“Üzgünüm baba, benim hatamdı… Sadece annem… Kendime hâkim olamadım.”
"Sylvia haklı profesör. Ben sadece laf atmıştım."
Sylvia’yı biraz bile tanıyorsa doğruyu söylemiyordu. Kimse damarına basılmadıkça dayak yiyeceğini bildiği bir kavgaya girişmezdi, kendi bile yapmazdı bunu. Nefretle Slytherin’li kıza baktı. Sylvia’nın söylediklerinde sıradan bir laf atma olmadığı anlaşılıyordu, zaten böyle bir şey için kavga edecek biri değildi ki Sylvia. Her ne söylediyse annesiyle ilgili olmalıydı. Ve bu kesinlikle basit bir laf atma değildi, bunu da biliyordu. Cezalı veya cezasız bu odadan çıkacaklardı sonunda ve şu lanet olası yılan o zaman görecekti. Mr. Worthing’in ne yapacağı –en azından kendisine- umurunda bile değildi. Sadece sevdiği bir derse bu kadar nefretlik birinin girmesi ve adamın Sylvia’yı bu kadar üzüyor olması hoşuna gitmiyordu. Zaten kendi de ne olduğunu bilmiyordu, Sylvia’nın boş yere birine saldırmayacağını bilmesi dışında. Bu yüzden iki kızdan birinin konuşması gerekiyordu artık. Profesörden daha sabırsızdı. “Evet, benim istediğim biraz daha aydınlatıcı bir açıklama ve sizi konuşturmakla uğraşacak sabrım yok. Soru sorduğum kişiyi değiştirsem mesela… Siz anlatsanız bana ne olduğunu Mr. O’Neil.” Bakışlarından anlamıştı adamın, onu suçluyordu ve olayı üzerine yıkmaya meraklı görünüyordu. Ama birçok nedenden dolayı suçlayıcı bakışlarını iade etmekle yetindi. Nefret, nefret ediyordu bu adamdan resmen nefret. “Korkarım benim size bir şey açıklamam imkansız profesör. Sizden bir, iki dakika önce karşılaştım Sylvia ve şu…” Sustu dilinin ucuna gelen birçok şey vardı söylemek istediği ama profesörün yeterli nefretine sahipti. Biraz daha düşerse gözünde derse girmesi bile saçmalaşacaktı. “Sonuç olarak sizle aynı manzarayla karşı karşıya geldim ben, ve ne olduğunu sizin kadar merak ediyorum.” Sizinde bildiğiniz gibi Sylvia durup dururken saldırmaz. Bu da dilinin ucuna kadar gelmişti ama sessizliğini güç bela da olsa korumuştu. Endişeli bir şekilde Sylvia’ya baktı. Hastane Kanadı’na gitmesi gerekiyordu işte bu ‘sorgulaması’nı başka zaman yapsa asası mı kırılırdı sanki? Lanet olası adam!
“Bakın, gerçekten sıkıldım. Kızımın ne yapacağını ve ne yapmayacağını gayet iyi biliyorum. Durup dururken saldırmaz kimseye. O yüzden bana ‘attığınız lafı’ tekrarlamanızı rica edeceğim Miss…?”