**AnLaşmaLı Rp'dir**
Tarih:1951
Mevsim:Sonbahar
Hava Durumu:Sabahleğin doğan güneşin önüne geçen bulutların getirdiği yağmur ve soğuk her yerde hakimiyetini sürmekte. Ara ara atıştıran yağmur, az olsa da gene etkisini gösteren sisin içinde kaybolup gitmekte.
Hogwarts Erkekler Yatakhanesi
09:00 ~ 12:00
Hogwarts 8. sezona girmiş, eski ve yeni öğrencilerini yeniden her yıl olduğu gibi büyük bir gösteriş ve ihtişamla açılış gününde ağırlamıştı. O zaman büyük bir mutlulukla yemek yenilmiş, kadehler her defasında boşalmıştı. Felipe bu görüntüyü gece tekrardan gözlerinin önüne getirmişti. Hogwarts'ın her zaman olağan koşuşturmalarından birinde gözlerinin yavaşça açıldığını hissetti. Açılmasına neden olansa pencereden yansıyan bir güneş ışığıydı. Gözlerinin açılmasıyla birlikte etraftaki ayaklanma, yatakhanesinin çıkışıyla birkaç saniye sonra son buldu. Henüz sabahtı. Topu topuna 08:30-09:00 arasıydı. Üstündeki örtüyü üstünden atarak ayağa kalktı. Uzun saçları dağılmış bir vaziyetteydi. Ama genellikle bu haftalar saçlarını düz olarak bırakırdı. Eline geçirdiği tarakla hemen saçlarını aşağıya doğru gelişigüzel taradıktan sonra dolabını açtı. Siyah bir tişört, altına siyah tonlarına yakın uzun bir pantolon çıkarttı. Üstüne geçirdiği gibi saate gözü ilişti. Dokuzu geçmişti. Cübbesini de üstüne geçirdi. Karşısındaki aynada kendine bakınca cübbesindeki Slytherin arması gözüne takıldı. Dolabının kapağını kapattı. Yavaşça yatakhaneden dışarıya çıktı. Ortak salona doğru ilerlerken rutubet kokusu ve loş bir hava Felipe'i karşıladı.
Felipe hızlı bir biçimde merdivenleri ikişer ikişer çıkarak Büyük Salon'a girebildi. Zaman hızla akıp giderken tokluk hissi Felipe'in her yanını sarmıştı. Slytherin masasına yavaşça yaklaştı. Birkaç kişiden oluşan sıranın sonuna doğru oturdu. "Herkese merhaba!" Suratındaki bakış pek değişmemişti. Sanki burada olmaktan hoşnut değilmiş gibi bir tavrı vardı. Tabağına birkaç kahvaltılıklardan aldı ve hemen onları yemeye başladı. Saat, hızla öğle vaktine doğru yaklaşmaya başladı. Ağzında lokmaları çiğnerken, bir yandan da gözleriyle etrafı süzüyordu. Kahvaltıyı yarıda kesip hemen gizemli bir şekilde kalkarak Büyük Salon'un kapısından çıktı. Manzara keyfinin tadını çıkarmak için üst katlardan birine çıkmaya karar verdi. Merdivenleri teker teker çıkarken, etrafta rastlayacağı, kendi adlandırdığı "muhalefet"lerle karşılaşmamayı umuyordu.
Hogwarts: 2. Kat Koridorları
12:00 ve sonrası
Bir üst kata daha çıkmaya kalkışacakken, dışarının güzelliği buradan daha yakın ve daha net gözüktüğünün farkına vardığında, kendini o yöne doğru çevirdi. Kollarını birbirine kenetlediğinde, iç cebinde bir cisim hissetti. Asası olamazdı. Neydi? Elini cebine doğru soktu ve çıkarttığında küçük bir el kitabı çıktı. Üstüne baktığında, "...iAntes morrer livres que em paz sujeitos!..." yazıyordu. Çevirdiğindeyse, "...Das ilhas, as mais belas e livres..." yazıyordu. Ikisini de anımsayabilmişti. Iki romanın, ortalarından alıntı cümlelerdi. Anlam bakımından üst sıralardaydı.
Merdivenin oralardayken, camın oraya doğru yürümeye başladı. Lekeleri her yerden belli olan camın önünde dışarıyı süzerek bakıyordu. Her defasında elindeki küçük kitabın olmadığını farketmeyerek düşürmekten kurtarıyordu. "Cada noche sueño contigo-" Ağzından çıkan bu birkaç şarkı sözünün sonunu yarıda kesip bırakmıştı. Gözlerini devirdiği camdan dışarıya dikkatle bakmaya devam ediyordu.