Oldukça soğuk bir rüzgar esti, tıpkı yanlızlığı gibi bomboş ve titreten. Donuk bakışlarıyla çevresine baktı. Tam da yanlızlığa göre bir yerdi boş ve sessizdi. Yine o donuk bakışlı gözleriyle ağaçları süzdü. Gözlerini örtercesine kapadı. Uzun bir süre yanlızlığın sesini dinledi. Ağaçların huzurlu ve yanlız sesini. Gözlerini açtı, umursamazc yere uzandı. Hiç bir şey düşünmüyordu tek bir şey dışında geçen yıl geçirdiği o tatil. Nefret ediyordu, kuzeninden ve teyzesinden, düşman olduğu tüm akrabalarından. Israrcı, şımarık ve arsızdı, hepside. Çıkarcı bir şekilde gülümsedi. Nede olsa onları sinir etmişti ve zaferini kazanmıştı geçen yaz. Hırsını seviyordu, basit şeyler için veya zor fark etmezdi. Hırsı, büyükannesinden gelen tek özelliğiydi. Onun kadar sinsi ve güzel değildi ama en az onun kadar hırslıydı. Büyükanneside bunu biliyordu, zaten ona destek olan tek kişide oydu. Her zaman sinsi ve hırslı bir Slytherinliydi. Her zaman için söylediği tek söz vardı '' Bu ailenin tek varisi sensin, belki bir Slytherinli ve bir Slytherinli kadar sinsi değilsin ama bu aildeki tek varis sensin, hiç merak etme'' derdi. Bu kararlı sözcüklerine karşı ''Neden ? ''sorusunu sorduğu zaman '' Neden olduğunu biliyorsun ve hep bileceksin'' dediğini hatırlıyordu şimdi. Tüm bu sözcükleri uzun uzun ağaçlara bakarak düşündü. Belki, haklıydı ama tüm bu soruların cevabını hala bulamamıştı.
Cevap için düşünmekten bıktığı zaman, uzandığı yerden kalktı. Gökyüzüne baktı, hava bulutluydu. Yağmur yağmasını diledi. Şu boş yaşamı boyunca kendisi için en iyi gelebilecek şey Fısıldayan Ağaç Korosun'da yağmur damlalarını görmekti. Yağmur damlalarını seyredebilmek için beklemeye düşündü. Sonra birden hafif bir melodi buldu kendine, kuru dudaklarından çıkan bu zayıf melodi ağaçların arasında yankılanarak uzaklaşıyordu. Bir sürü sonra bir hışırtı duyuldu, şimdi ise yankılanan melodi yerine artık bir sesizlik vardı. Meraklı gözlerle Al sesin geldiği yere bakıyordu.
Out: Beklenen var...