini taklid ederek söylediği tüm bu alaycı sözlerden sonra uzun bir süre kendince bir şeyler mırıldandı.Biraz sonra kapıdan hızla çıktı ve Legolas'ın yanına gitti.Muffin tüm bu olanları daha önce yaşamış ve bilgin bir şekilde izliyordu.
Alana Legolas'ın yanına gittiğinde oldukça karışık , kötü kokan , büyük bir odanın ortasında minyatür ağaçlarla kaplı geniş rahat bir koltuğun üstünde uyuyan muhteşem siyah kürklü büyük bir hayvanla karşılaştı.Evet , bu Legolas'tı.Legolas seslerden uyandı.Karşısında gördüğü Alana'ya doğru hızla koştu.Nerdeyse bir evcil hayvan gibiydi.Alana köşedki dolaba doğru yavaşça yürüdü hemen arkasında Legolas onun kendisine ne vereceğini tahmin edebilir bir şekilde sinsice ilerledi.Alana dolabın kapısını açtı ordan yaklaşık 3 tane taze görünümlü leziz etler çıkardı ve Legolasın o çok büyük kırmızı yemek tabağının içine attı.Legolas tahminin doğruluyla gurur duyarcasına ve sevinircesine koştu.
Alana kısa bir süre Legolası izledikten sonra kapıya doğru yöneldi.Hala kafasında bir şey vardı aslında Muffin haklıydı bu gün mutluydu.Peki ama neden? bu soruları sormaktan nefret eder bir şekilde salona oradan mutfağa doğru ilerledi.Muffin leziz bir kek yapmıştı.Saate baktı saat nerdeyse bir olmuştu.Muffin neşeli bir sesle:
''Muffin Alana için muhteşem bir kek yaptı , Alana çok acıkmıştı Muffin sevinir diye düşündü '' dedi.Alana bu süprize güldü , hoşuna gitmişti.En az Muffin kadar neşeli bir sesle :
''Harikasın , ne isediğimi bilen biri olmanı seviyorum'' dedi.O sırada pencere gözüne çarptı.Dışarıya bakmak geldi içinden.Pencereden kafasını uzattı.Londra her zaman ki gibi yağmurlu , kasvetli ve dumanlıydı.İnsanlar galesiz yavaş yavaş yürüyorlardı.Yağmur yüzünden güneş kaybolmuş hava soğuktu.Birden üşüdü Alana , soğuk ve Londra gibi kasvetli bir rüzgar esmişti.Londraya sonbaharın geldiği her halinden belliydi.Alana bir an durdu ve düşündü , evet işte mutluluğun kaynağı buydu.Sonbahar ve kasvetli hava onu hep mutlu etmişti.En güzeli yağmur yağıyordu.Her ne kadar bu yeri sevmiyorum diye söylesede seviyordu işte bu kasvetli havayı bu yağmurlu ve soğuk günleeri kısacası Londra'yı seviyordu.
Bu düşünceler onu çok mutlu etmişti gülümsedi ve pencereden ayrıldı.Bir kaç dakika sonra kapı çaldı.Gelen kimdi? Birisini davet etmemişti.Kapıya doğru ilerledi , bu yeni sağlam kapının üstündeki gümüş rengi delikten baktı ve rahatladı.Bu Ivy'di.Saçalrı biraz dağılmış , parlak gözleri , eski kahverengi paltosu , hasar görmüş şemsiyesi ve her zaman ki siyah botlarıyla kapının önünde yorgun ama mutlu bir ifadeyle duruyordu.Alana hemen kapıyı açtı.Ivy çok mutlu bir sesle :
''Harika bir gün , sen ne zaman kalktın , hey dur bakayım sen mutlusun noldu , bu koku ne Muffin harika bir ev cini olduğunu kanıtlıyor , bu arada nasılsın Al ? '' Aceleyle , şaşkınlıkla ve mutlulukla tüm bu soruları ard arda yığarken içeri girdi.Alana oldukça aceleci olan Ivy'e baktı ve :
''İyi misin sen ?'' Sanırım bu sonbahar herkesi mutlu etmişti.Ivy gülümsedi :
''Hiç bu kadar iyi olmamıştım çünkü birileri çok mutlu olacak! ''Alana şaşırmıştı kendisi miydi bu kişi , öyleyse neden mutlu olsun ki ne vardı ? heralde sonbaharın geldiğini haber vermeyecekti.Aniden çok büyük bir merakla sordu :
''Kim mutlu olacak söylesene? '' Ivy çok heyecanlı bir şekilde :
''Sen tabi ki , çünkü My Chemical Romance konserine 2 biletim var!'' dedi. Alana şimdi yerinde zıplıyordu , meerakının geride bırakmış ve çok mutluydu.Bir gün nasıl bu kadar harika olabilirdi ki? Tüm sevinçle Ivy'e sarıldı.Tüm bunlaaarı hayretle izleye Muffin :
''Muffin çok mutlu keklerin tadı harika '' dedi.Kısacası keklerinin lezzetine bakmaları için Ivy ile Alana'yı çağırıyordu.Alana koştu ve keklerin üzerine atladı.Ivy de koşarak geldi ve Muffin'nin keklerini bitirmek için uğraşmaya başladılar.Sanırım bitecek gibi değildi.Alana hala şaşkındı ''Bir gün nasıl bu kadar iyi geçebilirdi ki? ''...