Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  EkspresEkspres  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Akşamın Derin Sessizliği

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Hellä Irna Heimdäll

Hellä Irna Heimdäll


Kadın
Ruh hali : Akşamın Derin Sessizliği Yaaati6
Mesaj Sayısı : 38
Yaş : 30
Kan statüsü : Pure Blood
Galleon : 11490
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 03/03/09

Akşamın Derin Sessizliği Empty
MesajKonu: Akşamın Derin Sessizliği   Akşamın Derin Sessizliği Icon_minitimePerş. 05 Mart 2009, 22:02

Gözlerini bir kez daha kapı tarafına kaydırdı. İçeriye birisinin girmesini umsada girmiyordu işte. Hiç boşalmayan yatakhane şimdi bomboştu. Bir şey vardıda kendisinin mi haberi yoktu? Hoş, öyle bir şey olsa kendisine söylerlerdi ama söylemeyede bilirlerdi. Elini yatağına dayanmış olan çellosuna götürdü. Kabının içinde bile olsa onun şuan nasıl bir şekilde durduğunun farkındaydı. Derin bir iç çekip önündeki nota kağıtlarını hızlı bir şekilde topladı. Kırışıp kırışmaması umrunda bile değildi. Tek istediği sakin bir zihinle çellosundan çıkan dinlendirici müziği dinlemekti. Kağıtları bir eline çellosunu ise hızlıca diğer eline aldı. Kimseye görünmeden burdan çıkmak istiyordu. Hoş şuanda yemekte olmaları gerekirdi ama bir kaç kişi yemeyede bilirdi. Tam kapıdan çıkacakken durup arkasına baktı. Yatağı dağılmış bir şekilde Irna'yı bekliyordu. Belki daha sonra, daha sonra gelebilirdi.

~ ~ ~

Koridorlarda bir ceylanı avlama planları kuran kaplan gibi yürüyordu. Bir ses bile çıkarmıyor, herhangi birisinin gelmesi dahilinde adımlarını başka yöne çeviriyordu. Bu gün kimseyle konuşacak hali yoktu; neden böyle yapıyordu bilmiyordu. Belkide kendini müziğe adamalıydı. *Evet, insanlardan kaçmak oldukça zor. Neden böyle yapıyorsun Hellä? Onlara karışmadığın sürece onlarda sana bulaşmaz öyle değil mi? Tamam tamam, bu düşüncelerden hemen kurtulmalısın.* Düşüncelerinden kurtulduğunda kendini boş sınıfta bulmuştu. Yüzüne hafif bir tebessüm yerleşmişti. En önde duran sıraların birisine kağıtlarını koyup çellosunu dayadı. Üstündeki cübbesini çıkarıp içindeki gömleğin kollarını kıvırdı. Sınıfın soğuk olduğu bir gerçekti; burası ne zaman sıcak olmuştu ki? Ama umursamıyordu bile. Kendi rahatı önemliydi şuan. Çellosunu hızlıca kabından çıkartıp sol omzuna dayadı. Derin bir nefes alıp aklına gelen ilk melodiyi çalmaya başladı.

Kapalı gözlerini aniden açtı. Etraftan bir ses gelmişti. Bu her şey olabilirdi; her şey. Birisi onu dinliyor olabilirdi; belkide sıralardan birisi yerinden oynamıştı. İmkansız olan bütün her şeyi düşünüyordu şimdi. Çalacağı notayıda unutmuştu zaten. Dişlerini sıkarak tekrar çellonun tellerine basmaya başladı. "Lanet olası gürültü. İnsanın dikkatini dağıtmaya yetiyor..." Mırıltı halinden çıkan sesi notaları unutmasını sağlamıyordu. Aksine gözlerinin önünde belirmesine bir sebepti. Tam en sevdiği yere geçecekti ki odaya birisinin girmesiyle irkildi ama ne gözlerini açtı nede parçayı yarıda kesti. Hiç bir tepki vermeden çalmaya devam ediyordu. Bu herhangi birisi olabilirdi; bir profesör, bir öğrenci, herkes. Gözlerini hafifçe aralayıp başını yukarı kaldırdı. Karşısında duran çocuğun direkmen gözlerine bakmıştı. Mavi gözler kendisine çevrilmişti. Karşısındakinin kim olduğunu anlaması biraz uzun sürmüştü; en sonunda onun Norwen olduğunu anlamıştı. Gözlerini tekrar kapatıp melodinin sonunu getirdi ve düzgün bir şekildeellerini masaya koydu.
"Büyü çalışmaya mı geldin? Yoksa sesi mi duydun? Hangisi Norwen? Belkide kafa dinlemek için gelmişsindir, onu bilemem öyle değil mi?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Norwen Jonathen Soulthen
Baş Şifacı ~ Yaratıkların Yol Açtığı Yaralanmalar
Norwen Jonathen Soulthen


Erkek
Ruh hali : Akşamın Derin Sessizliği Hmbl7
Mesaj Sayısı : 1001
Yaş : 34
Kan statüsü : P.B.
Galleon : 11850
Ekspresso Puanı : 1
Kayıt tarihi : 02/10/08

Akşamın Derin Sessizliği Empty
MesajKonu: Geri: Akşamın Derin Sessizliği   Akşamın Derin Sessizliği Icon_minitimePerş. 05 Mart 2009, 23:11

Son ders iksirdi ve Norwen ders bittikten sonra bile yaklaşık bir saat derslikte kalıp yaparken çıkarttığı sorun nedeniyle birbirine kattığı dersliği temizlemekle cezalandırılmıştı. Duvara yapışan ve neredeyse katılaşmış ökseotu eriyiklerini hiçbir büyü yerinden sökememişti. Bunu dert etmekten vazgeçen Ravenclawlu genç son olarak kazanını dolaba yerleştirdikten sonra hızlı adımlarla uzun süre bir daha görmek istemediği dersliğin çıkışına yöneldi.

Zindanlarda her zamanki gibi serin bir esinti vardı ve bu tür şeyleri pek dert etmeyen Norwen'in bile zaman zaman ürpermesine neden oluyordu bu esintiler. Adımlarının hızını kesmeden birinci kata doğru yöneldi ve yedinci kata -yani Ravenclaw ortak salonunun bulunduğu kata- doğru giden kestirmeyi bulmak için portreleri saymaya başladı. Tam üzerinde Rowena Ravenclaw'un kupa kaldırdığı portreye gelmişti ki portrenin arkasındaki geçitten kısık kısık ve daha çok da sinsilik kokan kahkahalar işitti. Bu kahkahaların sahibi Peeves'den başkası olamazdı. Bir saat sınıf temizliğinin üzerine Peeves'i kaldıramayacağını düşünen Norwen merdivenleri tırmanmaya karar vererek yönünü değiştirdi. Şimdi en azından tek parça halinde ve Peeves'in gazabına uğramadan ortak salonuna varacağına emindi.

Biraz halsiz ama adımlarının hızını korumaya devam ederek üçüncü katın koridoruna gelmişti ki karşısından bir birinci sınıfın koşarak geldiğini fark etti. Bir birinci sınıfı dördüncü kattan bu kadar hızlı sadece huysuz hayaletin biri koşturabilirdi ki bu hayalet az önce çekindiği hayaletten başkası olamazdı. Ortak salona varma hayallerini biraz ertelemeye karar veren Norwen üçüncü katın koridoruna daldı ve geniş adımlarla kapısının açık olduğunu fark ettiği sınıfa düşünmeden girdi. Önce hoşuna giden bir melodi karşıladı onun fakat ardından o melodi kesildi ve Norwen önce Hellä'nın bakışlarını sonra da oraya gelme nedenlerini sorgulayan soru yağmuruna mağruz kaldı.

Sınıfta yeni batmış güneşin arkasında bıraktığı loş aydınlık vardı ve aslında saf mavi olan duvarlar şimdi daha çok lacivert gibi gözüküyordu. Sınıfın dışındaki koridorlardan başka hiçbir ses gelmediği gibi dışarısı -Hogwarts Bahçesi- de olabildiğince sessizdi o akşam. Norwen bunun nedenine kafa yormamaya karar vererek kendisini Hellä'nın tam karşısındaki sıraya bırakarak "Rahatsız ettiysem özür dilerim ama açıkcası Peeves'i atlatmaya çalışıyorum." dedi yüzündeki belirgin yorgun ifadesiyle. Daha sonra kızın çellosunu fark etti. Hellä'nın çello çaldığını biliyordu ama daha önce hiç onu çellosuyla birlikte görmemişti. Enstrüman biraz büyüktü fakat bu onu daha gösterişli kılıyordu ve nedense diğer enstrümanlardan daha büyüleyici duruyordu. O anda Norwen kızın çalışmasını böldüğünü anlayarak oturduğu yerden doğruldu ve hızlı hızlı "Çok özür dilerin Hellä çalıştığını fark edemedim kendime başka bir sınıf bulsam iyi olacak" dedi ve yorgun olduğunu belli eden ama kararlı adımlarla sınıfın kapısına doğru seyirtti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Hellä Irna Heimdäll

Hellä Irna Heimdäll


Kadın
Ruh hali : Akşamın Derin Sessizliği Yaaati6
Mesaj Sayısı : 38
Yaş : 30
Kan statüsü : Pure Blood
Galleon : 11490
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 03/03/09

Akşamın Derin Sessizliği Empty
MesajKonu: Geri: Akşamın Derin Sessizliği   Akşamın Derin Sessizliği Icon_minitimePerş. 05 Mart 2009, 23:35

Hellä Norwen'den cevap beklerken bir yandan da aklından geçen notaları not etmeli mi etmemeli mi diye düşünüyordu. En sonunda gelen cevapla sersemlemiş gibiydi. Evet, belki bu tepkiyi tonlarca kez almıştı ama sebepsiz yere birisinin gitmesini anlamsız bulmuştu. "Gerek yok," Gözlerini yere doğru kaydırdı, hemen ardından ellerine "Eğer Peeves'den kaçıyorsan belli bir süre daha dışarı çıkmasan iyi olur. Biliyorsun sülük gibi bir şey; yapıştı mı bırakmıyor ve o iğrenç esprilerini yani saçmalıklarını yapıyor." Birazda olsun toparlamaya çalışmıştı. Aslında gidebilirdi; ama gitmesini istemiyordu. Bu gün pek birisiyle konuşmamıştı bugün ve belki bir iki kelime konuşsa rahatlayabilirdi. Karşısındaki sırayı işaret ederek oturmasını istermiş gibi bir tepki verdi. Norwen'in oturmasını beklemeden bir iki bölüm daha çaldı.

"Pekala, bu vakitte Peeves'e yakalanman biraz zordur; ortak salonundan ayrılmışsın anlaşılan?" Gözlerini kıyafetlerine çevirip tipine bakarcasına üstünde gezdirdi. Kıvrılmış gömlek kolları, kısa bir etek, aşağıya şnmiş bir kıravat; kimsenin olmadığı bir yerde okul kıyafetlerinden çıkıyordu resmen. Saçlarını düzeltircesine arkasına atıp gözlerini tekrar Norwen'e çevirdi. Çaldığı bir müzik aleti var mı bilmiyordu ama sesinin güzel olduğundan şüphe yoktu. En azından Hellä beğeniyordu. Norwen'den alacağı cevabı beklerken hafif bir tonda şarkı mırıldanmaya başladı. Bazen sesi kısılıyordu ama buda nefesini düzgün ayarlayamamasından oluyordu. Yaklaşık bir iki dakika kadar mırıldanıp sustu. Öyle oturuyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nicole Marissa Magdalene
Fontjoncouse Otel Ortağı
Nicole Marissa Magdalene


Kadın
Ruh hali : Akşamın Derin Sessizliği Friendssx9
Mesaj Sayısı : 4533
Yaş : 32
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12679
Ekspresso Puanı : 75
Kayıt tarihi : 02/07/08

Akşamın Derin Sessizliği Empty
MesajKonu: Geri: Akşamın Derin Sessizliği   Akşamın Derin Sessizliği Icon_minitimeC.tesi 07 Mart 2009, 00:30

Hızla geçen günler ve gittikçe artan bir senfoni gibi büyüyen bir melodi... Hayatının her anı bir notadan oluşuyor sonra da bilinmez bir besteye dönmüyor muydu? Melodiler ve tınılarla oluşan beste bazen kasvet verici bazen de doludizgin bitmek bilmeyen bir müzik kuşağının içinden ortaya çıkmak istemese de bilinmeden gelişerek oluşuyordu. Aynı gökkuşağının renkliliğinin hayatına verdiği çeşitlilik gibi müzik de Nicole’ün içindeki derinliği temsil ediyordu. Bu yeteneği ve durumu saklıyordu Çünkü halen kendini çözmüş ve bulabilmiş değildi. Her seferinde yaşadığı acılar onun yolunu keserek kendini çözmeye çalışan bu kıza dünyayı zindana çevirmeye devam ediyordu. Gerçi kendisi de bu konuda biraz inatçı olduğundan tehlikenin içine atılmayı, sessiz de olsa seviyor ve içten içe çekiyordu. İstese de istemese de yaşamak zorunda kalıyor, yaşadıktan sonra da lanetler okuyarak yeni baştan yeni bir başlangıç yapacağına söz veriyordu; fakat her defasında aynı hataları yineleyerek duvara tosluyordu. Çarpmanın verdiği his artacağına azalıyor ve onun hissiz bir durum içine girmesine neden oluyordu. Hastane kanadında geçirdiği bir haftanın ardından derslere giremese de kendi yatağında dinlenmeye ve yürüyüp dolaşmaya izni vardı; ama yaşadıklarından sonra nasıl dışarı rahat rahat çıkıp gezebilirdi. Bu da hayatına yeni gelen bir sorundu. Nicole için hep bir amaç vardı, fakat amaçları her seferinde bir anlık heves içinde boğularak kayboluyor ve düşüşe geçmesine neden oluyordu. Gene bir ağacın tepesinde hayallere dalacakken tepeden aşağı balıklama düşmüş, bir yılanın haince gazabına uğramıştı. Gerçi artık ölümle burun buruna yaşamaya alışmış gibiydi. Şikâyet yerine yeni fikirler ediniyor, büyük tecrübe kazandığını varsayarak birinin onu deneyip nereye kadar gücünün yeteceğini test ediyordu. Zor aşamalarda olsa ulaşılamaz olan istediğine ulaşmak için bu yolları geçmeye hazırdı. Gerekirse dağları delerek bir mağara adamı gibi her yeri yakabilirdi; fakat bu durum onun o narin ve kırılgan durumuna uymaya bilirdi. Bilemiyordu tam olarak ne olacağını; ama başarıya artık ramak kalmıştı. Bunu sezinliyordu ve her yaşadığı acının karşılığını büyük bir zaferle alacağı günü dört gözle her gün umut ederek bekliyordu.

Hastaneden çıkmanın ardından evde olmadığından kendini Slytherin binasında ki odasına kapamak zorunda kalmıştı. Bu duruma pek alışamamış olsa da ara ara gelip ona bakan Şifacı onun halen yatıp dinlenmek zorunda olduğunu ısrarla söyleyip ayağa da ara sıra çok bunaldığı ve kendini dinç hissettiği zaman kalkmasını tembihleyip duruyordu. Nicole ne kadar karşısında ki kadının söylediklerini kale almak istemese de yaşadığı durumun az da olsa birkaç etki yaratabileceğini bildiğinden bütün sabah yatıyor, geceleri de uyuyamadığı zaman koridorda gezinerek ya da Ortak Slytherin Salon’unda kitap okuyup, yazı yazarak geçiriyordu. Bir haftanın ardından bu durumdan sıkılan Nicole kendine okulun içinde başka yerler aramaya başlamaya karar verdi. İzinli olduğundan ona kimse bir şey diyemezdi ve kendi kendine bir şeyler keşfetmeden de yaşamak anlamsız olduğundan bu duruma büyük bir heyecan ve umutla girmeye karar verdi. Tek başına olması biraz hayal kırıklığına uğratsa da bir yandan da kendine olan güvenini getirerek içten içe gururlanmasını sağlıyordu. Karar verdikten sonra bir sabah bütün gün uyumanın ardından üzerine sabahlığını alarak Slytherin Ortak Salon’una ve ardında da koridorlarda olan ıssız yerlere gitmeye başladı. Eskiden dışarı çıkıp nefes almaya çalışan Nicole, şimdi ne hallere gelmişti. Bir yılan ısırığından dışarı iki haftadır çıkamıyordu ve sıkıntıdan kendine özel boş yere arıyordu. Çaresizlik olarak görünen bu olay ona yeni arkadaşlıklar keşfetmesini sağlayacaktı; fakat bunu Nicole nereden bilebilirdi ki! Düşündüğü hayat felsefesi melodisiydi. Bu felsefeye belki de ulaşıp kaçınılmaz gerçekle yüzleşeceğini nereden bilebilirdi ki, işte hayat oyun sahnesi hem de bol sesli gürültülü bir senfoni kadar ağır bir tiyatroydu işte. Koridorlarda dalgın ve düşünceli bir şekilde aynı bir hayalet gibi dolaşan Nicole sonunda bir sesle kendini boş olduğunu düşündüğü bir sınıfın içine attı; fakat karşılaştığı manzarayla şaşkınlıkla “Bir ses var"diyerek karşısındakilere bakmaya başladı. Belli ki rahatsız etmişti, fakat yaşadığı o korku her şeye bedel olduğundan bu odaya girmek zorunda kalmıştı. Çok ayakta kaldığını anlamasıyla Şifacının o sakat kalabilirsin hikayesi bir kez daha aklına geldi ve ağrıyı dindirmek için bir sandalyeye oturdu. Ayağını yukarı bir yere koymakta gerektiğinden eliyle yanında ki diğer sandalyeye uzanarak boyuna göre ayarlayıp ayağını diğer sandalyenin üstüne koydu. Bu duruma şaşırmış başında duran iki kişiyi görmezden gelmesi belki de karşılarındakileri sinir etmişti anlaşılan; ama Nicole’ün bacağının ağrısının derinliğinden gene dalgınlığı tutmuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Akşamın Derin Sessizliği
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: RPG İçi Sayfalar-
Buraya geçin: