İsim: Jacqueline Du Pré
Cinsiyet:Bayan
Sihirsel Soy:Safkan
Asa: Asaletin Simgesi
Fiziksel betimleme: Uzun bukle bukle saçları vardır. Sarışına yakın bir kumraldır. Bembeyaz tenlidir. Açık kestane saçları ve açık yeşil rengi gözleri vardır. Yüz hatları oldukça yerinde ve güzeldir. Bir veela'dır ancak bunu henüz kendisi bile bilmez.
Kişiliği:Soğuk Bir Kızdır.Kimseye Kolay Kolay Güvenmez.Ama Güvendikten Sonrada Pişman Olmaz.Sessiz Bir Kızdır.Çok Konuşmaktan Çok Az Ve Öz Konuşmayı Tercih Eder.Dışarıdan Sessiz,Durgun ve Sakin Birine Benzer.Ama Onu Tanıdıkça Farklı Biri Olduğunu Anlarsınız. Sevdiklerine Karşı Çok Duyarlıdır. Ciéalrn Çok Zeki Bir Kızdır Ve Bunu Her Zaman Ön Plana Çıkarır. Zekasını Kullanmayanları Budala Olarak Adlandırır. Melez Takıntısı Yoktur. Zeki İnsanları Sever ve Onlarla Arkadaş Olmak İster. Her Zaman Çalışkanlığı Ve Başarılarıyla Gözde Olmayı Başarmıştır. Ona Göre Zeka Ve Onu Kullanabilme Yeteneği En Büyük Nimettir. Çok Çalışkan Olması Onu Her Zaman Başarıya Taşımıştır. Aptal ve Salaklara Tahamülü Yoktur. Ayrıca Ciélarn Çok Dikkatli Bir Kızdır. Mızmız Olan insanları Sevmez. Çalışkandır Ve Kaybetmeye Tahammülü Asla Yoktur. Her İşte Bir Numara Olmayı Hedefler Ve Bunun İçin Çok Emek Harcar. Zekasını Doğru Kullanır.
Ailesi ve yaşamı: 11 Yaşına kadar yetiştirme yurdunda büyümüştür. Ailesini hiç ama hiç tanımamıştır. 11 Yaşına geldiğinde büyük dedesinden ona bir miras kaldığını öğrenmiştir. Jackie yurttan ayrılıp hizmetçilerle dolu yeni evine taşınmıştır. Yaz tatilleri dışında burada kalmamaktadır. Annesi ve babasını hiç tanımamıştır ve onları bulmak gibi bir çabası da yoktur.
Basit RP örneği:
Güzel bir sabah. Oldukça pozitif. Yeni bir döneme başlamak için kendisinde bir türlü bulamadığı o sözcük. ‘’Pozitif. Olmak istediği ama olamadığı şey mi? Belki de... Şu an için bunları düşünmenin yanında daha öncelikli olan düşünceleri de vardı. İlk dersini verecekti bugün. Heyencalı değildi ancak bazı kuşkuları olduğu kesindi. Öncelikli olarak ayrımcılık yapmamaya özen gösterecekti. Melez ya da Safkan. Evet bu konuda kendini ikna etmeyi başarmıştı. Kimseyi kan durumuna göre yargılamayacaktı. Gryffindor öğrencilerine daha ılımlı ve sakin yaklaşmaya çalışacak, elinden geleni yapacaktı. Ancak kendisini sıradan ve kolay bir profesör olarak tanıtmayacaktı elbette. Zor kişiliğini de yansıtacaktı onlara. İplerin ellerinde olduğunu bilmesi güzeldi ancak abartıya kaçınca da olabilecekleri tahmin etmesi gerçekten zor değildi. 1. Sınıfların şaşkın ve olduğu yeri henüz kavrayamamış tavırlarını bir süre alttan alabilirdi. 2., 3. ve 4. sınıflara ise dikkat etmek zorunda olduğunu biliyordu. Çoğu kişiyi geçen yıldan tanıyordu. Mezun olmadna önce tanıştığı 3. sınıflar artık 4 sınıf olmuştu. Emin olduğu şey ise çoğu da Jackie’yi tanıyacaktı. Öğrencilik yıllarında ezdiği veletlerin şimdi de profesörü olmak tuhaf bir duyguydu. Korkmuyordu elbette ancak şüpheleri onu ele verebilirdi. Dikkat etmesi gereken şey işte buydu. Onlara olan nefretini koz olarak kullanabilecek birkaç velet olduğundan emindi. Onu işinden etmek isteyecek. En ufak hareketinde onu şikayet edecek. Ancak bu durumun o kadar kolay olmadığını kendisi gibi o veletlere de anlatacaktı. Ancak şimdilik onlara neler çektireceğini bir kenara bırakıp hazırlanmaya başlamalıydı. Yoksa ilk günden geç kalacaktı ve bu hiç hoş bir durum olmazdı. Ani bir refleks ile sıcak yatağından fırladı. Tam karşısında duran aynada uykulu haline bakıyordu. O kadar da kötü sayılmazdı. Siyah, alev desenli terliklerini geçirdi ayağına. Banyosuna doğru yöneldi o an. Vucudunun bir kısmının tutulmuş olduğunu fark etti. Bu yaşlanmanın bir belirtisi miydi? Saçmalıyordu. Hızla banyoda yüzünü yıkadıktan sonra tekrar odasına döndü. Uzun, eskimiş tahtadan yapılmış giysi dolabını açtı. Herşey o kadar düzenli görünüyordu ki. Yerli yerinde ve renklere göre ayrılmış. Ayakkabılar, kemerler, pantolonlar, etekler, t-shirtler, kazaklar, bluzlar vb. Evet herşey oldukça düzgün ve bulunması kolay şekilde düzenlenmişti. İlk gün ne giyeceğine karar vermek zordu. İlk izlenim hoş ve etkileyici olmalıydı. Ancak abartıya kaçmak istemiyordu. Kısa bir süre öylece düşündü. Elbiselerini eliyle karıştırırken narin ellerine ipek birşeylerin geldiğini hissetti. Yavaşca diğerlerinin arasından çekip alarak onu tamamen görmek istiyordu. Koyu Lacivert, asklılı ipek birşeydi bu. Gerçekten muhteşem birşeydi. Şu ana kadar hiç giymemişti bunu. Hatta ne zaman ve nereden aldığını bile hatırlamıyordu. Biraz derin bir göğüs dekoltesi vardı ancak gerçekten çok güzeldi. Kesim yerleri simetrisiz ve oldukça moderndi. Abes durmuyordu. Uzun- kısa- uzun – kısa gelen bluzunun aşağı kısmı oldukça hoştu. Bunun altına pantolon olarak kumaş giymek olmazdı. Saten siyah pantolonunu çıkardı. İkisinide yatağının üzerine fırlattı. Sıra ayakkabı seçimindeydi. Uzun dolgu topuklu siyah ve önü açık olan yılan derisi ayakkabılarına baktı. Tanrım ne kadar da çeşit vardı öyle. Hem de aynı ayakkabıdan. Jackie hemen bir tanesini kaptı ve dolabının kapağını kapatarak yatağının yanına döndü. Fırlattığı elbiselerini alarak giymeye başladı. O an gözü kolundaki pırlanta işlemeli gümüş saatine kaydı. Yarım saat sonra ders başlayacaktı ve hala hazır değildi. Telaşlanmaya başlamıştı... Elbiselerini giydikten sonra yatağının tam karşısında duran aynalı komidiye doğru yöneldi. Ağır bir makyaj yapmak istemiyordu ama solgun ve yeni kalkmış haliyle direkt gitmek de iyi olmazdı. Canlı kan kırmızı rujunu hafifce narin dudaklarında gezdirdi. Çok fazla bastırmıyordu. Sonuçta baloya gitmeyecekti. Ruj ile işi bittikten sonra tekrar aldığı yere koydu ve orada duran siyah göz kalemini aldı. Güzel gözleriyle uyumlu olacaktı. Göz kapaklarının üstüne sürdü dikkatlice. Oldukça belli oluyordu ancak çok hoş bir hava vermişti. Gözünün altı kısmına da ince ince sürdükten sonra hazır olduğunu hissetmeye başlamıştı. Rimel, pudra gibi şeylere zaman harcayamayacaktı. Zaten böyle oldukça doğal ve hoş görünüyordu. Uzun bukle bukle olan saçlarını açık bırakacaktı. Beline kadar aynı kalınlıkta gelen güzel saçları çok havalıydı. Son olarak da cüppesini üzerine geçirdi. İşte artık tam olarak gitmeye hazırdı. Hızlı adımlarla odasından çıkarak Hogwarts koridorlarında uzun adımlarla yürümeye başladı. Oldukça kalabalık olan koridordaki gözler ona çevrilmişti. Jackie cüppesinin kenarına koyduğu asasını kontrol etmeyi unutmuştu. Elini hafifce cüppesinin kenarına götürdü. Şüküler olsun ki asası yerindeydi. Ona bakan onlara göze aldırmadan yürümeye devam ediyordu Jackie. Dersliğin Hufflepuf ortak salonu ile aynı katta olması ilginçti kendisine göre. Ravenclaw ya da Slytherin ile aynı katta olması daha çok işine gelirdi. *Ayrımcılık yok, ayrımcılık yok. Diye içinden mırıldanıyordu. Uzun adımlarını küçülterek dersliğin yakınında durdu. İçeri henüz hiç öğrencinin gelmemesi mucizeydi. Durduğu yerden tekrar hareket ederek sınıfa girdi.
Sınıf ~ / Ders
İçerisi toz dumandı. Asasını cüppesinden çıkararak hafifce 1-2 kez salladı. Şimdi camlar açılmış, içerisi temizlenmiş ve hoş bir tütsü kokusu yayılmıştı. Tütsüleri seviyordu Jackie. Ancak sadece çiçek kokanları. Diğerleri ve baharatlı olanları ona ağır geliyordu. Hatta onu bayıltmaya yetiyordu. İçerisi bir anda hafif bir lavanta kokusu ile dolmuştu. Ancak bu koku o kadar saf ve yumuşaktı ki insanın içine çekesi geliyordu. Jackie mayhoşluğunu bırakarak sınıfa göz gezdirmeye karar verdi. Herşey yerli yerindeydi. Ancak sıralar istediği gibi değildi. Öğrencilerinin 2’li sıralarda oturmasını istiyordu şimdilik. Şu an ki düzen ise grup grup daire şeklindeydi. Jacqueline asasını hafifce bir kez daha salladı. Şimdi herşey tam istediği gibi olmuştu. Slytherinler sol ön köşede bayraklarıyla belirtilmiş olan yerde. Ravenclaw öğrencileri ise kendi bayrakları ile belirtilmiş sağ ön köşede oturacaklardı. Gryffindor ve Hufflepuf’a gelince... Onları da ortaya dizdiği Slytherin ve Ravenclaw’un arasına oturtacaktı. Tam ortaya... Düzenlemesi bittikten sonra sınıftan dışarı çıktı. Birkaç Hufflepuf öğrenci kapıda durmuş sohbet ediyordu. Jackie içeri girin! Der gibi başını dersliğe doğru salladı. Öğrenciler bu tavır karşısında ikiletmeden içeri girmişlerdi. Bu Jackie’nin hoşuna gitmişti. Daha sonra... Diğerleri, diğerleri... Herkes teker teker gelmeye başlamıştı. Dersin başlamasına neredeyse 2 dakika kalmıştı. Daha sonradan gelenleri içeriye almayacaktı. Ancak cüppesinden listesini çıkarıp baktı. Adı listede olan öğrencilerin çoğu gelmişti. Birkaçı hariç. Onlarla daha sonra ilgilencekti. Dersliğin dışında kapıda karşılıyordu öğrencileri. Hepsi teker teker ona başıyla selam veriyor. Jackie ise tek kaşını kaldırmış bir biçimde imalı gülümsemelerle bakıyordu hepsine. Sonunda uzun sıra kuyruğu bitmişti. Beklenen öğrenciler içeriye girmişti. Sıra kendisindeydi. Derin bir nefes aldı. Herşeyin iyi olmasını umuyordu. İçeri girdiğinde herkes yerine oturmuş onun gelmesini bekliyordu. Jackie hepsini dikkatlice süzüyordu. Gözü Slytherin’e kaydı. Bir kız ona tekrar başıyla selam vermişti. Jackie ise bu selamı bu kez karşılıksız bırakmamıştı... Daha sonra tahtaya yöneldi. Kendisini tanıtacaktı. Öksürmeden ve duraksamadan, etkileyici sesi ile şu kısa konuşmayı yaptı.
‘’Adım Jacqueline Du Pré. Karanlık Sanatlara Karşı savunma profesörüyüm. Geçen yıl bu okuldan mezun oldum. Slytherin binasından.’’ O an Slyherin öğrencilerinin bariz gülümsemeleri ve sessiz sevgi gösterileri dikkatincen kaçmamıştı. Uğultu kesildikten sonra sözlerine devam etti.‘’Ancak bu durum onlara torpil yapacağım anlamına gelmez. Ravenclaw bina başkanlığını da üstlendim. Hufflepuf ve Gryffindor. Aranızdan beni tanımayanlarınız da vardır. Ayrımcılık yapmayacağımı bilin isterim. Hepinizi aldığınız notlara ve dersime olan ilginize göre değerlendireceğim. Her dersin olduğu gibi benim de bazı kurallarım var tabii. Buna uyacağınızı düşünüyorum’’ dedi ve asasını eline alarak tahtaya doğru yöneltti. Kurallarını yazmanın daha iyi olacağını düşünüyordu. Kuş beyinlilerin unutacağından emindi.
* Ödevler zamanında gelecek, mazeretiniz varsa haberim olacak.
* Derste melez - safkan tartışmaları istemiyorum. Bunu dersten sonraya bırakın.
* Asla derslere geç gelmeyekcesiniz ki gelirseniz önemli bir nedeni olmalı. Olmassa ceza taktiği uygulamam daha farklı yöntemler.. Zamanla öğreneceksiniz.
* Dersle ilgili problemlerinizi aranızda dedikodu yaparak değil bana iletmeniz tercihimdir.
* Asla şikayet sevmem. Sorununuzu kendiniz halledin.
* Derste biçim değiştirme, iksir vb. ödev yapanı yakalarsam biçimini ben hallederim.
* Zaman zaman grup ödevleri vereceğim. Beraber yapacaksınız. Ve Hepiniz birbirinizden sorumlusunuz. Bu durum farklı binaların bir arada ödev yapması da olabilir.
* Ödev kopyası görürsem sizinde kopyanızı yaparım!
* Asla büyüklerine saygısızlık etmeyeceksiniz ve onları örnek alacaksınız.
* Derste şiddet sevmem ancak ithaat eğitimi hoşuma gider.
* Gözüme girmek için fazla kasıntı davranmanız ve her anlattığımın içine dalmanız sizin için iyi olmaz.
*Derste parmak kaldırtmam, GENELDE ben istediğimi kaldırırm.
* Sizleri istediğim gibi oturtturacağım.
* Dönem sonuna kadar en başarılı öğrenciyi seçeceğim ve ödül vereceğim. [ Rp Out: Akıcı rp, derse katılım, ödev teslim, ödev içeriği vs.. Rp İn:]
*Anlaymadığınız birşey olursa ders ortasında değl dersten sonra yanıma gelip sormanız tercihmdir.
* Gereksiz yere söz alan öğrencileri istemem! Yazılar yavaş yavaş tahtada belirmeye başlamıştı. Gözlerini öğrencilere çevirdi. Bazıları not bile alıyordu… Kısa bir sessizlikten sonra devam etti.
‘’İlk günden sizleri sıkmak ve ders işlemek istemiyorum. Sizin gibi benden öğrenciydim. Halinizi anlıyorum. Şimdi bana kendinizi tanıtan kısa bir yazı yazmanızı istiyorum. Bu bir ödev değil. Şu an yapın lütfen. Evet başlayabilirsiniz’’ dedi ve adımlarını kürsüsüne doğru çevirdi. Öğrenciler yazarken o da dışarıyı izliyordu. İlk günden iyi bir başlangıç yaptığını düşünüyordu. Kurallarını belirtmesi iyi olmuştu. Öğrencilerin buna uyması gerekliliğini hissetmesi ve zorunda olduğunu bilme hissi gerçekten hoştu. O an arkasından gelen uğultulara Verdi kulaklarını. Bir öğrenci konuşuyordu. 1 kez değil sürekli sürekli. Jackie arkasını dönmeden sakin bir sesle şunları söyledi.
‘’ Bayan Phells. Kağıdınızla ilgilenin lütfen’’ dedi yüksek bir sesle. Daha sonra aniden kesilen sessizlik onu rahatlatmıştı. Kızı görmek ve tanımak için arkasını dönüp bakmasına gerek yoktu. Bu da onun farklı bir özelliğiydi. Sesinden tanımıştı onu. Daha sonra kısa bir sure daha öğrencilerin yazmasına izin Verdi. Zaman hızla ilerliyordu. Saatine baktı. Dersin bitmesine 10 dakika kadar bir sure kalmıştı. Onları bugün 5 dakika erken bırakmayı planlıyordu. İlk gün için… Aradan 2 dakika geçmemişti ki Jackie’nin sabrı artık beklemeye yetmiyordu. Arkasını döndü ve sınıfın ortasına doğru ilerledi.
‘’Evet. Bu kadarı yeterli. Çıkarken yazdıklarınızı masama bırakmanız yeterli olacak. Size kısa bir ödev vereceğim. Dersim ve benim hakkımdaki düşüncelerinizi 1 parşömen kağıdına yazmanız. Evet sadece bu. Ancak dürüst olmanızı istiyorum. Eğer benden hoşlanmamışsanız bunu belirtmeniz hoşuma bile gidebilir. Sizlerin dürüst olduğunu düşünürüm. Herneyse. Evet sihirli günler. Sessizce çıkabilirsiniz.’’ Dedi ve herkesten once kendisi terketti sınıfı. Çocukların kağıtlarını okumak için sabırsızlanmıyordu. Neredeyse hepsini tanıyor, biliyordu. Ancak 1. sınıfların tutumunu merak ettiği bir gerçekti. Arkasına çaktırmadan dönüp baktığından öğrencilerin dağılıyor olduğunu gördü. Kendisi ise birşeyler yemeye gidiyordu. Veletlerin yazdıklarına sonra göz gezdirecekti… Mutluydu… İlk günden kendisini iyi ifade ettiğini düşünüyordu. En azından onu tanıyanlar zaten bunu biliyordu. Asıl merak ettiği öğrencilerin yapacağı ödevlerdi. Ödevin son tarihini panoya asacaktı yemekten sonra. Süreli bir zamanda yapacaklardı bunu. Tıpkı diğer yapacakları ödevleri gibi…