Yazdan kalan hatıra olan çiçeklerin hepsi birbir solarken, son baharın gelişi herkesi tuhaf duygular içerisine sokuyordu. Ayrılıkların yaşandığı sonbahar birçok kişiyi ayırırken, döktüğü çiçeklerin yeniden açmasıyla birleştirici bir etkisi oluşuyordu çiftlerde. Ama bazılarında ise hiç gerişi dönülmeyen ayrılıklar onları sarıyor ve birdaha geri bırakmıyordu. Bu çiftler arasında olan Kassidy ayrıldığı sevgilisini geride bırakmış ve kendini tertemiz bir sayfa açmıştı. Kardeşinin başında dönen kavak yelleri ise onu huzursuz ediyordu. Slytherin'in en çapkınlarından olan Enric nasıl olduda Eleanor'u kandırmıştı buna şaşıyordu doğrusu. Hatta bazen Eleanor'u bu kadar sevmesine rağmen onun aklının yerinde olup olmadığınıda düşünüyordu. Ama biliyordu ki aşk gözü kör eden lanet olası birşeydi! Ah şu lanet olası düşünceler onu biran olsun yanlız bırakmıyorlardı, boğazına yapışmışlardı resmen. Tertemiz hava bile onun zihninde uçuşan düşünceleri toparlayamıyor, biranlık bile onları unutturamıyordu. Belkide bugün ona tüm bunları unutturabilicek tekşey binasının yaptığı Quidditch maçı olucaktı. Evet, tek güvenilir anahtar bu olmalıydı. Quidditch maçları onun keyfini getiren en büyük etkenlerdendi, adeta kendini kaybediyordu maçı izlerken. Hazırlığını yapmak için aceleyle ortak salona giderken tüm bu düşüncelerden kurtulması ona keyif vermişti ki kapının önünde duran bücürleri iterek "Çekilin şuradan bücürler!" demeyide eksik etmemişti. Ortak salondan içeri girer girmez içeride olan tutuşmalar dikkatini çekmemiş değildi, ama üstünü giyinmeden bu tutuşmaya girmek istememişti. Kızlar yatakhanesinden içeri girer girmez üzerine geçirdiği pelerini ve Slytherin atkısını boynuna dolayarak bir kuş gibi uçuvermişti yatakhaneden. Ortak salona geldiğinde ortalığın oldukça fazla kızıştığını gören Kassidy "Hey ahmaklar, ne yaptığınızı sanıyorsunuz, bugün maç var en azından birgünlüğüne destek olun birbirinize!" demesinin ardından yükselen sesler Kassidy'nin oradan kaçmasının tam zamanı olduğunu gösteriyordu. Aceleyle çıktığı ortak salondan aynı adımlarla ilerlediği Quidditch Sahasına giderken yüzünde oluşan sinsi gülüşü onun keyfinin yerine tam olarak geldiğini gösteriyordu. Doğrusu hızla ilerlediği Quidditch Sahasına çok geç olmadan varmıştı, hatta çok fazla oyalanmış olmalı ki tribünler fazlasıyla coşmuş ve alkışların sesi çoğalmıştı. Büyük kalabalığın içerisinde ilerlerken sataştığı çocukların haddi hesabı kalmamıştı. Buı ona büyük bir zevk veriyordu herseferinde. Sonunda ulaşabildiği Slytherin tribününde kendine güzel bir yer bulduktan sonra herzaman ki gibi başlamıştı anlaşılan "Gösterin kendinizi asil Slytherin'liler!"