İsim: Cherina Shadén Fayette
Cinsiyet: Bayan * Cadı
Sihirsel Soy: Safkan
Asa: Kızılardıç,19 Inch, Tek Boynuzlu At Kuyruğu Tüyü
Fiziksel betimleme:
Açık kumral saçları hafiften dalgalıdır. Gözleri yeşil-mavi 'dir. Çevresindekiler bunun yanar döner bir renk olduğunu düşünürler çünkü kimi zaman gözleri yeşil ,kimi zaman ise mavi olur ama genellikle yeşildir. Hafif bir mavilik koyu yeşilin içinden kendini belli eder. Gül kurusu dudaklarının annesine benzediğini düşünür herkes. Gerçekten de öyledir, Cherina bu konuda annesine benzemektedir. Yaşıtlarına göre boyu uzun sayılmaktadır,küçüklüğünden beri bu böyle devam etmiştir. Yüzü hafif oval biçimindedir ve sevimlidir.
Kişiliği:
Cherina için en önemli olan şey her konuda iradeli olmaktır. İradesiz hiçbir şeye varılamayacağını düşünür Cherina. Sevecendir ,ailesine ve dostlarına bağlıdır. Dostları ve ailesi için asla yapamayacağı şey yoktur. Fedakardır. Onlar için her türlü fedakarlığı yapar. Zaman zaman kendini bu yüzden birçok belanın içinde bulsa da asla pes etmez. Yılmaz,yoluna devam eder. Yoluna devam etmemek ve yılmak onun için tek kelimeyle büyük bir hata olur. Küçüklüğünden beri cesaretli ve cesurdur. Bu cesaretinin ona birçok faydası dokunmuştur. Cesaret olmadan insanların savunmasız kaldığını düşünür. Cesaretli olduğu için asla savunmasız kalmamıştır küçüklüğünden bu yana. Bağımsızdır ve özgürlüğüne oldukça düşkündür. Yeri geldiğinde kısıtlamalardan hoşlanmaz. Onun için en önemli olan şeylerden biri cesaret , biri de özgürlüktür.
Ailesi ve yaşamı:
Fransız/İngiliz melezi sayılmaktadır. Safkan bir ailedir. Annesi Fransız , babası ise İngilizdir. Fakat ikisinin de ataları 12. yy'da Fransa'dan gelmişlerdir. Ailesi Fransa'da Dauphine bölgesinde yaşamaktadırlar. Ailesi Fransa'nın oldukça tanınmış ailelerindendir ve zengindirler. İkisi de Sihir Bakanlığı'nda çalışmaktadırlar.
Basit RP örneği:
Başka Bir Sitede Kendi Yaptığım Bir Rp
Mryllen Malikhanesi / Gece Yarısı
Dorothée gece saat onbirden beri daha hiç uyuyamamıştı. Nedendir bilmiyordu ama kendini ne kadar zorlasa da bilemiyordu. Bunun tek bir sebebi vardı Dorothée ertesi gün Hogwarts'a gitmek üzere King's Cross'a gidecekti. Heyecanlıydı hem de fazlasıyla ama bundan dolayı da mutluydu. Tek düşündüğü şey ailesini çok özleyecekti ama bunu çok fazla düşünmek de istemiyordu. Ailesi onun eğitimi için herşeyi yaparlardı. Küçüklüğünden beri zeki ve mantıklı olduğu için onun iyi yetiştirilebileceğini düşünmüşlerdi. Annesi Dorothée 'ye kısaca Roth derdi . Roth Dorothée'nin annesinin büyük annesinin adıydı. Annesi onu çok saydığı ve sevdiği için Dorothée'ye de böyle hitap ederdi. Dostları da Roth diye seslenirlerdi. Bu her zaman Dorothée'nin hoşuna giderdi çünkü Roth ismi ona birşeyler hatırlatırdı. Roth yatağının üstünde durmuş öylece bekliyordu. Ne düşündüğü bilmiyordu ya da bilmek istemiyordu. Sadece ertesi gün neler yaşayacağını düşünüyordu. Hogwarts'a gideceği için kıvanç duyuyordu. Bu yüzden onun üzülmesi gerekmezdi. Onu üzecek olan tek şey ailesi ve samimi dostlarından ayrılması olacaktı ama samimi dostlarından gelecek olanlar da vardı gideceği yere. Bu yüzden fazla da üzülmemeye gayret ediyordu. Tabii bir de çok sevdiği kardeşi,küçüklüğünden beri tek sırdaşı kardeşi;onu da burada bırakmak zor gelecekti ama yinede bunu da atlatacaktı. Sonuçta kardeşi de seneye gidecekti gittiği yere. Bundan dolayı seviniyordu,hem kendi adına hem de onun adına. Düşünceler alıp başını gidiyordu. Tam bu sırada Roth göz ucuyla karşıya bakıyordu. Karşıda odasındaki büyük kütüphanesi duruyordu. Yatağından kalkıp yavaşça ilerlemeye başladı. Kütüphanesinden bir kitap seçti,çoğu kitabı okumuştu ama yinede kütüphanesinde yüzlerce hatta binlerce kitap vardı. Kütüphanesine şöyle bir göz gezdirip tekrar yatağına doğru ilerlemeye başladı. Kütüphanesinden aldığı kitabı yatağının üzerine koydu. Roth daha sonra pencereye doğru ilerlemeye başladı. Yeşil gözlerini pencereden dışarıya doğru yöneltti ve malikhanenin bahçesini süzmeye başladı. Gerçekten güzeldi. Birden aklında küçüklükte bu bahçedeki anıları geldi. Kardeşiyle,ailesiyle,samimi dostlarıyla. Sanki hepsi bir anda yemyeşil gözlerinden geçmişti. Roth burayı bırakacağına üzülüyordu ancak hala dirayetini kaybetmemişti. Olgundu ve bu olgunluğu her zaman lehine olmuştu. İradesini kullanmayı bilirdi,iradeliydi. Roth yavaşça pencereyi açtı,içeriye bir anda yasemin kokuları dolmuştu. Roth bu tertemiz mis gibi havayı içine çekti. Gerçekten mükemmeldi ve bu güzel bahçede bu kokulardan daha niceleri vardı. Roth bundan dolayı çok memnunolmuştu. Birden kapıdan gelen bir sesle irkildi. '' Girebilir miyim? ''Bu kardeşi Francysca'ydı. Roth buna çok sevinmişti. Çok sevdiği kardeşiyle konuşmak ona iyi gelecekti. Roth kapıya doğru yönelerek ''Gelin.''dedi narin bir ses tonuyla. Francysca içeriye girmişti ve aynı sessizlikle kapıyı tekrar kapatmıştı. Roth kardeşine bir andasarıldı.'' Seni özleyeceğim.''Francysca üzülmüşe benziyordu. Roth kardeşini daha fazla üzmek istemiyordu bu yüzden bu faslı kısa kesmişti. Kardeşi'' Bende ''diye yanıt verdi. Sessizce kardeşini süzdü Roth. Her zamanki gibiydi. Sapsarı saçlarını bukleler haline getirmiş kendisi gibi yemyeşil gözlerini ona doğru dikmiş bakıyordu. Kardeşinin seneye yanına geleceğine de çok seviniyordu. O olmadan pek iyi olmayacağını düşünüyordu ama dostları mutlaka iyi olacaktı. Francysca'' Henüz yatmamışsın,az önce bahçeye çıktığımda loş ışığını gördüm. Bu yüzden geldim Roth. ''dedi Francysca. Tahmin etmişti ama yinede onun açıklama yaptığını görmek bir nevi hoşuna gitmişti. Sadece seni görmek istedim demişti kardeşi. Hemen gidecekti çünkü Roth'un hemen yatıp uyumasını istiyordu.'' Benim gitmem gerek R, yarın görüşürüz. ''dedi Francysca. Roth hafifçe gülümseyerek'' Görüşürüz F ''dedi. Francysca sessizce gene aynıgirdiğindeki sükunetle odadan dışarı çıktı. Kendi odasına girdi. Roth bu sırada tekrar pencerenin yanına gitti ve tekrar bahçeyi izlemeye başladı. Yatağının üzerinde duran kitabını eline aldı,yatağının üzerine oturdu ve kitabını okumaya başladı. Bir saat kadar okuduktan sonra saat bir olmuştu. Roth ertesi gün erken kalkacağını bildiği halde geç kalmıştı. Sessizce uyumaya koyuldu.
Mryllen Malikhanesi / Sabaha Karşı
Sabah saat on olmuştu,Roth kendiğilinden erkenden saat sekizde çoktan kalkmıştı. Annesi ve kardeşi yanına geldiklerinde Roth yatağında oturmuş akşam seçtiği kitabını okuyordu. Hemen giyinip,aşağıya indi. Ev cinleri bavullarını çoktan aşağıya indirmişlerdi. Babası,annesi ve kardeşi kahvaltı sofrasında onu bekliyorlardı. Hızlıca kahvaltısını tamamladıktan sonra ailesiyle beraber dışarıya çıktılar. Hızlıca metroya binerek King's Cross İstasyonu'na geldiler. Roth etrafına bakınıyordu,sadece bakıyordu.
King's Cross İstasyonu, Peron 9 ¾
En sonunda duvarın dibine gelmişlerdi. Roth buradan geçmek için sabırsızlanıyordu. Çabucak duvarın diğer tarafına geçtikten sonra yürümeye devam ettiler. Etraf gerçekten fazlasıyla kalabalıktı. Trenin yanına gelmişlerdi en sonunda,Hogwarts Ekspresinin. Trenin yanına geldiklerinde annesi gülümseyerek'' Artık vedalaşma vakti geldi. ''dedi. Roth üzülmüştü ama yinede bunu pek de belli etmiyordu. Annesi de içten içe üzülüyor gibiydi. Annesine yavaşça sarıldı ve hafifçe tebessüm ederek'' Sık sık mektup yazacağım,merak etmeyin. ''dedi. Kardeşine gelmişti sıra,vedalaşma sırası. ''Merak etme seneye bende senin yanına geleceğim.''dedi kardeşi Francysca. Roth bundan dolayı çok memnun olmuştu.'' Biliyorum,orada da görüşeceğiz canımkardeşim.''Babası ile de vedalaştıktan sonra bavullarını da yanına alarak trene bindi. Bundan sonra çevrenin neler getireceğini az çok tahmin edebiliyordu ama yinede el sallamak zor gelmişti ona biraz. İçeri girdi,kendine uygun bir kompartıman arayışına koyuldu. Ne yapabilirdi ki. İleride az çok boş olan bir kompartıman vardı. Birkaç kişi oturuyordu. Roth hemen yanlarına oturdu ve çevreyi izlemeye başladı.