Yağmur bankanın beyaz duvarlarını ıslatırken Dennise penceresinden cama vuran damlaları sayıyordu.Bugün kendini pek iyi hissetmiyordu.Kafasını çevirip masasının üstünde duran parşomene baktı.Yüzünü buruşturduktan sonra tekrar pencereden dışarı bakmaya devam etti.Siyah-kırmızı askılı,göğüs dekolteli uzun elbisesinin göğsünün altında ellerini kavuşturdu.Londra karanlığa gömülmek üzereydi.Dennise aklından geçen bu cümleye kendi kendine güldü.Bu cümlenin kaç anlamı vardı acaba?..Sıkılarak geri döndü ve oda da gezinmeye başladı.Şöminenin üstündeki aynaya baktı.Tepesinde özenle toplanmış kıvırcık saçlarını düzeltti.Pürüzsüz beyaz solgun yüzüne baktı .Göz altları biraz çökmüş gibiydi.Doğaldı.Kaç akşamdır gözüne uyku girmiyordu
"Lanet olsun!"
Hızlıca koltuktaki çantasını açtı.Minicik cam bir şişe çıkardı.Eline döktüğü mor sıvıyı göz altlarına sürdü.Göz altı morluklarından nefret ederdi o.Biraz sonra deri sıvıyı emmiş ve morluklar yok olmuştu.Onaylayan bir tavırla kafasını salladı.Yorulduğunu hissedip kendine küçük şöminenin yanındaki koltuğa bıraktı.Dirseğini koltuğun kenarına dayayıp kafasını sol eline bıraktı.Birden nihayet beklediği suskunluk bozulmuş kapı çalmış ve cinlerden biri içeri girmişti.Kırmızı üniformalı cin elindeki turuncu dosyayı Dennise uzattı."Raporlar tamam efendim.Bu ayki kontroller bitti."
Dennise dosyaya şöyle bir göz attı.Sorunlu kasa bulamadı.Dosyayı inceliyormuş gibi yaparak konuştu:"Güzel! bir sorun yok gibi.Herkes çıktı mı?"
"Hayır efendim.Misori ve penta burdalar."
"Neden çıkmadılar?.Mesai saati biteli yarım saat oldu."
"Yeni Gallon kalınlıkları henüz bitmedi.Bu gece onun üstünde çalışmayı düşünüyorlar."
Dennise'in dosyaya bakan gözleri öfkenledi.Bir bu eksikti.Kafasını kaldırıp cine baktı."Bundan niye benim haberim yok?Nezamandan beri Gringottos da sabaha kadar çalışılıyor?"
Sesini kontrol etmesi gerektiğini düşündü.Bu kadar kızmamalıydı.Alt tarafı iki cin halledilebilirdi.Cin biraz kızarmış olarak Dennise'i cevapladı."Efendim bu dosyanın yarın bakanlıkta olması gerek.Biliyorsunuz ki şu aralar çok yoğunuz.Sıkı çalışmalar biz cinleri zayıflatamaz.Siz merak etmeyin." bir an durup ekledi:" Siz ne zaman çıkacaksınız?"
Dennise alnını ovuşturdu."Kasa derinliğiyle ilgili raporum hala bitmedi.Sanırım 1 saat daha burdayım.Ekleyeceğin bir şey yoksa sen artık gidebilirsin."
Cin eğilip selam verdi ve çıktı.O çıkar çıkmaz Dennise elindeki dosyayı hırsla fırlattı ve ayağa kalkıp odada gezinmeye başladı..Fazladan iki cinin kalmasından hiç hoşlanmamıştı.Gerçi sorun çıkaramazlardı.Herşey planlanmıştı ama yine korkuyordu işte!.Hayatını azkabanda geçirmeye niyeti yoktu.Cama gidip baktı.Az önce gelen cin bankanın önünden buharlaşmıştı.Birazdan işaret göndermek zorundaydı.Kafasını cama dayadı.Yağmur hala devam ediyordu.Bu iyiydi zaten karanlıkta olmuştu.Ortalıkta fazla kimse yoktu.Homurdanarak yeniden düşünmeye başlamıştı.Babası nasıl bu kadar emin olabilirdi ve uzun yıllardır görmediği bir aile dostuna güvenebilirdi.Dennise'i tehlikeye atıyordu.Babası artık karanlık efendiden vazgeçmişti sanki.Adını yeni duyduğu bu karanlık topluluk Dennise'i ürkütüyordu.O bir ölümyiyendi.Bu soygundan çıkar sağlasa da efendisine ihanet etmiş sayılır mıydı? Hayır.Bunu ondan ailesi istiyordu ve zaten Blackler Lordun en sadık müridlerinden biriydi.Mutlaka karanlık Lord da bu işi biliyordu.Evet evet..Karanlık efendi daima bilirdi...Titrer gibi oldu.Etraf iyice sessizleşmişti.Daha fazla beklerse işaret falan veremeyecekti.Masasına gidip,masanın tam ortasında duran 12 kollu gümüş saatine asasını doğrulttu.Sihirli sözleri söyledikten sonra saatin kolları görülmeyecek kadar hızlı dönmeye başladı.Dennise kafasını kaldırıp kulaklarını olabilecek en ufak tıkırtıya karşı ayarlamıştı.Ve nihayet sadece bir dakika sonra girişten ,cisimlenme,lanet sesleri ve haykırışlardan oluşan bir dizi uğultu gelince masanın üstündeki parşomeni kapıp hemen dışarı fırladı.Hızla karanlık basamakları inip giriş salonuna geldi.Önce yerde hareketsiz yatan iki bekçiyi sonrada sersemletilmiş misoriyi gördü.Gözlerini yerden kaldırır kaldırmaz karşısında siyah pelerinli ve maskeli 10 kişiyi ve yanlarındaki lanetlenmiş pentayı gördü.Yavaşça asasını indirip adamlara yaklaştı.Pentaya asasını doğrultmuş adam maskesini çıkartırken Dennise onu tanıdı.Bu Blacklerin aile dostu Scur'dı.Gözlerine kadar inen siyah saçları ,sol gözündeki dikine çizik ve yüzündeki bir çok yara ile Dennise'i ürkütmeye yetiyordu.Scur Dennise'e doğru yaklaşınca Dennise istemeden bir adım geri attı.korkmuyordu ama bu adamın görünümü onu biraz ürkütüyordu.Dennise hiçbir şey söylemeden elindeki parşomeni ona uzattı ve ekledi:" Kasaların numaraları,koruma büyülerinin nasıl bozulacağı ve içindeki değerli hazineler burda yazıyor." Bir an Scur'a baktı."Bir an önce başlasak iyi olacak".Elindeki asasını sıkıca kavradı.