*Alasséa Léquanette ~

Adı Soyadı ~ Alasséa Léquanette

Cinsiyeti ~Cadı

Sihirsel Soy ~ Safkan

Asası ~ 12 inc. vampir kanı ve veela teleğinden yapılma. Esnek.

~ * Fiziksel Özellikler * ~
Uzun belina kadar uzanan kırmızı saçları vardır. Saçları boyadır, evet ama hiç bir şekilde boya gibi durmaz. Sanki öz saçıymış gibi durur. Pürüzsüz bembeyaz teni vardır ve simsiyah bir çift göze sahiptir. Asla lens takmaz, takanlarıda sevmez. Alasséa'ya göre göz güzelliği has ve gerçek kalmalıdır. Hem dudağında, hem de burnunun göz hizasında birçift piercingi vardır. Bunları asla çıkarmaz. İklsinide on üç yaşında yaptırmıştır ve kendisine her zaman çok yakıştığını düşünür. Pek makyaj yapmaz. Sadece siyah far sürer ve göz kalemi çeker. Uzun boyludur. Bu boy uzunluğunu babsından aldığını bilir. Uzun boylu olmaktan ne kadar nefret etsede arkadaşları ona tam iyi boyda olduğunu söyler. Aslında öyledir. Sadece uzaktan bakıldığında uzun gibi durur. Şah damarının üstüne kalıcı dövmesi vardır. Sanki derisi yırtılmış gibi bir hava verir ve o tırtığın arasından bir çift iskelet el çıkarak daha da açar. En asonunda içinden beyaz-siyah renklere bürünmüş bir göz size bakar. Dövmesinin oldukça gizemli ve etkileyici olduğunu düşünür.

Spoiler:

~ * Kişisel Özellikler * ~
Çok çok huysuz ve inatçı bir yapısı vardır. Bi' dediğinden asla vazgeçmez ve her zaman o lafının arkasında durur. Sırf bu huyu yüzünden bir çok arkadaşlıyla arası açılmıştır. Aralarını düzeltmek isteyen arkadaşlarına bide inadına 'barışmam' demesi daha beter yapmıştır olayı. Belki bu huyundandır, belki de değildir ama oldukça kendini beğenmiş bir yapısı vardır. Asla ana aska, kimse Alasséa'dan güzel olamaz. Buna izin vermez. Öyle birisini gördüğü anda büyü yapar, veya üstüne her hangi bir şey düşürürerek veya dökerek her şeyi mahveder. Yüzünden hiç eksilmeyen alaycı, sinsi ve tatlı ifadeler karışık bir gülümesi vardır. Karşısındakinin lafına göre bir yüz ifadesi alır ama içinden bu laf hakkında ne söyldiğini veya düşündüğünü asla çaktırmaz. İnsanları küçümsemez; en azından bunu dışarıya vurmaz. İçinden karşısındakini küçümser, küçümser en sonunda sıkılıp bu durumdan vazgeçer. Her zaman beynini kurcalayan sorular olmuştur. Bu yüzden durmadan dalıp gider. NErde olursa olsun. Birisiyle konuşsa bile bir yandan bir şeyler düşünerek saçma sapan konulara sapar. Çok hayalci bir yapısı olan Alasséa heran her yerde hayal kurabilir. İster fazla gürültülü bir yer olsun isterse ölüm sessizliğine bürünmüş bir yer. Hayal kurmanın her zaman bir insana verilen armağan olduğunu düşünür.

Zekidir. Hemde oldukça zeki. Zekasını her yöne çalıştırabilir. İsdiği şeyi elde ettiği gibi insanların istediklerini elde etmelerini önler; gördüğü kadarıyla. Kimsenin emri altına girmez. Birisi ona emir verse hiç takmadan geçer gider. Alasséa'ya bu durumda normal bir şekilde söylemeniz yeterli oalcaktır. Aşırı sessiz bir yapısı vardır. Yani her yere sessizce girip çıkabilir. Asla bir şeyleri yıkmaz veya dökmez. Ayrıca hızlıdırda; bir bakmışsınız burdayken bir bakıyorsunuz hemen arkanıza geçmiş. Bir konudan sıkılınca nasıl lafı çevireceğini iyi bilir. Bu yüzden insanlar ona sorduğu sorulardan hep yarım yamalak cevap alır. Ailesi hakkında konuşmayı sevmez. Ne kadar ailesine düşkün olsada onların yüzünü fazla görünce sıkılır ve onlarara anlık nefret besler. Ama ailesinden uzakta olsun kimseye ailesi hakkında laf ettirmez. Mükemmelliyetçidir. Bir şeydeki en ufacık hatayı bile çözebilir. Bu yüzden plan kurma yeteneğide gelişmiştir. Her zaman pürüzsüz plan kurma yeteneğine sahip olmuştur. Yapıcam dediği her şeyi yapar. İyi veya kötü olsun.

~ * Özgeçmiş * ~
Alasséa soğuk, tipi olan bir havada doğmuştur. Annesi alasséa doğarken bayılmış ve buda hem bebeğin hemde annenin ölümüne sebebiyet açmıştır ama son anda şifacılar annesini uyandırıp bebeği doğurmuşlardır. Bu yüzden annesi ona hep 'ölü gül' olarak seslenmiştir. Alasséa'nın bu olaydan haberi yoktur ama her doğum günü sevgiyle kutlanır. Annesi özellikle doğum gününde her şeyin düzenli olmasını ister. Ailesinin üçüncü çocuğu olmuştur. İki tane abisi olduğu için her zaman bir erkek gibi yetişmiştir. Ama hogwarts'a başladığında öyle olmamıştır. Eski, sinsi ve tatlılığı bir arada bulunduran kız huylarına dönmüştür. hogwarts'a başladığında Slytherin binasına düşmesi herkes tarafından gururla söylenmiştir. Ölüm Yiyen bir aileden geldiği gibi ailelerinde birde meslek sahibi olarak ayrıca dükkan sahibi vardır, annesinin. Alasséa her zaman annesininki gibi bir dükkan işletmeyi istemiştir. Bir yeri işletmek, oraya gelenlere iyi hizmet etmek her zaman bir hayali olmuştur ve Hogwarts'dan mezun olunca bu hayalini gerçekleştirmiştir. Kendine bir dükkan açmıştır ve şuanda orayı işletmektedir.

~ * Örnek Rp * ~
Açlık... Bir iblisin siniri bozabilecek en büyük neden. En azından Lycia böyle düşünüyordu. Gözlerini odasının tavanında gezdirdi. Alışverişe gitmesi gerekiyordu ama gene üşengeçlik baş gösteriyordu. Hızlıca yatağında doğrulup gözlerini kapıya dikti. Bilie ve Darren koltuklara yayılmış televizyon izliyordu. Ah zaten alışveriş yapmak akıllarının ucundan bile geçmezdi. Hzılıca nefes alıp verip yatağından kalkıp oda kapısını sakince kapattı. Ne giyebilirdi? Dışarı çıkması gerekiyordu. Hızlıca dolabının kapağını hızlıca açtı. Gözlerini kapatıp hızlıca iki elinide dolabın içine soktu. Sol eli t-shirt ararken diğer eli pantolon ve eteklere dokunuyordu. Hızlıca her iki eliyle bir askı yakalayıp kendine doğru çekti ve ayağıyla dolabı hafif gürültülü bir şekilde kapattı. Her iki kıyafetide yatağının üstüne atıp gözlerini yavaşça açtı. Koyu kırmızı ve siyah pilelere sahip eteği ve siyah, dar t-shirtünü çıkartmıştı. Hafifçe gülümseyerek hızlıca üstünü giyindi. Eteğinin kalın kemerine zincirler sakıp biraz aşağıya çekiştirdi. Zaten kısaydı, çekiştirmezse iyice kısalıyordu. Üstündeki t-shirtü düzeltip boynuna baş ucunda duran küçük koyu kırmızı taşın üstüne süslenmiş Lehçe garip sözler yazan kolyesini boynuna taktı. Hızlıca küpelerinide takıp odasından çıktı.

Göz ucuyla dağınık odasına bakıp yavaşça kapısını kapatıp dış kapıya doğru yöneldi. Bilie ve Darren garip bakışlarla Lycia'ya bakıyorlardı. Lycia siyah converselerini giyip ikisine baktı. "Ben dışarı çıkıyorum. Belki alışveriş yaparım belki pizza paketletip gelirim. Anahtarı aldım!" diyip gülümsedi. İkiside aynı anda başını onayarcasına sallamıştı. Kapının kolunu aşağıya doğru indirip dışarı çıktı. Koşar adımlarla merdivenden inmeye başladı. Tam kapıdan çıkmıştı ki omzuyla birisine çarpmıştı. Arkasını dönerek kime çarptığına baktı. Tanımıyordu ama Lycia'nın ondan özür dilemesini ister bir hali vardı. Lycia inadına arkasını dönüp hızlıca binadan uzaklaştı.

Shakspeare'e geldiği gözüne direkmen süper pizzalar yapan Shakspeare Pizza takıldı. Hızlı adımlarla ve etrafına aldırmadan ilerlemeye başladı. Bir yandan zihnini kurcalayan fikirlere aldırmamaya çalışıyordu ama yapamıyordu işte. *Açım, açım, açım! Şu Shakspeare Pizza'ya varsam kalabalığa aldırmadan ilk bulduğum masaya oturucam. Niye burası bu kadar kalabalık olur ki sanki? Lanet! Zaten arkamden gelen çocuklarada sinir oldum. Sabahtan beri konuşuyorlar. Ahmaklar! Sakin ol Lycia. Burdaki herkes knouşuyor öyle değil mi? Onlarında konuşmaya hakkı var. Sen aldırma yürü, yürü* Evet; doğruydu. Herkes konuşuyordu ama bunlar farklı. Kimin hakkında konuştuklarını anlayamıyordu. Nece konuştuklarından da emin değildi zaten ama İngilizce konuşmadıkları kesindi. Adımlarını hızlandırıp direkmen Shakspeare Pizza'ya gitti.

İçeri girdiği anda yüzüne pizza kokusuyla dolu bir basınç vurmuştu. Sakince bütün kokuyu içine çekip kasaya doğru ilerlemeye başladı. Karşı tarafta Burger King vardı. Neden herkes buraya doluşurdu sanki? Sıra ona gelene kadar bekledi. Tam sinirden 'of'layacakken sıranın kendisine gelmesiyle durdu. Gözlerini karşısındaki kıza dikti. Ne istediğini sormuştu. Tatlı bir ses tonunda "Ton balıklı pizza ve büyük boy kola." dedi. Kız onaylarcasına başını sallayıp arkasına dönüp sanki karşısında sağır varmış gibi yüksek seste siparişi verdi. Fiyatı söyleyip başkasının sipraişini almaya başladı. Lycia sakince parayı işaret ve orta parmağının arasına sıkıştırarak kıza uzattı. Yaklaşık beş dakika sonra pizza olmuştu. Alt dudağını ısırıp boş masa aramaya başladı. En dipte ve cam kenarında olan bir yer. Ah, ne güzel. Ama oraya doğru yürüyen o arkasındaki iki çocuk vardı. Hızlıca masyaa doğru yürdü. Çocuklar Lycia'nın yürdüğünü görüne adımlarını hızlandırdı. Ama ikiside aynı uzaklıktaydı. Adımlarını iyice hızlandırdı. Tam çocuklar oturacakken hızlıca önlerinden geçip masaya direkmen kuruldu. Çocuklara sinsi bir bakış atıp eliyle 'görüşürüz' decesine bir hareket yaptı ve alaycı bir şekilde sessizce güldü. Önüne dönüp orta boy pizzasını yemeye başladı. Ne kadar güzel tadı vardı böyle. İnsanın yedikçe yiyesi geliyordu.

*Not ~ Başka bir yerde ve başka bir karaterle yaptığım Rp'dir.

3. Sınıf Ravenclaw

- Büyücü Konseyi -

Not: Keşke bio'nu ortalamamasaymışsın.