Lorraine Mae McDown
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 30 Galleon : 11718 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 06/11/08
| Konu: Lorraine Mae McDown ¨ Perş. 06 Kas. 2008, 23:33 | |
| İsim: Lorraine Mae McDown Cinsiyet: Bayan/Cadı Sihirsel Soy: Safkan Asa: 14 inç, akasya ağacı, veela. Sert ve esnemez. Fiziksel betimleme:
Uzun, sarı ve ipeksi saçları belinin biraz üstüne gelmektedir. Hafif uzun boyu ve normal kilosu idealdir. Mermer gibi beyaz teni, büyük, yosun rengi gözlerine gayet uyumludur. Beyaz pudraya batırılmış gibi duran yanaklarında, gülümsediğinde, derin gamzeler görülmektedir. Zarif ve hafifçe büyük dudakları vardır. Kişiliği;Lorraine yalnızlığı fazla arkadaşlığa tercih etmektedir. Az ama öz arkadaşlığı sever. Görünüm olarak soğuk olması pek fazla arkadaşı olmamasını sağlamıştır. Ancak içinde özlem duyduğu dostluk vardır. Arkadaşları olarak kitaplarını, notlarını ve gitarını görmektedir. Kitap okumaktan bıkıp usanmak bilmeyen yapısı sayesinde saatlerce kütüphane de kalabilir. Müziği hayatının vazgeçilmezleri arasına yerleştirmiştir. Gitar çalmak ona terapi gibi gelmektedir. Kısa öyküler yazıp, hayal kurmayı sever. Diğer terapisi de budur.
İnsanlara çabuk güvenmez. Çoğunun yalancı ve düzenbaz olduğunu düşünür. Belli etmesede espri yapmayı çok sever. Ancak bunu yapabildiği çok az insan vardır. Bu insanların başında çok sevdiği kuzeni Lilian bulunmaktadır.Ailesi ve yaşamı;Anne ve babası İngiliz'dir. Annesi Susanne'nin soyu eski bir safkan aile olan Coseryt'ten gelmektedir. Babası Jacob ise safkan bir aile olan McDown ailesindendir. Aile İngiltere, Londra da yaşamaktadır. Susanne ve Jacob'un tek kardeş olmaları, Lorraine'nin de tek kardeş olmasını sağlamıştır. Susanne ne kadar kızının üstüne düşüyorsa, babası da o derece kızından uzaktır. Babası genellikle evde ki ofisine kapanıp, ailesinden uzak kalıyordur. Annesi ise zamanını kitap okuyarak ve yeni elbiseler çizip dikerek geçirmektedir. Susanne, tek çocuk olmasından dolayı Lorraine'nin üstüne titrer. Çoğu zaman evin içinde çarpan kapı sesler duyulur. O zaman baba Jacob anne ve kızın kavga ettiğini anlar.Basit RP örneği;Çocuktan sonra eski yalnızlığına tekrar kavuşmuştu. Büyük ve karanlık ormanda yalnız ve tek başına. Saklandığı asırlık ağaç kavuğundan sadece gündüzleri çıkıyordu. Korkuyordu, geceden ve yalnızlıktan. Vampir olabilirdi. Lakin vampirlerin de korkuları vardı işte. Kendisini boşlukta hissediyordu. Sonu belli olmayan uzun ve dayanılmaz bir boşluk. Hiçbir yaşam belirtisi olmayan bir boşluk. Gittikçe değişiyordu Lorraine. Hırçın, asi, sinirli Lorraine yerine kırılgan, duygusal, ağlayan bir Lorraine… Zaman zaman öfke patlamaları yaşıyordu. Ne bulursa saldırıyordu. Canlı, cansız demeden eline ne geçerse. Kaybediyordu kendisini. Kuklaymış gibi biri onu oynatıyordu. Nefret geçiyordu kalbinden, kazınarak. Tiksiniyordu vampir olmaktan. Masum ceylanları avlamaktan tiksiniyordu. Bu tiksintiyle avlanmaktan vazgeçmişti. Açlıktan ölmeyi deneyecekti. Evet, o, ölmek istiyordu. Boşluktan sonsuza kadar kurtulmak…Oturduğu kocaman kavak ağacından ihtişamlı Hogwarts’ı ve göl kenarını görebiliyordu. İnsanları da öyle böyle seçebiliyordu. Küçük insanlar, masum insanlar… Ne kadar da güzel geliyordu kulağa. Hiç lekelenmemiş bembeyaz bir pamuk gibi. Aralarında James de vardı belki de, göl kenarında ki çocukların içinde. James mi? İlk tanıştığı insandı o. Ondan öncesi o bir çocuktu. Narin ve kırılgan bir çocuk. Baş döndürücü bir kokusu olan çocuk. Leziz bir çocuk… İçinden gelen dürtüye karşı gelmeye çalışırken, elinde tuttuğu dalı daha da sıkı kavradı. Beyaz ve narin görünümlü elinin altında ki güce karşı gelemiyordu dal, ve kırılmıştı bile. Ellerine batan kıymıklara aldırmadan yumruğunu kapattı. Kendisini öylesine zor tutuyordu. Dayanamayıp göl kenarına gitmekten korkuyordu. +Hayır Lorraine… Lütfen dayan! Yalvarırım dayan! Yakma başka masum canları… Onların da senin gibi bir canavar olmalarını mı istiyorsun? Hayatlarını mahvetmek mi istiyorsun? Acınası varlıklar olmalarını mı?+ Güçlü bir hıçkırık takıldı boğazına. Kalbi acıyla kasılıyordu, gelen hıçkırığını daha fazla tutamadı ve acı, nefret, mutsuzluluğun içinden fırladı hıçkırık. Sessiz ormanda öylesine çarptı ağaçlara ve kuşlar korkuyla havalandılar. Sesin geldiği yerden ise aşağıya adeta pınar akıyordu. Bembeyaz tenden aşağıya inerken damlalar, sahiplerinin aksine mutlulukla parlıyorlardı. Kara toprakla buluşmadan önce son mutlulukları ve parıltılarıydı. Birbirlerini yalnız bırakmadan iniyorlardı. Vedalaşmaydı onların ki. Bastırılmış duyguların kurbanlarıydılar. Yürekten toprağa akan kurbanlar… Ağlıyordu porselen bebek. Hıçkırıklarının ardı arkası kesilmiyordu. Minik beden kasılıyor ve yürekten ağlıyordu. Yırtılmıştı boğazı ve gözleri yanıyordu. İnsanlar gibiydi… Canavara benzemiyordu yaşları… 10 dakika sonra...
Biraz sakinleşmişti. Açlıktan simsiyah olan gözlerini açtı. Ona inat mutlulukla parıldayan göle ve gülümseyen güneşe nefretle baktı. Güneş istemiyordu. Karanlığı özlüyordu. Yağmuru.. Evet, yağmuru özlüyordu. Gri gökyüzünü özlüyordu. Ağlayan bulutları özlüyordu… Aldı gözlerini gölden ve emir verilmişçesine ağacın üzerinde doğruldu. Ağaca tutunarak ayağa kalktı. Onun olduğu kavak ağacı hariç bir kaç büyük ağaç daha vardı. Onların engellemesi haricinde neredeyse bütün ormanı görüyordu. Yemyeşil ormanı görebiliyordu. Onun gölle kavuşmasını görebiliyordu. Akarken yaşları aklına gelen fikrini uygulamaya karar verdi. Boşluktan kurtulacaktı nihayet. Terk ediyordu yeryüzünü. '' Hoşça kal dünya…'' Çatlak sesiyle belki de son sözleriydi, söyledikleri. Gözleriyle göl kenarını aradı. Bir daha göremeyeceği James’i son kez görmek istiyordu. Ancak izin vermedi kader. Onun için bir gözyaşı daha indi soğuk yanağından. Ve daha fazla dayanamadan, ağacın kuru kenarından bıraktı kendini boşluğa, porselen bebek... | |
|
Amortentia Cécile Derwent Emekli Cadı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1343 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 13568 Ekspresso Puanı : 24 Kayıt tarihi : 26/08/06
| Konu: Geri: Lorraine Mae McDown ¨ Cuma 07 Kas. 2008, 20:09 | |
| Ravenclaw 4. sınıf
- Büyücü Konseyi - | |
|