Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  EkspresEkspres  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 4. ve 5. Sınıflar için İlk ders (offline)

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Mathilda Mythill
Slug & Jiggers Sahibesi
Mathilda Mythill


Kadın
Ruh hali : 4. ve 5. Sınıflar için İlk ders (offline) Yeasj3
Mesaj Sayısı : 210
Yaş : 34
Kan statüsü : safkan
Galleon : 11995
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 19/06/08

4. ve 5. Sınıflar için İlk ders (offline) Empty
MesajKonu: 4. ve 5. Sınıflar için İlk ders (offline)   4. ve 5. Sınıflar için İlk ders (offline) Icon_minitimeC.tesi 13 Eyl. 2008, 22:57

Ve işte yine gelip çatmıştı Hogwarts zamanı. Mathilda önceki sene sürekli yaptığı gibi, yine kalkmıştı erkenden, yaşamının o dönemindeki tek mutluluğu olan derslerini verebilmek için. Bir hayaldeymiş gibi kalktı yatağından, Hogwarts’ta bir üniforma gibi giydiği yeşil cübbesini geçirdi üstüne. Aynadaki cübbenin kenarlarındaki kalın siyah işlemeler birkaç yerden belli belirsiz sökülmüştü. Mathilda hiç dert etmedi, biraz daha eskiyince toptan diktirirdi. Hatırlamadan edemiyordu cübbeyi aldığı günü. Profesörlük yapacağını mecburen bildirmişti annesine bir haberci baykuşuyla ve kendini Diagon Yolu’ndaki Madam Malkin’in dükkânına atmıştı. Orada kendi zevkine ve Hogwarts’taki işine uygun bir cübbe dikmişti Madam Malkin. Kadıncağız onu sevinçle karşılamıştı, yıllardır görmediğinden. Ne de olsa Mathilda kıyafetlere pek de önem veren biri değildi. O gün Madam Malkin ısrar etmişti bir tane daha cübbe diktirtmesi için ama Mathilda ihtiyacı olmayacağını söylemişti inatla. Bir cübbe tüm derslere yeterdi.

Kahvaltıya indiğinde Büyük Salon’da her zamanki az kişi vardı. Ravenclaw’lı iki öğrenci zevkle kahvaltılarını yerken bir yandan da SBD sonuçlarını tartışıyorlardı. Bir Gryffindor öğrencisi de kafasını masaya dayamış uyuyordu. Mathilda çocuğun yüzünü göremese de anlıyordu önceki gecenin yorgunluğunu taşıdığını. Şefkatle izlerken çocuğun kafasını, ayakalrı onu Profesörler masasına götürdü. Boştu. Alışmıştı bu boşluğa ve sessizliğe. İçerisi öyle sessizdi ki dışarıdan kuş sesleri duyulabiliyordu. O haftanın sakin geçeceğinin habercisiydi belki de tüm bu huzur. Mathilda prensip gereği yaratıklarla çalışmıyordu ilk derslerde, bu yüzden bela olmayacaktı o hafta da.

Belalara kayınca düşünceleri, kafası Slytherin masasına kaydı. O senenin en büyük sürprizi Slytherin Bina Başkanlığı’na layık görülmesi olmuştu. Öğrencilerini sevmeyen bir bina başkanı nasıl yararlı olabilirdi bilmiyordu ama göze batmamak için elinden geleni yapmalıydı. Slytherin’den olduğunu inkâr etmeye meyilli bir profesörün Slytherin Bina Başkanı olması hayli ironikti.

Kahvaltısını bitirip Büyük Salon’dan çıkarken, masalar dolmaya başlamıştı. Kalabalıktan zamanında kurtulduğuna sevinen Mathilda araziye çıktı. Yönünü bekçi kulübesi olarak belirleyip uzun adımlarıyla geçti bahçeyi. Çimenlik açık araziye gelince durdu. Rüzgârı hissedebiliyordu yüzünde. Yasak Orman’ın ağaçlarıysa ilginçtir ki kıpırdamıyordu bile. Belki de o kadar sıkı fıkıydılar ki, hareket etmeye yer bile bulamıyorlardı. Ya da ormanın içinde farklı bir iklim hâkimdi. Kim bilir... Mathilda büyükçe bir taşın üstüne oturdu ve ders saatine kadar düşündü. Derste anlatacaklarını, önceki sene dersi nasıl işlediğini, öğrencilerinin kaçının bu sene de dersini seçtiğini düşündü. Boynundaki sihirli çantadan notlar çıkarıyor, okuyup geri koyuyor, o arada çantada eli bir iksir şişesine ya da bir kitaba çarpıyor, onu inceliyor sonra geri çanatsına bırakıyordu. Bu oyalanmaların arasındaysa o çok sevdiği altın cep saatine bakıyordu. Ders saatinin geldiğini fark edince kafasını Hogwarts’ın kapılarına çevirdi. Kafasının onlarca metre yukarısından iki baykuş geçerken kalenin kapısı açıldı. Bazı öğrenciler boş saatlerini harcamak için çıkarken, bazıları da sıkı sıkı tuttukları çantalarının elverdiği kadar hızlı adımlarla yürüdüler derslik alana doğru.

Sınıf sonunda tamamlandığında, Mathilda, oturduğu yerden kalkamadan başladı konuşmaya:

“Hoş geldiniz.” Dedi yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirerek. “N’aber?” dedi sonra. Sınıftan gülüşmeler ve iyi olduklarını belirten birkaç cümle geldikten sonra biri çıkıp sordu “Siz nasılsınız Profesör?” Mathilda gülerek cevapladı: “Anılarımı duyacaksınız bu sene yeterince. Sizi ilgilendiren ilginç bir iki şey yaşadım. Ama bugünkü konumuza pek uymaz.” Dedi. “Artık başlayalım derse.”

Ellerini uzattı ve çimleri gösterdi. “İsterseniz oturabilirsiniz, bugün ayakta durmaya pek ihtiyacımız yok.” Öğrenciler otururken fısıldaşmalarıyla çıkan uğultular Mathilda’nın keyfine keyif katıyordu. Hogwarts’ta olduğuna ne kadar da mutluydu! Öğrenciler yerleştiğinde derin bir nefes aldı Mathilda, temiz havayı çekti içine iyice. Baykuş inlemeleri duyuldu uzaktan. Mathilda başladı konuşmaya:

“Bu sene sizlerle günlük yaşamda karşılaşacağınız canavarları içeren durumlarda sizlere yardımcı olacak bilgiler öğreneceğiz.” Diye başladı. Onlara bu şekilde yukardan bakmak, kendini önemli hissettiriyordu. Öğrenciler dikkat kesilmişlerdi. Soğuk esen rüzgarda titremelerini durdurmak için sıkı sıkı sarılmışlardı cübbelerine. her şeye rağmen beklentiyle bakıyorlardı Mathilda’nın suratına. Mathilda da devam etti:

“Bu sebeple bu sene işleyeceğimiz yaratıklarla daha önceden evlerinizde tanışmış olabilirsiniz. Onlarla nasıl başa çıkacağınızı ya da kötü sonlanacak bir durumda nasıl hareket etmeniz gerektiğini öğreneceksiniz.

“Genel olarak üç çarpıyla sınıflandırılan yaratıkları göreceğiz. Üç çarpılıları hatırlıyorsunuz değil mi?”


Öğrencilerin bir kısmı kendinden emin şekilde yüksek sesle onaylarken birkaçı kafasını sallamakla yetindi. Mathilda hatırlanması gerektiğini düşünerek devam etti konuşmasına:

“Merak etmeyin, hatırlamanızın bir yolunu buluruz.” dedi göz kırparak. “İstisnai olarak birkaç tehlikeli yaratık da görebiliriz” diye ekledi. Öğrenciler heyecanla yerlerinde kıpırdandılar. Bazılarının gözlerinin Yasak Orman’a kaydığını görebiliyordu. Dersten hayallere geçmelerini engellemek için fazla tutmadı sessizliğini. Devam etti açıklamalarına:

“Bir yaratığı tanımak için, neyle beslendiğini de bilmek gerekir. Hatta bir yaratığı evcilleştirirken kullanılan en büyük silahtır yem. Bu sebeple beslenmelerini de iyi bilmemiz gerekir. Bir tabak puding için bizim gibi yaratıklar her şeyi yapar sonuçta değil mi?” dedi gülerek. Kahvaltının üstünden çok geçmediği halde bazıları karnını ovuşturmuştu bu laf üzerine. “Kahvaltınızı iyi yapmadan gelmeyin derslerime, güç gerektirir yaratıklarla baş etmek.” Biraz daha sessizlikte beklediler. Rüzgar daha da sert esiyordu şimdi. Yasak Orman bir an titredi, sonra gene eski haline döndü. Mathilda da devam etmenin zamanı geldiğine karar verdi ve konuştu:

“Son olaraksa, canavarlardan korunmayı ve bir saldırıya uğradığımızda nasıl davranmamız gerektiğini öğreneceğiz. Ters bir anda ayak bağı olmaktansa yardımcı olmayı tercih edersiniz değil mi?

“İşte. Bu sene bunları öğreneceğiz ama bakışalrınızdan anlıyorum ki birçoğunuzun bu konularda iyi kötü bir fikri var. Sizlerin ne bildiğini bilmek isterim.”
Dedi gülerek. “İlk hafta için sakin bir giriş, kolay bir ödev. Yapmanızı istediğim, üç çarpılı yaratıkların genel özelliklerini araştırıp yazmanız. Bu ödeve yaratıkların beslenme şekilleri ve bir saldırı anında yapılması gerekenleri de eklerseniz tamamdır. Bildiğiniz kadarını yazın. Bildiğiniz örnekleri ya da karşılaştığınız durumları da ekleyin lütfen. Bu günlük bu kadar...” Ellerini salladı. “Hadi gidin bakalım!”

Spoiler:


En son Mathilda Mythill tarafından Ptsi 29 Eyl. 2008, 13:06 tarihinde değiştirildi, toplamda 4 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164/mat
Disbel Molaco
Hufflepuff Bina Sorumlusu, SYB Profesörü
Disbel Molaco


Erkek
Ruh hali : 4. ve 5. Sınıflar için İlk ders (offline) Hahadb3
Mesaj Sayısı : 398
Yaş : 30
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 11938
Ekspresso Puanı : 1
Kayıt tarihi : 19/08/08

4. ve 5. Sınıflar için İlk ders (offline) Empty
MesajKonu: Geri: 4. ve 5. Sınıflar için İlk ders (offline)   4. ve 5. Sınıflar için İlk ders (offline) Icon_minitimePaz 21 Eyl. 2008, 02:24

Kafasını kaşıyarak dersten çıktı Disbel. Gerçekten de yorucu bir ders olmuştu ama bunun üzerine onu pek yormayacağını umduğu bir ders gelecekti. Gülümseyerek yanındakilerle göz göze gelmeksizin yapılan bir vedalaşmanın ardından adımlarını şatonun dışına doğru yöneltti. İlk güne hızlı başlamıştı ve bu hızın kesileceğini hiç sanmıyordu. Hafta sonunu nasıl getireceğini düşünmeye başlamıştı şimdiden. Bu senenin rahat geçmemesi belki de onun için iyi olurdu. Seneye SBD sonuçlarının, bu seneden büyük ölçüde etkileneceğini düşünüyordu Disbel. Gözlerini bir tavana bir yere bir de karşıya çevirerek yürüdü bir süre. Ardından yolda ona selam veren birkaç tanımadığı çocuğa baş salladıktan sonra şatodan dışarıya çıktı.

Yüzüne vuran esintinin tümünü akciğerlerine doldurdu ve birkaç adım attı ileriye doğru. Gözlerini kapayarak birkaç saniye boyunca rüzgarı dinledikten sonra dersin olacağı yere doğru yürümeye başladı ağır ağır. Yanından geçen birçok kişi oraya gittikten sonra Disbel de, biraz gecikmeyle de olsa, onlara katıldı. Bir taşın üzerinde oturmuş olan profesörü incelemektense gözlerini Yasak Orman’a dikti. Her zaman buraya bakmaktan zevk alıyordu Disbel. Bir duvar kadar sağlam durmaktaydı o ağaçlarıyla ve belki bir duvardan daha çok şey anlatıyordu rüzgarlara. Arkadan gelenler yüzünden hiç sıkışmamak için öne geçerek profesöre dikti gözünü ardından. Kalkması gereken zaman çoktan gelmiş olsa da o orayı sevmiş ve oradan kalkmayacak gibi görünüyordu. Sınıfın tamamlandığını hissedebiliyordu Disbel ki o anda profesörün konuşmaya başladığını görerek yüzündeki gülümsemeyle beraber onu dinlemeye başladı.

“Hoş geldiniz. N’aber?”


Disbel sınıfla birlikte güldü bir süre. Ardından iyiyim diye mırıldandıktan sonra kendini tutamayarak o da konuştu. “Siz nasılsınız Profesör?” Profesörün gelen cevabına yüzüne bakıp gülümsemekle yetindi Disbel. Derse başlamaları gerekiyordu elbette. Bakışlarını kendine engel olamadan profesörün altındaki taşa yöneltti. Tüm gün onların değildi ya… Bir anda etrafındakilerin oturmaya başladığını görerek ne olduğunu anlamasa da o da yere çöktü. Duyamamış olmalıydı o taşa bakarken. Daha fazla şey kaçırmamak için oturduğu yerden gözlerini profesöre dikti. Bir yandan da esen rüzgarın herkes oturduktan sonra üstüne vurduğunu hissederek cüppesine sarıldı yavaşça.

“Bu sene sizlerle günlük yaşamda karşılaşacağınız canavarları içeren durumlarda sizlere yardımcı olacak bilgiler öğreneceğiz. Bu sebeple bu sene işleyeceğimiz yaratıklarla daha önceden evlerinizde tanışmış olabilirsiniz. Onlarla nasıl başa çıkacağınızı yada kötü sonlanacak bir durumda nasıl hareket etmeniz gerektiğini öğreneceksiniz. Genel olarak üç çarpıyla sınıflandırılan yaratıkları göreceğiz. Üç çarpılıları hatırlıyorsunuz değil mi? Merak etmeyin, hatırlamanızın bir yolunu buluruz. İstisnai olarak birkaç tehlikeli yaratık da görebiliriz”

Disbel kafasını sallayarak bir şey düşünememek için zorladı kendini. Düşünmek için sonra uzun bir zamanı olacaktı elbette. Zaten önceki dersten sonra bir şeyler düşünmek oldukça zor geliyordu Disbel’e. Bir an gözlerini kapayıp açtı ve derin bir nefes aldı ardından. Gözlerini bir an Yasak Orman’a kaydırdıktan sonra tekrardan profesöre dikti. Tekrar konuşmasını dinlemeye başladı.

“Bir yaratığı tanımak için, neyle beslendiğini de bilmek gerekir. Hatta bir yaratığı evcilleştirirken kullanılan en büyük silahtır yem. Bu sebeple beslenmelerini de iyi bilmemiz gerekir. Bir tabak puding için bizim gibi yaratıklar her şeyi yapar sonuçta değil mi?”

Bir anda karnından gelen guruldamayla birlikte gözlerini indirdi profesörden. Puding şu anda çok da güzel giderdi aslında. Yemek yiyeli pek bir zaman geçmese de acıktığını hissediyordu. Yüzüne vuran rüzgarla gözünü kapadı tam o anda. Gözünü yavaşça açarken yerdeki çimlere baktığını fark etti. Elini çimlere atıp onlarla oynamaya başladı ardından.

“Son olaraksa, canavarlardan korunmayı ve bir saldırıya uğradığımızda nasıl davranmamız gerektiğini öğreneceğiz. Ters bir anda ayak bağı olmaktansa yardımcı olmayı tercih edersiniz değil mi?

“İşte. Bu sene bunları öğreneceğiz ama bakışlarınızdan anlıyorum ki birçoğunuzun bu konularda iyi kötü bir fikri var. Sizlerin ne bildiğini bilmek isterim. İlk hafta için sakin bir giriş, kolay bir ödev. Yapmanızı istediğim, üç çarpılı yaratıkların genel özelliklerini araştırıp yazmanız. Bu ödeve yaratıkların beslenme şekilleri ve bir saldırı anında yapılması gerekenleri de eklerseniz tamamdır. Bildiğiniz kadarını yazın. Bildiğiniz örnekleri yada karşılaştığınız durumları da ekleyin lütfen. Bu günlük bu kadar... Hadi gidin bakalım!”


Üç çarpılı yaratıklar hakkında bir ödev hazırlaması gerekecekti şimdi bu kadar işinin arasında. Ancak bu dersi seviyordu işte. Yüzüne yayılan gülümsemeyle yavaşça ayağa kalkarak profesöre iyi günler diledi. Bakışlarını şato duvarlarına dikerek hızla yürümeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hogwartsekspresi.editboard.com/lejantlar-biolar-f164/disb
Frances Sibi Chapman
Seherbaz
Frances Sibi Chapman


Kadın
Ruh hali : 4. ve 5. Sınıflar için İlk ders (offline) 43772825vu8
Mesaj Sayısı : 287
Yaş : 35
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 11847
Ekspresso Puanı : -1
Kayıt tarihi : 20/09/08

4. ve 5. Sınıflar için İlk ders (offline) Empty
MesajKonu: Geri: 4. ve 5. Sınıflar için İlk ders (offline)   4. ve 5. Sınıflar için İlk ders (offline) Icon_minitimePtsi 29 Eyl. 2008, 05:28

Oldukça eğlenceli geçen bir İksir dersinin ardından kendini sabahki halinin aksine hafiflemiş hissediyordu. Bunun olacağını asla tahmin edemezdi, yani kendini bir dersten sonra iyi hissedeceğini.. Çoğu zaman tüm günlerin Pazar olmasını dilerdi, diğer zamanlarda da zaten güznlerden Pazar olurdu ve o da pijamalarıyla tembellik ederdi. Şu anda ise böyle bir düşüncesi yoktu, bunu tamamen yeni gelen birilerine borçluydu. Profesör Dewan tek kelimeyle mükemmel biriydi, Sibi onun okulda kalıcı olmasını umuyordu. Kendini bu kadar iyi hissetmesinin bir sebebi de iki ders saati boyunca Charlie ile yan yana olmalarıydı. Ayrılırken ayakları geri geri gitmişti resmen ama bir sonraki derse geç kalmamalıydı. Daha ilk günden sermeyecekti kendini, her ne kadar nefret etse de basına söz vermişti. Çantasını karıştırıp ders programını çıkardı, daha dün akşam eline geçmesine rağmen parşömen yırtılacak gibi duruyordu. Programı düzelttikten sonra bir sonraki derse baktı, gün hala güzel gözüküyordu. Çünkü ders SYB idi ve Sibi çok iyi biliyordu ki, Profesör Mythill de oldukça eğlenceli biriydi. En azından onları ödevlere boğmuyor ya da sayfalarca yazı yazdırmıyordu.

Dersin işleneceği alana geldiğinde küçük bir grup öğrencinin toplandığını gördü. Derse ilgi az gibiydi, Sibi daha o anda bunu çok aptalca buldu. Derste asalarını gelişi güzel sallamamaları, dersi daha az değerli kılmazdı. Belki Profesör Mythill’in gösterdiği yaratıklara günlük hayatlarında çok sık rastlamıyorlardı ama gerçek bir büyücü olabilmeleri için bilmeleri gerekirdi. Hem kim bilirdi ki, bir gün sıcak yataklarında uyurken bir Cansarar’ın saldırısına uğrayabilirlerdi. Kurtulma şanslarının olmadığını bilmek onlara son sözlerini söyleyebilmek için zaman kazandırırdı. Yürümeyi bırakıp sanki bir şeyden tiksinmiş gibi başını iki yana salladı. Çok karamsar bir örnek olmuştu, annesi hep ancak iyi düşünürse başına iyi şeylerin gelebilecğeinden bahsederdi. Ama Sibi’nin bu konu üzerinde daha fazla kafa patlatacak vakti olmadı. Profesör gelmişti bile, Sibi gülümseyrek ona baktı ama onu farketmiş gibi gözükmüyordu. Genç kadın bir taşın üzerine oturmuş, kendince düşüncelere dalmıştı, sınıfın tamamlanmasını bekliyor olsa gerekti. Sibi onu taklit etti, gördüğü en düzgün yüzeyli taşa oturdu. Kısa bir süre sonra profesör konuşmaya karar vermişti, genç kadın yerinden kalmayınca o da oturarak dinleyeme karar verdi.

Selamlaşmadan ve profesörün cevap gelmesini ummadan hallerini sormasında sonra - ki ciddiye alıp cevap veren bir Hufflepuff'lı olmuştu - ders başlamış bulunmaktaydı. Profesör Mythill bu sene neler yapacaklarından bahsediyordu, kulağa eğlenceli gelmiyordu, yine de Sibi'nin keyfi tehlikeli kelimesini duyunca yerine geldi. Hemen yanlarında kalan Yasak Orman'a şöyle bir bakış attı, belki de bu sene gece vakti ormana girerlerdi. Çok da imkansız değildi, yanlızca geceleri ortaya çıkan ve ormanda yaşayan tehlikeli bir sihirli yaratık olamaz mıydı? Olabilir ama dördüncü sınıflar için asla.. Ormana girme hayallerini bir kenara bırakarak tekrar profeösre döndü, o da zaten sabırsızca devam ediyordu. '' Bir yaratığı tanımak için, neyle beslendiğini de bilmek gerekir.. '' Düşündü, açıkçası bazılarını tahmin etmek zor değildi. Mesela kimse bir ejderhayı sütle beslemeye çalışmazdı, yavru bile olsa.. Çünkü daha doğar doğmaz çıkan, devasa, sivri dişleriyle herkese gerekli mesajı veriyordu. ..Bir tabak puding için bizim gibi yaratıklar her şeyi yapar sonuçta değil mi? '' Kikirdedi, gözleri hemen biraz ilersindeki Eric'e kaydı, onun gibi beşinci sınıf Slytherin'li, iri yaratıklar gerçektende herşeyi yapabilirdi. Sonra kendini yeniden derse verdi, profesör bu seneki derslerde, eğer sihirli bir yaratık tarafından saldırıya uğrarlarsa, neler yapabileceklerini öğreneceklerinden bahsediyordu. Ders bir süre daha böyle devam etti, sonra genç kadının sesi kalınlaşınca en can alıcı yere geldiklerini anlayan Sibi boş bir parşomen parçası ve tüy kalem çıkardı. Kısaca ödevini not aldıktan sonra profesöre son kez gülümseyip yanından ayrıldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
4. ve 5. Sınıflar için İlk ders (offline)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: RPG İçi Sayfalar-
Buraya geçin: