Yıkın Diktiğiniz Heykellerimi!

Öncelikle yazarını eklemeni de tavsiye ederim. Ve kendi düşüncelerime eleştiri almayacaksam neye dayanarak ve neye karşı çıkılarak oluşturulduğunu da öğrenmek isterim. Asıl eşitliğin ne olduğunun tartışması da geçer bu konuda. İnsanlar için bir şey ifade ediyorsa eğer, istediklerini yapmakta özgürdürler. Bu 'gericilik' olarak tanımlanabilir mi? Acı olan ne? Ne yapıyor ki millet bu kadar büyütülüyor? Bir zaman dilimi öncesinde yapmadığı şey mi bunlar? Yani ibadetlerin ortaya koyduğu bir çok şey, kiliseler, baş örtüsü ve diğerleri uzaydan mı geldi de bu denli büyütülüp küçümseniyor? Türkiyede yaşanan hangi şiddetten bahsediyoruz allah aşkına? Lütfen diyorum sadece. Özgürlük denen bir şey var. Kimsenin zorla kimseyi ibadet etmeye zorladığı falan yok. İnsan iradesi denen bir şey var. Kim oluyoruz da o insanları düşüncelerini dğeştirmeye zorluyoruz? Tanrı mıyız biz? Eleştirmemiz bile yanlış. Yanlış yani ötesi yok. Nasıl zencisi, beyazı, yahudisi insansa kendi iradesi çerçevesinde kendi istekleri doğrultusunda ibadet ednler de insan. Onlara da karışamaz, onlarada laf söyleyemezsiniz.

Bakalım öncelikle Hande'ye şunu demek istiyorum şimdiki Pakistan ile yıllar önceki Pakistan'a bir baksın. Onlarda bizim gibilerdi ne değişti? Böyle düşünen insanlar kendi elleri ile kendi ülkelerini karanlığa sürüklediler. Şimdi sokağa peçesiz çıkana kezzap atıyorlar o ülkede. Kadınların hiçbir şeye hakkı yok. Kendileri için bir şey ifade edeni yapmışlar yani ve şimdi böyleler.

Atatürk olmasa bizi halimiz nasıl olurdu acaba ben önce onu sormak isterim. Ardından da şu anda baştaki insanların ne yaptıklarını. Çok açık dini sömürüyorlar, insanları kandırıyorlar ve bu şekilde Atatürk'ün ve arkadaşlarınının bizim için didine didine kurduğu memleketi Pakistan'ın şu anki haline getirmeye çabalıyorlar.

Ayrıca hayır canım zorluyorlar. Ben bunun canlı kanıtını yaşadım biliyorum. Beni ibadet etmeye zorlayan ailem ya da başkası değildi kurum adı vermeyeceğim burda, benim orda ne işim vardı bilmiyorum ama diğer gelenlerin çoğu durumu olmayan öğrencilerdi. Yani burs veriyorlardı çoğuna ve karşılığında saçma sapan şeyler izleterek beyinlerine girdikten sonra namaz falan kıldırıyorlardı. Tamam namaz kılmayın demiyorum. Ama isteyen kılmalı istemeyene karışılmaz çünkü özgürlük var diyorsun.

Eşitlik mi diyorsun Hande? Sokağa çıkamayacak hale geldiğin zaman gel sen benim yanıma ben sana göstereyim eşitliği.

Ayrıca şiirin yazarı Süleyman Apaydın. Çok sevdiğim şiirlerdendir. Ne zaman okusam ağlarım, ağlatırım. En son 10 Kasımda okumuştum. Bence bu konuda yazılmış en güzel şiirdir.

* Şimdi anımsadım da Pakistan mı başka ülke mi emin değilim. Büyük ihtimal Pakistan.

Kimi ibadet etti diye yargılıyoruz Allah aşkına, anlamış değilim. İbadet eden değil, etmeyen yargılanıyor bu ülkede. Şiirde bahsedilen, bir ülkenin politikasını dine, şeriat'a göre yönetmenin yanlış olduğu sadece. Burada kimsenin düşünce özgürlüğüne veya inanç, ibadet özgürlüğüne laf atıldığı yok. Eşitlik hiçbir zaman dini siyasete alet etmek olmadı, olmayacak da. Bu ülkede çok eskiden, kadınların söz hakkı yokken, siyasette veya sosyal alanda sırf dinin emirleri denilerek onlara hiçbir yetki verilmiyorken oluşan duruma itafen yazılmış satırların çoğu da. Hastalığı bilimle değil dinle çözmeye çalışanlara laf söylenmiş burada ve kadınlara zorla giydirilen peçelerden, yüzlerini dahi açmalarına izin verilmediği zamanlardan, baskılardan bahsedilmiş;

Alıntı :

Özlediyseniz fesi, peçeyi.
Aydınlığa yeğliyorsanız kara geceyi.
Halâ medet umuyorsanız şıhdan, şehden, dervişten.
Şifa buluyorsanız muskadan, üfürükçüden.

O zamanlar kimseye kapandı diye laf söylenmiyormuş, açıldı diye söyleniyormuş. Şu an ülkemizde olan ise sadece Cumhuriyet Devriminden sonra değişen toplum bilincinin, somut anlamda görülemese de - aslında görülüyor çoğu alanda ama eskisiyle kıyaslanamaz tabiki - yerini bu eski zamanlardaki toplum bilincine doğru yöneltmiş olmasıdır. Yoksa kimse kimseyi türban taktı diye sokak ortasında sıkıştırmıyor veya onu rencide edecek bir beyanda bulunmuyor. Kimsenin de peçeye, türbana karşı olduğu yok. Devlet politikası olarak izlenemeyecek şeylerden bahsedildiği zaman insanlar dinlerine sövülmüş gibi davranıyorlar ama unutmayın, bu ülkenin %90'ı Müslüman, ben de dahil olmak üzere. İbadetim de Allah ile benim aramda, bunu devlet işlerine karıştırmama da, toplumun gözüne sokmama da gerek yok - ki bu dinimizde de günah zaten.

Pakistanı sürmüşsün önüme kuzen, tamam. Benim tüm yazdıklarımda bahsettiğim ÖZGÜRLÜKTÜ. Biz şimdi bir kaç insanın sürekli söylediği üzere peçesi olmayana kezzap atacak duruma gelmeyeceğiz. Başımızdakilere dediğim hiç bir şey yok zaten o insanlar saygıyı hak etmediklerinden dalmam bile o konuya. Laikliği benimsememiş bir ülke olduğumuzun da gayet farkındayım, sadece adı var. Size anlatmak istediğim kimsenin kimseye hiç bir şey hakkında zorlama yapmadığı. Baş örtüsü olan kadınlar tayyibin zoruyla mı takıyor snaıyorsunuz? Vatikan daki insanlar Papa'nın zoruyla mı kiliseye gidiyorlar. O şiiirde bahsedilen devlet yönetimine karışan 'din' kavramı olsaydı bariz haklıydınız. Ama konu bu mu sizce? Sonra camiye gitmiyor diye insanları döven bir topğlum halinde değiliz ki biz. Aksine bizi o ilerici batı ülkeleri şeklinde bildiğimiz ülkkeler, biz liselerde namaz kılınmasın diye merdiven altlarını demirletirken, %50'si ateist olmasına rağmen kilise açmış ibadet yerleri inşa etmiş insanlar. Ben bu konudan bu şekilde çıkıyorum. Ve söylediklerim yanlış anlaşılacak onu da biliyorum. Ama bunları yalnızca 'ben' kendi irademle söylüyorum. Bunlar 'benim' doğrularım.

http://www.bartin74.net/sayfalar/izmirpostasi.asp?id=126

* Başka bir şey söylememe gerek yok.

RP sitelerinde siyaset tartışılmamalı. Pek çok kez belirttiğim gibi sanal mastürbasyondan farksız birşey bu.

Siyaset sanalda tartışılmamalı. Zaten benim siyaset hakkında bir şeyler savurduğum da yok. Algılama şeklimde de hiç bir sorun yok. Algıladıklarımı anlatamamam konusunda haklı olabilirsiniz. Ama en az yirmi defa maillede aldığım bu şiirin ne anlattığından da haberdarım. Ve hala dinin siyasete karışmasıyla alakası olmadığı kanısındayım. Bunu çok rahat da açıklarım. Neyse zaten bir çoğunuzdan farklı düşünüyorum, Türklük sizin için bir şey ifade ederken benim için etmiyor bundan olsa gerek. Kuzenim, babam, annem, kardeşlerim için ifade ederken benim için etmiyor işte. Ne Türklük ne de Atatürk. İnsanlarla ilgileniyorum ben ırklarıyla ya da uyruklarıyla değil. Yıllardır söylediğim halde anlatabilmiş de değilim. Babam tepeme biner şimdi gidiyorum ben^^

Belki sanala siyaset karışmamalı ama artık yeterince karıştığına göre bu konuda bir iki laf da benim söylememin sakıncası yok. Öncelikle belirtmem gereken bir şey var. Aslında bu ülkede asıl suçlu tıpkı zamanında apazların incili kendilerine göre değiştirmesi gibi atatürkün ilkelerini kendilerine yontanlardır. Ciddi bir itham bu biliyorum ama haklı olduğumu da biliyorum. Bunun en bariz göstergesi laiklik. Osmanlı dönemine kadar gidiyor bunun ana sebebi. Çok fazla derine inmeden olabildiğince basit anlatmak istiyorum. O dönemdeki sebatay Sevi adında bir adam yahudileri etrafında toplayıp kendisinin mehdi olduğunu ilan etti. Bu sapkın gurup daha sonra kamufle olmak amacıyla müslümanlığa geçtiler ve böylece müslüman halkın arasına karıştılar. Bu işin sonunda bir çok rütbeye geldiler. Kimi camilere hocalıkla başlayıp şeyhliklere hatta daha da ileri götürüp şeyhlülislamlığa kadar yükselmişler. Bir sürü devlet kademesine gelip oralarda el altından yaptıklarını saymıoyorum bile. Bu Sebatayistlerin bir zamanlar yahudi olduğu bile sonunda unutulur olmuş. Peki ya sonra? Çıkan bir çok isyanın içinde halkı gerici bir bataklığın içine bu sahte dinciler sürüklemişler. Bu konuda yazılmış çizilmiş bir sürü kitap var isterseniz okuyup belgeleriyle görebilirsiniz.

Atatürk'ün laikliği getirmekteki amacı da tam da bu kişileri halkı daha fazla istismar etmekten oyunlarına sürüklemekten kurtarmaktı. Çünkü ne bunların ne de başka diğer bir gücün boyundurupu altında olmamamızı istiyordu. O dönemde sert bir siyaset güderek hepsini temizledi. Fakat sonra bugün halkımız yavaş yavaş atamızın tuttuğu ışığı karartıp o bataklığına geri dönerken artık ilkeleri de gerçek amaçlarından saptırıldı. Burada türban ve din ne kadar bazı partilerin elinde siyasete karıştırılıyorsa bu ilkeler de aynı ölçüde karıştırıldı. Türban takan kadınların okullara alınmaması hatta toplumun dışına sürüklenmesi bana göre kesinlikle laiklik değildir. Hande arkadaşımın dediği gibi bu ülkede özgürlük varsa onlara karışılmamalıdır.

Bazı zamanlar dindarlığı aşırı ileriye götürüp başkalarına karışma hakkını kendinde gören insanları ben de tanıyorum. Ancak o bir iki kişinin hatalı düşüncelerinin tüm diğerlerine yansıtılmasını doğru bulmuyorum.

Çok konuştum sanırım ama hassas bir konu bu. Son olarak demek istediğim şu :

Bu ülkede asıl suçlu dinini yaşayanlar -öyle yada böyle bir şekilde yapılan genellemelerle ve uygulamalarla suçlu onlarmış gibi davranılıyor.- değil dini siyasete karıştıranlardır. Atatürk'ün kemiklerini sızlatan bir şey varsa da o da budur.

Konuşmak istemiyorum ama site halkı sayesinde gerçekten çok eğleniyorum. Efendim, Uğur Mumcu'nun Sabetayist bir aileden geldiğini biliyor muydunuz ? Benzer şeyler masonlar içinde söylenmişti sanırım. Bu forumda en azından. Sabetayizm de, masonluk da bizim gerçeğimizdir, onları inkar ederek tarih yazamayız. Konuya hakim olmadan, haklarında yazılmış herşeyi yalayıp yutmadan konuşmak da açıklarımızı belli eder sadece. Gülüyorum ben sadece.

Ah.. Sebatayizim konusunda dediğin doğru ve inkar ettiğim de yok. Bu konuya derinlemesine girersek altından çıkmak mümkün değil zaten. Sadece bir gerçeği vurgulamak istemiştim. Neyse eski bir alışkanlık bu. Bazı hassas konularda tutamam kendimi. Bu yüzden ileri gittiysem özür diliyorum. Siyaseti buraya taşımaya ayak uydurduğum için de.