|
| El cuarto: La nuevo uno a comienzo | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Valencia Claudía Ruselló Baş Şifacı ~ İksir ve Bitki Zehirlenmeleri
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 547 Yaş : 44 Galleon : 12266 Ekspresso Puanı : 15 Kayıt tarihi : 09/03/08
| Konu: El cuarto: La nuevo uno a comienzo C.tesi 27 Ara. 2008, 18:35 | |
| ~ Güneşli bir günden sonra gelen soğuk havayla etrafta kimsecikler kalmamıştır. Hogwarts'ın açılmasından henüz bir ay kadar geçmiş ve Valencia'nın geçen aylarda yaptığı, herkesi sevindirecek ama kendi açısından büyük bir zarar gibi görünen olayı St. Mungo'da öğrenir. Hogwarts'a gelişiyle, günün ikinci süpriziylede karşılaşır, Magnus'la. Valencia'yı ziyarete gelmiştir ve bugün öğrendi durumu ona söyleyip, söylememek arasında tereddüt ediyordur.~ | |
| | | Magnus Lars Hallstad Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Profesörü, Gryffindor Bina Sorumlusu
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1515 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12036 Ekspresso Puanı : 27 Kayıt tarihi : 01/10/08
| Konu: Geri: El cuarto: La nuevo uno a comienzo Paz 08 Şub. 2009, 15:41 | |
| "ESKİ ÖLÜMYİYEN'DEN MÜTHİŞ İDDİA
Geçtiğimiz günlerde yakalanan ölümyiyen Falcorn Heinzman, büyücü toplumunun içindeki çok saygın kişilerin adını ölümyiyen olarak afişe etti. Bakanlık'ta yapılan sorgulama sonucu soruşturma başlatıldı. Ancak bu isimler basına verilmedi. Aldığımız bilgiye göre bu isimler Bakanlık'a, hatta Hogwarts'a sızmış durumda. Kaynağımıza göre Bakanlık'a sürekli "mali anlamda" yardımcı olan isimler hakkında soruşturma açılmazken... "
Magnus yürürken gazeteyi havaya fırlattı ve asasını geriye doğru yöneltip arkasına hiç bakmadan "Evanesco!" dedi. Gazete anında kayboldu. -bu isimler Bakanlık'a hatta Hogwarts'a sızmış durumda... Şu anda bu kişilerden birini ziyarete gidiyordu. Güldü. İnandığı değerler ve davranışlarının oluşturduğu tezat onu her zaman güldürmüştü.
Ellerini cebine atıp ıslık çalarak Hogwarts koridorlarında yürümeye devam etti. Bir yandan da birçok şey görüp geçirmiş olan bu duvarlar ona geçmişi, Hogwarts'taki hayatını anımsatıyordu. Arkadaş kavgaları, ilk öpüşmeler, birinci sınıfların ürkek halleri, son sınıfların zorba halleri... Magnus iç geçirdi. Yeniden bu tozlu, yüzlerce yıllık havayısolumak ona iyi gelmişti.
Son koridora giriyordu ki bir pencereden sızan hafif bir ışık dikkatini çekti. Beşinci sınıf gibi görünen birkaç öğrenci Ekim ayazına rağmen göle giriyorlardı. Gülümsedi. "SBD'ler kolay değil tabi. Onların da dinlenmeye ihtiyacı var." diye düşündü. Kendi SBD'lerini hatırladı. İksirde kazanının altını yakmayı unutmuş, bu yüzden sınava tekrar girmişti. Yine de İksirden aldığı Olağanüstü'yü kesinlikle hak ediyordu. Kehanet SBD'si tamamen berbattı. Hogwarts'ın 5 yıl sonra yerle bir olacağını söyleyince ona verilen not Zayıf olmuştu. Gerçi o da isteyerek kehanet alıyor değildi. Yine de derslerde dikkatli oluyor Porofesöre karşı nazik olmaya çalışıyordu. Ve Tılsım... Kendine geldiğinde uzun koridorları çoktan aşmış, şimdiki ılsım Profesörünün odasının önünde duruyordu. Kapıyı hafifçe tıklatıp içeri girmeden önce asasıyla bir demet papatya ve bir kutu likörlü çikolata yarattı, üstünü başını şöyle bir silkeledi, kapının tokmağını çevirip içeri girdi.
Oda boş olmasına rağmen önünde küller birikmiş şömine hararetlice yanıyordu. Çiçekleri Viktoriyen dönemi masanın üzerine bırakıp odayı incelemeye başladı. Duvarların birinde kazınmış olan M ve V harfleri dikatini çekti. "Magnus'un M'si mi yoksa?" gülümsedi. Onu özlemişti. Siyah saçlarından yayılan lavanta kokusunu, gözlerinin keskin bakışını, ince ellerini, asil yüzünü, gülümsemesini... Bugün buradan çok mulu ayrılacağını -ya da ayrılmayacağını- düşünüyordu. Ama Kehnaet'te hiç başarışlı olmadığı aklına geldi.
Bu düşüncelerden sıyrılıp odayı incelemeye devam etti. Boş bir çerçeve. "Eskiden kimin resmi vardı acaba?" diye düşünmekten kendini alamadı. Çerçevenin yanında bir tüy kalem duruyordu. "Onun parmakları dokunmuş..." Onu incitmekten korkarcasına parmaklarını üzerinde gezdirdi. Derince bir nefes aldı. Odayı dolduran kokusunu hissedebiliyordu.
Kreton koltuklarından birine oturup onu düşünmeye başladı. Ve birden eski bir şarkı dudaklarında can buldu: Daha önce hiç böyle hissetmemiştim Gökyüzünü hiç görmemiş gibi Öpüşünü içime çekmek istedim her gün ve her gece Kalbimi dinle, duyuyor musun şarkısını? Geri döçn bana ve affet her şeyi Mevsimler değişir, kıştan yaza Ama seni seviyorum Zamanın sonuna kadar Ne olursa olsun Seni seveğimölüm günüme kadar Ne olursa olsun... | |
| | | Valencia Claudía Ruselló Baş Şifacı ~ İksir ve Bitki Zehirlenmeleri
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 547 Yaş : 44 Galleon : 12266 Ekspresso Puanı : 15 Kayıt tarihi : 09/03/08
| Konu: Geri: El cuarto: La nuevo uno a comienzo Cuma 13 Şub. 2009, 11:57 | |
| Sırt kısmı tamamen açık, yarım kollu ve omzundan sarkan iri uçlu, süs niyetine göz boyama amaçlı koyulmuş kalın inciler, uzun paça ve bedene yapışan kumaşı zengin göstermek amaçlı koyulmuş, siyah rengi elbisenin içindeki bedeni daha ince ve uzun gösteriyor, ayakkabılara doğru indikçe genişleyen elbise uçları ise Valencia'nın vazgeçilmeziydi. Elbisenin uyumunu sağlayan beyaz bir küpe, boynunda parlayıp duran fazla gözalıcı olmayan ve itinayla yapılmış beyaz inci kolyesi boynunun daha uzun ve zarif görünmesini sağlıyordu. Havanın soğuk olmasından dolayı üstüne giymeyi eksik etmediği siyah tüylü montunu sandalyenin sırtından alarak üstüne geçirdi, ardından sandalyenin üstündeki çantasını kolunun dirseğinin iç kısmına yerleştirdi ve aynanın karşısına geçti. Duvardaki aynaya bakmak için hafifçe eğilip herhangi bir bozukluk, pürüz görmeyince saçlarını, hemen hemen bir saat kadar önce taktığı tokayı çıkartarak saldı. Koltuğun üstündeki siyah kaşmir atkıyı boynuna sardı. Atkının içinde kalan saçlarını savurarak hazır olduğunun haberini verdi. Artık evden çıkabilirdi, Hogwarts'a gitmek için. Çabuk olması gerektiğini biliyordu. Saçları, saç diplerinin zorlanmadığını düşünerek yaptığı topuz, onun yaptığı işleri engellediğinden salmış, dalgalı çıktığını görünce de yüzündeki tebessümü artırarak dışarı çıkmıştı. Çok geçmeden karşıdan arkadaşı ve yanındaki kızının geldiğini farketmişti. Onunla birkaç senedir tanışıyordur. Nedense ona bu çocuk konusunda imreniyordu, ilk doğduğunda yanına gitmiş, kızını görmüştü. O an, onun kadar o da heyecanlanmıştı. Angelicá, eski bir modeldi. Büyücülüğün aksine bu yolu seçmişti, yaptığı seçimlerinden dolayı ondan uzaklaşmamıştı Valencia. Uzaklaşsaydı, onun bir muggle'la evli olmasını yadırgardı. "Angelicá, hola! Como te va? Cómo estás, como una chico? Uhmm... Choñaque!" Küçük kızın gülümsemesinden sonra Valencia Angelicá'ya baktı. Karşısındaki kadının yüzündeki bakış değişmiş, elinden tuttuğu kızını sürüklemeyi bırakıp, Valencia'ya sarılmıştı. "Sí, sí. Yo bien, gracías. A tú, Valencia?" Aynı şeyleri düşündüğünden kafasını kısa süreliğine salladı. " Yo también, Angelicá. Por favor, permitir. Fui a ir a la Hogwarts. Nos vemos mas tarde, Angelicá y como una chico." Yavaş adımlarla onların yanından güler yüzüyle ayrıldı. Çok geçmeden Hogwarts'a zamanın hızlı bir şekilde akmasıyla ulaşmıştı. Uzun, yarı aydınlık-yarı karanlık koridorlardan eski ve harebeyi andıran uzun ara merdivenleri çıkmaya başladı. Odasına gidip biraz dinlenmek istiyordu. Merdivenin tersine doğru esen rüzgarla saçları savruluyordu. Gözleri her zaman geçtiği koridorun duvarlarına takılır, konuşan tabloların görüntülerine bakmayı severdi. Ara sıra Valencia'yı saran travravmatik melankoli yeniden onun yüzündeki tebessümü silmişti. Aklını kaçırırcasına haykırmak istediği birçok söz vardı ki... Çantasında duran ve hayatını değiştiren test bile. Koridorun sonunda siluetli bir insan gördü sanmıştı, ağacın içeriye yansımasıydı. Saçını eliyle geriye doğru attı. Elini odasının kapı koluna kenetleyip sağa doğru çevrdi. Hayatta her şey mümkündü ve süprizler hep birbiri ardına gelirdi.Adımını atarak içeriye girdiğinde koltuğunda oturan birini görmüştü. İlk korksa da kafasının çevrilmesiyle, şok olmuşçasına arkasından kapıyı kapattı. Birkaç saniye ona doğru baktı. Magnus'un ne işi vardı burada? Asıl şimdi haykırmak isterdi; aklına, dilinin ucuna ne gelirse. Elindeki çantayı Magnus'tan uzak bir yere doğru götürerek dolabının önündeki sandalyenin üstüne bıraktı. Arkasını dönerek yanına doğru, yerdeki parkeleri çizercesine sert bir şekilde ilerlerdi. "Aa, Magnus? Senin... Senin burada ne işin var, tatlım?" dedi, önündeki koltuğa yığıldı bir an. Üstündeki ceketi çıkartarak omuzlarından aşağı sarkan inciler aşağı doğru döküldü. "Çok beklemedin, umarım?"
| |
| | | Magnus Lars Hallstad Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Profesörü, Gryffindor Bina Sorumlusu
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1515 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12036 Ekspresso Puanı : 27 Kayıt tarihi : 01/10/08
| Konu: Geri: El cuarto: La nuevo uno a comienzo C.tesi 14 Şub. 2009, 18:20 | |
| Derin düşünüyordu Magnus. Oturduğu kolktundan saatlerdir kalkmıyormuş gibi hissediyordu. Yerinden kalkmak üzereydi ki kapının önünden bir ses işitti. Gelen odanın sahibinden başka kimse olamazdı - ya da Magnus'un umduğu buydu. Çiçekleri göze batacak şekilde düzeltti, üzerinde kalmış olabilecek tozları şöyle bir el hareketi ile silkeledi, ceketinin ön düğmesini ilikledi. Ve son olarak yüzüne sempatik bir gülümseme kondurarak kapıya döndü.
Siyah elbisesi ile nefes kesici bir kadın içeri girdi. Boynundaki inci kolye, zaten ince olan boynunun eğer olabilecekse daha ince, daha zarif görünmesine sebep oluyordu. "Bu kadından etkilenmemek için insan olmamak gerekir" diye düşündü Magnus. Şimdi pencereden ormanın üzerine inen güneşin ölmekte olan ışıkları vuruyordu kadının yüzüne. Onu daha da çekici, şeytani kılıyordu günbatımı.
Kadın kapıyı kapattıktan sonra doğrudan onun gözlerinin içine bakmaya başladı. Magnus kadının gözlerinde çok fazla şey görüyordu: gerginlik, yorgunluk, bezmişlik, beklenmezlik, ve belki minnettarlık. Kadın tam önündeki kolktuğa oturdu ve ceketini üzerinden sıyırdı. "Aa, Magnus? Senin... Senin burada ne işin var, tatlım?" dedi kadın. Magnus: "Seni görmeye geldim." Ve kadın ekledi: "Çok beklemedin umarım.?". Magnus samimiyetle cevapladı: "Sonunda seni görmek var. Bu bile günlerce beklememe yeter."
Magnus gözlerinin içinde çakan yıldızları, yüreğinde dalgalanmaya başlayan durgun suları hissediyordu. Valencia'yı görmek onu heyecanlandırmıştı. Fakat gözlemlediği kadarıyla aynı etkiyi Valencia'da görememişti. Yüzünü ciddileştirdi, oturduğu yerde öne doğru eğilip ellerini birleştirdi. "Ne oldu Val? Hiç iyi görünmüyorsun.". Bunu söylediğine anında pişman olduı çünkü kadın da ciddileşmiş, gerginleşmiş ve tedirgin olmuş gibiydi. "Belki Amortentia'dan birkaç günlük izin alabilirsin. Bir yerlere gider dinleniriz biraz." Kadın müdürenin adını duyuna irkilmişti. Hay aksi! dedi Magnus içinden. Bugün pot üstüne pot kırıyordu. "İstiyorsan senin yerine ben izin alabilirim" Kadın sakinleşiyor gibiydi. | |
| | | | El cuarto: La nuevo uno a comienzo | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |