İsim: Sidonia Scarlet
Cinsiyet: Bayan
Sihirsel Soy: Safkan
Asa: eklenecek--
Fiziksel betimleme: Annesinin kızıl saçlarının yanı sıra tamamıyla sarı saçlara sahiptir. Enteresan biçimde baktığı nesnelere doğru oranla yosun yeşili ve gökyüzü mavisine dönüşebilen gözleri oldukça etkileyicidir. Elinden düşmeyen kuru beyaz yapraklar kadar beyazdır teni neredeyse. Boyu olması gereken biçimde ve kilosu normalden oldukça uzaktır. Zayıf kolları, parmakları ve hiçbir zaman dolgunlaşmayan ince dudakları görünümüne eklenen diğer farklılıklardandır. Olabildiğince üst üste, ince ve koyu renkte giyinir. Onu çok az zamanda tek kat ve rahatsız kıyafetlerle görürsünüz.
Kişiliği: Genel olarak çok iyi ilişkileri ve hemen her alanda bilgisi olan bir karaktere sahip olsa da canlılardan uzak yaşamayı prensip edinmiştir. Annesinden aldığı zekâsı bazen çok şaşırtıcı bazense çok sıradan görünmesini sağlar. Geçmişinden gelen bir güvensizlik takıntısı vardır fakat rol yeteneğiyle bunu gizlemeyi başarmıştır. Onunla tanışan kimsenin kısa zamanda kişiliğini tam anlamıyla anlaması mümkün olmamıştır, kişiliğine bir ad verecek olursanız bu büyük olasılıkla “karışık” olur. Yapmaktan yorulmadığı tek şey konuşmak gibi görünse de kurduğu cümleler daima etkileyici ve mantıklı anlamlar içinde görünür. Kitaplar hayatının vazgeçilmezlerindendir. Tarihe ve büyüye olan muazzam ilgisini, elinden düşürmediği kuru beyaz sayfalar ve normal cümlelerinde bile sıkça kullandığı benzetmeleri ile anlamanız fazla sürmez.
Ailesi ve yaşamı:
Anne: Allecra SCARLET
Baba: Kajetan SCARLET
Yalnızca özel zamanlarda görüştüğü ve sık sık aramalarına rağmen onları unuttuğu bir annesi ve babası vardır. Eğlenceli aile bireyleri olsa da ailesine bir türlü ısınamamış ve güvenememiş, bu da kendine verdiği değeri olabildiğince artırmıştır. İtalya’da büyümesi annesinden kaynaklansa da babasının Roma’nın diğer ucunda yaşamasını benimsemiş, ilginç bir biçimde de onu tam anlamıyla hiç özlememiştir. Yalnızca özel günlerde bir araya gelen ailenin kökeni tarihe karışacak kadar eskidir ve Sidonia’nın dayısından başka akrabası yoktur. Yine bir yılbaşı vesilesiyle buluşan aile bireyleri uzunca bir süre özlem gidermek için ayrılmazlar. Bu süre zarfında birbirine kenetlenen aile bir daha ayrılmamaya karar verdiğinde durumdan rahatsız olan tek birey Sidonia’dır. Hayatından çok sıkılmıştır ve bu evden kurtulmayı kafasına koymuştur bir defa. Başına buyruk ve özgür olmak onun tek hayat felsefesidir belki de ve babasının gördüğü en kuralcı insan olmasına tahammül edemez. Hogwarts bu durumda onun için büyük bir nimettir…
Basit RP örneği: Koridorlardaki sesleri tamamıyla hissetmiyor, hisleri yokmuşçasına hızlı adımlarla sınıfa doğru yürüyordu yeşillere bürünmüş Alicia. Bir şey düşünemediği her halinden belliydi belki de gece gördüğü karmakarışık rüyaların eseriydi bu. Oldukça mutluydu aslında, biraz önce ayrıldığı sıcacık yatağını bile özlemiyordu sanki. Başını hafifçe çevirerek büyük bir pencerenin sımsıkı kapalı kapısından dışarıyı süzdü. Yağmurun camı tokatlaması hoşuna gitmişti, yağmuru hep sevmişti özel bir nedeni yoktu yalnızca sıcaktan nefret ederdi.
Adımlarını iyice hızlandırarak uçarcasına dersliğe vardığında Dwain'i görmeyi umut ediyordu. Ah evet işte oradaydı elindekinin ayna olduğunu anlaması uzun sürmemişti çünkü Dwain başka bir şeye mavimsi gözlerini bu kadar ilgiyle dikip incelemezdi. “Heyy! Dwain elindeki ne? Sınıfta bile kendinle mi uğraşıyorsun?” diye seslendi Alicia kitaplarını hemen yanına koyarken. Ardından Dwain'in her zamanki gibi 'ne varmış' dercesine omuz silkmesine aldırmadan sınıfı hızlıca inceledi. Ders başlamadan yetişebildiği için şanslı olduğunu düşündü ardından profesörün kesinlikle vakit kaybetmek istemediğini ortaya koyan bir ses tonuyla konuştuğunu işitti. Önünde duran bir çeşit kutuyu anımsatıyordu profesörün konuşmasını dikkatle dinledi çünkü her sözcüğünde 'beni dinleyin' diye bağıran büyücükler varmış gibiydi. Söylediklerini beyniyle uygulamaya koyulduğunda etrafındaki insanlar geldi aklına. Oysa hiçbir şey düşünmemeliydi gücünden başka. Yavaş yavaş beynini diğer düşüncelerden arındırmaya çabaladı. Sınıfın en yeşil kızı olduğunu… Yavaşça gözlerini kapamış odaklanmaya çalışıyordu kendini havada bulma umuduyla gözlerini açtığında sırada yalnız oturduğunu fark etti ve birkaç saniyelik heyecanı sona erdi.
İkizinin başardığını anlayacak kadar zekiydi o yüzden paniğe kapılmadı ve gözlerini yeniden kapayıp sakin olmaya çalıştı ”Bu lanet bedenin yalnızca istediğimde biraz yükselmesini nasıl sağlayacağım ki” dedi farkında olmadan.”dene, dene, sonunda başarılı olacağını söylüyor ya profesör Anjela” Bu sefer başarma isteğiyle doldu içi, kutuyu kavramasının işe yarayacağını düşündü çünkü uçacak olan kendi bedeniydi kutuya herhangi bir şey yaptırma şansı yoktu ne yazık ki.. Odaklanma çalışmaları çok uzun sürmedi, kutuya dalan gözlerini bir defa daha kapayıp saniyeler sonra açtığında sırasından yaklaşık 10 santim yukarıdaydı, içini muazzam bir mutluluk doldurdu fakat birkaç dakika sonra kendini yeniden sırasında oturur halde buldu. En azından sert bir iniş yapmadığı için mutluydu. Aslında önündeki nesnenin ne gibi bir yararı olacağını bilmiyordu hiçbir şey yansıtmıyordu, üzerinde bir çizim yoktu, onu uçuramayacağı için de 'herhangi' bir nesne olma ihtimali de yok gibiydi. Belki de yalnızca üzerine yoğunlaşılması gereken somut bir şeyin olması için vardı bu kutu.
Defalarca deneme yaptı fakat birçoğunda başarılı olamadığını fark etti. “Ben gücümü ilk günde yapmadım, ilk günde istediğim şekle dönüşmedim. Siz de bunu başaramayacaksınız. Çünkü siz, bu hayata daha yeni atılan öğrencilersiniz” neyse ki bu sözler içini rahatlatmıştı. Başından beri bu dersin gücüne ne gibi bir katkısı olacağını anlayamasa da dersi kendine sevdirmişti
Alicia düşüncelerini daha fazla zedelemeden kullanılabilecek en normal ses tonuyla girdi araya profesör Anjela “Dersimiz bitti, herkes çıkabilir. Ödeviniz bu güçlerini denemek. Yapıp yapmadığınızı çok iyi anlarım, kaytarmayın! Hoşça kalın." dersin bu kadar eğlenceli geçeceğinden habersizdi. Aynı şeyleri yapmaktan sıkılan bir yapısı olsa da bu defa gücünü defalarca denemek oldukça zevkli gelmişti. Ödevin zaten yapacağı şey olduğuna sevinmişti. Derste yaptıklarını en kısa zamanda tekrarlayacaktı, zaten çok eğlenceliydi. Biraz daha çekiştirilirse zaten ince olan t-shirt’ünün yırtılacağını fark edip ah ne kadar nazik bir ikizim var diye mırıldandı dışarıya çıkarken.
...