|
| Süpriz Karşılaşma | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Eurydice Black Slytherin Bina Sorumlusu, İksir Profesörü
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2206 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 12424 Ekspresso Puanı : 89 Kayıt tarihi : 05/06/08
| Konu: Süpriz Karşılaşma Paz 05 Ekim 2008, 16:44 | |
| Tarih: Eylül 1950 Hava Durumu: Açık, güneşli | |
| | | Eurydice Black Slytherin Bina Sorumlusu, İksir Profesörü
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2206 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 12424 Ekspresso Puanı : 89 Kayıt tarihi : 05/06/08
| Konu: Geri: Süpriz Karşılaşma Paz 05 Ekim 2008, 16:45 | |
| Mükemmel geçen bir yazın ardından dönüşün hüzünlü dansıyla baş başa kalmak insanların aylar süren mutluluğunu bir günde yerle bir edebilirdi. Bütün senenin yorgunluğu, bitmek tükenmek bilmeyen ders ve sınavlar o tatil anında kuş olup kanatlanırdı sanki. Dönmenin verdiği hüzün olmasa tabi…
Okul biter bitmez gittikleri Yunanistan’da anne ve babasının -önemli- işlerinden dolayı epey vakit geçirmişlerdi. Hele tatilin son bir buçuk ayı… Elizabeth’in keyfine söylenecek yoktu. Tatilinin son bir buçuk ayını Yunanistan’ın Santorini adasında bir büyücü beldesinde geçirmek ona epey yaramıştı. Güneşin alabildiğince parıldadığı minik bir büyücü köyünde köye oranla büyücek bir ev kiralamışlardı. Küçük, ahşap kapının demirlerinden gelen gıcırtıya aldırış edilmezse mükemmel bir yerleşim yeriydi. Kapının hemen ilersinden sahile inen yol yemyeşil ağaçlar ile örtülüydü. Sahil şeridine inildiğinde ise yol boyunca sıralanmış aktarlar, ateş viskisi ve kaymak birası satan yerler, restoranlar… Daracık yolları, bembeyaz evleri, bitmek tükenmek bilmeyen yeşili ile cennetten kopma bir parçaydı Santorini. Bir büyücü kasabası olduğunu aktarlardan ve etrafta dolanan garip giysili cadılardan anlayabilirdi gelen büyücüler. Kasabada olmayan ve gerek duyulmayan tek şey Muggle’lar ve Muggle araçlarıydı…
Buğday rengine dönmüş teni gözlerini iyice ortaya çıkarmıştı. Saçları iyice sararmış, yüzmekten olsa gerek vücudundaki tüm fazlalıkları bir kenara atmıştı. O yaz epey uzattığı, sarı saçlarındaki siyah tokalar saçlarını ortaya çıkarmış, boyu epey uzamıştı. Bir beden küçük aldığı kıyafetleri üzerine tam oturmuş, incecik belini meydana çıkarmıştı. Kirpikleri daha da kıvrılmış, küçük burnu ise estetiğinden hiç vazgeçmemişti. Ruhu da büyümüştü boyunun yanında. Büyütmediği tek şey vardı; aynı kötü kalp… Ailesi haricindeki kimseyle konuşmuyor, konuşsa dahi tek tük cevaplarla konuları kapatıyordu. Tepenin aşağısındaki tahta evde oturan çocuğun kendisine olan yakınlaşmasını da fark etmiyor değildi. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın bu iş olmayacaktı. O’nun anısı hala kalbinde yaşıyordu. Boynunda taşıdığı yeşil göz O’nu hep hatırlatacaktı. Yeşil gözlü çocuk…
Tatilden döneli yaklaşık bir hafta olmuştu. Okulların açılmasına da yaklaşık bir hafta vardı. Odasında bir köşeye fırlattığı bavulu hala açılmamış, Elizabeth’i bekliyordu. Açmak ta istemiyordu aslında. Hiçbirini giymeyecekti nasılsa… Dayrnt’ın gelip kendisini haberdar etmesiyle başını kitabından kaldıran Elizabeth, oturduğu yerden kalkıp odasına yürümeye başladı.
Uzun zamandır dolabın bir köşesinde sıkışıp kalmış olan siyah elbiseyi iyice silkeledikten sonra aynanın karşısına geçip üzerine tuttu. Bedeni olabilirdi ama boyu… O anda dışarıdan gelen bağrışmalar ile kulaklarını dikip olanları dinlemeye koyuldu.
-Bana ne yapacağımı söyleme anne!
Başını iki yana sallayıp ağabeyi Dayrnt’ın artık ezberlemiş olduğu sözlerini bir kenara itip üzerindekileri çıkarmaya koyuldu. Siyah buluz ve dar pantolon yeri boylarken onun yerini almış, aynı darlıkta fakat bir o kadar kısa elbise aynadan genç kıza gülümsüyordu. Ayağındaki renkli ayakkabıları bir kenara fırlatıp dolabındaki siyah Converse’leri çıkardı. Bir hışım giydiği elbise ile büyük bir ahenk içindeki ayakkabılar giyilmenin verdiği mutlulukla adeta canlanmış, yerinde duramıyordu. Her zaman taktığı siyah, lastik tokalar ile iyice sararmış saçlarını kuyruk yaptıktan sonra okulun Slytherin pelerinini üzerine geçirdi. Masasının üzerindeki asasını aldıktan sonra dışarı çıktı. Black Malikânesi’ndeki dönen merdivenleri inip, uzun koridorları arşınladıktan sonra oturma odasına vardı. Bay ve Bayan Black her zamanki koltuklarında oturmuş, iki ağabey ise şöminenin önünde tur atıp duruyorlardı. Elizabeth’in indiğini gören büyük ağabeyi;
-Oo… Prenses hazretleri lütfettiler. Neredesin sen ya? -İki dakika bekledin de Avada mı yedin? -Hayır ama- -Çocuklar yeter!
Salonda yankılanan sesin sahibi Bayan Black oturduğu yerden kalkmış, şöminenin önüne gitmişti. Upuzun sarı saçları ve yeşil gözleri ile Elizabeth’i süzüyordu. Biraz sonra gözlerini çekmiş, aynı gözleri diğer çocuklarına yöneltmişti. Bu sırada Bay Black şöminenin içine girmiş ve
-Knouctorn Yolu diye bağırmıştı.
Ardından Bayan Black Elizabeth’e minik bir anahtar uzatarak Gringotts’a gitmelerini ve kasadan bir miktar para almalarını söylemişti. Elizabeth başını hafifçe sallayarak şömineye girdi.
Diagon’a vardığında birçok büyücü ailenin orada olduğunu fark etti. Geçerken selam veren Slytherin öğrencilerine başıyla hafifçe selam veriyordu. Ardında beliren ağabeylerini arkasına katarak Gringotts’a doğru yürümeye başladı. Okul alışverişinden hiçbir zaman haz etmemişti. Şimdi çekecekleri para ile alışveriş yapacaklardı. İyice kısalan eteğini değiştirecek, yeni cüppeler alacaklardı. Büyücü Aktarı’nın önünden geçerken burnuna ilişen mayhoş koku ile bir an sendeledikten sonra yüzü tekrar eski halini aldı ve yürümeye başladı. Gringotts kar beyazı binası ve yamuk yapılmış mimarisi ile göklere dek uzanan bir binaydı. Uzun merdivenleri çıkarken içerideki minik gürültüleri dinlemeye koyuldu. Görkemli kapıdan içeri girdiğinde varmış olduğu hol ve içerideki minik cinler dudaklarındaki kıvrımın artmasına neden oldu. Koridor tarzı, iki yanı uzun masalarla çevrili hol ve etrafta dolanan kırmızı cüppeli cinler Gringotts’a ayrı bir hava katıyordu. İki uzun masanın bitimindeki büyük kürsüde oturan yaşlı bir cin ne yapmak istediklerini sorarken diğer taraftan gelen ses ile başını o yana çevirdi Elizabeth. Ve gördüğü manzara ile şaşkınlıktan oracıkta takılıp kalmıştı: Dennise…
Saçlarındaki bukleler iyice kıvrılmış, yüz hatları daha da sertleşmiş, boyu epey uzamış ve mükemmel bir görünüme sahip olmuştu. Siyah cüppesi üzerinde, konuşurken dahi belli olan gamzesi ile yanındaki adama bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Elindeki parşömenler ve telli dosyalar onun burada çalıştığının göstergesiydi. Yoksa değil miydi? O anlık donukluğu üzerinden atıp Dennise’e doğru koşar adım ilerlemeye başladı. Yanına vardığında onun da konuşması bitmiş olacak gözlerini Elizabeth’e dikmişti. Elizabeth şaşkınlık ve sevinç içinde;
-Dennise! Seni görmek ne güzel. Beni hatırladın mı? Ben Elizabeth...
En son Elizabeth Clara Black tarafından Salı 07 Ekim 2008, 22:21 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
| | | Marietta Dennise Black
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 260 Yaş : 36 Kan statüsü : safkan Galleon : 12345 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/12/07
| Konu: Geri: Süpriz Karşılaşma Paz 05 Ekim 2008, 19:56 | |
| Dennise o sabah gerçekten de meşguldü. Hogwarts açılacağı için yeni kasalarında açılması gerekiyordu. Geçen sene Ticaret Standartları kurulu başkanlığında yaptığı görüşme üzerine bu sene faaliyete geçmişlerdi. Zor olmuştu ama cin cüceleri ikna edebilmişti. Uzun zamandır açılmayan kasaların alanları bir miktar azaltılmış ve istek üzerine aile kasalarının içinde küçük özel kasalar açılmıştı. İşte bu sabahta bununla ilgili bir pürüz çıkmıştı ve Dennise bunu çözmek üzereydi. Karşısında daha Hogwartsdan bu yıl mezun olmuş çaylak bir memura yapması gerekenleri anlatıyordu.
"Yanına bir kaç cin al. Doğruca 45.kata in. Kasa numarası 179. Açılış kodları bu dosyada yazılı." Dosyayı ona uzattı. Boşta kalan ellerini bir an nereye koyacağını bilemedi. Karşısındaki adama yeniden baktı. Acemi olduğu için biraz tereddüt ediyor gibiydi. Dosyayı açıp içine baktı.
"Kasası daraltılan müşteri değil mi?" Dennise kafa salladı ve ekledi. "Gereken büyüyü 'torcio repello!' bu arada bunu da öğrenmiş ol: Gringotts'un kendine özgü büyülerinden biridir ve sadece kasalarda işe yarar. Genişlik ve ferahlık hissi yaratır.
"İşe yarar mı efendim?"
Dennise çok soru sorulmasından sıkılmıştı. Ellerini beline koyup: "Dediğimi yap yeter!" dedi. Aniden sağ tarafında beliren sarı-siyah şekile doğru döndü. -Dennise! Seni görmek ne güzel. Beni hatırladın mı? Ben Elizabeth... Dennise bu sarışın kızı görünce yüzünde bir gülümseme oluştu. Bu Elizabeth'di... Onu görmeyeli neredeyse yıllar olmuştu. Elizabeth Hogwarts'taki en küçük Black'ti. Küçüklüğünden beri, Dennise ne zaman Londraya gelse malikanede hep onunla ilgilenirdi. Büyükannesi Dennise'ten sonra gördüğü en yaramaz torunu olduğunu ve aynı Dennise gibi baykuşlarının kuyruğunu tutuşturduğunu anlatırdı hep. Daha küçücük bir kızken ve Dennise daha İsviçrede'yken Dennise'e mektuplar yazardı. Dennise'in gözlerinden ışık hızıyla geçmişti bunlar... Kollarını öne doğru uzatıp hafifçe ona sarıldı.
"Ahh Elizabeth! Seni nasıl hatırlamam?! Hoşgeldin canım."
Geri çekilip ona baktı. Ne kadar da büyümüş ve güzelleşmişti. Küçüklüğünde saçlarını topladığı siyah tokalarıyla yine saçını toplamıştı ve suratında yine muzip gülümsemesi vardı. "Aman Tanrım,ne kadar değişmişsin. Harika bir cadı olmuşsun." Şöyle bir etrafına baktı ve ekledi: "Marcus mu getirdi seni, hadi gel odama çıkalım. Orada daha rahat ederiz."
Siyah uzun çizmeleriyle yavaş yavaş beyaz mermer merdivenlere doğru yürürken bir yandanda yanında yürüyen Elizabeth'i inceliyor, suratında hafif bir gülümsemeyle onu dinliyordu. | |
| | | Eurydice Black Slytherin Bina Sorumlusu, İksir Profesörü
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2206 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 12424 Ekspresso Puanı : 89 Kayıt tarihi : 05/06/08
| Konu: Geri: Süpriz Karşılaşma Ptsi 06 Ekim 2008, 16:57 | |
| Elizabeth Dennise ile buluşmanın verdiği şaşkınlık ve mutluluk arası bir duygu ile karşısındaki genç cadıya gülücükler atıyordu. Böylece onun hayattan soyutlandığını ve gülmeyi dahi unuttuğunu düşünen annesi yanıldığının farkına varacaktı. Elizabeth'in şen şakrak konuşmalarına karşın Dennise'in verdiği cevap oldukça iç ısıtıcıydı.
- Ahh Elizabeth! Seni nasıl hatırlamam. Hoşgeldin canım.
İki kuzen birbirine sarıldıktan sonra kendini geri çeken Dennise oldu. Kömür karası gözlerini Elizabeth'in üzerinde gezdiriyordu. Kısa bir incelemenin ardından;
- Aman Tanrım,ne kadar değişmişsin! Harika bir cadı olmuşsun. Marcus mu getirdi seni? Haydi gel odama çıkalım. Orada daha rahat ederiz.
- İnanmıyorum! Marcus'da burada mı çalışıyor?
Dennise'in verdiği cevap üzerine bir şaşkınlık daha yaşayan Elizabeth, genç cadının ardına takılıp beyaz, mermer merdivenlere doğru yürümeye başladı. Dönen merdivenler Black Malikânesini anımsatıyor gibiydi. Duvarlardaki çeşitli büyücü tabloları ve şamdanlar uzun süredir temizlenmemekten örümcek ağı kaplamıştı. Aşınmaktan kayganlığını yitirmiş yerler, Black Malikânesi'ndeki aynı, koyu duvar rengi ve etrafta dolanan minik cinler ile uzun yıllar yaşamını sürdürdüğünü kanıtlar nitelikteydi Gringotts. Dennise'nin koridorun sonundaki tahta kapıyı aralamasıyla içeri giren kuzenler, muhabbete başlayabilmeleri ve uzun yılların özlemini yok edebilmeleri için karşılıklı oturmak için bir anda harekete geçtiler. Elizabeth bir yandan odayı inceliyor, bir yandan da oturmaya çabalıyordu. Kalın, koyu renk perdeleri ahşap camları örtüyordu. Yerdeki ahşap zemin ve onunla büyük bir uyum sağlayan masa-kitaplık takımı yeni gelen misafirlerine hoşgeldin diyordu. Elizabeth hafifçe içini çektikten sonra;
- Odan çok güzelmiş Dennise... Senin burada olduğunu bilmiyordum. Bugünkü karşılaşma da tamamen şans eseriydi.
Genç cadının masasına bir göz gezdirirken gördüğü yanık kuş tüyü ile bir an gülümsedikten sonra aynı neşeli cıvıltıyla;
- Hala başkuşunun kuyruğunu tutuşturduğunu söylemeyeceksin değil mi?
Dedikten sonra hafifçe bir kahkaha attı. Yanağında beliren minik gamzesi ile konuşmaya devam etmişti Elizabeth. Büyükannesinin anlattığına göre Dennise'de ailenin en yaramaz üyelerindenmiş. Baykuşun kuyruğunu tutuştururmuş. Elizabeth söyleyeceği şeyin komikliği ile bir an sırıttıktan sonra;
- Geçen gün Eros'un kuyruğunu tutuşturdum. Tabi yanlışlıkla... dedi ve kahkahalara boğuldu.
Bir müddet sonra kendine geldi ve karşısında keyifle gülen kıza sır veriyormuşçasına eğilerek Yunanistan'ı anlattı. Anne ve babasının -önemli- işi nedeniyle gittikleri Yunanistan'ı çok beğenişini, Dayrnt'a yaptığı şakaları, annelerinden gizli ateş viskisi içtiklerini ve ona sarkan fakat karşılığında sağlam bir büyü yiyen çocuğu anlattı. Bunları anlatırken o kadar neşeliydi ki karşısındaki Dennise'i bile güldürebiliyordu...
En son Elizabeth Clara Black tarafından Salı 07 Ekim 2008, 22:27 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Marietta Dennise Black
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 260 Yaş : 36 Kan statüsü : safkan Galleon : 12345 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/12/07
| Konu: Geri: Süpriz Karşılaşma Salı 07 Ekim 2008, 21:31 | |
| Dennise ve Elizabeth şimdi Dennise'in odasına geçmiş orda muhabbete devam ediyorlardı. Dennise'in masasının önündeki koltuklara karşılıklı oturmuşlardı. Elizabeth anlattıkça Dennise hevesle onu dinliyordu.Evet o daaynı Dennise gibi baykuşunun kuyruğunu tutuşturma hikayesini hatırlamıştı ve Dennise'e hala böyle bir şey yapıp yapmadığını söyleyince Dennise içtenlikle gülümsemişti. Eros'u biliyordu. Elizabeth'in emektar baykuşuydu. O baykuşa yapmadığı şey kalmıyordu ama baykuş yinede Elizabeth'i çok severdi. "Geçen gün Eros'un kuyruğunu tutuşturdum. Tabi yanlışlıkla..."
Dennise bir kahkaha attı: "Sana inanamıyorum Elizabeth. O yaratık seni çok seviyor. Ona böyle davranma..." Ama gülmekten bir türlü kendini alamıyordu. İki kız bir süre böyle kıkırdadıktan sonra Elizabeth bu yaz Yunanistana gidişinden ve oradaki maceralarından bahsetti.Dayrnt da onlarla beraber gitmişti ve Elizabeth yaramazlık konusunda Eva ve Dennise'in kopyası gibiydi. Birden Eva geldi aklına. Çok uzaklardaydı şimdi. Bırakıp gitmek zorunda mıydı sanki? Ama annesiyle mutlaka konuşması gerekiyordu. Bu yüzden İspanyada kalacaktı biraz. Büyükannesi de bu kounda ona hak veriyordu.Bu arada Dennise cinlerden birini çağırmıştı."Ne içersin tatlım? Ben zencefilli çay alacağım.E lizabeth de istediğini söyleyince Dennise'in cine küçük bir işaretiyle cin yok oldu ve bir kaç dakika sonra elinde fincanlarla dönüp onlara servis yaptı. Dennise çayını alıp arkasına doğru yaslanırken Elizabeth'e baktı.
"Bende yazın bir aylığına Zürich'e kaçabildim. Geçen yıl gerçekten çok yoruldum. Marcus herkesten gizlice Mısıra gidince buradaki bütün işler bana kaldı tabii. Biliyorsun büyükannem onun gidişine nasıl da kızmıştı. Neyse şimdi döndü de biraz rahatladım."
Çayından bir yudum alıp küçük sehpaya fincanı bıraktı. Ruju akmasın diye peçeteyle ağzının kenarını hafifçe sildi. Sonra bacak bacak üstüne atıp yeniden geriye yaslandı.
"Eee? Sen neler yapıyorsun Hogwarts'ta? Duyduğuma göre biz Black'ler çetesinin yokluğunu aratmıyormuşsunuz! Büyükbabamın Ewergreen'deki eski köşküne yerleştiğimden beri Malikaneden bayağı uzak kaldım. Büyükannem bana çok darılmış olmalı.Haberlerinizi Bella ile dışarda buluşup alıyorum."Durup bir an düşündü.Gözlerini bir süre tavanda gezdirirken yeniden konuştu: "Aslında birkaç gün malikaneye uğrayabilirim.Amcamı ve yengemi de çok özledim."
Gülümsedi. Birkaç aydır kendini o köşke kapatmıştı. Fazla kimseyle görüşmüyordu. Elizabeth ona müthiş bir rahatlama gibi gelmişti. | |
| | | Eurydice Black Slytherin Bina Sorumlusu, İksir Profesörü
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2206 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 12424 Ekspresso Puanı : 89 Kayıt tarihi : 05/06/08
| Konu: Geri: Süpriz Karşılaşma Salı 07 Ekim 2008, 21:59 | |
| - Ne içersin tatlım?Ben zencefilli çay alacağım.
Elizabeth Dennise'in sorusuna yanıt olarak;
- Ben ada çayı istiyorum. Biliyorsun Büyükanne Black her zaman şifalı olduğunu söyler.
Dedi ve arkasına yaslandı. Az önce istekleri alan cin elinde büyücek bir tepsiyle geri döndü. Elizabeth aldığı ada çayını keyifle yudumlarken Dennise'i dinliyordu. Geçen yılki Zürich seferini anlatıyordu. Marcus'un gizlice gittiği Mısır'ı ve buna karşılık Büyükanne Black'in öfkesini bir bir sayıyordu. Elizabeth hem gülüyor hem de çayından yudumlar alıyordu. Ayaktayken kısa diye tanımladığı elbisesi oturunca daha da kısalmıştı. Gözü sürekli yarı çıplak bacaklarına kayarken Dennise'in sorusu onu daldığı alemden pat diye yeryüzüne indirmişti.
- Eee? Sen neler yapıyorsun Hogwarts'da? Duyduğuma göre biz Blackler çetesinin yokluğunu aratmıyormuşsunuz!
- Arghh... Okul... Deborah adında pis bir melez benimle uğraşıyor. Geçenlerde bana çarptı ve yere düşmeme sebep oldu. O kızı öldürmeme ramak kalmıştı. Ama sonra asamı geri çekmek zorunda kaldım. Ehh bu yaşta Azkaban'a gitmek istemem doğrusu...
dedi ve Dennise'e göz kırptı. Aklına yeni geliyormuşçasına;
- Ahh... Tabi bir de Sponge'miz var. Bana asılan aptal... Yediği kara büyü ona yetmedi anlaşılan. Ama onu öldürmeme de ramak kaldı... O'nun yerine nasıl göz diker Dennise!
Dedi ve boynundaki kolyeyi okşadı. Dennise bütün olanları biliyordu. Malikânenin karşısındaki evde oturan yeşil gözlü çocuk ile paylaştıklarını, hayatında bir kez dahi olsa birine güvenmeye çalıştığını, ve çocuğun öldüğü günkü halini... Son söyledikleriyle Dennise'in neşeli hali bir yerlerde kalmıştı. Anlaşılan cenaze günü Elizabeth'ten taşan öfkeyi hatırlamıştı. Zaten bir tek o ve annesi destek olmamış mıydı Elizabeth'e?
- Aslında birkaç günlüğüne Malikâne'ye uğrayabilirim. Amcamı ve yengemi çok özledim.
- Ne diyorsun Dennise! Gerçekten gelir misin Malikâne'ye? Büyükannem seni uzun zamandır görmediği için homurdanıyordu. Hem sana yeni aldığım cüppelerimi gösteririm... | |
| | | Marietta Dennise Black
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 260 Yaş : 36 Kan statüsü : safkan Galleon : 12345 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/12/07
| Konu: Geri: Süpriz Karşılaşma Çarş. 08 Ekim 2008, 11:32 | |
| "O'nun yerine nasıl göz diker Dennise!"
Dennise anlar gibi kafa salladı. Malikanenin karşısında oturan büyücü ailesinin küçük oğlu. Şimdi hatırlar gibiydi. Muhtemelen o aile Slweyn'lerdi.O çocuk ve Elizabeth birbirlerinden çok hoşlanırlardı. Elizabeth'in nihayet birine güvendiğini kendi gözleriyle görmüştü. Ama o gece... Elizabeth'i zar zor yakalayabilmişti ve anında ordan malikaneye buharlaşmışlardı. Olanları anlatması, hatta hatırlaması bile çok zordu. Elizabeth günlerce kimseyle konuşmamıştı. Cenaze günü bu yüzden büyük bir öfke patlaması yaşanmıştı ve eve geri döndüğünde nihayet gecikmeli de olsa Elizabeth odasına gider gitmez ağlamaya başlamıştı. Yanında sadece Dennise ve yengesi vardı.Dennise o gece onunla kalmış ve sabaha kadar onu sakinleştirmişti ve bir daha da asla bu konudan bahsetmemişlerdi. Gözünün önünden ışık hızıyla bunlar geçti."Çok haklısın" dedi Dennise cılız bir sesle. Elizabeth'in gözlerinin bir yere kilitlenmiş olduğunu görünce konuyu değiştirmek adına belki malikaneye gelebileceğinden bahsetti.
"Ne diyorsun Dennise! Gerçekten gelir misin Malikâne'ye? Büyükannem seni uzun zamandır görmediği için homurdanıyordu. Hem sana yeni aldığım cüppelerimi gösteririm... "
Dennise büyükannesinin adını duyunca gözlerini tavana dikti. Evet ona sıkı bir açıklama yapması gerekiyordu. Öte yandan evi de çok özlemişti. Çayından bir yudum daha aldıktan sonra:"Evet evet. Bu hafta içinde uğramaya çalışırım. Bir kaç gece orda kalmak bana da iyi gelecektir. Seninle de eskisi gibi sabaha kadar otururuz yine."
Yeniden gülümsemeye çalıştı ama hatırlanmış acı bir olayın ardından gülümsemek çok zordu. Tanrıya şükür ki Alex hala yaşıyordu. Ölse Dennise ne yapardı ki! Bunu daha önce hiç düşünmemişti. Şimdi kendisinden çok uzakta ve yerini bilmediği halde onun için biraz endişeleniyordu. Kafasını toplamalıydı. Elizabeth'e baktı :"Eee sen ne için gelmiştin Gringotts'a?Önemli bir işin varsa hemen halledebiliriz." | |
| | | Eurydice Black Slytherin Bina Sorumlusu, İksir Profesörü
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2206 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 12424 Ekspresso Puanı : 89 Kayıt tarihi : 05/06/08
| Konu: Geri: Süpriz Karşılaşma Çarş. 08 Ekim 2008, 16:29 | |
| - Evet evet. Bu hafta içinde uğramaya çalışırım. Bir kaç gece orda kalmak bana da iyi gelecektir. Seninle de yine eskisi gibi sabaha kadar otururuz.
- Evet otururuz. Dedi ve bardağındaki ada çayının son damlasını da yudumladı. Bardağı yerine koyarken farkettiği, son üç aydır bir türlü iyileşme göstermeyen ve devamlı kanayan, kara büyü nedeniyle oluşan kesik tekrar sulanmış, kan damlatmaya hazırlanıyordu. Bileğindeki saati hafifçe gevşettikten sonra arkasına yaslandı.
- Eee sen ne için gelmiştin Gringotts'a? Önemli bir işin varsa hemen halledebiliriz.
- Hayır, hayır! Önemli bir işim yoktu. Sadece annemin çekmemizi istediği para için gelmiştik. Malûm okul alışverişi... Ama merak etme. Eminim Dayrnt bu işi halletmişttir.
Dedi ve kolundan süzülen, hissettiği sıcak ile soğuk arası bir bir duygu ile gözlerini bacağına kaydırdı. Kolunun gizlemeye çalıştığı kısmından damlayan kan damlası Dennise'e kendini henüz farkettirmemişti.
- Lanet olsun! dedi ve önündeki peçetelikten aldığı bezle bacağını temizledikten sonra kolunu sildi. Dennise olanların yeni farkına varmıştı. Soran gözlerle Elizabeth'e bakarken suratının ifadesi bir anda değişmişti.
- Önemli birşey değil. Sadece karabüyü... Çalışırken kazara meydana geldi.
Dedi. Merak ettiği bir şey vardı. Eli hala kanayan kolunu tutuyordu. Suratındaki ciddi ifadeyi bin bir parçaya bölerek;
- Yengem omzundaki İguana dövmesini öğrendi mi? Dedi ve bir kahkaha bastı. | |
| | | Marietta Dennise Black
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 260 Yaş : 36 Kan statüsü : safkan Galleon : 12345 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/12/07
| Konu: Geri: Süpriz Karşılaşma Çarş. 08 Ekim 2008, 21:29 | |
| "Lanet olsun."
Dennise'in gözü birden Elizabeth'in bileğine kaydı. Ama Elizabeth hemen peçeteyle üstüne bastırıp kapattı. Dennise'ten saklamak ister gibiydi. Dennise kaşları çatılmış bir halde ona bakarken, o hemen Dennise'in sorusu anlamıştı.
"Önemli bir şey değil. Sadece karabüyü... Çalışırken kazara meydana geldi." Biraz canı yanar gibiydi ama belli etmemeye çalışıyordu. Konuyu değiştirmek adına başka bir soru sordu. "Yengem omzundaki İguana dövmesini öğrendi mi?" Dennise eline aldığı fincanın üstünden kocaman açılmış gözlerle Elizabeth'e baktı. Fincanı kucağına indirip şaşkınlıkla gülümseyerek Elizabeth'e cevap verdi. "Tanrım! Elizabeth sen çıldırdın mı? Tabii ki hayır. Öğrense ne olur düşünemiyorum ama bir koparma büyüsü yapmaya çalışacağından eminim." Bir an dehşetle annesinin asasının ona çevirli olduğunu düşündü. Sonra devam etti: "Sonra pişman olup özel iksirlerinden biriyle iyileştirmeye kalkardı herhalde." Kendini tutamayarak o da bir kahkaha attı. Gözleri yeniden Elizabeth'in bileğine kaydı.İçi rahat etmemişti. Çay fincanını masanın üstüne bırakıp elini öne doğru uzattı. "Ben bir bakayım. Ver kolunu. Önemli bir şey olabilir." Elizabeth biraz istemeyerek de olsa kolunu uzattı.Dennise peçeteyi kaldırıp kesiğe baktı. Fazla derin değildi. Koyu renk ince bir kan sızıyordu. Yarayı incelerken yeniden konuştu. "Fazla önemli bir şey yok. Asa tutan kolun değil mi?olması doğal.Sanırım bir kere daha kanayabilir. Ne büyüsü yaptın bilmiyorum ve sormayacağım da ama geyik otu sürsek fena olmaz." Arkasını dönüp asasını dolaba tuttu.
"Acio geyik otu!" İnce uzun bir şişe alttaki dolaptan fırlayıp Dennise'in eline geldi. Dennise kapağını açıp yaraya azcık döktü. Derinin yüzeyini kaplayan yeşil sıvı anında yok oldu ve yara kapandı ama hala izleri duruyordu. "Şimdi daha iyi gibi sanırım." Geyik otunu masanın üstüne koyup geriye yaslandı. Elizabeth de elini çekip kendisi daha yakından baktı. "Burda bazen ihtiyacım oluyor buna. Hele ilk lanet kırışımda benimde bileğim çok kanamıştı. Şimdi fazla ihtiyacım olmuyor." Yan gözle cam şişeye baktı. | |
| | | Eurydice Black Slytherin Bina Sorumlusu, İksir Profesörü
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2206 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 12424 Ekspresso Puanı : 89 Kayıt tarihi : 05/06/08
| Konu: Geri: Süpriz Karşılaşma Salı 14 Ekim 2008, 17:46 | |
| - Tanrım! Elizabeth sen çıldırdın mı? Tabiki hayır! Öğrense ne olur düşünemiyorum ama bir koparma büyüsü yapmaya çalışacağından eminim. Sonra pişman olup özel iksirlerinden biriyle iyileştirmeye kalkardı herhalde.
Elizabeth yerinde küçük bir kahkaha atarken Dennise elindeki yarayı farketmiş olacak zarif elinin içine aldığı Elizabeth'in elini sıkı bir incelemeden sonra
- Fazla önemli bir şey yok. Asa tutan kolun değil mi? Olması doğal. Sanırım bir kere daha kanayabilir. Ne büyüsü yaptın bilmiyorum ve sormayacağım da ama geyik otu sürsek fena olmaz.
Elizabeth gözlerindeki minneti Dennise'e aktarırken koluna temas eden Geyik otu ile hafifçe irkildikten sonra kolundaki yeşil-sarı sıvıya baktı. Bileğinin yarısını örten sıvı bir müddet sonra kurudu ve Elizabeth bileğindeki değişimi gözlerini daha da açarak izledi. Kolundaki kanama durmuş, yarığın etrafındaki kızarıklıklar yok olmuş ve yara tamamen kapanmıştı. Fakat kolunda kalan tek şey yaranın iziydi...
Şöyle bir göz gezdirdikten sonra başını kaldırıp;
- Sağol, Dennise! Eminim bu küçük ayrıntı beynimin kenarından bile geçmezdi.
Ne kadar zeki olsa da İksir'de iyi değildi. Yaptığı morlu-mavili karışımlar, Sy'nin yaptırdığı sümüklü böcek içeren (!) iksirler, annesi ile hazırlamaya çalışıp bir türlü beceremediği ve sonunda iyi bir azar yediği tedavi amaçlı iksirler...
Gözlerini sağ (!) bileğindeki saatinde - ailedeki tek solak kişi- gezdirdikten sonra hafifçe bacaklarına vurup, Dennise'nin yüzüne bakarak;
- Artık gitmeliyim... Malûm, okul alışverişi... Eteğim yakında tavan yapacak. Annemi kızdırmak istemiyorsak hemen gitmem gerek. Tatlı sohbetin, yardımların ve çayın için çok teşekkür ederim. Bundan sonra uğrayacağım adreslerden bir diğeri de: Gringotts...
Dennise'e sarılıp yanağına minik bir öpücük kondurduktan sonra ağır adımlarla tahta kapıya yaklaştı. Tam çıkacaktı ki arkasını dönüp kuzenine el salladı.
- Malikâne'ye bekliyorum...
dedi ve tahta kapıdan dışarı çıktı. Yaklaşık bir saat önce çıktığı aşınmış, taş merdivenleri ayaklarını sürüyerek indikten sonra uzun koridoru geçti. Bu sırada onu dikkatlice süzen cinlere kısa bir bakış attıktan sonra büyük girişten dışarı çıktı. Merdivenleri hızlı bir şekilde indi ve Diagon'un derinliklerine karıştı... | |
| | | Marietta Dennise Black
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 260 Yaş : 36 Kan statüsü : safkan Galleon : 12345 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/12/07
| Konu: Geri: Süpriz Karşılaşma Cuma 17 Ekim 2008, 12:39 | |
| "Artık gitmeliyim... Malûm, okul alışverişi... Eteğim yakında tavan yapacak. Annemi kızdırmak istemiyorsak hemen gitmem gerek. Tatlı sohbetin, yardımların ve çayın için çok teşekkür ederim. Bundan sonra uğrayacağım adreslerden bir diğeri de: Gringotts..."
Dennise gülümsedi ve ayağa kalkan Elizabeth'e eşlik etti. İki kız sıkı sıkı birbirlerine sarıldılar. Sarı saçlarının güzel kokusu Dennise'in içine doldu ve ona malikaneyi ne kadar özlediğini hatırlattı. Birbirlerinden ayrıldılar. Dennise Elizabeth'e: "Peki canım. Diagon yoluna geldiğin zaman mutlaka bana da uğra olur mu?"
"Malikâne'ye bekliyorum..."
Dennise kafasını öne eğip yeniden gülümsedi. "Bu sefer mutlaka gelmeye çalışacağım.Ben gelmezsem büyükannem buraya gelir herhalde". İki kız son kez gülüşürken Elizabeth ona son bir bakış atıp dışarı çıktı. Dennise kendini çok daha iyi hissediyordu. Kuzeni ona iyi gelmişti. Masasının başına geçti.Başını ellerinin arasına alıp düşünmeye başladı. Annesi ve babasından uzakta olabilirdi ama bu diğer Blacklerden ayrı olması gerektiği anlamına gelmezdi. Hogwarts'tan mezun olduktan sonra ewergreen'deki eski köşke taşınmıştı. Büyükannesi en başta karşı çıkmış, hatta birkaç hafta gelip orda kalmış, onu ikna etmeye çalışmıştı.A ma Dennise yalnız yaşamak istiyordu. Başarmıştı da. Ama şimdi neden böyle canı çok sıkkındı?.. Galiba cevabı biliyordu. Fazla yalnız kalmıştı. Bu akşam eve gidip valizini toplayacak hiç değilse bir hafta malikanede kalacaktı. 1 haftanın sonunda gitmek isterse gidecekti. Büyükannesi bunu anlayışla karşılardı.
Geriye doğru yaslandı. Rocio aklına geldi. Şu kaçış olayından sonra resmen sır olmuştu. Hiç bir yerde onunla ilgili haber yoktu. Malfoy malikanesi defalarca aranmıış ve bulanamamıştı. Karagahta olması mmükün değildi.Peki karanlık Lord onu nereye kapatmıştı? Düşünceleri, ağzına kadr dolu evrak tepsisiyle içeri giren cin tarafından bölündü ve işine döndü. | |
| | | | Süpriz Karşılaşma | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |