Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  EkspresEkspres  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Soğuk Bir Gün

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Soğuk Bir Gün Empty
MesajKonu: Soğuk Bir Gün   Soğuk Bir Gün Icon_minitimePerş. 09 Ekim 2008, 23:19

Tarih:1950
Mevsim:Sonbahar'dan kışa geçiş
Hava Durumu:Soğuk ve yağmurlu-ara ara atıştırıyor-


Aynanın karşısında saçlarını tarayıp duran Mauritz, dikkatini kendinden çok camlara çarpan yağmur damlalarının çıkarttığı sese yönlendiriyordu. Ara ara da olsa çok feci yağan yağmur karşında çaresiz bir durumda camlara bakmakla yetindi. Tarağı yavaşça dolabına bırakarak cama doğru yürümeye başladı. Sol elindeki siyah kalemle sağ elinin baş parmağının hemen üstüne `Pör älskog o skönhet´ yazmaya başladı. Bu yazıyı her zaman yazardı, annesinin en sevdiği sözdü. Sözümona bunu yapmayacaktı hiçbir zaman, ama hoşuna giderdi. Yavaşça elindeki kalemi yatağının üstüne bıraktı. Üstnü değiştirmek için dolabını açtı ve uzun kollu, siyah üstünde `Perfektion´ yazan bir tişört; altınada dizboyu, siyah tonlarında bir etek çıkarttı ve çok geçmeden üstünü değiştirerek ayakkabılarını giydi. Yavaşça yatağına oturdu. Elini çenesine dayayarak gözlerini cama dikti. Yavaşça camın üstünde kayıp duran yağmur damlalarına gözü takılmış bir şekilde ayağında bir şey hissetti. Yere doğru baktığında ayağının dibinde dolaşan kedisi Angello Svärd'ı farketti.

"Uhm... Gullig katt pör Angello Svärd. Gullig"

Yavaşça Angello'yu kucağına alarak sevmeye başladı. Kedisinin tavrından acıktığı hissine kapılarak, "Du hungrar?" dedi. Hemen kedisine yiyeceklerinden vererek, camdan dışarıya baktı. Yağmur dinmiş, her yer ıslaktı, güzel bir gün ışığı görmek umuduyla savrulan ağaçlara bakan Mauritz, ceketini alarak yatakhaneden ayrıldı. Merdivenlerden yavaşça inerken, keskin gözlerini etrafta dolaştırmayı unutmuyordu. Merdivenlerden hemen sonra gelen uzun ve yorucu koridorlardan gene aynı hızda geçerek büyük salonun kapısına ulaştı. Ravenclaw masasına uğramadan uzaktan içeriye göz attı. Ayakta bir oyana, bir buyana gezinip duran Antikrist'i gördü. Çok ses çıkartmayarak "Hej!" dedi, elini sallayarak. Ama ne varki Antikrist, Mauritz'i farkedememişti. Ona bir şey söyleyip gidecekti, ama görmediği için biraz beklemek zorundaydı. Yavaşça büyük salonu terk ederek bahçe kapısına yöneldi.

Uzun koridoru takip ederek bahçe kapısına ilerlemeye başladı. Kapıyı ardına kadar açarak dışarıya çıktı. Islak çimlerden gelen güzel koku, Mauritz'i mest etmişti. Ağır ve kesik adımlarla çimlerin üzerinden bahçe boyunca yürümeye başladı. Az sonra bir tümseğin köşesine basarak ayağını burktu ve "Djävlar!" dedi. Neye karşı söylendiğini bilmeden, çok acımasa da ayağının üstüne basarak göl kenarına doğru ilerledi. Hafif topallıyordu sanki. Hava bulutluydu ve ara ara atıştıran yağmurdan kaygan olan çimlerin üstünde yürümek bir hâyli zordu: Hele tepelik bir yerde. Ilerdeki büyük ve iri gövdeli ağaca doğru ilerlemeye başladı. Ayağının üstüne bastıkça acısı artıyordu. Ağaca doğru ilerledi ve hâla kurulukta olan ağacın dibine oturdu. Göle doğru bir taş atarak, "Ne güzel" dedi, gölün görüntüsünden hoşnut olmuşcasına. Yavaşça yağan yağmuru seyrederken bir yandan da ceketine sıkı dıkı sarılıyordu.


Not: Kısalıktan dolayı özür dilerim, geceleri ilham yokta :)


En son Mauritz Romain Lagerlöf tarafından Cuma 10 Ekim 2008, 10:43 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Norwen Jonathen Soulthen
Baş Şifacı ~ Yaratıkların Yol Açtığı Yaralanmalar
Norwen Jonathen Soulthen


Erkek
Ruh hali : Soğuk Bir Gün Hmbl7
Mesaj Sayısı : 1001
Yaş : 34
Kan statüsü : P.B.
Galleon : 11850
Ekspresso Puanı : 1
Kayıt tarihi : 02/10/08

Soğuk Bir Gün Empty
MesajKonu: Geri: Soğuk Bir Gün   Soğuk Bir Gün Icon_minitimePerş. 09 Ekim 2008, 23:53

Dışarıdaki hava Norwen'in tam istediği gibiydi: kapalı ve zaman zaman yağmurlu. Bu tür dengesiz havalar Hogwarts'taki gürültücü kalabalığı, haddiden fazla soğuk olan göl kenarından uzak tutuyordu, böylelikle Norwen göl kenarında boş konuşan insanların kulak tırmalayan kahkahaları olmadan vakit geçirebiliyordu. Bugün de tam olarak öyle yapmayı planlamıştı. Hızlı ve kararlı adımlarla Hogwarts'ın koridorlarında yol alan Norwen arada selam vermek zorunda olduğu bir kaç kişiye selamını verdikten kendisini okulun bahçesine attı ve göl kenarına doğru hiçbir yere sapmadan yürümeye başladı.

Çevrede her şeyi sarıp sarmalayan bir toprak kokusu ile yeni bir yağmurun geleceğini haber veren sessiz bir esinti vardı. Toprak kokusu ve özellikle o sessiz serinti Norwen'in çok hoşuna gitti; çünkü bu birleşimin içindeki bir şeyleri kendine çok benzetiyordu. Belki esintinin soğukluğunu belki de sessizliğini.. ama kesinlikle kendisine ait bir şeyi.. Çimlerde birikmiş ve hala bozulmamış çiğ taneleri kimsenin göl kenarına gitmeyi tercih etmediğini Norwen'in yüzüne haykırıyordu ve bu da Norwen'in kendisini biraz daha mutlu olmasını sağlıyordu. Üstelik havanın hala kapalı olması günün güzel geçeceğinin en net kanıtıydı.


Göl kenarına neredeyse mutluluktan ıslıklar çalacakmış gibi varan Norwen gözüne karşısında duran ve altının kuru kalmış olma olasılığı yüksek olan bir ağaç kestirdi. Yavaşlamadan adımlarını o yöne doğru çeviren Norwen ağaca yaklaştıkça önünde bir siluetin kıpırdandığını fark etti. Bu muhtemelen yağmurdan kaçmaya çalışan bir sincaptı ya da yandaki ormandan gelen herhangi bir canlı! Norwen bunu pek takmayarak başını öne eğip yürümeye devam etti; fakat başını kaldırdığında orada birinin olduğunu ve geri dönmek için çok geç olduğunu fark etti. Hem içinde ister istemez bir merak dalgası kabarmıştı. Kim böyle bir havada, göl kenardında, ne yapardı ki? Artık orada oturana, ayak seslerini duyarabilecek kadar yakındı ve kıza yaklaştıkça onu tanıyormuş hissine kapılıyordu. Kendi binasında bu hatlara sahip biri vardı ama Norwen o kişinin düşündüğü arkadaşı değilse adıyla seslenip de rezil olmak niyetinde değildi.

Hala gölü izleyen kıza yaklaşarak alçak ama anlaşılır bir ses tonuyla "Burada vakit geçirmek için güzel birgün değil mi?" diye sordu ama bu soru daha bir -Merhaba, Burada ne işin?- gibi bir soru niteliğindeydi; fakat Norwen sormak istediği soruyu hep farklı kelimeler seçerek ve istediği sorunun ses tonuyla dile getirirdi. Bu daima işe yarayan bir yoldu, üstelik basmakalıp bir sohbet açma cümlesi de değildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Misafir
Misafir




Soğuk Bir Gün Empty
MesajKonu: Geri: Soğuk Bir Gün   Soğuk Bir Gün Icon_minitimeC.tesi 11 Ekim 2008, 13:34

Mauritz; eskiye takılı kalan biri değildi, ama ne zaman göle gelse eski zamanları yâdetmeden geçemiyordu. Aklına hep ailesiyle geçirdiği, sıcacık gülümseyişlerini, hoş ve bir o kadarda eğlenceli vakitlerini gözünün önünden ayıramıyordu. Kapalı olan havanın tek tük attırdığı yağmur taneleri ve serinliği doruğa taşıyan esinti Mauritz'in hoşuna gitmiş değildi. Üstündeki cekete sıkı sıkı sarılıp, göğüs hizasında ellerini birleştirdi ve biraz daha kenetleyerek, göle bakmaya devam etti. Boş boş bakınma olsa da ona huzur veren şeydi bu. Keskinlikle bakan gözlerini gölden ayırmıyordu. Bağlanmıştı âdeta. Galiba yalnız hissediyordu kendini. Hiç bir zaman böyle hissetmemiş olmasına rağmen, bu duyguyu olağan bir şekilde - yaşanmış olarak farzediyordu. Onu en çok ne sevindirirdi? Galiba bir elbise... Ya da en güzelinden bir kolye? Bazen böyle şeylere gereksinim duyardı. Şimdiki durumu ayayrı bir şeydi. Boş hayaller ve umutlarla, gölü öylece izliyordu.

"Ha min vissa förhoppningar, men Jag har ett visst hopp am att drömdema ska lykas."

Yavaşça ağzından bu kelimeler çıktı. Çok mu içine kapanıktı? Ya da başka bir şey? Bir anda iç çekerek, "Önsketänkande!" dedi. Umutsuzdu... Bazı şeylerden dolayı olsa gerek, yükümlülüklerini yerine getirmemeye başladı. Soğukkanlılıkla davranması gerektiği konusunda şüphesi yoktu ama umutları ve geleceği konusunda ne yapması gerektiğini henüz çözmüş değildir. Az sonra arkadan birinin ayak selerini duyar gibi oldu, kafası o kadar dalgındı ki arkaya bakmak ve 'kimsin sen?' demek yerine göle bakmayı tercih etti. Islak olan çimlerden sesleri ayırt edemezdi. Ama çok geçmeden duyulacak kadar sesli bir biçimde, "Burada vakit geçirmek için güzel birgün değil mi?" diye bir sessin hemen arkasından geldiğini daha şimdi anlayabilmişti. Norwen'di bu! Onu burada göreceğini sanmıyordu. Biraz şaşırmış yüz ifadesiyle kafasını yukarı kaldırdı. Siyah saçları rüzgarda dalgalanıyordu. "Aaa, seni burada bulacağımı ummazdım. Sahiden de iyi bir gün - iyi bir hava ve iyi bir..." iç çekerek kafasını göle doğru çevirdi.

"Senin ne işin var burada? Kafa dağıtmak için mi geldin?" diyerek, ağrıyan ayağının üstüne basmayarak ayağa kalkabilmişti. Ellerini tekrar göğüs hizasında bireştirerek, ağaca yavaşça dayandı. Kafasını göle doğru çevirerek, tekrar düşüncelerinin içine daldı. Biraz olsun düşüncelerden sıyrılıp kaldığı yerden, ailesiyle birarada olmayıp burada Hogwarts'ta eğitimini sürdürmek onun için çok önemliydi. Bir anda gökgürültüsüyle şaşkına dönen Mauritz, Norwen'e bakıp, Gel, oturalım istersen?" diyerek, sözü kestirip attı. Yağmur tek tükte olsa atıştırıyordu. Göle damlayıp, hoş bir görüntü veren yağmur damlalarını hiç kaçırmadan inceliyordu. Dikkatini onlar almıştı ve az sonra Norwen'le beraber az önce oturduğu ağacın dibine oturdular.

Not: Hepsi Isveççe'dir ^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Norwen Jonathen Soulthen
Baş Şifacı ~ Yaratıkların Yol Açtığı Yaralanmalar
Norwen Jonathen Soulthen


Erkek
Ruh hali : Soğuk Bir Gün Hmbl7
Mesaj Sayısı : 1001
Yaş : 34
Kan statüsü : P.B.
Galleon : 11850
Ekspresso Puanı : 1
Kayıt tarihi : 02/10/08

Soğuk Bir Gün Empty
MesajKonu: Geri: Soğuk Bir Gün   Soğuk Bir Gün Icon_minitimeC.tesi 11 Ekim 2008, 22:05

"Aaa, seni burada bulacağımı ummazdım. Sahiden de iyi bir gün - iyi bir hava ve iyi bir..." dedi Mauritz. Bunun üzerine Norwen'in beyninde düşünceler uçuşmaya başladı. -Ve iyi bir...- Neydi? İyi başka bir şey ne olabilirdi? Buna o kadar takılmayan Norwen, Mauritz'in kendisi için düşündüklerini, onun için düşünüyordu. Aslında O, Muaritz'i burada bulacağını ummazdı. Gerçi sadece Mauritz'i değil, hiçkimseyi burada bulmayı ummuyordu. Böyle bir havada kim zamanını göl kenarında geçirmek isterdi ki? Muhtemelen Norwen gibi sadece biraz kendi kendine kalıp düşünmek isteyen insanlar... Mauritz'de bunun için burada olmalıydı ve Norwen ister istemez kızın yanına giderek onu rahatsız ettiği hissine kapıldı; fakat tüm bu düşüncelerinden Mauritz'in sesini bir daha duyarak sıyrıldı.

"Senin ne işin var burada? Kafa dağıtmak için mi geldin?" diye sordu Mauritz aynı ses tonuyla ve olduğu yerden doğrularak. Norwen'inse cevaplamak için biraz düşünmesi gerekti çünkü burada olmasının asıl nedeni kafa dağıtmak değil aksine beynini kaosa sürükleyen düşünce demetlerini bir araya toplamaktı. Kendisiyle olan iç hesaplaşmasını bir sonuca bağlamak istemeseydi ve bir de... ama Norwen'in bunları Mauritz'e söyleyecek değildi; zaten o kadar samimi de değillerdi. Bunun üzerine her zamanki derinlerden gelen ses tonuyla "Herkesin biraz düşünmeye ihtiyacı vardır. Sanırım o zamanlarımdan birindeyim." dedi ve o bunu der demez şiddetli bir gökgürültüsü duyuldu. Norwen yanılmamıştı. Bulutlar henüz gökyüzünü göstermeye hazır değildi ve karşıdaki tepeden Hogwarts'a doğru gelen daha siyah bulutlar yeni bir yağış krizinin habercisiydiler.

"Gel, oturalım istersen?" dedi, Mauritz Norwen'e ve tektük damlaların teninde yarattığı histen pek hoşlanmayan Norwen kızın bu teklifini sessizce kabul edip ağacın altına oturdu. Norwen'in gözünden Mauritz'in ceketine sıkı sıkı sarıldığı kaçmamıştı ve Norwen bunu belli etmek istercesine "Böyle bir hava için biraz ince giyinmemiş misin?" diye sordu ve cümlesinin içindeki -biraz- sözcüğünü abartılı bir şekilde vurgulamıştı. Gerçi giydiği elbise kıza gerçekten çok yakışmıştı. Vücudunun ince kıvrımlarını ortaya çıkarıyor fakat ince bedenini tam olarak sarmıyordu ve bu uyum sadece Norwen'in değil hiçbir erkeğin gözünden kaçabilecek bir uyum değildi. Birden Norwen, Mauritz'in kendisinin varlığından rahatsız olduğu hissine tekrar kapılarak bundan önceki sorusunun cevabını beklemeden "Eğer rahatsız ediyorsam gidebilirim Mauritz. Yani yalnız kalmak istersen kırılmam; çünkü yalnız kalmak istediğinde, yalnız kalamamanın nasıl bir eziyet olduğunu biliyorum" dedi ve Norwen'in gözlerinde bu duygunun gerçekte nasıl bir şey olduğunu bildiğinin izleri vardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Misafir
Misafir




Soğuk Bir Gün Empty
MesajKonu: Geri: Soğuk Bir Gün   Soğuk Bir Gün Icon_minitimePtsi 13 Ekim 2008, 22:28



"Eğer rahatsız ediyorsam gidebilirim Mauritz. Yani yalnız kalmak istersen kırılmam; çünkü yalnız kalmak istediğinde, yalnız kalamamanın nasıl bir eziyet olduğunu biliyorum"

Mauritz, bir an olsun bu fikre kapılmamıştı. Galiba yalnız kalmayı düşünse de, asıl düşündüğü şey; biriyle beraber olmaktı, konuşmak. Norwen'le samimi değillerdi, bu yüzden pek çok şeyi anlatamazdı. Bunun için göle keskin bakışlarını atarak, yağmurun etkisinin arttığını farketti. Bundan bir yıl öncesine kadar herşey düzgün, olağan bir şeklinde gidiyordu. Böyle kötü durumları söz konusu olmuyordu. Lamia ve Maja gibi kaybolup gitmek istemezdi açıkçası. Lagerlöf ailesinin genel bir özelliği; aile üyelerinin çok yaşamamasıydı. Evlilikten sonra bir lanet gibi herkesi sarıyordu. Yağmur damlalarının düşüşünü izledikten sonra norwen'nin sorusuna yanıt aradı: Gitmesi mi gerekiyordu ya da kalması mı?

"Nej - Yok. Hayır. Gitmen gerekmiyor." dedi ve onun yüzüne doğru döndü. Biraz olsun yalnızlığı es geçmek istiyordu. Göle doğru yavaşça kafasını çevirdi. Göle damlayan yağmur zerreciklerini tek tek takip etti. Aklından bir an olsun annesini çıkartamıyordu. Nedense, annesi sağken babasını, şimdi öldüklerinde her ikisni de sevdiğini anlamış oldu. Boş boş göle bakarken, Norwen'in az önce yönelttiği soruya şimdi cevap verebildi: "Aslında üşüsem de pek bir önemi yok. Zaten ayağımdaki acı yetiyor bana, bu pek önemli değil." dedi. Az sonra ellerini cebini soktuğunda sol cebinde bir cisim hissetti. Sert bir şeydi. Yavaşça cebinden görecek kadar ucunu çıkarttı.Geçen gün yediği ve yarıda bıraktığı çikolatasıydı. Hemen çikolatayı eline alarak bir parça koparttı. Norwen'e bakararak;


"Çikolatadan bir parça alır mıydın Norwen?" dedi, çikolatayı ona doğru uzatarak. Çikolata sevip sevmediğini bilmiyordu ama yine de nezaketen ikrâm etmenin doğru olacağını düşündü. Hemen ardından aklına "çikolata"dan çağrıştırdığı Una geldi. Una onun kardeşi saydığı biriydi. Ama şimdi nerede, ne yaptığı konusunda bir fikri yoktu. Ama ailesinin baskıcı ve cumhuriyetçi olduğunu her daîm biliyordu. Síera'nın Una'ya yaptıklarını bildiğini sanmıyordu pek. Yavaşça bu durumdan kurtuldu ve Norwen'e uzattığı çikolatadan ağzına aldığı bir parçanın tadına vararak yuttu.





Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Soğuk Bir Gün
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: RPG İçi Sayfalar-
Buraya geçin: