Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  EkspresEkspres  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 6. sınıflar için 2. ders [offline]

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Mathilda Mythill
Slug & Jiggers Sahibesi
Mathilda Mythill


Kadın
Ruh hali : 6. sınıflar için 2. ders [offline] Yeasj3
Mesaj Sayısı : 210
Yaş : 34
Kan statüsü : safkan
Galleon : 11995
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 19/06/08

6. sınıflar için 2. ders [offline] Empty
MesajKonu: 6. sınıflar için 2. ders [offline]   6. sınıflar için 2. ders [offline] Icon_minitimeSalı 30 Eyl. 2008, 15:19

Ekimin son Pazartesi günü, 4. ve 5. saat
Hava Durumu: Yağmurlu ve Bulutlu



Yorucu ve hayli tehlikeli geçen derslerin ardından biraz daha sakin ve daha da sinir bozucu geçeceğine emin olduğu 6. sınıflarla dersin vakti gelmişti. Bekçiyle kısa bir sohbetin ardından kendine gelen Mathilda, boş balkabağı tarlasındaki çitlere dayanmış bekliyordu. Her zaman oradaki mevcudiyetlerine alışkın olduğu balkabakları, Cadılar Bayramı’nın yaklaşmasıyla toplanmışlardı. Minik bir tanesi çoktan kulübenin kapısı önünde sallanmaya bırakılmıştı. Bir yerlerde bir yaramazlık yapmış gibi ifadeyle Mathilda’nın gözüne çarpıyordu. Bu balkabağının bakışlarından rahatsız olan Mathilda şemsiyesini iyice eğdi ve Yasak Orman tarafına bakmaya başladı. Bu da en az balkabağı kadar sıkıcı ve rahatsız ediciydi. Sonunda yine o dersin konusu olan yaratığa döndü. Yaşlı bir kadının suratına sahip olan yaratık uzanmış, ön bacaklarını üst üste koymuş, Mathilda’ya gülümsüyordu. Pençeleri yağmur damlalaıyla parlamış bu yüzden daha tehditkar bir görüntü vermişti sfenkse.

“Gerçekten, en azından ne sakladığını söylesen.” Dedi sfenkse hiç umut olmadığını bildiği halde. Bunu söylerken sfenksin boynuna asılı iki torbadan minik olanına dikmişti gözlerini. Sfenks ıslanmış saçlarını savurdu ve kibarca yeniden aynı tekerlemeyi söyledi:

“Şapka söyledi sebebini
Ataların verdi küçük bileşimi
Çok merak ettiğin sır ise
Mutlu etti zihnini
Dikkat et kelimelere
Saygı duy hislerine
Sürpriz zannettiğin şey
İtiraftır kendine
Ne görünür gözüne
Ne de dokunursun ellerinle
Kafanın içindeki neyse
Gerçek olur bir sözünle”


“...Gerçek olur bir sözünle... Biliyorum, biliyorum... Yani söylemeyeceksin.” Homurdanarak arkasını döndü sfenkse. Hogwarts’ın büyük kapılarını görmeye çalıştı ama yağmur öyle hızlı yağıyordu ki o kadar uzağı görmek imkânsızdı. Biraz daha bekledi, sonunda öğrenciler geldi. Hepsi de oflayıp puflayarak geliyor, ardından Mathilda’nın arkasındaki yaratığa gözlerini dikip yarı açık ağızlarıyla şaşkınlıktan donakalıyorlardı. Sınıf tamamlandığında Mathilda her zamanki gibi gülümsemedi, sıkıntılı bir yüzle konuştu:

“İşte bu da bir sfenks.”
Dedi sanki çok olağan bir şeymiş gibi. “Gördüğünüz gibi bir aslan vücuduna ve bir insan başına sahip. Bizim sfenksimiz fark edebileceğiniz üzere hayli yaşlı, görmüş geçirmiş ve ağzı pek sıkı bir sfenks.” Dedi gözlerini devirerek. Sfenkse bir bakış attı, sinirli ya da kırgın gibi, buruk bir bakış. Sfenksse kibarca gülümsemekle yetindi. Mathilda yeniden kafasını çevirip öğrencilerine döndü: “Sfenksler aslan midelerini pek çok memnun ettiğinden bolca et yerler, ancak aslanlar gibi çiğ et yiyemezler. Sonuçta, daha keskin olsa da bir insanın ağız yapısına sahipler. Bu yüzden çiğnemesi daha kolay parçalarla beslenirler. Bitki yedikleri de görülmüştür, özellikle etçil bitkiler yedikleri.” Bu arada Mathilda fark etmese de sfenks sivri ve büyük dişlerini göstermek için sürekli yüzünde tuttuğu gülümsemesini büyük bir sırıtışa çevirmişti. Mathilda öğrencilerin ilgisinin fazlaca çeken bu garip yaratık hakkında bilgi vermeyi sürdürdü:

“Tarih boyunca çeşitli araştırmalar yapıldı sfenkslerin nasıl sfenks haline geldiği hakkında. Yani bir insan kafasına nasıl sahip oldukları ya da bir aslan vücuduna... Tabi birçok kanıta ulaşıldı, bunları araştırmanızı istiyorum. Eksik kalan bölümleri de kendi hipotezlerinizle doldurmanızı.”

Öğrencilere ne yapacaklarını kavramaları için biraz süre verdi. Sfenksse verilen bu ödeve kıkırdayarak tepki vermişti. Mathilda yaratığın gülüşüne aldırmadan devam etti:

“Sfenksler bildiğiniz ya da duymuş olabileceğiniz üzere değerli eşyaları korumak için büyücüler tarafından kullanılırlar. Sizin sfenkslere yaklaşırken dikkat etmeniz gereken en önemli şey, sfenksin kurallarına uymaktır. Bu da onun izin verdiği sürece bir eylemde bulunmak anlamına geliyor. Ona saygılı davranırsanız ve bir şey yapmaya zorlamazsanız size hiçbir zararı dokunmaz. Tersi bir durumdaysa...” durakladı. Sözünü nasıl devam ettireceğine emin değildi. “Neyse, tersi bir durum ortaya çıkmaması için elinizden geleni yapın.” Zaten tüm hafta boyunca sfenksi göz hapsine alacaktı. Sorun çıkmayacağına emindi.

“Sizin için hediyeler hazırladım.” Dedi sonra gülerek. “Ve her biri bir torbanın içinde, sfenksin boynuna asılı.” Önce sevinçle kıpırdanan öğrenciler şimdi homurdanmaya başlamıştı. “Hediyesini almak isteyenler pazar akşamına kadar burada olacak sfenksin tekerleme ve bilmecelerini dinleyip, yeterince düşünürlerse bunları çözebilirler.” Her biri hediyelerini öğrenmek için ağrınıyordu. “Hepinize iyi şanslar!” Dersin bitiş zili çaldı ve Mathilda da fırsattan istifade kibarca kovdu öğrencileri. “Hadi diğer derslerinizi kaçıracaksınız. Ağzımdan kesinlikle laf alamazsınız. Hediyeleri istiyorsanız bilmeceleri çözün.”

Uzun uğraşlardan sonra öğrenciler somurtan suratlarla ayrıldılar. Mathilda da sfenksi kulübenin dibindeki kalın ve sağlam direklere bağlamaya başladı. Bir taraftan da sfenksin sinir bozucu sesini dinliyordu:

“ ...
Saygı duy hislerine
Sürpriz zannettiğin şey
İtiraftır kendine
...”


“Tabi... Evet... Doğru...”

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164/mat
Nicole Marissa Magdalene
Fontjoncouse Otel Ortağı
Nicole Marissa Magdalene


Kadın
Ruh hali : 6. sınıflar için 2. ders [offline] Friendssx9
Mesaj Sayısı : 4533
Yaş : 32
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12679
Ekspresso Puanı : 75
Kayıt tarihi : 02/07/08

6. sınıflar için 2. ders [offline] Empty
MesajKonu: Geri: 6. sınıflar için 2. ders [offline]   6. sınıflar için 2. ders [offline] Icon_minitimeSalı 30 Eyl. 2008, 18:08

İlk dersi istediği gibi geçmeyen Nicole, diğer derste ne yapacaklarını düşünüyordu. İçinden "Acaba sırf Elizabeth için bu derse katlanmaya değer miydi?" diye geçirirken Elizabeth, Nicole'ün yanına geldi. Dışarda olduklarından, Nicole olduğu yere oturmuş doğanın tadını çıkarıyordu. Eliza'ya nereye geldim ben dercesine bakıp duruyordu. Eliza bu olayın biteceğini bilircesine başını sallıyor ve sanki ona biraz sabredince her şeyin geçeceğini söylüyordu.

Bu durumu beklemeyen Nicole, diğer dersin saatini geldiğini saatine bakarak anlayıp görünce bahçede ki alana doğru Eliza'yı geride bırakarak yürüdü. Bunu gören Eliza hızla onun ardından koşmaya başlamıştı. Hiç bir şey konuşup demiyorlardı. Çünkü Nicole'ün sabah ki yaşadığı olaylar yeterince üstüne binmiş durumdaydı zaten, bunu anlayışla karşılayan bir arkadaşı olduğu için içten içe gururlanıp "Bana karşı bu kadar sabırlı olduğuna inanmıyorum. Bugün gününde olsa gerek." diyerek Profesör Mathilda'nın olduğu yere doğru yürümeye başladı.

Yürüdükçe Profesör'ün yanında görünen bir yaratık olduğunu görür görmez "Eğlence şimdi mi başlıyor. Bu yaratıkda neyin nesi?" Tam yaklaşmaya çalışırken Eliza, onun başına bir şey gelmemesini istercesine Nicole'ü bunu Profesör'ün anlatmadan önce yapmaması için uyarmıştı.

Heyecandan farkına varamadığı için yanında bir uyaranın olması onu rahatlatmıştı. Fakat bunu belli etmemeye çalışsa da sonunda arkadaşına dönerek "Çok teşekkür ederim. Tabi sen bu konuda deneyimlisin. Neyse ne diğer kızların da geldiğine göre Profesör'ün dersi başladı başlayacak." diyerek Eliza'ya kaçamak bir tebessüm attı. Sonunda da bu bakışı Eliza'nın anladığı var sayarak bu dersten bir şey öğrenebilmek umuduyla derse konsantre olmaya çalıştı.

Profesör Mathilda'nın tehlikeyi çok sevdiği ve bunu da öğrencilerine yaşatıp öğretmeyi istediğini bilmeyen Nicole, ders sonunda bunu çok iyi anlayıp kavramış olması gerekecekti. Yoksa bu derse ölse adepte olamazdı.

Profesör öğrencilerin hepsi gelince, gayet olağan bir şeymiş gibi sakin bir sesle "İşte bu da bir sfenks.” demişti. Nicole bu kadar sakin beklemiyordu, dersinin giriş konuşmasını, ama Profesör Mathilda başlı başına onun için apayrı bir deneyim olacaktı. Profesör bu sıradaşı söylemden sonra öğrencilerin hepsini merakla dersin içine çektiğinden “Gördüğünüz gibi bir aslan vücuduna ve bir insan başına sahip. Bizim sfenksimiz fark edebileceğiniz üzere hayli yaşlı, görmüş geçirmiş ve ağzı pek sıkı bir sfenks.” diyerek sfenksin ne olduğunu ve öğrencilerin hangi cins bir sfenksle karşı karşıya olduğunu anlatmaya başlamıştı.

Nicole anlatılanlar karşısında şok içerisinde bakıyordu. Sonunda içinden gelen bir söylem "Demek bu bir sfenks, şu ana kadar hiç böyle bir görmemiştim."diye şaşkın şaşkın Profesör'ün diğer söylediği özellikleri dinlemeye koyuldu. Nicole kendi kendine söylenirken Profesör aniden öğrencilere doğru döndüğünü görünce biraz ürkmüştü. Ama bunu anlayan Profesör Mathilda, ilk derslerinin deneyimini bilircesine kafasını salladı ve ardından dersine bütün öğrencilere doğru görecek şekilde “Sfenksler aslan midelerini pek çok memnun ettiğinden bolca et yerler, ancak aslanlar gibi çiğ et yiyemezler. Sonuçta, daha keskin olsa da bir insanın ağız yapısına sahipler. Bu yüzden çiğnemesi daha kolay parçalarla beslenirler. Bitki yedikleri de görülmüştür, özellikle etçil bitkiler yedikleri."dedi Nicole dikkatlice hiç bir şey düşünmeden dinlesede Profesör'ün çok fazla bilgi vermesinden başı döner gibi olmuştu. Ayağa kalkma nedeni dersin başında oturduğundan bacağının uyuşmasıydı. Ne yapmalıydı. Ne kadar çok konu vardı bu sfenks deninen yaratıkta. Ona sadece dokunsalar ve birkaç sihir öğrenseler ne olurdu. Alışılmışın dışında olan bu ders ona daha neler öğretecekti kimbilir.

Nicole hep bir şeyler düşünüyordu. Sfenksi izlemeye zamanı bile kalmamıştı. Ard arda gelen sözler de kafasında ki soru işaretlerini çoğaltıyor. Bu yüzden neye odaklanacağını şaşırıyordu. En sonunda hiç bir şey düşünmeden yarım kulakla Profesör'ü dinliyor. Bir yandan da Sfenks'i izliyor. Nasıl bir yaratık olduğunu çözmeye çalışıyordu. Profesör Mathilda'nın söyledikleriyle değişen mimikleri Nicole'ün dikkatini çekmişti. Acaba söylenenleri anlaya biliyor muydu. Bunu anlamanın bir yolu vardı. Bir sessizlik anı yakaladığı anda "Profesör, sfensler onlara söylediğimiz sözleri algılayabilirler mi yoksa, kendilerine ait başka bir dilleri mi var? diye sordu. Profesör Mathilda, Nicole'ün ilgi gösterdiği anlayınca sevindi. Ama merak edip araştırmasını istercesine bir cevap vermeden "Sfenksler bildiğiniz ya da duymuş olabileceğiniz üzere değerli eşyaları korumak için büyücüler tarafından kullanılırlar. Sizin sfenkslere yaklaşırken dikkat etmeniz gereken en önemli şey, sfenksin kurallarına uymaktır. Bu da onun izin verdiği sürece bir eylemde bulunmak anlamına geliyor. Ona saygılı davranırsanız ve bir şey yapmaya zorlamazsanız size hiçbir zararı dokunmaz. Tersi bir durumdaysa...”demişti. Fakat duraksadığı an herkes nefesini tutmuş bir biçimde devamının geleceğini düşünüyordu. Devamı gelmeyince öğrenciler dinlemek üzere aralarında bir an karmaşa varken olayı kavramak için yeniden susarak ne olacağını beklemeye başladılar.

Profesör oranın uzun hikaye olduğunu açıklamak adına“Neyse, tersi bir durum ortaya çıkmaması için elinizden geleni yapın.” dedi. Nicole, sfenkse hayran hayran bakıyor. Acaba her hangi birinin verdiği bir kutuyu saklayıp saklamayacağını düşünüyordu. Çok yaşlıydı, bu yaratık bu yüzden çok fazla sır sakladığını düşünerek onlara dışarı çıkarabilmenin bir yolu olup olmadığını sormak istemişti. Fakat soracağı sorunun yanıtı olmayacağını anlayınca sessiz sessiz bu gizemli hayvanı incelemeye devam etti. İncelerken Profesör Mathilda dersin dağıldığını ve fazla bilgi verdiğinden herkesin yorulduğunu anlarcasına “Sizin için hediyeler hazırladım.”dedi. Öğrenciler ilk bu duruma mutlu bir haykırış içinde beklemeye koyuldu. Ama Nicole bir hediyenin bu kadar kolay alınmayacağınu anladığından "Kesin bu işte bir bit yeniği var." demişti. Kendi kendini fazla ümide kapılmamasını telkih ederek cesaretlendiriyordu sanki.

Profesör Mathilda'nın sözlerine devam ettiğinde herkes hayal kırıklığına uğradı. Nicole bunu tahmin ettiğinden demek bir sfenksle sohbet ediceğiz. "Çok ilginç cidden bu ders beni büyüledi. Yapmak zor olsa da zoru başarmak benim işim" diye sesli bir biçimde herkesin dikkatini çekmek umrunda olmadan söylenmişti. Profesör Mathil'da şaşırmıştı bu duruma, fakat diğer derse geç kaldıklarını düşüneceğinden bilindik bir çıkış konuşmasından biraz farklı da olsa diğer derse yetişmeniz zaman alıcağından şimdilik bu kadar diyerek dersin bittiğin söyledi.

Hiç bir derste bir anda bu kadar şey öğrenmemişti. Ya da onları okuyup bildiğinden bu ders ona çok ağır gelmişti. Hızlı bir şekilde diğer derse yetişmek üzere Hogwarts Şatosunun bulduğu yere doğru koşuşturmaya başlamıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elina Lora Dark

Elina Lora Dark


Kadın
Ruh hali : 6. sınıflar için 2. ders [offline] 10811077vl2
Mesaj Sayısı : 405
Yaş : 32
Kan statüsü : Melez
Galleon : 11956
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 11/07/08

6. sınıflar için 2. ders [offline] Empty
MesajKonu: Geri: 6. sınıflar için 2. ders [offline]   6. sınıflar için 2. ders [offline] Icon_minitimePerş. 02 Ekim 2008, 17:10

Uzun ve güzel geçen iki günden sonra yine bir pazartesiye açmıştı gözlerini. Pazartesileri hiç mi hiç sevmezdi. Nedendir bilinmez her pazartesi gününün kötü geçeceği hissine kapılır ve genelde başına çok tuhaf şeyler gelirdi. Yataktan kendini iktirdi, başını yan taraftan yere doğru eğdi ve çantasındaki ders programını aldı son dersi boştu ondan önceki iki ders ise... ''Olamaz!! Sihirli yaratıkların bakımı.'' dedi ve Paula'nın yine tam kafasına isabet eden yastığı ile yere yuvarlandı. Yerden doğrulup yüz üstü yatan arkadaşının üzerine oturdu; ''Paula bak ciddiyim eğer vurucu olmak istersen kendi görevimi sana vermekten mutluluk duyarım. Hayır benim değil en azından Slytherinlilerin kafasını yararsın.'' dedi bir kaç kere zıpladıktan sonra Paula'nın bir hareketiyle yatağa doğru geriye düştü. Bacakları hala Paula'nın üzerinde doğruldu ve ''Bu gün son derslerimiz sihirli yaratıkların bakımı ve bugün Pazartesi.'' dedi bu sözleriyle Paula'nın her şeyi anlayacağından emindi. Ayağa kalktı ve havlusunu alıp duşa girdi, duştan çıkıp üzerine hufflepuff cüppesini giyinip aynanın karşısına geçtiğin de gerçekten şanssız gününde olduğunu anladı, dışarıda yağmur yağıyordu ve profesörün yağmura aldırmayacağından emindi.

Paula yatağından doğruldu ve ''Ne olmuş sihirli yaratıkların bakımı dersine.'' dedi. Elina saçlarını tarıyordu; ''Paula bugün pazartesi, ve genelde sihirli yaratıkların bakımı dersinde başımıza tuhaf şeyler geliyor. Kesin bugünde tuhaf bir yaratıkla uğraşıcaz beni ısırmazsa iyidir.'' dedi. Paula ağzını kocaman açıp esnedi genelde batıl inançları olmayan biriydi. Paula duşa girerken Elina ''Tatlım ben gidiyorum şu kitabı bayan Pince'e vermezsem, sanırım beni öldürür.'' dedi. Kapıyı kapadı ve dışarıya çıktı. Ortak salona girdi. Birinci sınıflar şımarıyor sınıf başkanı Disbel’de onlarla uğraşıyordu. Birden Paula’nın da sınıf başkanı olduğu aklına geldi. Paula daha kendisi çocuktu bu çocuklarla nasıl uğraşacaktı. Elina gülmesine engel olamayarak ortak salondan çıktı. Biraz telaşlı gözüktüğünü düşünerek yüzüne bir gülücük kondurdu.Hızla kütüphaneye girdi, aldığı kitabı yerine yerleştirip çıktı. İlk ders iksirdi. Alt kata inmesi gerekiyordu ama ikinci koridordan gelen bir ses ile irkildi. Hemen koşmaya başladı. Pevees havada uçuşuyor eline aldığı elmaları iki birinci sınıfa fırlatıyordu. Çocuklar koşturuyordu ama saklanılacak yer bulamıyorlardı. Elina asasını haya kaldırdı ve ‘’Pevees defol. Yoksa seni Filch’e söylerim.’’ diye bağırdı. Hayalet kucağında taşıdığı elmaları yere düşürüp bağırmaya başladı. Bunun işe yarayacağına emindi çünkü Pevees’in tek korktuğu kişi Filch’ti. Elina çocuklara doğru koştu; ’’Koşun hadi aşağı inin.’’ Dedi. İki çocuk ‘’Sağ ol’’ diyerek uzaklaştı. Elina da kafasına doğru uçan bir elmadan sıyrılarak aşağı doğru koşmaya başladı. İlk derse geç kalmıştı. ‘’Görüyormusun, başıma kötü bir şey gelicek demiştim.’’ Dedi, Paula’ya. Paula’nın sorularından sıyrılır sıyrılmaz. Dersi dinlemeye koyuldu. Pek kötü geçmeyen bir günün ardından öğle yemeğinden sonra Paula’yı kaybeden Elina sihirli yaratıklarının bakımı dersliğinin yolunu tuttu.

Yağmur hala devam ediyordu. Şemsiyesini kapıdan çıkmadan tam önce açtı. Yağmur öyle yağıyordu ki sanki bir film çekimindeymiş gibi hissetti Elina kendini. Televizyonlarda siyah beyaz bir filmin içine girmiş gibi. İp gibi akan yağmurun altından geçicek ve beyaz atlı prensi ile buluşucaktı. Kapının önünde dikilmeyi bırakıp yola koyulma sırası gelmişti. Beyaz perdeye doğru bir adım attı. Yol boyunca bir sinema filminin içinde olduğunu düşünerek geçirdi. Bekçi klübesinin yanında beyaz atı üzerinde bir prens onu bekliyor olucaktı. Tabii dersliğe vardığında bunların hepsinin saçma sapan bir hayal olduğunu ve profesörün onlara korkunç bir yaratık hazırladığını gördü. Ağzı açık bakakalmıştı Elina. Yaratığın yüzünü görebilmek için yana doğru eğildiğinde cüppesinin uçlarının ıslandığını hissetti. Yaratık aslan vücuduna ve bir insan kafasına sahipti bu bir Sfenks’di. Elina bir kitapta resmini görmüş ama bu kadar korkunç olabileceğini düşünmemişti. Herkez geldiğinde profesör konuşmaya başladı. Bu sfenks yaşlı bir sfenks’di. Elina tüm sfenkslerin aynı yüze sahip olabileceğini düşünmüştü. Profesör Sfenkslerin beslenme alışkanlıklarını anlattıktan sonra derin bir nefes aldı. En azından çiğ et yemiyordu. Profesör yine zor bir ödev vermişti onlara. Elina birkaç şey biliyordu onlar hakkında. Biraz da uyduracaktı anlaşılan. Aman uydurmak kolay şey mi var gibi bir yüz ifadesi takınmıştı ki Paula’nın hain hain bakan yüzü ile karşılaştı anlaşılan ona da bir şeyler uyduracaktı. Profesör bilgi vermeye devam etti. Eğer değerli bir eşyan varsa Sfeks’den güvenilir başka bir yaratık yoktu. Profesörün son sözleri Elina’yı baya korkutmuştu. Ya bu yaratıkta onlara saldırırsa. Ama söylediğini yaparsan saldırmıyormuş demek ki uslu olmalıydı. Profesör onlar için hediyeler hazırlamıştı. Elina bu işten pek memnun değildi. Bilmeceler konusunda pek iyi olduğu söylenemezdi. Yanında Paula’yı götürse iyi olucaktı. Dersin bitiş zili çaldığında kimse yerinden kıpırdamadı herkes ağzı açık bir biçimde yaratığı izliyordu. Profesörün onları kovalaması üzerine ortak salonun yolunu tuttular.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




6. sınıflar için 2. ders [offline] Empty
MesajKonu: Geri: 6. sınıflar için 2. ders [offline]   6. sınıflar için 2. ders [offline] Icon_minitimePtsi 06 Ekim 2008, 21:06


Bütün gece uykusuzluk çekip, yoğun geçecek bir pazartesiye kendini hazırlamaya çalıştığından uyuyamamıştı. Dört ya da beş saate yakın uykusunun en tatlı yerinde, yani uyanmaya en yakın kısmında, Elina’nın sesi kulaklarında yankılanmıştı. ‘’ Bırak bir sabah da kendim uyanayım. ‘’ derken, sabah mahmurluğuyla yastığı kendi de ardından savrulacak gibi fırlattı. Elina bütün yaramaz haliyle gelip üzerinde tepinmeye başlamıştı bile. Çocuk gibi bir yandan da hiç durmadan o gün sihirli yaratıkların bakımı dersinin olduğunu sayıklıyordu. Elina’nın duşa girip çıkmasını beklerken olduğu yerde yatıp geçen seneki dersleri düşünmeye başladı. Göl kenarında karşılarına çıkan Selky’nin kibirli tavırları, hipokampusun tatlılığı, profesörün Mehtucap şakası… Şaka aklına geldiğinde birden gülmeye başladı. Bütün sınıf Elina fark edene kadar profesörü kurtarma çabalarına girişip, tiyatro oynamışlardı. Zamanın ne kadar hızlı geçtiğini düşünürken Elina duştan çıkıp yanına geldi. Her zamanki önyargılarıyla Paula’yı da tedirgin etmeye uğraşıyor, kendi ilginç batıl inançlarına ortak arıyordu. Paula’ nın, onun bu durumuna ayak uydurup da iyice endişelendirmeye hiç niyeti yoktu. Elina bir önceki gün aldığı kitabı vermek üzere kütüphaneye gideceğini söylediğinde, Paula hala uzanıyordu.

Elina’nın gitmesinin ardından, istemeye istemeye, pazartesi sendoromu denen olguyu bütün iliklerinde hissederek hazırlanmaya başladı. Üzerini giyindikten sonra, saçlarına da basit bir şekil verdi. dışarıdaki yağmur yüzünden, zaten ilerleyen derslerde ıslanacaklardı. Kitaplarından gerekenleri ve birkaç eşyayı da yanına alıp dersliğe doğru yola koyuldu. Kahvaltı yapmak için kendisini fazla uykulu hissediyordu. Erkenden gittiği derslikte gittikçe ilerleyen zaman yüzünden, sabırsızlıkla Elina’yı beklemeye başlamıştı. Derse geç kalan arkadaşına ‘’ Nerelerdeydin? Saate bakmadın mı? Kütüphanede bir sorun mu çıktı? ‘’ diye ardı ardına yönelttiği sorular yanıtsız kalmıştı. Başına gelen garip bir olaydan kısaca söz eden Elina ile birlikte, derse odaklandılar. Birbiri ardına geçen yorucu derslerin sonunda, bahçeye çıkma zamanı gelmişti.

Dinmek bilmeyen yağmur, suyun biriktiği yerlerde ufak bataklıklar oluşturmuştu. Bata çıka dersliğe doğru ilerlemeye başlayan Paula, öğle yemeğinden sonra kaybettiği Elina’yı görmeye çabalıyordu. Dersin işlendiği alana gitmeden önce, yatakhaneye uğrayıp aldığı şemsiyesi, artan yağmurdan arada bir ağırlaşıyordu. Dersliğin olduğu kısma iyice yaklaştığında, adımlarını duracak ölçüde yavaşlatmıştı. Kalabalık olmayan sınıfı oluşturan topluluğun arasından görebildiği, şimdiye kadar görmediği kadar mükemmel bir yaratıktı. Oluşumuna bakıldığında bir insan için tiksindirici görünse de, bilimsel ve sihirsel açıdan büyüleyiciydi. Paula adımlarını eski haline sokup, dersin işlendiği alana iyice yaklaştı. Bir yandan profesörün yüzüne bakıyordu, bir yandan da yanında yer alan, yarı aslan yarı insan birleşimi yaratığa. Profesör sinirli ve sıkıntılı duyguları barındıran yüz ifadesiyle ‘’ İşte bu da bir sfenks. ‘’ dediğinde Paula profesörün kayıtsızlığına aynı şekilde cevap verdi istemeden. ‘’ Haa, öyle mi, iyi o zaman. ‘’ Söylediklerinin duyulmamış olmasını dilerken, profesörün sözlerine devam etmesi ile rahatladı. Elindeki şemsiyesi ile dersi anlatmayı sürdürürken, sfenksin beslenme alışkanlığından da bahsetmeyi unutmamıştı. Bu sırada yaratığın yüzüne yayılan gülümseme, tehditkar bir hal almıştı. Paula diğerleri gibi ürkse de; yaratığın derse katkıda bulunmaya çalıştığını varsayıp, komik bir manzara yarattı kafasında.

Profesörün değişik ödevleri her zamanki gibi varlığını sürdürüyordu. Sfenkslerin nasıl oluştuklarını araştırmalarını istediğinde, sfenksin kıkırdaması duyuldu. Yaratığın görüntüsüyle doğru orantılı şekilde yaşlanmış ve hafif kalınlaşmış bir sesi vardı. Kısacık bir kıkırdamadan bile ne kadar tecrübeli olduğu ve tehlikeli olabileceği anlaşılmıştı. Doğrusu büyücülerin, değerli eşyalarını korumak için seçtikleri bu yaratık iyi bir tercihti. Paula bir an için yaratığın aslana ve insana benzemesine ait bir sebep geliştirdi. Daha sonra da ödevinde kullanabilmek üzere aklının bir köşesine not etti. Sfenks yaşlı yüzü ve alaycı gülümsemesi ile öğrencileri süzüyor, arada profesörün kendi hakkında söylediklerine onay verircesine, hafifçe başını sallıyordu. Bir aslanınkinin aynısı olan, ucu tüylü kuyruğu, yaşlılıktan fazla havaya kalkmasa da, arada bir ilgi odağı olmanın keyfiyle sallanıyordu. Yaratığın gözlerine birkaç saniyeden daha uzun bakamayan Paula, onun her konuşulanı anladığı konusunda tereddütlüydü. Sfenksler hakkında, uzun süre önce kütüphaneden aldığı bir kitapta, ufak bilgilere rastlamıştı. Pıtırkurtları araştırmak için aldığı ansiklopedide, sfenksler hakkında verilen bilgiler oldukça ilginç ve sır doluydu. Çok fazla hipotezi olan oluşumları hakkında iyiden iyiye meraklanmıştı. Profesör sfenksin boynunda asılı duran keseciklere dikkat çekip, her birinin içerisinde hediyeler olduğundan söz ettiğinde, hevesli cümleler dolaştı kulaktan kulağa. Fakat bir sfenksle konuşarak, hatta zeka oyunlarını keşfederek hediye almaya çalışmak, oradaki herkes için ilk olacaktı. Oyun gibi görüldüğünde, oldukça ilginç bir deneyim olabilecek bir durumdu bu. Yine de, sfenkse saygıda kusur edilmeme zorunluluğu, insanı oldukça geriyordu. Görüntüsünün altında pek de sevecen bir kişilik barındırmadığı kesin olan yarısı tüylü, yarısı insan uzuvlarındaki yaratık, sabırsızlanıyor gibi görünüyordu. Yaşlanmış, ve hayatta yapacak çok az şeyi kalmış bir ebeveyn gibi, çocuk oyunları oynamak yeniden hoşuna gidiyordu belki…

Dersin bitimini haber veren genç profesöre, hediyeler konusunda baskı yapmaya başlayanlardan biri de Paula’ydı.
‘’ Profesör lütfen…’’
‘’ Sadece bir ipucu…’’
‘’ Evet küçük bir ipucu…’’

Taviz vermemek üzere kapattığı ince çenesi, son ve ikna edici cümleler için tekrar açıldı. Herkesi nazik bir tavırla geldikleri yerlere postalayan profesörün ardından, Paula da, Elina ile birlikte ortak salona gidip, sfenksle buluşma tarihlerini konuşmayı planlıyordu. Yavaşlayan yağmurun altında, ayaklarını her basışlarında şıpırdayan toprağın sesi eşliğinde, Hogwarts’ın sıcak binasının sınırlarından içeriye adımlarını attılar.



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
6. sınıflar için 2. ders [offline]
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: RPG İçi Sayfalar-
Buraya geçin: