Florina Cléymins

İsim: Florina Cléymins
Cinsiyet: Bayan
Sihirsel Soy: Annesi melez, babası ise safkan.

Fiziksel betimleme:

Lila saçlar ve mor gözler... Florina'nın dikkat çekmesini yarıyan bir etkendir. Lila saçlarının uzunluğuda buna dahil... Küçükken genleriyle oynanması sonucunda böyle olmuştur. Halinden memnundur ama biraz olsun garipsenmesi onu bazen üzmekte bir numaradır. Uzun ve yapılı bacakları Florina'yı ne kadar uzaktan uzun göstersede, yakında kısa olduğu rahat bir şekilde anlaşılır. İnce bir bedeni vardır ve bu vücudunu korumaya özen gösterir.

Kişiliği:
Sakinlik... Florina için vazgeçilmez bir şeydir. Sakin ortamlar her zaman hoşuna gittiği gibi kalabalık ortamlarda bunalır, nefes alamaz. Sessizdir; pek konuştuğu görülmez. Belki bir iki kez öylesine yani can sıkıntısından birileriyle muhabbet etmiştir. Kendisini en iyi anlayacak şeyin kitaplar olduğunu düşündüğünden her zaman kitap yazar. Kendi düşüncelerine göre kurgular bulur ve kağıda döker. Buna karşı kitap okumayı pek sevmez. Bir iki farklılık dışında.

Bazı durumlarda dudakları tatlı bir şekilde kıvrılır ve şeker bir şekilde gülümser. Çok az somurttuğu görülmüştür ve buna rağmen dertlerini kimseye anlatmaz. Hepsini içine döker ve orda kalmasını ister.

Ailesi ve yaşamı:
Fransız bir aile olan Cléymins'ler Fransa'da neredeyse hiç tanınmamışlardır. Büyücü Dünyası'nda soyadları söylenince biraz garipsenselerde çok zeki oldukları karşı konulmaz bir doğrudur. Ailenin çoğu genlerle uğraşır. Bu işi ne kadar gizli yapsalarda sonucunda olay ortaya çıkar. Aile birbirlerine çok bağlıdır ve haksız olsalar bile arkasında durarak haklı durumuna geçirmeye çalışırlar.

Basit RP örneği:
´...Roran herkesin duyabilmesi için sesini yükseltti. "Charvahall etrafında bir duvara ihtiyacımız var; ne kadar kalın olursa o kadar iyi. Düşündüm de, eğer büyük ağaçları kesip yan yatırırsak ve dallarını siviriltirsek Ra'zac üzerlerinden geçmede çok zorlanır."
Bunun için kaç ağaç gerekir sence?" diye sordu Orval.
Roran Carvahall'ın çevresini tahmin etmeye çalışırken-´ *

Florina gözlerini karşısında duran göle dikti. Yazılanları hepsini bir bir aklında canlandırıyordu. Güneş kendini yeni yeni dağların arkasında gösterirken, Florina göl kenarında kaç saattir oturduğunun farkında değildi. Göle yansıyan güneş ışıkları o kadar hoş bir görüntü oluşturuyordu ki (!) insanın durmadan göle bakası geliyordu. İlk baharın güzellikleriyle, o yeşil tonları yapraklarla süslenmiş ağaçların arasında göle yansıyan turuncu bir ışık. Florina esneyerek olduğu yerden kalktı. Elini havaya kaldırmasıyla tuttuğu küçük yaprağı kitabının arasına koyup hafifçe gerildi. Uykusu yoktu; ama uyuması gerekiyordu. Derste uyuklamak en sevdiği şeylerden birisiydi. Hâlâ açık olan gözlerini çimenlere çevirip -o büyük- şatoya doğru yürümeye başladı. Üstünden dünden beri çıkarmadığı Hufflepuff cübbesini bir yandan da temizliyordu. Aydınlanan gök yüzünün vurduğu ışık süzmesi sarı-siyah armasının parlamasına sebep oluyordu.

Sessiz ve sakin adımlar... Tabloları uyandırmadan ortak salona gidecekti ama bunu yapmak çok zordu. Kesinlikle birisi uyanıyordu. Tam merdivenlerden çıkacakken girişteki tablonun keskin ve sinsi bakışları üstüne çevrilmişti. "Burada ne arıyorsun küçük kız?" Florina tablonun konuşmasıyla yerinde sıçramıştı. Mor gözlerini hızla tabloya çevirdi ve sakin bir ses tonunda ona karşılık verdi. "Bu seni ilgilendirmez sanırım, öyle değil mi?" Adımlarını hızlandırarak yukarıya çıkmaya başladı. Nereye gittiğini bilmiyordu. Büyük ihtimalle gene kütüphaneye girecekti.

* Eldest, syf. 138

3. Sınıf Hufflepuff

Not: Ravenclaw ve Slytherin binalarının kapalı olduğu göz önünde bulundurularak değerlendirilmiştir.