Andromeda Beata Neaux Hufflepuff 7. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 171 Yaş : 30 Kan statüsü : Bilmiyor ancak Melez olduğunu düşünüyor. Galleon : 11699 Ekspresso Puanı : 3 Kayıt tarihi : 03/12/08
| Konu: Beata Neaux Salı 07 Tem. 2009, 14:25 | |
| Ad - Soyad: Andromeda Beata Neaux (Değişecek) İstenen Bina(lar): Hufflepuff, Ravenclaw İstenen Sınıf: 7. Sınıf Karakterin Genel Özellikleri: Dürüstlük. Asla taviz vermediği tek özelliğidir belki de. İçi dışı bir kendi halinde bir kızdır aslında Beata. Her zaman gerçekleri ve aklından geçenleri olduğu gibi söyler ve çoğu zaman bunların karşısındakini kırıp kırmayacağını pek umursamaz. Ona göre insanların kendilerini avutmak için söyledikleri yalanlar bile –bunlara beyaz yalan diyorlar- zavallılıktır onun için. Gerçekleri olduğu gibi söylemesi çoğu zaman pek hoş karşılanmadığı için pek fazla arkadaşı olduğu söylenemez. Sadece gerçekten onun sözlerini kaldırabilen veya onu umursamamayı başarabilen kişiler yanında kalırlar. Yalnızlığı sorun etmediği için de kimseyle anlaşma gibi bir çaba içine girmez. Yine de her hangi biriyle bir tartışmaya girmesi söz konusu değildir. Kavga ve gürültü en sevmediği şeylerdir ve asla böyle bir durum yaşamamak için kendisinden hoşlanmayan veya kendisinin hoşlanmadığı kimselerden uzak durur. Fazlasıyla geveze ve bilmiştir. En uçuk konularda bile ortaya bir fikir atabilir ve eğer tanışma faslından sonra hala onun yanındaysanız kesinlikle eğlenceli biri olduğunu bile fark edebilirsiniz. Onu kızgın görmek pek mümkün değildir ancak gerçekten sinirlendiği zamanlarda bambaşka birine dönüşebilir etrafındakileri her zamankinden daha fazla kırabilir. Genelde ne düşündüğünü veya ne hissettiğini hiçbir şey söylemeden yüzünden anlayabilirsiniz. Çünkü duygularının veya düşüncelerinin yüzüne yansımasını saklayamaz ya da saklama gereği duymaz. Fakat aynı şekilde sizin de yüzünüzden her şeyi okuyabilir. Bu zamanla geliştirdiği bir yetenektir onun için. İnsanlarla konuşurken genelde yüzlerine ve özellikle gözlerine bakarak konuşur ve yüzlerinde ki her bir ayrıntıdan birçok şey çıkarabilir. Bir konuda kendinden eminse onu asla döndüremezsiniz. Her zaman kafasının dikine gider. Eğer ona yakın olmak istiyorsanız tam anlamıyla dürüst ve gerçeklerden çekinmeyen biri olmalısınız…Karakterin Geçmişi: Henüz düzenlenmedi. RP Örneği: Ben Lisa Wanders. Sitede rp düzeyim az-çok bilinir. Yine de ne olur ne olmaz diye bir rp koyuyorum. Rp’de adım Larisa Wartiox. Değiştirme gereği duymadım.
- Spoiler:
Lisa’nın kulak tırmalayıcı sesi –bir tek Larisa’ya öyle geliyor olmalıydı çünkü herkes Lisa’ya bayılırdı nedense- Larisa’nın koridorun sonunda ki odasına kadar gayet net bir şekilde geliyordu. Bundan gerçekten bıkmıştı. Lisa hiçbir zaman değişmeyecek miydi sanki? Odadan çıkıp sertçe kapıyı kapattı. Ablasının bunu duyduğundan emindi ve tabi sinir olduğundan da. Larisa bundan keyif alıyordu yani ablasını küçük şeylerle sinir etmekten. Mutfağa gidip ablasını görmezden gelerek masaya oturdu. “Günaydın!” Bu daha çok babasına yönelik bir sözdü fakat ablası da üstüne alınmış olmalıydı ki onu başıyla selamlamıştı. Hiçbir şey söylemeden çatalını eline alıp tabağındakileri karıştırmaya başladı. Ablasıyla babasının bir şeyler –muhtemelen iş- konuştuklarını duydu fakat istese de bir şey anlamayacağını bildiği için pek umursamayıp sadece tabağındakilerle oynamaya devam etti. Daha sonra babasının ayağa kalktığını ve ona yaklaşıp yanağına bir öpücük kondurduğunu fark etti. İşe gideceğine ve geç kalmayacağına dair bir şeyler gevelediğini duydu ancak hiçbir tepki vermedi. Gözlerini tabaktan ayırmadan beklemeye devam etti ve kısa süre sonra babasının gittiğinin işareti olan kapı sesini duydu. ‘Nihayet!’ diye geçirdi içinden ve kapıya doğru yöneldi. “Larisa! Biraz konuşabilir miyiz?!” Lisa’nın kesin ses tonuna bakılırsa bu bir soru değildi. Daha çok bir emir gibiydi ve Larisa istese de istemese de babasını üzmemek için bu emirlere uymak zorundaydı. Omuz silkerek onun karşısına oturdu ve mümkün olduğunca ona bakmamaya çalışarak etrafı gözetlemeye başladı. Yeni alınmış bir duvar saati dikkatini çekti. Muhtemelen Lisa evi değiştirme çabalarına girdiği zaman yaptığı alış-verişlerden birinde almıştı bunu. Tüm ısrarlarına karşın Larisa onunla alış-verişe çıkmayı reddetmişti. Anneleri öldüğünden beri Lisa’dan soğumuştu. Gerçi öncesinde de pek sevdiği söylenemezdi ancak o zamanlar daha katlanılır biri olduğu kesindi. “Neden böyle davranıyorsun Larisa?” Bundan üzüntü duyuyormuş gibi bir ses tonuyla konuşuyordu. Kocaman gözlerini Larisa’nın üzerine dikmişti. “Neden bahsettiğini anlamıyorum.” diye geçiştirmeye çalıştı ancak Lisa pek pes edecek gibi görünmüyordu. Larisa’da bakışlarını ona çevirmişti ve Lisa’nın yüzünden bir an için bile olsa büyük bir öfkenin geçtiğini görmüştü. Fakat çok çabuk toparlamış ve yüzüne yine o hüzünlü halini takmıştı. “Yapma tatlım. Bir sorun olmalı. Arkadaşlarınla ilgili bir problem filan mı var? Hadi anlat. Bana güvenebileceğini biliyorsun.” Larisa kendi tutamayıp gülmeye başladı. Durum ona kesinlikle komik gelmişti ancak daha çok sinirden gülüyordu. Lisa’ya güvenmek mi? Bu gerçekten aptalcaydı. Ona nasıl güvenilirdi ki? Dedikoducunun tekiydi. Bu yüzden Larisa’nın bir şeyler anlatacağı son kişiydi. Gülmeye devam ederken ablasının artık öfkesini saklamaya uğraşmadığını fark etti. Hızla ayağa kalktı ve bir yandan da gülmeye devam ediyordu. “Kes şunu Lisa! Asıl sen neden böyle davranıyorsun? O öldüğünden beri çok değiştin. Sanki onun yerini doldurmak istiyormuşsun gibi davranıyorsun. Yeter artık. Bu gerçekten sinir bozucu. O öldü ve sen o değilsin!” Özellikle son cümlesini sert bir dille söylemişti. O konuşmasını bitirdiğinde Lisa’nın gözlerine her zaman ki timsah gözyaşları dolmuştu bile. Onu anlamıyordu. Neden bu kadar aptal olmak zorundaydı ki? Gerçekleri görmüyor muydu yani? Neden sürekli kendini kandırıyordu? Oysaki babası Lisa’nın her zaman daha zeki olduğunu düşünürdü. ‘Çok yazık…’ diye geçirdi içinden ve acıyan gözlerle baktı hıçkıra hıçkıra ağlayan ablasına. “Ben sadece…” lafın yarısında Larisa’nın ona iğrenerek bakan gözlerini fark edip tekrar ağlamaya başlamıştı Lisa. O kadar yapmacıktı ki Larisa gerçekten ondan iğreniyordu. Bazen ablası olduğu için ondan utandığı zamanlar bile oluyordu. Lisa gerçek bir aptaldı fakat aynı zamanda çok sinsiydi de. Ne yapar ne eder herkesin gözdesi olmayı başarırdı mutlaka. Anneleri öldükten sonra genç yaşta kendisini ailesine adamış iyi niyetli kız olarak tanımlarlardı Lisa’yı. Larisa ise zaten asi olan ve annesini kaybettikten sonra iyice içine kapanan evin zavallı kızı. Herkes böyle görüyordu çünkü Lisa onlara böyle gösteriyordu. ‘Saçmalık’ diye geçirdi içinden. Lisa’dan nefret ediyordu. Öz ablasından ve onun saçmalıklarına inanan herkesten. “Sen sadece aptalın tekisin. Sana ve sana inanan tüm insanlara acıyorum Lisa. Herkes senin saçmalıklarına inanıyor belki ama beni kandıramazsın. Ne yaparsan yap. Umurumda değilsin. Sadece bana karışma tamam mı? Benden uzak dur. UZAK DUR!” Adeta haykırmıştı. Nefret saçan gözlerini ablasının dehşete düşmüş gözlerine kısa bir süre kilitlendikten sonra hızla kapıdan çıkıp odasına koştu. Eline geçen ilk kıyafetlerini üzerine geçirdi ve yanına biraz da para aldıktan sonra dışarı fırladı. Arkasından kapıyı çarpmayı da unutmamıştı tabi ki. Bu sırada ablası oturduğu yerden kıpırdamamış kafasını kaldırıp Larisa’ya bakma gereği bile duymamıştı. Larisa derin derin nefes alıyor ve koşar adımlarla ilerliyordu. Sinirden başının çatlayacağını hissetti neredeyse. Evden olabildiğince uzaklaşmaya çalıştı. Akşam hava karardığında tekrar döneceğini bilse de koşmaya devam etti. Gitmek istiyordu artık. Yaz tatillerinden nefret ediyordu. Biran önce okulun açılmasını diledi. Hogwarts onun kurtuluşu gibi bir şeydi. En azından orası onun için ‘ev’ tabirine daha yakındı. Nereye gittiği hakkında hiçbir fikri yoktu. Sadece uzaklaşmak ve yalnız kalmak istiyordu. Hemen cebine attığı paralara bir göz gezdirdi. Neyse ki yeterince para almıştı. Yeterli uzaklığa geldiğinde adımlarını biraz daha yavaşlattı. Ağır adımlarla ilerlerken başka şeyler düşünmeye çalıştı. Başka türlü sakinleşemeyeceği kesindi. Hogwarts’tan mezun olacağı günü düşünmeye çalıştı. O zaman bu kâbustan tamamen kurtulacaktı. Her şey bitecekti. Düşüncesi bile onu rahatlatmaya devam etti. Biraz daha sakin bir şekilde yoluna devam etti kâbusun geçicide olsa kaçabilmek için… | |
|
Elizabéth Adrianna Malfoy Perfect Li(f)e Yazarı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1443 Yaş : 36 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12565 Ekspresso Puanı : 41 Kayıt tarihi : 15/02/08
| Konu: Geri: Beata Neaux Salı 07 Tem. 2009, 18:23 | |
| Huff sayısı az olduğundan dolayı bu binaya ekledim. Değiştirmek isterseniz PM ile bildirebilirsiniz. Rütbeniz verilmiştir. | |
|