Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  EkspresEkspres  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Savrulan Yapraklar

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Sylvia Lucretia Worthing
Ravenclaw 5. Sınıf Öğrencisi
Sylvia Lucretia Worthing


Kadın
Ruh hali : Savrulan Yapraklar 43772825vu8
Mesaj Sayısı : 468
Yaş : 30
Kan statüsü : Melez
Galleon : 11930
Ekspresso Puanı : 12
Kayıt tarihi : 20/09/08

Savrulan Yapraklar Empty
MesajKonu: Savrulan Yapraklar   Savrulan Yapraklar Icon_minitimePtsi 16 Mart 2009, 23:31

Tarih: Eylül, 1952
Mevsim: Sohbahar
Hava Durumu: Hafif Yağmurlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164/syl
Sylvia Lucretia Worthing
Ravenclaw 5. Sınıf Öğrencisi
Sylvia Lucretia Worthing


Kadın
Ruh hali : Savrulan Yapraklar 43772825vu8
Mesaj Sayısı : 468
Yaş : 30
Kan statüsü : Melez
Galleon : 11930
Ekspresso Puanı : 12
Kayıt tarihi : 20/09/08

Savrulan Yapraklar Empty
MesajKonu: Geri: Savrulan Yapraklar   Savrulan Yapraklar Icon_minitimePtsi 16 Mart 2009, 23:33

Mutluydu… Evet, son derece mutluydu. Zaten sevdiği biriyle birlikte vakit geçirebilen herkes mutlu olabilirdi. Belki de altıncı doğum gününden beri ilk kez bu denli mutluydu. Gerçi onu da pek hatırlamıyordu ya… Geçmişi unutması gerekiyordu, ama satır aralarına baktıkça annesinin unutamadığı anıları kalbini paramparça ediyordu. Onu sadece fotoğraflardan hatırlıyordu. Evet, çok küçüktü onu kaybettiğinde… Derin bir iç çekerek koridorun köşesini döndü. Biraz kuytu bir alan olması Sylvia’yı rahatsız etse de hızla ilerleme başladı. Gerçi insanların onu görüp kurtadamla diye başlayan bir cümle kurmasından bıkmıştı. Niye herkes insanları yaşadıkları içinde değerlendiriyordu ki? Sylvia Will’i her haliyle seviyordu ve sevecekti de… Öleceğini bilse de onun yanında olabilirdi. Koridorun kenarındaki gölgeyi fark edip durdu. Oldukça iğneleyici bir ses konuşmaya başladı Sylvia ile. Aptal Slytherin öğrencilerinden biriydi işte o. Gerisin geriye dönüp uzaklaşmak için yürümeye başladı. Ensesinde biten nefesi hissedebiliyordu. Söyledikleri umurunda değildi. Küçük düşürmeye yönelik laflar umurunda olmuyordu açıkçası. Sadece onu incitecek şeyler söylememeliydi.

“ Annenin öldüğüne üzülmemelisin şeker kız. Bence dünyadan bir Muggle temizlendiği için Merlin’e dua etmeliyiz. Gerçi sen ve senin gibi bulanık kurtçuğun da ölseniz büyücülük dünyası huzura kavuşacaktır…”

Annesi… Will… Gözleri sinirden alev alevdi. Biraz daha üstüne giderse-ki bundan fazlasının olabileceğini sanmıyordu- onu oracıkta boğabilirdi. Gerçekten damarına basmıştı. Evet, kesinlikle öyleydi. Asası uzanamayacağı bir yerde olduğunda ellerine kullanmaya hazırdı. Kollarıyla sardığı bütün kitapları hırsla yere atıp kızın boğazına yapıştırdı ellerini ani bir hareketle. Will’e laf ettirmezdi asla, hele annesi… O konuda oldukça hassastı zaten. Eğer üstüne gidilirse ne yapacağı belli olmazdı Sylvia’nın. Bir anda şaşkına dönen Adrean’in ellerini saçlarında hissetti bir an. Gerçekten canı yanıyordu. Burnundan solurken hırsla bağırdı.

“Onlar hakkında tek bir kelime daha edersen seni öldürmekten beter ederim. Şimdi kapa çeneni!”

Kızın güldüğüne yemin edebilirdi. Bu sırada dudağına yediği lanet olası darbe sonucunda sendeledi. Ağzına dolan kan midesini bulandırırken gözünü bürüyen hırsa karşılık karşısındaki kızın suratını bir tokat indirdi. Ne kadar kuvvetli olabilirdi ki! Merlin… Nasıl geldiğini görmeden kavga etmeye başlamışlardı zaten. Tokatın ardından yüzüne yediği tırmık canını son derece yakmıştı ki o denli çığlık attı. Canı o kadar yanıyor suratı o kadar çok sızlıyordu ki, normalde olsa asla böyle şeylere karışmazdı. Kıza tiksinen bir ifadeyle baktı. O denli yapılı değildi hatta Sylvia’dan zayıf bile denebilirdi ama kasları son derece gelişmişti anlaşılan. Sylvia tam elini kaldırmış kıza gerçekten can acıtacak bir darbe vurmaya hazırlanıyordu ki aynı anda kızın dirseğini bileğine yedi. Acı içinde kıvranırken kızın suratına iki tane geçirebilmek adına yüzüne uzandı. Eline geçen bir tutam saçı koparırcasına çekerken tüm Hogwarts’ın duyabileceği sesle haykırdı. Az önce dirseğin çarptığı bileği morarmaya başlamıştı darbenin şiddetiyle. Gerçekten canı acıyordu… Will’i istiyordu, hemen yanında istiyordu. O an sadece sevmek veya sevilmek istiyordu ama tek yaptığı gözünü bürüyen hırsla kıza vurmaktı…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164/syl
Maurellé Nemesis Argyris
Slytherin 6. Sınıf Öğrencisi
Maurellé Nemesis Argyris


Kadın
Ruh hali : Savrulan Yapraklar Heyup7
Mesaj Sayısı : 636
Yaş : 30
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 11984
Ekspresso Puanı : 1
Kayıt tarihi : 09/11/08

Savrulan Yapraklar Empty
MesajKonu: Geri: Savrulan Yapraklar   Savrulan Yapraklar Icon_minitimeSalı 17 Mart 2009, 00:12

Nerede kalmıştı bu Angie?! Dersten çıktığından beri sabırsızlıkla onu bekliyordu. Anlatacak önemli şeyleri vardı. Ama kız buluşmaya sözleştikleri yere uzun süredir gelmemişti. Sabırsız Adreane, karanlık bir koridorun köşesine sinmiş kendi kendine söyleniyordu. Ayak sesleri duyduğunda Angie'nin hangi cehennemde olabileceğini düşünüyordu. Belkide mühim bir işi çıkmıştı. Ayak seslerinin geldiği yöne kafasını çevirdi. Zindanlarda karanlığa alışmış gözleri, koridorun başında beliren kızın bir Ravenclaw olduğunu farketmesini sağlıyordu. Gözlerini kısarak kızın yüz hatlarını inceledi. Sylvia! Şuan içine dolan sıkıntıyı en iyi bu kıza dalaşarak atabileceğini düşünüyordu. Aslında asla ciddi bir kavgaları olmamıştı. Abigail'e sataştığı kadar Sylvia'ya sataşmazdı. Ama hem onu hemde kurtçuk sevgilisi Will'i hiç sevmiyordu. "Pışt, kurtçuk nerede? Yoksa bugün senin dibinde dolaşıp ayaklarını koklamıyor mu?" dedi sesine alaycı bir ton katarak. Kız onu duyduğu anda arkasını dönüp tersi yönde hareket etmişti. Adreane'nin gözleri parladı. Anlaşılan üzerine gitmesi gerekecekti. “Annenin öldüğüne üzülmemelisin şeker kız. Bence dünyadan bir Muggle temizlendiği için Merlin’e dua etmeliyiz. Gerçi sen ve senin gibi bulanık kurtçuğun da ölseniz büyücülük dünyası huzura kavuşacaktır…” Kız birden arkasına dönmüştü. Gözleri sinirden parıldıyordu. Yüzü hafiften kızarmıştı. Adreane kızın ilgisini çektiği için memnundu. Sylvia elindekileri hırsla yere atıp ellerini Adreane'nin narin boynuna doladı. Aslında Adreane kızdan bu denli bir saldırganlık beklemiyordu. Sonra kızın saçlarına takıldı gözleri. Eskiden annesinin saçını çok çekerdi. Bir saçın ne kadar acıyabileceğini biliyordu. Şaşkınlığını üzerinden attığı anda narin elleriyle kızın saçına asıldı.

“Onlar hakkında tek bir kelime daha edersen seni öldürmekten beter ederim. Şimdi kapa çeneni!” Adreane kızı gerçekten sinirlendirmiş olmanın sevinviyle güldü. Birçok kez kendinden çok iri yarı kişilerle kavga etmişti. Bu kız ne yapabilirdi ki? Bu kızı tez susturmak iyi olacaktı. Bulanıklar susmalıydı! Kızın ağzına okkalı bir yumruk geçirdi. Bu zamana kadar kasları olduğu için sevineceği aklına pek gelmezdi. İyiki annesi bu konuda fazla ısrar etmişti. Kızın üstelemeye devam ettiğini anlayınca sinirlendi. Küçük bir lafında kız üzerine atlamıştı. Belkide çıtkırıldım bir kızdan başka birşey değildi! Özel olarak bakım yaptığı ve uzattığı tırnaklarını kızın yüzüne indirdi. Bir kedi kadar kıvrak davranıyordu. Kız acı bir çığlık atmıştı. Adreane eğlendiğini belirten bir şekilde kıkırdadı. Kız Adreane'nin her atağına cevap vermeye çalışıyordu. Ama bu kavgada en çok Adreane'nin dirseği, yumruğu ve tırnakları konuşmuştu. Kızın son çırpınışlarından sıkılarak bu sefer saçına iyice asıldı. Gören peruk yapmak için kopartıyor sanabilirdi. Kız da şiddetle orantılı bir çığlık atmıştı. Adreane biraz geri çekildi. Profesörlerin işe karışmasını istemiyordu. "Bu kadar çıtkırıldım ve öfkeli olduğunu bilmiyordum. Ucuz kadınlar gibi çığlık atmayı da kes! Gördüğün gibi galip gelen belli. Bak ben burada öldürebileceğin son kişilerden biriyim. Sana istediğim lafı atarım. Ve annene, kurtçuğa... Senin sözlerime cevap verme lüksün bile yok!" dedi zarif parmağını kızın göğsüne bastırarak. Sonra terden alnına yağışmış saçlarını sinirle geriye fırlattı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sylvia Lucretia Worthing
Ravenclaw 5. Sınıf Öğrencisi
Sylvia Lucretia Worthing


Kadın
Ruh hali : Savrulan Yapraklar 43772825vu8
Mesaj Sayısı : 468
Yaş : 30
Kan statüsü : Melez
Galleon : 11930
Ekspresso Puanı : 12
Kayıt tarihi : 20/09/08

Savrulan Yapraklar Empty
MesajKonu: Geri: Savrulan Yapraklar   Savrulan Yapraklar Icon_minitimeSalı 17 Mart 2009, 00:53

Nefreti hat safhaya çıkmıştı artık. Dayak yediği apaçık ortadaydı ama sinirini mutlaka çıkarmalıydı. Kız gerçekten sinirlerini bozuyordu. Biraz daha üstelerse gerçekten asasını aldığı gibi kafasında kıracaktı. Kim oluyordu bu salak? Yolduğu kahverengi saçları bir araya toplayıp hatıra olarak verecekti kıza. Gözlerindeki nefret anlatılmazdı. “Bu kadar çıtkırıldım ve öfkeli olduğunu bilmiyordum. Ucuz kadınlar gibi çığlık atmayı da kes! Gördüğün gibi galip gelen belli. Bak ben burada öldürebileceğin son kişilerden biriyim. Sana istediğim lafı atarım. Ve annene, kurtçuğa... Senin sözlerime cevap verme lüksün bile yok!” Delirmemek elde mi... Ucuz kadın öyle mi? Terbiyesiz olduğunu düşünmese Slytherin öğrencilerinin bazılarının ne denli sürtük olduğunu bas bas bağırabilirdi. Hele o bina sorumluları olan kızdan nefret ediyordu adeta. Tipinde meymenet yoktu zaten. Hırsla kızın suratına birkaç darbe indirdi. Dudağından süzülen kan boğazını yakarak midesine iniyor ve öğürmesine neden oluyordu. Öksürdükçe dudaklarından süzülen kanı beyaz gömleğinin üstüne sildi. İğrençlik abidesisin Sylvia… Ucuz kadın lafını hala içine sindirememişti. Sesini doruk noktasına çıkararak haykırdı. “ Sen kendine bak… Sizin gibi sürt-” Söyleyeceğinden vazgeçti. Ne olursa olsun haksız duruma düşmemeliydi. Tabi bu sırada yanlarına gelen ve onlara şaşkınlıkla bakan Will’i fark etmemişti…

Daha fazlasına takati kalmamıştı, tabi karşısındaki kız yorulmuşa benzemiyordu. Eğlendiği bal gibi belli oluyordu. Bir anda nefes alamadığını fark etti. Yere yığılırken görüşünün bulanıklaştığının farkındaydı. O an William’ın yanına koştuğunu fark edebiliyordu. Bedenine dokunan sıcak elleri nerde olsa tanırdı zaten. Öksürerek nefes almaya çalışırken o aptal yaratığın gülümsediğinin farkındaydı. Will’in hırıltılar çıkarttığını duyar gibiydi. Kızın homurdanışlarını duyuyordu. Kesik kesik öksürmeye çalışırken ağzından sızan kanları tükürdü. İğrençti kesinlikle. Yeni gömleği de kanlanmıştı zaten. O sırada kaba bir ses duydu. Oldukça kalın ve sinirli olmalıydı. Will’e tutunarak ayağa kalktığında karşısında görmeyi umduğu son kişi duruyordu; Matthew… Elini yavaşça alnına götürdü. Babasının söyledikleri üzerine ofise doğru yürürken Will’in beline doladı elini, yürüyeceğinden kesinlikle emin değildi. Asıl bela bundan sonra peyda edecekti…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164/syl
Maurellé Nemesis Argyris
Slytherin 6. Sınıf Öğrencisi
Maurellé Nemesis Argyris


Kadın
Ruh hali : Savrulan Yapraklar Heyup7
Mesaj Sayısı : 636
Yaş : 30
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 11984
Ekspresso Puanı : 1
Kayıt tarihi : 09/11/08

Savrulan Yapraklar Empty
MesajKonu: Geri: Savrulan Yapraklar   Savrulan Yapraklar Icon_minitimeSalı 17 Mart 2009, 18:41

Kız Adreane'nin bir bıçak gibi kalbine saplanan sözleri üzerine daha fazla saldırgınlaşmıştı. Sanki bakışları öldürebilirmiş gibi alev alev bakıyordu. Ama onun için ne yazıkki bakışlar bir insanı öldürmek için yetmezdi. Adreane, onun her hamlesini ya tırnak geçirerek ya da saçını çekerek savuşturabiliyordu. Kızın bileklerini sıkı sıkıya tuttuğunda bileklerini de morartmıştı. Şimdi Pérsy denen gizemli bina başkanlarının yaptığı o felç darbesini indirebilmeyi diledi. Büyük Şölen'de yaşadığı aynı şaşkınlığı ve öfkeyi Sylvia'ya yaşatabilse çok mutlu olacaktı. Kızın nefesi kesilmiş olmalıki durmadan öksürüyordu. Öksürürken ağzından sızan kan kirli kandı. Adreane ona sürünmemek için çaba gösterdi. Kız kanı iğrenç bir şekilde beyaz gömleğine silmişti. Zavallı Sylvia...Bir kurtçukla arkadaş olması bile yeterince mide bulandırıcıydı. “ Sen kendine bak… Sizin gibi sürt-” O kelimeyi tamamlayabilecek cesareti olduğunu sanmazdı Adreane. Aslında kendiside bir önceki ettiği laflardan pişmandı. Hayır, kesinlikle kızı üzdüğü ve kızdırdığı için değil. Sadece babası duysa ona gerçekten kızardı. Adreane kavgalarda hep kibar kız olmuştu. Ama bu sefer oldukça sinirliydi. O sırada kızın tam arkasında kurtçuğu farketti.

Yüzü sanki iğrenç birşey görmüş gibi buruşmuştu. Çocuğa donuk gözlerle bakarak Sylvia'yı özellikle yere ittirdi. Dengesini kaybeden kız yalpalayarak yere çakılmıştı. Adreane acımasızca kıkırdadı. Tamda tahmin ettiği gibi kurtçuk fırlamıştı. Hızla acınası kızın yanına gelerek ona sarılmıştı. Ah ne acıklı...Bir yandan da Adreane'ye bakarak hırlıyordu. Tıpkı bir köpek gibi. Hatta kurt! Ona önemsemez bir şekilde baktı. Kız onun yanında resmen kan tükürüyordu. Adreane iki adım geri çekilerek birşeye çarptı. Kurtçuğun gözleri aydınlanmıştı. Hafif panikleyerek arkasını döndü ve profesör Matthew'ı gördü. Ağzı bir karış açık kalmıştı. "Profesör..." dedi anlamsız bir fısıltıyla. Şimdi tüm suçun ona yıkılmasından çekiniyordu. İğrenç, pis mahluklar yüzünden geleceğinin temelini sarsmak istemezdi. Profesörün sözleri üzerine kızgın bakışlarının altında onun ofisine yürümeye başladılar. Profesörün Sylvia'nın babası olması berbat bir durumdu. Kızını koruyacağı açık bir şekilde belliydi. Kurtçuğuna sarılmış Sylvia tam arkasından geliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
William Julian O'Neil
Ravenclaw 5. Sınıf Öğrencisi
William Julian O'Neil


Erkek
Ruh hali : Savrulan Yapraklar 44692542ju9
Mesaj Sayısı : 1164
Yaş : 29
Kan statüsü : Melez
Galleon : 11962
Ekspresso Puanı : 7
Kayıt tarihi : 17/08/08

Savrulan Yapraklar Empty
MesajKonu: Geri: Savrulan Yapraklar   Savrulan Yapraklar Icon_minitimeÇarş. 18 Mart 2009, 21:51

William için tuhaf bir gündü doğrusu. Hiç alışık olmadığı kadar düzenliydi. Yani genellikle elbise gibi dizine kadar gelen gömleğini herhalde ilk defa içine sokma gereği duymuştu üç, dört yıldır. Çoğunlukla sandığının derinliklerinde pinekleyen kravatını da takmıştı –ki kesinlikle nefret ederdi bundan. Her zaman dağınık olan saçlarını bile şaşırtıcı miktarda düzeltmişti, yüzündeki yara izini her zamankinden daha iyi kapıyordu, yararlı olmuştu. Neredeyse peşinden sürüklediği çantasını taşıyışı, daha doğrusu yürürkenki duruşu bile biraz değişmiş gibiydi. Evet, dış görünümü kesinlikle gittiği Muggle okullarını !’inek’ öğrencilerini anımsatıyordu. Elbette zerre kadar ilgisi yoktu tek zayıf alsa gözleri dolan tiplerle. Hayır, yine bütün gün tek bir dersi bile dinlememişti. Zaten daha önemli bulduğu sorunları vardı, SBD yılında olduğu gerçeğini de düşünmemeye çalışıyordu. Olması gerekenden kolaydı bu, ne de olsa düşüncelerinin neredeyse tamamı Sylvia’yla ilgili oluyordu. Ürkütücü babasının varlığına rağmen uzun süredir ilk defa son zamanlardaki kadar mutlu hissediyordu. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinden iyice soğumuştu ama dersler gerçekten umurunda değildi. Her şeye sıkıntısına rağmen mutlu olması çok da normal olmayabilirdi ama öyleydi.

Sıra dışı bir hareket vardı koridorlarda ve tanıdık bir ses… Köşeyi döner dönmez gördüğü manzara Sylvia’nın öfkeli sesini tanısa da beklemediği bir şeydi. Sylvia ve tanımamakla beraber siması tanıdık gelen bir kız karşı karşıyaydılar, kavga ediyor gibiydiler –ne gibisi kavga ediyorlar işte- Ne olduğunu tam anlamamıştı ama Sylvia’nın yere düştüğünü görmüştü ve bu ona yeterdi. Koridoru nasıl geçtiğini bile fark etmemişti, koşmuştu sanki ama… Yanlarına gelip de kayarak durduğundaysa kim olduğunu bilmediği kıza bir tane çakmak ve Sylvia’nın nasıl olduğuna bakmak arasında bocaladı bir an. Ne? Kim? Neyin nesiydi bu kız ya, derdi neydi? Her ne kadar ilk seçenek çok cazip olsa da Sylvia bu kadar kötü durumdayken –en azından öyle gözüküyordu- salak bir Slytherin’le uğraşamayacaktı. Kızın durumu gerçekten kötü görünüyordu. Kan… Yüzünü buruşturdu, elbette Sylvia’nın durumuyla alakası yoktu bunun karşısında yüzünde zeka seviyesinin düşüklüğünü açıkça ortaya koyan bir sırıtmayla ona bakan kıza duyduğu nefretle ilgiliydi. Evet, gerçekten işkence çekmesini isteyeceği insanların olabileceğini fark etmişti. Sylvia’ya verdiği zararın birkaç katını iade etme isteği çok güçlüydü, zorunlu gibi hissediyordu buna. Sağ elini yumruk yaptığında düşmanca bir ifadeyle kızı süzüyordu. Ayağa kalktığı anda kızın çenesine gömecekti yumruğunu. Tam bunu yapmaya hazırlanırken Slytherin’linin arkasında yüzünde ilk defa düşmanca bir ifade olmayan profesörü gördü. Daha kötüydü, Sylvia’ya dikilen bakışları onun da duyguları olduğunu düşünmesine neden olmuştu ilk defa. Sonra kendisine döndü, göz göze geldiklerinde tanıdık bakış tekrar belirmişti adamın yüzünde. “Ne..” Adamın sesinde bir çaresizlik vardı sanki. Bir an için ona öyle gelmiş olmalıydı çünkü bunu izleyen sözleri gayet kabaydı. Adamın gözlerine bakmaktan kaçınıyordu Will, tuhaf bir endişe kaplıyordu içini ona bakınca.

“…İkiniz benimle geliyorsunuz.” Sylvia ve kızı göstermişti, tamam da kızı yere yığılmışken bu kadar ilgisiz olabilir miydi? “Sende…” Zaten her şekilde izlerdi onları da… Adamın bakışı hoşuna gitmemişti. Garip bir biçimde suçlayıcıydı, onu suçlamıyordu herhalde? Sylvia’nın kalkmasına yardımcı olurken adamın arkasında yürümeye başlayan Slytherin’li kıza baktı. Ucuz kurtulmuştu. Ama hâlâ öfkeliydi o ve bir şekilde öfkesini çıkaracaktı bu kızdan. Ne olduğunu bile bilmediğini fark eti, neden kavga ettiklerini pek önemsediği de söylenemezdi. İçinden bir ses bu olayın büyük kısmının üstüne kalacağını söylüyordu Profesör Worthing’in bakışları düşünüldüğünde ama böyle olmamasını umuyordu. Sylvia’nın yürümesine de yardımcı olmaya çalışıyordu ama sanki böyle daha çok batıyordu profesörünün gözüne…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.lejantlarabaktımamausendim.com
 
Savrulan Yapraklar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: RPG İçi Sayfalar-
Buraya geçin: