İntikam

Elina ile Paula yatakhanede ki kavgadan sonra baya iyi geçinmeye başlamışlardı. Soğuk mu soğuk bir kış sabahında yine Paula hergünkü konuşmalarına başlamıştı. Bu Elina'yı eskisi kadar kızdırmıyordu, çünkü Paula'ı eskisi kadar pür dikkat dinlemesi gerekmiyordu. Arada bir ''Haklısın.'' veya bencede diyor, işi götürüyordu. Paula ile Elina'nın kavgası tüm okula yayılmıştı, eh Elina'nın ayak bileği sargılı iken farkedilmemesi de pek mümkün değildi. Bir süre önüne çıkan herkez selam vermeden önce ''Aaa ayağına ne oldu!'' diye tepki verir olmuştu. Ama son zamanlarda bu iyice azalmıştı. Arada bir Paula ''Aaa ayağına ne oldu?'' diye onunla dalga geçiyordu.

Yine bir cumartesi sabahında Elina, Paula'yı dinliyormuş gibi yapıyor bir yandan da kitap okuyordu. Paula bir süre konuştuktan sonra; ''Bence mükemmel bir fikir.'' demiş, Elina da ''Bence de.'' diyi vermişti. Akşama doğru ne kadar büyük bir hata yaptığının farkına varacaktı ama o zamanda çok geç olucaktı. Elina sihirli yaratıklardan kafasını kaldırdı ve hemen karşısında duran camdan dışarıda hafif hafif kar çiselediğini gördü. Tüm büyüsü bulutlar gökten aşşağıya iniyordu. Hemen dirseği ile yanında yayılmış önündeki iksir kitabını okuyan arkadaşını dürttü. Paula irkildi ve ona baktı. ''Baksana bulut yağıyor. Hadi kalk dilek dileyelim.'' dedi Elina. Küçüklüğünden beri büyük babası ile bu oyunu oynardı. Yağanın bulut değil kar olduğunu biliyor ama bir türlü alışkanlığından vaz geçemiyordu. Paula ile birlikte sıkı sıkı giyinip kitaplarınıda aldılar. Elina Paula'nın beline sarıldı ve onu destekleyerek bahçeye çıkardı. Soğuk bir yürüyüşün ardından Elina, Paula'nın elindeki kitabı yere bıraktırıp elini eline aldı. ''Hadi gök yüzüne bakıp bir dilek tut.'' dedi ''Aaaa sakın bana söyleme.''. İki kız el ele, gözlerini kapatıp dileklerini dilediler. Elina; ''Daima doğru kararlar verip mutlu olalım.'' diye dilemiş, ardından gözlerini açıp Paula'yı seyretmişti. Kızın ne dileyeceğini biliyordu.

İki kız güzel bir yürüyüşün ardından okula geri döndüler. Paula, Elina'yı bırakmış elindeki kitaba dalmıştı. Tam birinci kata gelmişlerdi ki; ''Yok!'' dedi Paula birden, Elina irkilerek; ''Ne yok.'' dedi. Paula ''Sabah söyledim ya, iksir.'' dedi. Elina, Paula'nın ne söyledğini bilmiyordu. Bunu ona söylese darılabilirdi. Paula kızın koluna yapıştı ve ayağının sakat olmasına aldırmadan çekiştire çekiştire kütüphaneye çıkarmaya başladı. Elina ''Ah!'' diye sesler çıkarıyordu ama Paula duymuyor gibiydi. Kütüphaneye girdiğinde Paula bir sandalye çekti ve Elina'yı kolundan tuttuğu gibi sandalyeye oturtturdu. Hemen kitaplığa gidip bir kitap aldı. Sayfalarını hızla çevirmeye başladı. ''Saç uzatmak, uzatmak. GÖRMÜŞTÜM.'' dedi, Son sözleri öyle yüksek söylemişti ki kütüphane görevlisi ''Sessiz olmayacaksanız dışarıya.'' diye çıkışmıştı onlara. Elina daha fazla dayanamayacaktı; ''Paula sabahleyin bana çok fazla şey anlattın hangisi tatlım, saç uzatmak mı? Sen bana bir iyilik yapıp tekrar baştan anlatsan olmaz mı?.'' demişti. Paula ona şaşkın şaşkın bakmıştı. Elina acaba kızdımı dşye düşünmeden edemedi.

Misafir

Ettikleri kavgadan sonra Paula, Elina’ya karşı konuşmalarında oldukça dikkatli davranmaya başlamıştı. Bütün gün konuşmuyordu artık eskisi gibi. Arada bir anlatacaklarını anlatıp içini döküyor ve rahatlıyordu. Her fırsatta da Elina’ya ‘’ Senin bir sorunun yok mu , hadi anlat sen de Ell. ‘’ deyip duruyor ve Elina’nın ‘’ Yok. ‘’ cevapları karşısında sadece ‘’ Ne güzel, hiç sorunun olmasın umarım. ‘’ diyordu. Elinden geleni yapmaya çalışsa da geveze çenesini kapalı tıtamıyordu. Yine çenesini kapatamadığı sabahlardan biriydi. Elina’ya aralıksız bir şeyler anlatmaya başlamıştı. Elina arada başıyla, arada da sözleriyle Paula’yı onayladığından, Paula da konuşmasına devam ediyordu.

‘’… Biliyorsun daha sonra onunla hiç konuşmadım. Ne cüretle bilmiyorum ama birkaç derste beni gördü ve tanımadı. Evet bugüne kadar onunla hiç karşılaşmadık ve hatta hesap da sormadım ama yine de insan merak etmez mi?! Dünyanın yaygarasını yaptım ben, Kim olsa düşünürdü. Neyse sonuçta artık beni tanıyacak bundan sonra. Her yanından kıllar fışkırmış halde hastane kanadına giderken onu izliyor olacağız. Evet evet, bu iksir fikri, bence mükemmel bir fikir. ‘’

Paula aralıksız sürdürdüğü konuşmasının ardından bir saniyeliğine nefes almk için ara verdiğinde, Elina’dan gelen ‘’ Bence de. ‘’ onayını duyduğunda, sevincinden olduğu yerde zıpladı. Ve aklından planlar yapmaya başladı. Kütüphaneye gidecekler ve ordan iksirin kusursuz olması için gereken malzemeleri tamamen öğreneceklerdi. Paula planlar arasında gidip gelirken Elina birden garip bir cümle ile onun sevincini böldü. ‘’ Baksana bulut yağıyor. Hadi kalk dilek dileyelim. ‘’ Paula ne demeye çalıştığını anlayamaz bir halde ‘’ Bulut mu yağıyor? ‘’ diyebilmişti. Fakat Elina öyle neşeli görünüyordu ki, ona uyup sıkı sıkı giyindi ve arkadaşıyla birlikte aşağıya indiler. Birlikte sıkı dostların yaptıkları gibi ellerini birleştirip dilek dilediler. Paula içinden ‘’ Her zaman bizi mutlu edecek kararları verelim ve birbirimizi hiç kaybetmeyelim. ‘’ diye dilemişti. Elina’nın da benzer bir dilek dilediğini biliyordu.

Bahçede, açık havada, kar kokusunda, bütün soğuğa rağmen iç açıcı bir yürüyüş yaptılar ve ardından yatakhaneye dönmek üzere yola çıktılar. Birinci kata henüz gelmişlerdi ki Paula merdivenlerden çıkarken düşündüğü iksirin malzemelerinden birini bir türlü hatırlayamıyordu. Sürekli dilinin ucuna gelen sır malzemeyi hatırlayamayacağını anlayınca ‘’ Yok! ‘’ dedi. İçinden böyle olmayacağını anlamıştı ve kütüphaneye gitmeleri gerektiğini biliyordu. Elina merakla ‘’ Ne yok? ‘’ diye sorduğunda, Paula uzun bir açıklamadan ziyade, neden bahsettiğini anlaması için ‘’ Sabah söyledim ya, iksir. ‘’ diyerek geçiştirdi ve ardından sargılı bacağına aldırmadan Elina’yı sürüklemeye başladı. Kütüphaneye giderlerken Paula’nın aklında sadece iksir vardı. İçeri girer girmez Elina’yı oturttu ve raflar arasında işine yarayacak kitabı buldu. Ardından sayfalarını hızlı hareketlerle karıştırmaya başladı. Bir yandan da, daha önce gördüğüne emin olduğu iksir hakkında söyleniyordu. Sesinin tonunu kontrol edememiş olacak ki Madam Pince tarafından uyarıldı. Olduğu yere yavaşça oturdu ve sayfaları karıştırmaya devam etti. Bu sırada Elina’dan gelen soru Paula’yı şaşırtmıştı. ''Paula sabahleyin bana çok fazla şey anlattın hangisi tatlım, saç uzatmak mı? Sen bana bir iyilik yapıp tekrar baştan anlatsan olmaz mı?.''

Paula afalladığı halde açıklamaya başladı:

‘’ Sen beni dinlemiyor muydun. Şu kız, sana bahsettiğim. Ona bir tuzak hazırlıyorum. Beni tanımamazlıktan gelip, iyi kız rolü yapmasından sıkıldım artık. O olmasaydı belki de şuanda her şey farklı olabilirdi Ell. Ben de şimdi ona asla olmak istemeyeceği bir görüntü vermek için saç uzatma iksirini arıyorum. Hah! Buldum. İşte burada.

Malzemeler neymiş bak: Sıçankuyruğu, laçan özü,balkabağı suyu ve selamotu. Ağır kokusu olacakmış ve de renksiz bir hal alacakmış. İşte bunu hazırlayacağız tatlım. Umarım hazırsındır. ‘’

Paula'nın '' Sen beni dinlemiyor muydun.'' sözleri üzerine Elina afalladı, ya onu dinlemediği anlaşılırsa; ''Yoo dinliyordum.'' diye araya girdi ama Paula onu duymamış gibi yapıp sözlerine devam etti. ''Şu kız, sana bahsettiğim. Ona bir tuzak hazırlıyorum. Beni tanımamazlıktan gelip, iyi kız rolü yapmasından sıkıldım artık. O olmasaydı belki de şuanda her şey farklı olabilirdi Ell. Ben de şimdi ona asla olmak istemeyeceği bir görüntü vermek için saç uzatma iksirini arıyorum. Hah! Buldum. İşte burada.
Malzemeler neymiş bak: Sıçankuyruğu, laçan özü,balkabağı suyu ve selamotu. Ağır kokusu olacakmış ve de renksiz bir hal alacakmış. İşte bunu hazırlayacağız tatlım. Umarım hazırsındır. ‘’

Elina kızın susuması üzerine yanlış birşeye onay verdiğini fark etti. Şimdi nasıl geri dönücekti. İksir çok zordu eğer yanlış yaparlasa- ki büyük ihtimal öyle olucaktı çünkü ikiside mükemmel birer iksir yapımcısı değillerdi- kız fazlasıyla zarar görebilir hatta ölebilirdi. Elina böyle düşüneceğine biryerden başlamaya karar verdi ''Tatlım bu iksir çok zor, bak bence bu iksiri unutup, ıııı çıban çıkaralım suratında.'' dedi. Paula'nın bunu kabul etmediği yüzünden belli oluyordd, zaten Elina da kabul etmesini beklemiyordu çıban çıkarma büyüsü okulda modaydı ve tek el hareketiyle hepsi kaybedilebiliyordu. Baştan onay vermişti artık yapabileceği hiç bir şey yoktu. ''İksiri nerde yapıcaz Bayan Pince burda yapmamıza izin vermez, kızlar yatakhanesinde de yapamayız kesin okula yayılır. Kızlar tuvaaletinde yaparız ama bundan daha önemlisi malzemeler; Balkabağı suyu tamam, Sıçankuyruğuda var, beşinci sınıftaki birinden isteriz onlar bu malzemeyi kullanıyor olmalı ama diğer ikisi laçan özü ve selamotu işte bunlar zor.'' dedi. Belki Paula inadından vaz geçer diye ama hiç de öyle gözükmüyordu Paula malzemeleri nasıl alabiler diye plan yaptığı belliydi. Paula iksir malzemeleri nereden alıcaklarını düşünürken Elina da Paula'yı caydırma yollarını arıyordu. Birden ''Bence ıssız bir yerde sıkıştırıp tavana asma büyüsü yapabiliriz, bak bu çok mantıklı.'' dedi, ama tamamen saçmalık olduğunu biliyordu okul içerisinde bir arkadaşına büyü yapmak kesinlikle yasaktı. Bir çözüm bulmalıydı eğer iksiri onların yaptığı duyulursa daha büyük ceza alabilirlerdi, tabi onların yaptığıda büyük ihtimal duyulmayacaktı. Bir süre düşündükten sonra Paula'nın bu fikri çok hoşuna gitmeye başladı. Hangi kızdan bahsettiğini biliyordu ve bu kıza kendide sinir oluyordu. ''Öff pekela yapalım şu işi benim arkadaşıma selam vermemek neymiş görsünler. Hadi al şu parşömeni yaz malzemeleri gidip ne yapabilicez bakalım.'' dedi, Paula'nın yüzündeki aydınlanmayı görünce çok doğru bir karar verdiğini anladı. Ya ceza alırsak diye düşünmeden edemedi birden kendi kendine cevap verdi ''Ne yapalım dostun için katlanıcaksın.''. Paula malzemeleri yazmayı bitirince, ''Eee bu malzemeleri nereden bulacağımız hakkında bir bilgin varmı? '' dedi.

Misafir

Kararsız ses tonu ile konuşmaya başlayan Elina’nın ağzından çıkanlar Paula’yı memnun etmemişti. Cesaretine güvendiği yakın dostu onu yarı yolda bırakacak gibi konuşuyordu. Bu yapacağı iksirin ne kadar önemli olduğunu ve kendisi için çok şey ifade ettiğini belli etmesi amacıyla sert bir bakış fırlattı Elina’ya. Malzemeleri bulmak hakkındaki düşüncelerinde haklıydı Elina. Bazılarını bulmak kolaydı. Bazılarını başka sınıflardan isteyebilirlerdi; fakat bazılarını bulmanın tek yolu iksir profesörünün malzeme dolabını karıştırmaktı. Hem de kendine özel malzeme dolabı. Bu düşünceler aklından geçerken, kendisini vazgeçirmek için sürekli yapacakları şeyin zorluğunu öne sürüp duran arkadaşına kızdı:

‘’ Biliyorum Ell, ama hepsi için bir şeyler düşündüm. Şimdi beni yıldırmaya çalışmaktan vazgeç. ‘’

Elina, yorulmamış bir şekilde şimdi de kızı tavana asmaktan falan bahsediyordu. Paula kızgınlığını ve kırgınlığını iyice belli ettiği ses tonuyla, kütüphanede olmaları sebebiyle, sinirle fısıldamaya başladı. Fısıltıları yan masadan duyulacak kadar keskin çıkıyordu:

‘’ Evet Ell, hatta altına da adımızı yazarız ne dersin. Hatta birer avada yollayıp Azkabana girelim, böylesi daha riskli olur hem. Senin sevdiğin gibi. Saçmalama da söyle var mısın yok musun? Eğer yoksan kendi başıma yapacağım. ‘’

Elina’nın bütün bu reste karşı duramayacağını biliyordu. Kendisiyle birlikte, onu da ateşe attığı için canı sıkkın olsa da, onsuz bir şey yapamayacağını bildiğinden, düşüncelerini beyninden kovdu. Tahmin ettiği gibi kendisine kıyamayan dostu, kabul etmişti her şeyi. Birlikte güzel bir iksir hazırlayacaklar ve intikamlarını alacaklardı. Paula, bu iksiri hazırlayacakları süreçteki her ayrıntıyı düşünmüştü. Bu yüzden Elina’nın sorusuna hemen cevap verdi. Kulağına yaklaşıp fısıldarken bir yandan da arada malzemeleri not alıyordu:

‘’ Bak Ell, şimdi kızacaksın biliyorum ama, bulması zor olan malzemelerin hepsini zindanlarda, profesörün kendisine ait malzeme odasından aşıracağız güzelim. Daha sonra bir şekilde yerine yenilerini koyacağız, belki de koymayız bilmiyorum ama; bu gece zindanlara ufak bir yolculuk yapmamız gerekecek. ‘’

Paula anlattıkça Elina'nın gözleri daha da büyüyordu. Kız her şeyi doğal bir şeymiş gibi anlatıyordu. Elina umutsuz vaka dercesine kafasını sallarken Puala bunu fark etmemiş ve heyecanlı heyecanlı anlatmaya devam etmişti. ''... şimdi kızacaksın biliyorum ama, bulması zor olan malzemelerin hepsini zindanlarda, profesörün kendisine ait malzeme odasından aşıracağız güzelim. Daha sonra bir şekilde yerine yenilerini koyacağız, belki de koymayız bilmiyorum ama; bu gece zindanlara ufak bir yolculuk yapmamız gerekecek. ‘’ dedi. Elina cümleye ''... kızacaksın ama ...'' diye başalanmasından bu işin içinde bir bit yeniği olduğunu anlamıştı. Elina kızın dalga geçtiğini düşünerek, ''Bence bir kaç tane fazladan malzeme çalıp çıban da çıkaralım...'' dedi, elbette bunu şakayla söylemişti ama Paula'nın gözlerinin parladığını far etmişti. Asasını kaldırdı ve ''Accio malzeme dolabı.'' dedi. Biraz bekledi sonra da gülerek ''Bak gelmedi, hadi kalk gidip ortak salonda keyif yapalım.'' dedi. Paula'Nın yüzünde ki kızarmayı görünce vaz geçti ve kısık mı kısık bir sesle ''Şaka yaptım.'' dedi.

Anlaşılan bu konu onu baya bir üzmüştü. Paula gibi uysal bir kızın intikam almak için bu kadar kararlı olması Elina endişendiriyordu. Paula'nın gözlerine baktığından arkasında yanan alevleri, öfke alevlerini görebiliyordu. Yavaşça ayağa kalktı. ''Peki kalk bakalım şu zindanlara eğer akşam gidiceksek bir etrafı kolaçan etmeliyiz. Hem dolabın da çok kolaya açılacağını sanmıyorum.'' dedi. Paula'nın sevinci yüzünden okunuyordu hemen ayağa kalktı malzemeleri not ettiği kağıdı aldı ve cebine tıkıştırdı. Elina eğer yakalanırlarsa başlarına ne geleceğini merak ediyordu, peki ya kızın her yeri saç olduğunda ne olucaktı. Bir sürü soru işaretlerini bir kenera bıraktı. Böyle bir durumda Paula'yı yanlız bırakamazdı.

Misafir

Elina'nın yorumundan sonra, Paula'nın ela gözleri karşısında duran binadaşınınkine dikildi. Kütüphanede olduğundan bağaramayan genç Hufflepufflı, bütün sinirini içine atmıştı ve yüzüne yansıyan siniri zaten hassas olan tenindeki kılcal damarları harekete geçirmiş, yüzeye yakınlaştırmış, kıpkırmızı olmasını sağlamıştı. Bir an için Elina'ya bağırarak '' Benimle misin yoksa değil misin?! '' diye sormak geçti. Fakat tam o sırada Bayan Pince yanlarından yasak bölüme doğru hızlı adımlar atarak geçti. Sinirini zorlulkla yatıştıran Paula, yavaş yavaş nefes alıp verirken, karşısında duran arkadaşının sadece özür dilercesine '' Şaka yaptım. '' dediğini duyabildi.

Bir şey söylemeden beklemeye devam ederken, bir yandan da inadını bakışlarıyla çözebileceğinden emin olduğu Elina'nın gözlerinin içine bakıyordu. Fazla beklemesi gerekmeden beklediği yanıt geldi. Az evvelki sinirinden eser kalmayan Paula, hevesle not aldığı kağıdı cebinin derinliklerine itti ve ardından da '' Sen merak etme, bir yolunu buluruz. Önce küçük sınıflardan birkaçıyla konuşup iksir malzemelerinin bir kısımını alamız lazım. Ardından da zindanlar. Bir de iksir profesörünün odasına girmenin bir yolunu...''

Paula son söylediklerinden sonra Elina'nın büyüyen bakışlarına bakmadan, keyiflie gülümseyerek onu kolundan tuttu. Dışarı çekerken tek düşündüğü intikamdı. Tatlı, soğuk yenecek, lezzetli bir intikam...