Bilgilendirme: Kasım'ın sonlarına doğru bir akşam. Saija ve Sibi..
'' Ahh, noluyo- ''
Acıyla çekiştirmeye çalıştığı koluna baktı, soğuk bir şey koluna batıyordu. Koşarcasına içeri girerken cüppesinin kolu kapıya takılmıştı. Gerçekten harika bir zamanlamaydı, ne zaman acelesi olsa zaten hep bir aksilik olurdu. Panikle kolunu çekip kendini kapıdan kurtardı, acıyan yeri ovuşturduktan sonra hemen etrafa bakındı. Akşam vakti Ortak Salon'da olmaması yetmiyormuş gibi bir de yapmak üzere olduğu şey.. Bu durumda yakalanmak kesinlikle istemiyordu, mahvolurdu. Üstelik sadece ceza almakla kalmaz, bu yaptığı duyulursa okula da rezil olurdu. Ki şüphe etmesine gerek yoktu, ne zaman ki yüz kızartıcı bir olay olurdu, ışık hızıyla yayılırdı olayın dedikodusu. Öyle ki çoğu zaman müdürenin bile kulağına giderdi. İnsanlar başka insanları çekiştirmeyi çok seviyordu. Kabul ediyordu bazen kendisi de dedikodu yapardı, özellikle sevmediği birileri hakkındaysa bayıla bayıla yapardı. Ancak yine de her önüne gelene söylemez, en yakınlarıyla paylaşırdı. Omuz silkti, henüz yakalanmamıştı, bunları düşünmenin vakti değildi.
Boş sınıfın bir köşesinde kaynamakta olan kazanın yanına gitti, şimdiye kadar bunu kimsenin görmemesi bir mucize sayılabilirdi. Sonuçta birçok sevgilinin uğrak yeriydi burası ya da başka muzurluklar peşinde koşanların. Neyse ki tahminleri doğru çıkmış ve bu sınav döneminde kimse buraya uğramaz olmuştu. Daha birkaç metre kala o güzel kokuyu alabiliyordu, gülümseyerek kazana yakınlaştı. Bilinen en güçlü aşk iksiri, Omortentia neredeyse olmak üzereydi, kitapta geçen her şeyi yapmıştı. Son basamak kalmıştı geriye, heyecanla elini cebine atıp parlak, kırmızı bir taş çıkardı. Geçen seneki SYB dersinden arakladığı Külbükül yumurtalarından biriydi bu, o zamanlarda da aşk iksiri yapmayı düşünüyordu. Ama, tabi Charlie içindi, şimdi onun mezun olmasıyla anlıyordu, gözünde büyütmüştü. Sevgiden daha çok hayranlıktı ona karşı hissettikler, aşk apayrı bir şeydi. Canını yakıyor, sevgisinin büyüklüğü onu korkutuyordu. İnsan kendine bile söylemekten korkuyordu sevdiğinin adını, hele ki bu bir yasak aşksa.. Nasıl bir kaosun içindeydi böyle? Ne aşkından vazgeçebiliyordu ne.. Çantasını omzundan atıp yere koydu ve kütüphaneden ödünç aldığı ağır bir kitabı karıştırmaya başladı. Talimatları yeniden gözden geçirmek istiyordu, hem böylece suç ortağı Saija'yı beklerken oyalanırdı.