3. Kat Koridorlarında^^

Anlaşmalıdır*

Olabildiğince hızlı bir şekilde sandığındaki eşyaları yatağının üzerine fırlatıyordu. Tekini bulamadığı çorapların eşleri , kaybettiğini sandığı ders notları , Müdüre'den azar işitmesini sağlayan kayıp kütüphane malları ve daha neler neler Meryem Ana sayesinde ortaya çıkıyordu; ama hala o ortaya çıkmamıştı.. Sihir Tarihi dersinden sonra boynundaki gümüş zincirin ucundaki zarif aile yadigarını görememişti. Tüm öğleden sonrayı boynundaki boş zincirle geçirmişti , bakmadığı yer kalmamıştı ve dibi kraker tozuyla kaplı bu lanet sandığı ikinci kez kurcalıyordu. Eğilmekten tutulmuş belini geriye doğru bükerek kalktı. Uyuşmuş bacaklarını açmak için yatakhanede birkaç volta attı ama bakmadığı hiçbiryer aklına gelmiyordu.. Belki de koridorlara göz atmalıydı. Yatağının üzerinden kütüphaneye görürüp Müdüre'nin gözüne sokacağı kitapları alıp yere düşmüş çorabı sert bir tekmeyle yatağın altına gönderdi. Kucağındaki zengin arşive ters bir bakış atıp attığı adımı görmek için başını biraz sola eğdi. Bu saçma ders kitapları için bütün hafta sonu rezil olmuştu. Hele Widmore üçüzlerinin sırasıyla verdiği nasiyatlar bünyesini tamamen alt üst etmişti. O bozuk kanlı , kenar mahalleden gelme tipler toplum karşısında ne kadar böbürlenen, çakma asil insanlar oluyorlardı. Böyle mevkilerinden otorite kazanan tiplere acıyordu.. Nasıl oluyorsa Silvia özellikle Svét denilen saf tipe bayılıyordu.. Galiba onun için herşeyi yapabilirdi ama profesörleri sevenemezdi.

İnsanı adeta ezmek için üzerine üzerine yürüyen öğrenci kalabalığının arasından dengesini kaybetmemeye çalışarak sıyrıldı. Adeta Gry.lu öğrenciler onun eli kolu bağlı olmasından faydalanarak itilmişliklerinin intikamını alıyorlardı. Ama Persy onlara elindekilerden kurtulunca ne yapacağını bilirdi.. Zorlukla merdivenlerden sıyrılıp dar koridora döndü. Peeves'in en çok dolaştığı ve en sıkışık koridor bu kattaydı. Büyük olasılıkla Peeves burada daha çok insanı sıkıştırdığı için bu katı seviyordu , insanları korkuttuğu ve komik duruma düşürdüğü için de Persy onu.. Ne kadar eğlenceli olsa da onu izlemek ayrı bir tehlikeydi , her an bir çamur topu suratına gelebilirdi. Görüş alanını kesen kitaplar nedeniyle Peeves tehlikesinin bu katta olup olmadığını anlamak için tavandaki yatay sütünlara baktı -çoğu zaman buraya gizlenmeyi tercih ederdi- . Üzeri kirle kaplı tavana bakarken ona çarpan birinin etkisiyle kitaplarla birlikte yere devrildi. Acıyan burnunu ovuşturarak ona çarpan kişiye baktı. -Muhtemelen- ikinci sınıfa giden bir Hufflepuff'lı Persy'e çarpmıştı. Yere dökülen kitapları toplayıp ondan özür dileyen çocuğa dönüp " Toz ol , HEMEN!! " dedi. Ne halin varsa gör" şeklind ebir bakış atan çocuk uzaklaşırken yerdeki kitapları üst üste dizmeye başladı.

Norwen düzenli ve ağır sayılmayacak adımlarla Ravenclaw ortak salonundan çıktı ve ilk dersi -biraz daha fazla uyumak adına- kaçırmanın verdiği vicdan azabıyla ikinci derse yetişmek için üçüncü katın yolunu tuttu. Aslında ders kaçırdığı için vicdan azabı çekmek pek Norwen'e göre değildi;fakat iksir dersinde sıraladığı 'F' leri düşündüğünde, onun yerinde olan hiç kimsenin gününe huzurla devam edemeyeceğini biliyordu. Kuleden aşağı inerken bundan sonraki derse daha epey zamanının olduğunu fark eden Ravenclawlı genç yine de adımlarının hızını düşürmedi; çünkü dersten önce sınıfa varıp muhtemelen yapmadığını ödevini birinin ödevinden geçirmek fikri gayet mâkul görünüyordu. Bir de üçüncü kata vardığında dersliğin olduğu koridordaki Hogwarts hayaleti Peeves'i atlatmak da zamanının önemli bir kısmını alabilirdi. Bu yüzden Norwen, aslında tam zamanında ortak salondan ayrılmaya karar vermişti.

Üçüncü kata vardığında, koridorun düşündüğü kadar boş olmadığını fark etti. Bu hem iyi hem de kötüydü. İyiydi; çünkü Peeves için açık hedef değildi şu an ve herhangi bir Hufflepufflı Peeves'in ilgisini daha çok çekebilirdi, kötüydü; çünkü koridordaki fazla ses ve kuru gürültü Norwen'in sinirlerini bozmaya yetmişti bile. Kalabalık insan birikintilerini bazen açıklıklardan bazense izin isteyerek aşan Norwen, düşündüğünden çok kısa bir zaman sonra dersinin olduğu sınıfın göz hapsine girdiğini fark etti. Sınıfa doğru daha hızlı adımlarla yürümeye devam eden Norwen, biraz gerisinde ufak bir hareketlilik ve daha sonra ne olduğunu bakmadan bilemeyeceği bir şeylerin yere saçılışını hissetti. Refleks olarak olduğu yerde durup arkasına dönen Norwen tanıdık bir sesin " Toz ol , HEMEN!! " diye bağırdığını işitti, bakışlarını sesin geldiği yöne çeviren -aşağı doğru- Ravenclawlı genç, biraz ilerisinde kendisiyle aynı dönemden olan ve aralarının gayet iyi olduğu Persy'i gördü. Kız nasıl olduğundan çok nasıl göründüğü ile dikkat çekiyordu ve o sinirli duruşu yanından geçenlerin mutlaka normalden biraz daha fazla uzaklaşmalarını sağlıyordu.

Norwen hızlıca asasını çekerek kitaplara doğrulttu ve belli belirsiz "Orbis" diye fısıldadı. Kitaplar oldukları yerden havalandılar, bunun üzerine Ravenclawlı genç, kaç tane olduğunu sayamadığı kitapları düşüşe geçtikleri anda yakalayarak hepsini kucağında üst üste koydu. Ardından kitapları tek koluyla kavrayarak diğer elini kalkarken yardım alması için Persy'e uzattı ve alayla karışık merak dolu bir ses tonuyla "Persy, ikinci sınıf Biçim değiştirme ders kitabıyla ne yapıyorsun? Biz neredeyse beşinci sınıf olacağız" diyebildi; fakat sonra elini hala uzatmış bir şekilde beklerken sorması gereken sorunun bu olmadığını fark ederek "Şey.. İyi misin?" diye sordu, daha ciddi bir ses tonuyla.

Ona çarpansarı saçlı çocuğun kalabalığın içinde eriyip gitmesine göz ucuyla izledi. Çabuk alevlenen öfkesini dizginlemeye çalışarak , kızarmış ayak bileğini ovmaya başladı. Ovması acısını azaltmak yerine , acıyı daha da dizginliyordu. Ağrıyan bileğiyle uğraşmaktan vazgeçip olabildiğince sert bir şekilde kitapları önüne yığmaya devam etti. Kitapları sert bir şekilde atmasından rahatsız olan öğrenciler , koridorun diğer kenarına geçmeyi tercih ediyordu. Persy'se sadece bu duruma sırıtarak arkaya fırlayan kitabı almak için geriye döndüğünde birinin kalabalıktan sıyrılıp , kendisine yaklaşmakta olduğunu farketti. Herşeye söylenen hademe yada nasihatçı bir profesör olmaması için Yüce Zeus'a dua ederek , kalabalığın ayakları altında ezilmiş tozlu kitabı avucunun içine aldı. Başını yukarı kaldırıp -gelen kişiye- Norwen'a baktı. Norwen hala ne renk olduğunu çözemediği kahverengi-ela gözleriyle kitap yığınına bakıp asasını çıkardı. Gürültünün örtbas ettiği belli belirsiz bir büyü mırıldandı , yavaş yavaş havaya yükselen kitapları toplayıp kucağına dizdi. Persy asasını kullanmayı akıl edemeyen aklına lanet okuyarak , soğuk zeminin üzerine bağdaş kurdu. Bir eliyle kitapları tutarken diğer elini ayağa kalkmasına yardım etmek için Persy'e uzatan Norwen'e yardımı için minnet dolu bir gülümsemeyle baktı. Gencin alaylı bir edayla sorduğu soruyu kızararak dinledi ; "Persy, ikinci sınıf Biçim değiştirme ders kitabıyla ne yapıyorsun? Biz neredeyse beşinci sınıf olacağız... Şey.. İyi misin? " Gözünün üzerine siyah bir perde çeken perçemine üfleyip yüzünden uzaklaştırdıktan sonra ağırlığını fazla vermemeye çalışarak uzatılan eli tutup doğruldu. Üzerindeki tozları çırparak sakin bir tonla " Şey.. Sanırım onu ikinci sınıfta almıştım.. İyi miyim? Hmm.. Sanırım o çocuğu uçurumdan aşağı atınca daha iyi olacağım" dedi ve gülümseyerek elindeki kitapları gösterip " Yardım için sağol.. Kitapları ben alayım , ağır olmalılar.. Nasıl gidiyor? " diyip kitaplara uzandı.

Norwen ayağa kalkan Slytherinli kızın ikinci sınıf kitabı hakkında söylediklerini fazlasıyla mantıklı bulmuştu ki diğer türlüsünü zaten düşünemiyordu. Belki de bu yüzden Norwen, Persy'i kendisine çok benzetiyordu; çantasında kütüphaneden geçen dönem aldığı ve sadece çıkarmaya üşendiği için kütüphaneye geri vermediği astronomi kitabı vardı. Üstelik bunu herkese söylemiyordu; çünkü bunun bilinmesi demek Norwen'in çalışmak için en son kütüphaneye gitme tarihini de bilinmesi demekti. Sonra "Yardım için sağol.. Kitapları ben alayım , ağır olmalılar.. Nasıl gidiyor? " dediğini işitti Persy'nin. Bunun üzerine Norwen kitapları kıza vermeye yanaşmayarak "Bundan sonraki dersim koridorun sonundaki derslikte ve bu koridordan herhangi birinin uçurumdan atıldığı düşüncesinin dersi daha iyi dinlememe yardımcı olacağını sanmıyorum." dedi. Ravenclawlı genç koridordakileri kurtarmaktan çok Persy'i bir daha düşmekten kurtarmayı amaçlıyordu; fakat bunu açıklama gereği duymadı. Ardından aynı ses tonuyla "Bildiğin gibi her şey. Şimdi de dersliğe gidiyordum aslında ama sanırım daha önce kütüphaneye uğramamız gerekecek" dedi kucağındaki kitap yığınını göstererek ve ardından devam etti "Zaten dersin başlamasına çok var ve benim de kütüphaneyle ufak bir hesabım var." diye ekledi.

Norwen, koridorun boşalmasının an meselesi olduğunu düşündükçe öğrenciler, nispet yaparcasına üçüncü kat koridorlarına akın akın geliyor ve dahası her biri ait olduğu sınıfa gitmek yerine koridorun çeşitli yerlerinde küçük gruplar halinde toplaşıyorlardı. Norwen, yürümek için en azından önündekilerin biraz açılmasını beklemeye karar verdi; çünkü bu kalabalığı yarmaya çalışmak sonu olmayan bir okyanusta yelken açmaktan farksız gibi görünüyordu. Bunun üzerine Ravenclawlı genç Persy'e döndü ve "Senin nasıl gidiyor?.. En azından bu kütüphanenin yarısı dışında" diye sordu; fakat bu soruyu koridoru kaplayan şamatalı yüzünden daha yüksek bir ses tonuyla sormak zorunda kalmıştı ve koridorun biraz daha kalabalıklaşması halinde Persy'e sesini duyurmak için bağırması kaçınılmaz olacaktı.