Saija Isole Jarvenpä
Mesaj Sayısı : 60 Yaş : 31 Kan statüsü : Melez Galleon : 11674 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/11/08
| Konu: ´ Saija Isole Ahlbäck C.tesi 29 Kas. 2008, 18:11 | |
| İsim: Saija Isole AhlbäckCinsiyet: BayanSihirsel Soy: MelezAsa: 21 inç, Abanoz, Tek Boynuzlu At Kılından, esnekFiziksel betimleme:´ Siyah, düz ve bakımlı saçları vardır Saija'nın. Yüzü bir kuğu kadar beyaz, mermer kadar pürüzsüzdür. Gözleri okyanusun derinliklerindeki mavilik kadar berrak ve saftır, kalın pembe dudaklarıyla birbirini tamamlar. Çıkık elmacık elmacık kemikleri, yuvarlak yüzünü oluşturan en önemli etkenlerdendir. Kişiliği:´ Saija daima söylenenlerin arkasındaki asıl anlamı arar. Kelimelerin, her kapıyı açabileceğini, bir insanı en iyi tanıma yolu olduğunu düşünür.Hayal gücü sınırsız olmakla birlikte, düşünceleri bulunduğu anın ötesinde, akılcı ve sezgiseldir.Dik kafalıdır.Kendi doğrusu dışında bir şeye zor inanır.Zeki insanlara ilgi duyar.Zekanın hiç bir zaman tam anlamıyla çözülemeyecek olması onu çekici kılmaktadır Saija'ya göre.Her zaman güçlü görünmeye çalışır, kimsenin dediği bir şeyden etkilendiğini göstermez.Her şeyi içinde yaşar,dışına yansıtmaz.Adalet... Tüm dünyayı etkisi altına almalıdır ona göre. Herkes bir şekilde eşittir. İyi yada kötü .Ay'ın yaydığı ışığa hayrandır. Gizemli bir büyüsü olduğunu düşünür. Gizemli şeylere ilgi duyar ve çözmeye çalışır.Zor şeyleri sever.Kesinlikle hiç bir şey için ağlayamaz.Uzun zaman önce bırakmıştır ağlamayı.Bu yüzden de her şey içinde birikir ve bir anda patlayabilir.Ağlayanlara da anlam veremez.Sırlarını,içini,düşüncelerini yalnızca çok yakınları bilir. Arkadaşları her zaman onu sadece dışardan gördükleriyle tanırlar. Fotoğraf çekmek onu gerçekten rahatlatan en önemli hobisidir. Kendi çektiği fotoğraflardan oluşan bir koleksiyon yapar.Her türlü şeyin resmini çeker, hoşuna giden her şeyin... Latin dansları,işte bu konuda uzman olduğu söylenebilir.Isole kendini mutsuz hissettiği anlarda dansla soluklanır.Dört yaşından beri dans eğitimi alan kız, bu konuda oldukça iyidir. ´ Kolay arkadaş edinebilir. Ancak hepsi yakın arkadaşı, dostu olamaz.Bu nedenle birine dostum diyebilmesi için gerçekten ona güvenmesi,o kişinin Saija'nın güvenini kazanması gerekir. Girdiği ortamlarda kendini belli etmekten hoşlanmaz, her zaman için suskunluğunu korumayı tercih eder. Sadıktır.Sadık olduğu şeye yada kişiye yalan söyleyemez.Reddedemez onu çoğu kez.İnce detaylar aklında kalır ve onlara önem verir.Sadık olacağı şeye gerçekten de önem vermesi gerekir. Özgürlüğü onun için o kadar önemlidir ki bu yüzden en yakın ilişkilerini kesip atabileceği gibi, yine özgürlüğü adına her türlü özveride bulunur. Herhangi bir konuda karar vermeden önce tüm olanakları göz önünde bulundurur. ´ Çabuk sinirlenmez.Hatta hemen hemen hiç sinirlenmez. Her zaman mutlu olmanın bir yolunu bulur. Yoksa yaşamın geçmeyeceğini düşünür. Onu kızdırmak gerçekten zordur.Ancak bir şeye sinirlenmişse gözü de hiç bir şey görmez.Onu durdurmak imkansız hale gelir. Hiç bir zaman yaşanan efsanevi aşklara inanmamıştır. Başkasını öyle bir tutkuyla sevebileceğini hiç düşünmemiştir.Belkide başına hiç gelmediğindendir kim bilir... Ailesi ve yaşamı:´1600'lü yılların başında, Berlin'de başladığı tahmin edilen Ahlbäck soyu, Almanya'nın köklü ailelerinden sayılmaktadır. Genelde Beauxbatons'a çocuklarını emanet eden aile, yetenekli gördüğü çocukları Hogwarts'a yollamaktadırlar. Bu tamamen bir aile geleneği olmuştur ve devam etmektedir. Saija'da bu ailenin son fertlerinden olmakla birlikte tek çocuktur. Aile safkanlığa önem vermez, adalet duyguları gelişmiştir ve herkesin eşit haklara sahip olduğunu düşünürler.Basit RP örneği:Ağaç köklerinin oluşturduğu sert ama rahat hatlardan birine oturmuştu. Hepsi birbirinden büyük ve yaşlıydı bunların. Toprağa olanca güçleriyle tutunuyor, sımsıkı sarıyorlardı, kimseleri yokmuş gibi. Elinde, olanca gevşekliğiyle tuttuğu açmamak için direndiği bu zarftan sonra belki oda üzerinde oturduğu şu ağaç kadar yalnız olacaktı. Dolunay’ın ışığı soğuk geceyi aydınlatan tek kaynaktı. Yansıdığı gölse onu yalnız bırakmamak için oradaydı ve ikisi birlikte büyük bir uyum oluşturuyordu. Çevreden tıkırtılar geliyor, rüzgarın uğultusu tüm şehvetiyle Saija'nın rahatlamasını sağlıyor, minik böcekler etrafta dolaşıyorlardı. Saija artık zarfı açması gerektiğini düşündü. Biraz daha beklerse hiç açmamaya karar verebilirdi ve içinde ne yazdığını öğrenmek için yanıp tutuşuyordu, her ne kadar korksa da. Tırnağıyla zarfın yapışık olan yüzeyini kaldırdı. Zarfı açtı. Korkuyordu. Olabildiğince yavaş hareket ediyordu. Çünkü bununla yüzleşmek istemiyordu. Yavaşlamak sanki bunu geciktirecekmiş gibiydi. Ne kadar geç okursa o kadar mutlu olacaktı sanki. Her ne kadar böyle olmayacağını bilse bile dayanmak istemiyordu buna. Kağıdı çıkarırken ümitsizliğe kapıldı. Uzun zamandır içinde olduğu bir duygu olsa da bu defa farklıydı. “Ne şartlar altında olduğunu bilmediğimi mi sanıyorsun? İmkansız bu, anla artık. Asla buraya gelemezsin, gelmemelisin. Seni isteyeceklerini sanmıyorum. Aslına bakarsan burada olursan ben de rahatsız olacağım. Böylesi herkes için daha iyi, inan. Artık kendine yeni bir düzen kurman gerek. Bizi unut, yanımızda olmamalısın.Sakın seni sevmediğimiz hissine filan kapılma. Kuzenlerinin yanında mutlu olabilirsin. Bizi düşünmemelisin. En doğru kararın bu olduğuna eminiz. Sen de buna uymalısın, bu son mektuptu. Bir daha yazarsan, cevap alamayacaksın anlatmaya çalışmaktan yoruldum artık. Anlayacağını biliyorum. Hoşçakal…
Ann”“Tanrım!” işte tam da korktuğu şeydi bu. Keşke açmasaydı, hiç öğrenmeseydi yazanları. Kız olanlara anlam veremiyordu. “Beni seviyorlarmış, gerçekten çok inandırıcı!” Uzun zamandır bu kadar sinirlendiğini hatırlamıyordu. Hatta sinirlendiğini bile hatırlamıyordu. İnanılmaz insanlardı bunlar. Yıllardır yaptıkları ,söyledikleri her şey anlamsız mıydı yani? Sahte miydi? Yanında yaşadığı insanlar, onu tehlikelerden koruyanlar, hep yanında olup istediklerini yapmaya çalışanlar şimdi onu istemiyorlardı. Peki neden? İşte bu gerçekten cevaplanması gereken bir soruydu. Yalnızdı. Çevresinde kimse kalmamıştı. Son umudu olan bu mektup da hayal kırıklığıyla sonuçlanmıştı. Her zaman saflığı taşıyan mavi gözleri, şimdi öfkeyle kısılmıştı. Elinde ki kağıdı buruşturdu ve olabildiğince uzağa fırlattı. Dört ay önce ona acımayıp, olayların bu hale gelmesini sağlayanlara lanet okuyarak gözlerini dolunaya dikti. Mavi gözlerinde oluşan pırıltılar daha da acınası bir hale getiriyordu onu. Ama madem bu olmuştu, yapacak hiç bir şey yoktu; kabullenmekten başka. Aslında her zaman bir seçeneğin olduğuna inanırdı. Ama bu kez her şey farklıydı... Kimseye güvenmemeliydi. Kimse onu anlayamazdı, ona yardım edemezdi. Artık her şeyin farkındaydı.
Çevresine bakınıyor, sinirini geçirebilecek bir şey arıyordu. Rüzgar sanki onu sakinletirmeye çalışıyor gibi esiyordu, Saija'nın biraz olsun rahatlamasına ortam hazırlıyordu. Göl hiç bu kadar karanlık görünmemişti. Şimdi ağaçların köklerinden birinde oturn kızın ruh halini yansıtıyordu. Saija, oturduğu ağacın korunaklı kökünden kalktı. Gölün başlangıcında ki kayalıklara doğru ilerlemeye başladı...
*Ann NPC karakterdir. | |
|
Amortentia Cécile Derwent Emekli Cadı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1343 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 13570 Ekspresso Puanı : 24 Kayıt tarihi : 26/08/06
| Konu: Geri: ´ Saija Isole Ahlbäck Paz 30 Kas. 2008, 13:28 | |
| Hufflepuff 3. sınıf
- Büyücü Konseyi | |
|