|
| Bekleyiş | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
E. Niggle Borland Ressam ~ Vampir
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 445 Yaş : 37 Kan statüsü : Kurban ne verdiyse... Galleon : 11684 Ekspresso Puanı : 11 Kayıt tarihi : 09/04/09
| Konu: Bekleyiş Perş. 16 Tem. 2009, 22:07 | |
| Tarih: 17 Aralık Mevsim: Kış Hava Durumu: Karlı Rp Yapanlar: Felice Jade Mathé ~ E. Niggle Borland
Karanlığa doğuşun sırlarını öğrenmek ve yeni dünyada bir vampir olmanın gerektirdikleri... | |
| | | E. Niggle Borland Ressam ~ Vampir
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 445 Yaş : 37 Kan statüsü : Kurban ne verdiyse... Galleon : 11684 Ekspresso Puanı : 11 Kayıt tarihi : 09/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Perş. 16 Tem. 2009, 22:21 | |
| Serginin yapılacağı Galeri, aslında geniş bir zindandan ibaretti. Bu zindan, bir labirent gibi tasarlanmıştı ve sergiyi gezecek olanlar yalnızca, giriş kısmını görebiliyorladı. Zindanda hiç birşeyden habersiz gezmek isteyenler, kaybolurlardı. Her şey bu kadar basitti...
Kaybolurlardı...
Yalnızca bir vampir için çözülebilir olabilecek bu labirentin sonlarında, Galeri'nin sahibi olan Vampir Niggle Borland oturuyordu. Üzeri hoş bir yemek düzenini taklit edercesine düzenlenmiş geniş yemek masasının üzerinde, çevresi gümüş kaplama olan kristal bardaklarda kanlar duruyordu.
Yeni bir vampirin kendisini ziyarete geleceğini duyduğunda, uzun süredir insan dünyası ile etkileşime girmeye çalıştığını ve başarısız olduğunu farketmişti. Yeni dünyanın insanlarını anlayamıyor ve onları küçümsüyordu. Artık, insanlardan içmemek konusundaki kararını bir kenara atmıştı.
Bunun kanıtı ise, masada karşısında oturan ölü kadının cesediydi. Solmuş beyaz parmaklarının arasında, içi kan dolu kristal bir kadeh tutuyordu. Kadehin içinde kendi kanı, beyaz kıyafeti ile üzerine kan sıçramış bir melek gibi görünüyordu.
Vampir bekleyişini sürdürdü. Gözleri, kadına bakıyordu, onun ölü gözlerinin kendisine baktığı gibi, o da kadına bakıyor ve bekliyordu... | |
| | | Felice Jade Mathé Vampir - God's Devils ~ Piyanist
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 842 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 11641 Ekspresso Puanı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Perş. 16 Tem. 2009, 22:48 | |
| Vampir olduğundan beri Crestencia dışında hiçbir vampirle iletişime geçmediğini fark etti Felice. Tanışmak, konuşmak, öğrenmek istiyordu şevkle. Crestencia ise kendi sorunlarında takılıp kalmıştı ve Felice ile ilgilenmiyordu. Koltuğunda oturup öylece onu seyretmekse Felice ‘e artık zor gelmeye başlamıştı. Vampirlerle ilgili yaptığı bir araştırma – ve sevgili kardeşi Cresty ‘nin onaylamasıyla – İngiltere ‘de Gallery Noir adlı bir sergiye sahip olan Edmond Niggle Borland ile bağlantıya geçmişti. Daha yeni olmasının ve daha ne yollarla iletişim kurulabileceğini bilmediğinden ona bir baykuş yollamış ve onunla kendi mekanında görüşmek istediğini söylemişti. Yüzyıllardır vampir olduğunu düşündüğü Bay Borland onu sorgusuz sualsiz kabul etmişti.
Galerinin önünde bir yerlerde tıpkı eskiden yaptığı gibi Ruysa ‘dan görüşecekleri yere cisimlendi. Heyecanı sebebini bilmediği bir nedenden dolayı tüm vücudunu esir almıştı. İnsan olduğu zamandaki gibi titremiyordu, hayır, kalbi de eskisi gibi atmıyordu. Galerinin kapısını ardına kadar iterek içeri girdi. Keskin gözleri odadaki her ayrıntıyı inceledi ve buranın boş olduğunu söyledi Felice ‘e. Ama mekan biraz korkuttu kendisini; bir zindan.
Ellerini önünde birleştirerek gözlerini bir süre daha odada gezdirdi. Burada olduğunu fark edecek bir yaşam – ya da ölümsüzlük – belirtisi arıyordu belli ki. Uzun bir tereddütten sonda birkaç adım attı. Bir galeride olduğuna göre tanışacağı kişinin resimlerini de görmesi gerektiğini düşündü. Birkaç resme bakmak için olabildiğinden daha sesli ayak tıkırtıları yaptı. Bay Borland ‘ın onun geldiğini zaten fark etmiş olacağını düşünmesine rağmen seslendi; ”Bay Borland ?”
En son Felice Jade Mathé tarafından C.tesi 29 Ağus. 2009, 02:36 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | E. Niggle Borland Ressam ~ Vampir
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 445 Yaş : 37 Kan statüsü : Kurban ne verdiyse... Galleon : 11684 Ekspresso Puanı : 11 Kayıt tarihi : 09/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Perş. 16 Tem. 2009, 22:59 | |
| "Seni duyabiliyorum." Dedi oturduğu yerden, sesi çok kısık çıkmasına rağmen, genç vampirin beyninin içinde yankılandığını biliyordu. Telepati, kan bağının getirilerinden yalnızca biriydi o kadar.
"Lütfen, resimlerimi inceleyerek ilerlemeye devam et. Kendini karşımda bulacaksın." Dedikten sonra, ayağa kalkarak, ölü kadını masasından, nazikçe kaldırarak kucağına aldı ve yatak odasına geçti. Kadını yatağa, uyandırmaktan korktuğu bir bebeği yatırır gibi yatırmıştı.
Kalın ahşap kapıyı kapatarak, tekrar yemek salonuna dönüp, boş bardaklardan birine, sürahinin içinden bir bardak kan doldurdu. Duvarları yosun, liken kaplamış zindan duvarlarının içine nemle kaplıydı ve şarap bekletmeye en uygun mahzenden bile elverişliydi. Bu sayede, kan asla tadından bir şey kaybetmeden içilecek bir kıvamda kalıyordu.
Tıpkı bir şarap gibi...
"İlerlemeye devam et..." Diyerek fısıldadı... | |
| | | Felice Jade Mathé Vampir - God's Devils ~ Piyanist
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 842 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 11641 Ekspresso Puanı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Cuma 17 Tem. 2009, 14:27 | |
| Seslenmesinin ardından beyninin içinde duyduğu ses bir an için Felice ‘in duraklamasına sebep oldu. Bay Borland ‘a ait olduğunu düşündüğü sesi bu derece yakından, kendi beyninden, duymak onu daha nelerin beklediğinin bir göstergesiydi işte.” Pe… Peki. “dedi heyecanla. Telaş yapmamaya çalışarak bir an durduğu yerde bekledi ve üzerinde hala dışarıdan kalan karları silkeledi. Aynı sesi bir kez daha duyduğunda sanki karşısındaki hareketlerini algılayabilecekmiş gibi başını hafifçe salladı. Bu bir ‘tamam ‘dan çok başının seğirmesi gibiydi aslında. Mükemmel görüşe sahip gözlerini resimleri incelemek için kullanmaya çalışarak her bir resimle birlikte iki adım attı. Taş zeminde duyulan ayak sesleri onun burada yalnız hissetmesine sebep olurken, birden karşısına çıkacağını düşündüğü adam onun korkusunu bir nebze arttırdı. Vampir olduğu zamandan bu yana kendisine zarar verecek bir şey olmayacağını düşündüğünden korkmuyordu. Ama birazdan tanışacağı adam onu bir hareketiyle alt edebilirdi elbette. Böyle bir şey olmamasını dileyerek yürümeye devam etti. Adamın hareket ettiğini az da olsa duyabiliyordu, kulakları oldukça keskindi ama ne için olduğundan haberi yoktu; olamazdı da.
Adamın ne yaptığını düşünürken duraklamıştı ve destek verici bir konuşma daha duydu; birkaç adımla tekrar başladı yoluna. Kaybolacağını düşünmek aptalcaydı. Bay Borland ‘ın sesini beyninde duyduğuna göre o da Felice ‘in sesini bu şekilde duyuyordu. Böyle bir yerde kaybolması bu şartlar altında imkansız olurdu zaten. Bir- iki adım daha sonra geniş bir alanda buldu kendisini. Etrafı incelemesi birkaç saniyesini aldı; geldiği yer gibi taş duvarlar, geniş ve düzenli bir masa, etrafı gümüş rengi parıldayan kadehler… Ama en önemlisi kadehlerin içindekiydi; kan. Kokuya bakılırsa bu kan beslendiğinin aksine insan kanıydı. Gözlerini bir süre kapatıp bu kadehlerden biri kendisine sunulduğunda nasıl nazikçe reddedebileceğini düşündü. Gözlerini açtığındaysa odadan ve kadehlerdeki kandan daha dikkat çekici ama en sona bıraktığı vampire takıldı gözleri. İncelememek için kendisine engel olmaya çalışmasına rağmen başarılı olamadığı ilkel bir davranış olan göz süzmeyle adamı baştan aşağı süzdü. Sonrasında bu halinden utanarak çekingence selamladı;” Merhaba Bay Edmond. Ben Felice ve isteğimi geri çevirmediğiniz için size minnettarım. “dedi.
En son Felice Jade Mathé tarafından C.tesi 29 Ağus. 2009, 02:37 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | E. Niggle Borland Ressam ~ Vampir
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 445 Yaş : 37 Kan statüsü : Kurban ne verdiyse... Galleon : 11684 Ekspresso Puanı : 11 Kayıt tarihi : 09/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Cuma 17 Tem. 2009, 23:17 | |
| "Lütfen oturun..." Diyerek gülümsedi Vampir, dişlerini göstermeden. Odanın tüm duvarlarını, kendi tabloları kaplıyordu. Kan ve boyayla resmedilmiş yüzler ve manzaralar, her biri yüzyılları görmüş gözlerden ve dokunmuş ellerden çıkmıştı.
Normal bir ceset, bu süre içerisinde toprağa karışıp yeniden doğmuş olurdu. Fakat bu ceset, bu genç ve taze bedenin tam karşısında oturuyordu. Ellerini meşeden yapılma geniş koltuğun kollarına koymuş, genç vampire bakıyordu.
"Vampir olmanın en kötü yanı, misafirlerine 'kan'dan başka bir şey sunamamak." Diyerek gülümsedi, parlak gözleri yere eğilmişti. Kendi kadehinden bir yudum kan alarak, dudaklarını büzüştürdü.
"Yerinde olsam soğutmazdım." Dedikten sonra, geriye yaslanarak gözlerini kapattı. Kadehteki tüm kırmızı sıvıyı bitirip, boş kadehi masaya bıraktıktan sonra, yeni doğan'a hitaben;
"Sen benim bu dünya ile olan bağlantımsın. Bu yüzden seni kabul ettim." Diyerek itiraf etti... | |
| | | Felice Jade Mathé Vampir - God's Devils ~ Piyanist
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 842 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 11641 Ekspresso Puanı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Paz 19 Tem. 2009, 00:08 | |
| Adamın gülümseyişine dudakları seğirerek cevap verdi Felice. Kendisine gösteren yere aynı adımlarla fakat daha az tereddütle ilerledi. Bulundukları yer tamamen tablolarla kaplıydı; ve tablolar yağlı boyalar veya kuru boyaların aksine kanla yapılmıştı. Daha önce olsa şaşırmış olması gerekirdi. Ama karşınızdaki bir vampir, hadi ama ne beklersiniz ki ?! İncelemek isteyip istemediğini düşünürken bakmamasının en iyisi olduğuna karar verdi. Adam koltuğunda daha da yayılırken Felice kendisine gösterilen yere çekinerek oturdu. Kandan başka bir şey sunamamak… Evet en kötü yanı bu olmalıydı belki de. Çekingenliğini üstünden atarak söylendi; ” Her şeyin iyi olmasını bekleyemeyiz değil mi zaten ? Kötü yanı elbet olacaktır. “dedi elini havada sallayarak. Adamın sözlerinin ardından başını öne eğişini neye yorumlaması gerektiğine bilemedi. Bay Borland ‘da Crestencia gibi pişman mıydı vampir olmaktan ? Kadehinden yudum alışını da dikkatle süzdü. Hala insan kanı içmek istemediğini nasıl söylemesi gerektiğini düşünüyordu. O içinden adamın teklif etmemesini umarak beklerken adam tam da korktuğu şeyi yaptı; ” Ben insan kanını içmemeyi tercih ediyorum aslında. Kibarlığınız için teşekkürler. “dedi kırıcı olmamaya çalışarak. Adamın tavırlarını gözlerken aslında korkacak hiçbir şey olmadığı da ortaya çıkıyordu…
Felice bunları düşünürken adamın ona direk olarak söylediği bu cesur itirafı biraz şaşırarak karşıladı. Başını hafif yana eğip kızıl saçları sağ omzuna doğru kayarken ne demek istediğini anlamaya çalıştı. ‘ Bu dünya ile olan bağlantımsın ‘ ne demekti ki bu ? ” Ne demek bu ? “dedi o da. Gözlerini kısmış ama bunu kızgınlıktan değil anlayamamaktan yapmıştı. Galeri sahibi olan bir ünlü ressam bu dünya ile bağlantı kuramıyor muydu yani ? Bunun için Felice ‘e mi ihtiyacı vardı ? Kendisinden bir şey isteyip istemeyeceğini düşünürken adama kuşkuyla bakmayı sürdürdü.
En son Felice Jade Mathé tarafından C.tesi 29 Ağus. 2009, 02:38 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | E. Niggle Borland Ressam ~ Vampir
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 445 Yaş : 37 Kan statüsü : Kurban ne verdiyse... Galleon : 11684 Ekspresso Puanı : 11 Kayıt tarihi : 09/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Ptsi 20 Tem. 2009, 12:05 | |
| "Tüm bunları uzun ve keyifli olacağını düşündüğüm konuşmamızın ilerleyen kısımlarında cevaplayabilirim." Diyerek ayağa kalktı ve genç vampirin önündeki bardağı alarak, masanın kenarına yarım yamalak oturup, kıza doğru eğildi.
"Şimdi daha farklı bir sorunumuz var." Diyerek gülümsedi. "Genelde bu bütün genç vampirlerde olan bir sorun." Diyerek bardağı havaya kaldırıp, solgun ışıkta kanın rengine baktı.
"İnsan kanı içememek..." Dedi.
Niggle'da hiç bir zaman bir yaşama son vermenin iyi bir şey olduğunu düşünmemişti. İnsan yaşamına saygı duyuyordu. Zaten, umarsızca öldürmek yalnızca besin kaynaklarını tüketmekten başka bir şey değildi. Üstelik, öldürülen her kişi geride bir soru işareti bırakıyordu. Bu günlerde vampir olmak, geçmişte olduğundan çok daha zordu.
"Bana..." Diyerek tekrar ayağa kalkıp, kızın sandalyesinin etrafında dolaşarak, diğer taraftan tekrar eğilip fısıldayarak sordu. "Bunun nedenini anlatabilir misin?" | |
| | | Felice Jade Mathé Vampir - God's Devils ~ Piyanist
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 842 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 11641 Ekspresso Puanı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Perş. 23 Tem. 2009, 17:28 | |
| Yüzyıllık vampirin yerinden kalkıp yanına gelişini, önündeki bardağı alışını seyretti. Bay Borland zaten sadece kan sunuyor olmaktan şikayetçiyken onun bile reddedilişini nasıl karşıladığının etkilerini görmek ister gibi yüzünde merakla inceledi. Adam masaya oturup kendisine doğru eğilirken oturduğu sandalyeye biraz daha gömüldü. Düşüncelerini de duyabilecekmiş gibi sadece konuşmaları düşünmeye çalıştı. Ama adama duyduğu saygı ve engelleyemediği korkunun gözlerinden okunduğuna emindi. Sorunlarını söyleyip kendisine gülümserken o da Bay Borland ‘a gülümsemeye çalıştı. Bardağını havaya kaldırıp kanı incelerken sorunu çözebilmişti. Kanı içmemek; gözlerini devirdi ardından söyleyeceklerini bekleyerek başını yere eğdi. Yaptığının yanlış olmadığından emin olmasına rağmen bu tür bir yaklaşıma bozulmuştu.
Adamın ayağa kalktığını hissettiğinde rahatladığını hissetti. Sandalyesinin etrafında dolaşırken çıkardığı ayak seslerini hissetti. Adamın fısıldayan sesini kulağında duyduğunda ise yakınlık Felice ‘in derin ve anlamsız bir nefes almasına sebep oldu. Nedenini anlatmasını istediği şeyin insan kanı içmemesi olduğunu hissetti. Adamın başından uzaklaşarak cevapladı;” Beni dönüştüren kişi vejetaryendi, onun etkileri oldu tabii. Kan içeceğimi de biliyordum dönüşmeden ama doğrusu insanken bir vampir acıktı diye öldürülmek istemezdim. Kendimi bir av gibi düşünmek hoşuma gitmiyor. Başkalarının da öyle hissetmesini istemiyorum ya da öyle görmeyi. Önceki hayatımdaki düşüncelerime saygı diyelim. “dedi rahatlıkla.
En son Felice Jade Mathé tarafından C.tesi 29 Ağus. 2009, 02:38 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | E. Niggle Borland Ressam ~ Vampir
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 445 Yaş : 37 Kan statüsü : Kurban ne verdiyse... Galleon : 11684 Ekspresso Puanı : 11 Kayıt tarihi : 09/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Salı 28 Tem. 2009, 00:56 | |
| Vampir masaya yarım yamalak oturduktan sonra, uzun ince ve tırnaklı parmakları ile kızın omuzlarını hafifçe tuttu. Rahat bir tavrı vardı, kendinden emin duruşu ve kendi galerisinde olmanın verdiği küstahlığı yaşıyordu. Yüzyılları deviren biri için bu kadar şey, azdı bile...
Genç kız ise fazlasıyla zeki, akıcı bir konuşmaya sahipti. Niggle'ın sorduğu her soruyu, mükemmellikle cevaplıyordu. Yine de, Vampir'i tatmin edici cevaplar vermemiş olsa da, henüz taze bir çiçekti. Zamanlar, mükemmel bir hâl alacaktı.
"Ah, o kadar gençsin ki..." Diyerek gülümserken, bir diğer yandan kızın saçlarıyla oynamaya başlamıştı. "Seni dönüştüren kişi dahi senin kim ya da ne olduğuna karar veremez küçüğüm." Dedi.
"Kan içerken kimseyi öldürmek zorunda değilsin." Dedi yavaşça, sol eli ile sağ kolunun düğmesini açıp, geriye attı. Kolunu göstererek; "Benim kanımı içmen beni öldürmez, bir ölümlünün kanını içmende onu öldürmeyecektir." Diyerek ayağa kalktı.
"Ta ki son damlayı yudumlayana kadar..." Dedikten sonra, tekrar kızın karşısına geçerek eski yerine oturdu. Yüzünde hoş bir gülümseme vardı ve gözlerinin zehir yeşili, düşen ay ışığında parlıyordu. "Bu tıpkı yaralanmaya benziyor..." Dedikten sonra sol elinin işaret parmağını havaya kaldırarak, tırnağı ile bileğini kesti. Damarın altını çizmişti ve çok fazla kan fışkırmamıştı, kan hızlıca akmasına rağmen düzensiz değildi. Koyu kırmızı şarap gibi boş bardaklardan birinin içine süzüldü...
"Görüyor musun?" Diyerek sordu. "Bu beni öldürmüyor, yalnızca biraz kan kaybediyorum ve kaybettiğim bu kanı tekrar kazanmak için bir başka kişinin biraz kanını içiyorum." Dedikten sonra, eski moda bir mendil ile kolundaki kanı temizleyerek gömleğinin kol düğmesini tekrar ilikledi.
"İnsanlar, yaralandıkları takdirde tekrar vücutları için aldıkları besinlerle kan üretebiliyor. Oysa biz vampirler yalnızca kan içmek zorunda olduğumuz için, ölü bedenimiz yalnızca kan'ı kabul ediyor." Diyerek açıkladı.
"Kısacası onları öldürmek yalnızca, bunu isteyenlerin seçeneği. Benim değil... Ve seninde öyle." Diyerek ayağa kalkıp tekrar kızın yanına ilerledi ve içinde kendi kanı olan bardağı kıza uzattı.
"Şimdi birilerini öldürmediğinin bilinciyle iç ve rahatla. Günlerdir doğru düzgün bir şeyler içmemiş olduğun her halinden belli küçüğüm, ne yazık. Seni bu dünyaya doğurupta, bakıcılığını yapmayan o vampir pek zalim olmalı..." Diyerek gözlerinin önüne düşen saçlarını kenara atıp, kızın yanına oturdu. | |
| | | Felice Jade Mathé Vampir - God's Devils ~ Piyanist
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 842 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 11641 Ekspresso Puanı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Perş. 30 Tem. 2009, 15:00 | |
| Bay Borland ‘ın kendisine dokunuşundan rahatsız olmamış gibi davranmamaya çalıştı. Neden bu denli korktuğundan emin değildi ama bu adamdaki sakinlik, o huzurlu hali Felice ‘e ondan korkması gerektiğini söylüyordu. Vampir kendisine genç olduğunu söylerken haklıydı; insan olarak on yedisinde bir genç kızdı şimdiyse hem fiziksel olarak on yedi yaşında hem de yeni hayatında sadece birkaç aylıktı. Saçlarıyla oynayan adamın yanında kendisini küçücük, minnacık hissetmeden edemedi. ‘ Kim olduğuna karar vermek ‘ diye düşündü içinden. Kimdi ki Felice şu an ? Vampirin konuşurken bir yandan da sağ kolunu açışını seyretti. Bahsettiği şey bugüne kadar ilk kez duyduğu şeylerden biriydi. Kan içmek için öldürmek zorunda kalmamak öyle mi; son damlasını içmezsen ölmeyecektir yani. Son damla olduğunu nasıl anlayacaktı bu genç vampir ? Adamı takip eden gözleri onun yerine oturduğunu gördüğünde ister istemez rahatladı. Sonra gözleri şaşırmaya engel olamayarak onun kendi bileğini kesişini izledi. Elleriyle bastırmaya çalıştığı bir çığlık attı. Fışkıran kan Felice ‘in gözlerinin kocaman olmasına sebep olmuştu. Ama şaşırılacak olan bu değildi. Ev sahibi kendi kanını kadehlerden birine dolduruyordu. Vampirin kendisine yönelttiği soruya teslim olarak başını hafif hafif salladı. Onun konuşmaya devam ederek az önce kolunu açarken yaptığı işlemin tam tersini yapışını da seyretti Felice yerinden ir milim bile kıpırdamayarak.
Birazdan başına geleceklerden elbette emindi. O kan kendisine ikram edilecek ve Felice de içecekti itiraz etmeden. Düşündüğü gibi de oldu; Bay Borland kendisine doğru ilerleyerek kadehi kendisine uzattı. Felice de ona uzatılan soğuk ellerdeki kadehi aldı. Bay Borland ‘ın kendisine acıyan tavrı Felice ‘i yine biraz küstürdü ama belli etmemeye çabaladı. Kadehten hızla birkaç yudum aldı. Aldıkça daha fazlasını isteyen vücuduna engel olamıyormuş gibi bir dakika içinde kadehin dibi göründü. Uzanıp onu masaya koyarken o beslenmekle uğraşırken Bay Borland ‘ın yanına oturduğunu fark etmediğini gördü. Bedenini ona çevirerek konuştu; “ Teşekkürler, gerçekten. Farklı bir bakış açısı kazandırdınız bana ve damarlarınızdaki kanı da paylaştınız. Ama merak ettiğim bunu nasıl yapabileceğim. Yani bahsettiğiniz o son damla olayı mesela; nasıl anlayacağımı anlatır mısınız ? İnsanların hayatında derin izler bırakmadan ya da onları hayattan silmeden beslenmeyi nasıl başaracağımı ? “ Karışmış olan kafası omzuna düştü. Adama gözlerinde merakla ve tabii saygı ve korkuyla bakıyordu.
En son Felice Jade Mathé tarafından C.tesi 29 Ağus. 2009, 02:39 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | E. Niggle Borland Ressam ~ Vampir
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 445 Yaş : 37 Kan statüsü : Kurban ne verdiyse... Galleon : 11684 Ekspresso Puanı : 11 Kayıt tarihi : 09/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Ptsi 10 Ağus. 2009, 16:49 | |
| "Bunun için burada değil miyiz zaten?" Diyerek sordu gülümseyerek, elbette bu yeni vampire bildiği bir çok şeyi gösterecekti. Sonuçta, her vampir gibi bu vampirde, kendi gibi olanı koruyup kollaması gerekirdi. Elbette, bu durum karşılıklı çıkarlarla desteklendiği sürece...
"Sana bir annenin göğsünden süt içen bir çocuk gibi gösterecek değilim Felicia.." Diyerek tavrını biraz daha ciddileştirdi. Loş ışıktaki mükemmel görüş kabiliyeti sayesinde, genç vampirin yüzündeki her hareket belirtisini farkedebiliyordu. Korkusunu, saygısını ve sevincini farkedebiliyordu.
"Bunu kendin deneyerek öğrenmelisin. Başlangıçta, her kurbandan azar azar içmelisin. Bu da, kendini kontrol etmekten geçer. Fakat sen bugüne dek, pek az kan içtiğin için bu işini kolaylaştıracaktır. Aklının bir yerlerine, 'Durman' gerektiğini kazımalısın." Diyerek biraz önce kan dolu olan bardağı gösterdi.
"Kendini seni besleyen kana karşı savunmasız bırakırsan, sana hayat veren şey, senin sonun olur çocuğum..." Dedi. Gülümsemesi yeniden yüzüne yerleşmişti ve dudakların kenarındaki kıvrımlar, her konuşmasında biraz daha genişliyor ve yukarıya kalkıyordu. Niggle, bu sohbetten hoşnuttu.
"Duyduğum kadarıyla bir müzik grubun var öyle mi?" Diyerek sordu. | |
| | | Felice Jade Mathé Vampir - God's Devils ~ Piyanist
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 842 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 11641 Ekspresso Puanı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Perş. 13 Ağus. 2009, 23:35 | |
| Kendisine gülümseyerek yönelttiği soruya heyecanlı bir baş sallamayla cevap vermeyi tercih etti. Konuşmasını bölmek; kendisine söyleyeceklerinden bir nokta, bir virgül dahi atlamasına sebep olmak istemiyordu. Sözleriyle birlikte yüz hatları da ciddileşen vampire kendisi de yüzündeki kasları ciddiyete oynatarak karşılık verdi. İstediği şey uygulamalı dersler değildi zaten; hoş bunun ne kadar uygun olduğunu da bilmiyordu. Sadece ince detaylar, ufak ayrıntılardı istediği. Grubundan dolayı kendisini takip edenler zaten ondaki değişimleri fark edebiliyorlardı, istediği bu değişimlere dönüşümün sebep olmadığını gösterebilmek; kendisini ifşa etmemeye çalışmaktı. Her kurbandan azar azar içmek, durman gerektiğinde durmak… İşinin kolay olacağını Bay Borland söylediğinde hafifçe tebessüm eder gibi oldu ama sözlerinin sonunda boş kadehi göstermesi aslında ne demek istediğini anlamasına sebep oldu. Utançla başını yere eğerken gerçekten toyluğunu gözler önüne serdiğini anladı. Ama buna rağmen kendisini savunacak bir çift laf etme gereği duymadı. Buraya neden geldiği belliydi ve adı kadar emindi ki Bay Borland o içeri girer girmez sahip olduğu tecrübenin bardağın sadece dibi kadar olduğunu anlamıştı. Son sözleriyle birlikte başını kaldırdı ve dolgun yakışıklı adamın tebessümünü gördü. Hatalı olduğunu düşünmüyordu belli ki ya da ona nasihat etmek mi hoşuna gitmişti ? Geldiğinde dış dünya ile kopuk olduğundan bahsetmişti oysaki. Bu beyefendi sadece eserleriyle değil tecrübeleriyle de tanınmalıydı. Vampirlerin hepsinin onun gibi olup olmadığı hakkında karşılaştırmalar yaparken kendisine kendisi ile ilgili sorulan bir soruyla düşünceleri dalgalandı. Bay Borland ‘ın yüzüne dalıp gitmişken kendisine gelip bakışlarını tecrübeli vampirin gözlerine odakladı;” Evet, Hogwarts ‘tan birkaç arkadaşımın kurduğu bir grupta çalıyorum. “ dedi bu kadar zaman sonra kendisinden bahsediyor olmanın çekingenliğiyle. Sorulana cevap vermek ya da sohbeti genişletmek arasındaki ince çizgide birkaç saniye kaldı ve devam ettirmeye karar verdi. Biraz daha rahat olmaya çalışarak yüzüne gelen günbatımı kızıllıkta saçlarını kulağının arkasına atarak konuşmaya devam etti; “ Grupta piyano çalıyorum ama aslında keman çalmayı da biliyorum. Zamanında annem öğrenmem için çok baskı yapmıştı. O zamanlar nefret ederdim tabii baskı olduğu için; çocukları bilirsiniz. Aile ne derse tam zıttını yapmak ister. Ama şimdi mutluyum, arkadaşlarım güzel çaldığımı söylediklerinde gururum okşanıyor. “ dedi gülümseyerek. “Siz müzikle ilgilenir misiniz ? “ dedi ve ardından sorusunun saçma olduğunu düşünerek yüzünü elleriyle kapattı. Yüzyıllarca yaşamış biri elbet bir zaman müzikle ilgilenmiş olmalıydı. ” Benimki de soru tabii. Hayatınızın elbet bir zamanında ilgilenmişsinizdir. Sevdiğiniz bir enstrüman var mı ? “ dedi merakla.
En son Felice Jade Mathé tarafından C.tesi 29 Ağus. 2009, 02:39 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | E. Niggle Borland Ressam ~ Vampir
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 445 Yaş : 37 Kan statüsü : Kurban ne verdiyse... Galleon : 11684 Ekspresso Puanı : 11 Kayıt tarihi : 09/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Cuma 14 Ağus. 2009, 01:25 | |
| Vampir kızın heyecanlı tavrı üzerine, hafif bir gülümseme ile geçmişine dönmüştü. Onun doğduğu dönemde, çocuklar babalarına itiraz edemeyecek kadar hayran olurlardı. İri yarı savaş lordları, üzerinde süslü zırhları törenlerde yer alıp, gururla alaylarda geçerdi. O dönemlerde bir şövalye olmak, gerçek bir gururdu.
Genç vampirin anlattıklarını dinlerken, onun kendisine yönelttiği ve hemen ardından cevapladığı o retorik sorunun ardından Niggle'ın yüzündeki gülümseme biraz daha genişlemişti. Piyano, keman, gitar...
"Her soylu çocuk gibi müzik ve dans konusunda eğitilmiştim elbette. O dönemlerde soyluysan, böyle şeyleri bilmek zorundaydın. Elbette, bu günlerde utanç verici olsa da, o zamanlarda bu gibi şeyler yalnızca kadınları etkilemek için yapılıyordu." Diyerek kıkırdadı. Ardından, kızın ellerine bakarak ne kadar zarif ve güzel olduklarını gördü. Dönüşmeden önce de hoş ellere sahip bir kız olmalıydı. Elleri artık her vampir gibi daha kemikli görünüyordu.
"Piyano çalmayı severim, keman ve gitar..." Dedikten sonra elini hafifçe basit bir senfoniyi kontrol ediyormuş gibi havaya kaldırarak, gözlerini kapattı ve sallamaya başladı.
"Ne kadar da hoş günlerdi. Sizlerin şimdilerde bir efsane olarak dinlediğiniz kişileri gerçekte gördüm ve dinledim. Mükemmel günlerdi..." Diyerek gülümsüyordu, her vampir gibi o da çok fazla yolculuk yapmıştı. Gündüzleri uyuklayarak geçen zaman, geceleri daha heyecanlı ve güzel olmaya başlamıştı. Ay ışığına, dönüşmeden önce hayran biri olduğu için geceler vampir olduktan sonra bir başka güzellikteydi.
"İspanya, Amerika, Avrupa, Uzakdoğu... Neredeyse her ülkeye gitmişimdir. Orada çok fazla şey gördüm ve artık önünde uzun bir ömür var." Diyerek kıza elini uzattı. Nazikçe yanında durarak, kızın ayağa kalkmasını beklerken...
"Bir piyanom var, benim için çalar mıydın?" | |
| | | Felice Jade Mathé Vampir - God's Devils ~ Piyanist
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 842 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 11641 Ekspresso Puanı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Paz 16 Ağus. 2009, 19:57 | |
| Bay Borland ‘ın düşünceli halinden sonra anlattıklarıyla beraber gelen kıkırdamasına Felice de kıkırdayarak karşılık verdi. Kadınları etkilemek için ha; işte bu gerçekten komikti ! Aslında kaç yaşında olduğunu merak etmiyor değildi ama nasıl soracağını kestiremiyordu bir türlü; konuya ortadan dalmak ise saygısızlık olurdu. Belki çıkarken sanki birden aklına gelmiş gibi yapabilirdi… Çaldığı üç enstrümanı sıralayıp ardından da orkestra şefi gibi hareket etmesi Felice ‘in yüzünden hiç düşmeyen gülümsemesini biraz daha yaydı yüzüne. Buraya ilk geldiğinde ondan neden korktuğuna şimdi anlam veremez olmuştu. Çok yaşlı olduğunu düşündüğü Bay Borland olgunluğunu koruyarak tıpkı bir akran gibi davranıyordu kendisine. Anlattıklarını dinlerken hayranlığını gizleyemedi. Gezdiği yerleri sıralarken her biriyle birlikte gözleri kocaman kocaman oluyordu. Tabii ki çok yer görmesi yadırganacak bir şey değildi ama bu denlisi de Felice ‘e gerçekten fazla gelmişti. Vampirlikte olan tecrübeleri kendisini cezbeden bu adam vampirliğin dışında da çok bilgiliydi elbette. Ama asıl darbe ‘ bir efsane olarak dinlediğiniz kişileri gerçekte gördüm ve dinledim ‘de gelmişti elbette. Çaldığı çoğu bestenin yaratıcıları olmalıydı bunlar; Bay Borland şanslı bir adamdı doğrusu. Felice hala onun gezdiği, gördüğü, tanıştığı kişileri düşünürken Bay Borland yerinden kalkmış ve solgun elini kendisine uzatmıştı. Oturduğu yerden başını kaldırıp önce yüzündeki ifadeye baktı ardından elini kendine uzanan elin üzerine koydu. Kendisinden daha profesyonel olan birinin önünde alma fikri birkaç saniye için kendisine sıkıntı olacak gibi görünse de sonradan kim olduğunu hatırlayarak rahatladı.
Çalmak için uygun olan besteler aklından birer birer geçiyordu ama hepsinde bir kusur bulmayı da becermişti. Eski şeyleri onun zamanında olanlar gibi çalmayabilir; yenilerse onun hoşuna gitmeyebilirdi. Kendisinin ve arkadaşlarının beğendiği yeni besteler olmasına karşın ilk cümleleri ‘benim bu dünya ile olan bağlantımsın’ olan birine tutup da hiç duymadığı şeyler çalarak kendisine yabancı hissettirmek istemiyordu. Kafasını Bay Borland ‘ın bulunduğu yerin tersine çevirip kaşlarını çatarak düşünmeye devam etti. Kafasını tekrar yanındaki vampire çevirdiğinde gülümsedi ve aslında çalacağı şeyi düşünmek yerine Bay Borland ‘ın seçmesinin daha uygun olacağını fark etti. Kendisine ‘sen daha iyi bilirsin’ demeyeceğini umarak sorusunu kafasında tasarladı, en şirin sesiyle konuşmaya başladı; “ Bu konuda gerçekten kararsız kaldım; ne çalmamı isterdiniz ? “
En son Felice Jade Mathé tarafından C.tesi 29 Ağus. 2009, 02:40 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | E. Niggle Borland Ressam ~ Vampir
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 445 Yaş : 37 Kan statüsü : Kurban ne verdiyse... Galleon : 11684 Ekspresso Puanı : 11 Kayıt tarihi : 09/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Salı 18 Ağus. 2009, 00:46 | |
| "Sen benim bu dünya ile olan bağlantımsın tatlım..." Diyerek kızın saç tutamlarından birini pürüzsüz parmaklarının arasına alarak, hafifçe okşadı. Hoş, parlak kızıl saçlara sahip bir vampirin pek sık göremezsiniz, işte Borland'ın Felice'i sevmesinin bir nedeni de buydu. Oldukça hoş ve kibardı. Üstelik, yeni nesil ve kan bağından bi haber vampirlere oranladığınızda gereğinden fazla saygılı bile duruyordu.
"Bu yüzden bana, bu dönemde moda olan parçaları çalmanı istiyorum." Diyerek gülümsedi. Eh ne de olsa, bu yeni günlerin modasını hemen hemen yakalayamamış olsa da, kendini alıştırmaya çalışıyordu. Yirminci yüzyılda, onaltıncı yüzyılı yaşayamazdınız.
"Eğlenceli bir şeyler olursa, beni sevindirmiş olursun." Diyerek gülümsedi. Bu esnada Gallery Noir'in arka odalarından birine doğru gidiyorlardı. Atölyenin şekli bir labirenti andırıyordu. İçeriye giren davetsiz misafirleri yanıltmak için iyi bir sebepti bu. Ayrıca, açtığı sergilerin konsepti bu labirent vari yere oldukça uygundu.
İkili geniş bir odaya girdiklerinde, Niggle'ın yıllar boyunca topladığı şaraplarla dolu raflar göze çarptı ilk olarak. Hemen ardından, odanın tam ortasında yer alan siyah lake boyayla göz alıcı bir şekilde boyanmış piyano göze çarpıyordu. Niggle'ın hatırladığı kadarıyla, ikiyüzüncü yaşını doldurmasına bir kaç yıl kalmıştı.
Etraftaki deri koltuklar ise son zamanlarda üretilmiş olan nadide parçalardan oluşuyordu. Belki de odada yeni olmayan yegane şeylerdi. Kendisi dahil olmak üzere, herşeyi eskimiş olan vampirin aldığı her yeni eşya, duyduğu her yeni sözcük, gördüğü yer yeni resim ve dinlediği her yeni müzik onun için sevindirici tek şeydi.
Üstüne üstlük, onun gibi çevresinde olup biten herşeyden haberdar olmak isteyen birisi için bu durum, sevindirici olmanın yanı sıra, önemliydi de...
Odanın her tarafını kaplayan tablolar, Borland'ın kıvrımlı imzasına sahipti. Kan ile değil, yağlı boya ile çizilmiş bu tabloların her biri, birbirinden güzel kadınların görüntülerine sahipti. Her biri Niggle hayatında yer edinmiş, bir sevgili, bir dost, bir evlattılar...
Kim bilir, belki bir gün burada Felice'inde resmi olacaktı. Niggle'a göre böyle saygılı bir kız, gerçekten eğitilmeye ve vampirlerin dünyasında önemli bir noktaya gelmeye layıktı.
Niggle kendini rahat, deri koltuklardan birine bıraktıktan sonra, kollarını iki yana açıp sol ayağını diğerinin üzerine attı. Rahatlamayı ve rahat yaşamayı seven birisi için normal bir davranıştı bu. Felice'in kızıl saçlarına ve güzel gözlerine bakarak;
"Söylediğim gibi... Yeni şeyler..." Diyerek göz kırptı. | |
| | | Felice Jade Mathé Vampir - God's Devils ~ Piyanist
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 842 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 11641 Ekspresso Puanı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Perş. 20 Ağus. 2009, 14:10 | |
| Bay Borland saçlarından bir tutamı okşarken ona gülümsedi. Artık ondan eskisi kadar korkmuyor, en azından anlaşabildiklerini düşünüyordu. Kendisini beğenip beğenmediğini bilmek isterdi doğrusu. Dönüşmeden önce kendisini dönüştüren kişi ona iradeli bir vampir olacağını söylemişti. Bunu Bay Borland ‘ın da söylemesi Felice ‘i mutlu ederdi, fakat buna rağmen onu bu sözleri söylemeye zorlayamazdı. Bay Borland eğer kendisini bir daha görmek isterse kendisinden hoşlandığını anlamış olurdu zaten. Moda olan şeyleri çalmasını söylemesi Felice ‘i biraz tedirgin etmişti. Belki de ilk defa duyacağı şeylerden hoşlanmayacaktı. Onlar labirentimsi odalarda ilerlerken Felice de ne çalacağını tartıp duruyordu beyninde. Sonunda gelmiş olduklarını karşısında duran siyah piyanoyu görmesiyle anladı. Kendi piyanosu koyu renk ahşaptandı. Piyanoyu birkaç saniye inceledikten sonra odayı keşfe koyuldu. Yüzlerce şarap duvarlar boyunca uzanıyordu; Bay Borland insanken iyi bir şarap içici olmalıydı. Kendisi her ne kadar sevmeye çalışsa da şarabı asla sevememişti doğrusu. Başını ağrıtan keskin kokusu ve ekşi tadı Felice ‘in her zaman midesini bulandırırdı.
Başını odanın bir oyanına bir bu yanına çevirirken modern deri koltukları fark etti. Bay Borland bunlardan birine rahatça oturmuş ve kendi ortamında olduğunu hissettirircesine bacağını diğer bacağının üstüne atmıştı. Kendisine göz kırpıp yeni şeyler istediğini söylediği sırada Felice duvardaki güzel bayanların tablolarına dalmıştı. İrkilerek kendisine hitap eden kişiye dönüp itaatkârca başını salladı. Piyanoya ilerlerken duvardaki tabloların hepsini inceleyememiş olmaktan ötürü merakı kabarmış; notaları ararken gözlerinin onlara kaymasından korkar biçimde de piyanonun koltuğuna oturur. Kafasını çevirip Bay Borland ‘a dönerek; “ Madem yeni bir şeyler istiyorsunuz size grubum adına kendimin yazdığı bestelerden birini çalayım. Bunu ukalalık olarak algılamayın lütfen. Son zamanlarda sadece kendi şarkılarımızı prova ediyoruz bu yüzden diğer besteleri notasız çalmam biraz zor olabilir. “ dedi biraz çekinerek. Kendisinin sadece grubunun şarkılarını çalan biri olduğunu düşünmesini istemiyordu fakat onlarla birlikte provalara gidememesi kendisine kalan bütün gecesini şarkıları prova ederek geçirmesine yol açıyordu. Belki de gruptan ayrılmalıydı; gündüzleri onlarla vakit geçirememek gruptan yavaş yavaş kopmasına sebep oluyordu çünkü. Düşüncelerden sıyrılmaya çalışarak hareketli olduğunu düşündüğü parçalardan birini çalmaya başladı. Çalarken her zaman olduğu gibi gözlerini kapatıyor ve hayallerinde sadece çaldığı notaları duyuyordu. Nazik ellerinin uzun parmakları notalarda ezbere dolaşıyor, eksiksiz her birini hızlı ve tempolu birer birer yokluyordu. Çaldığı parçanın temposu gitgide artarken ona ayak uydurmak için kolları daha hızlı hareket ediyor; vücudu istemsiz her bir notaya uymak istercesine kıpırdanıyordu. Son notalara da dokunduktan sonra bir süre bekledi ve yüzünü Bay Borland ‘a dönüp yorum bekleyen gözlerle onu gözlemeye başladı.
En son Felice Jade Mathé tarafından C.tesi 29 Ağus. 2009, 02:40 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | E. Niggle Borland Ressam ~ Vampir
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 445 Yaş : 37 Kan statüsü : Kurban ne verdiyse... Galleon : 11684 Ekspresso Puanı : 11 Kayıt tarihi : 09/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Çarş. 26 Ağus. 2009, 00:05 | |
| Felice, piyanonun tuşlarından elini çektiği anda, Borland hafifçe alkışlamaya başlamıştı bile. Ritmik bir şekilde, sessizce bir süre alkışladıktan sonra, ayağa kalkarak odanın bir kenarına, sanki bir süs eşyasıymış gibi yerleştirilen kemanı eline alarak üzerindeki tozu üfledi. Hiç birşey söylemeden, boynuna yaslayıp çenesi ile destek olduktan sonra gözlerini kapatarak bir vampir olmadan önceki yaşantısını hatırlayarak, yavaşça çalmaya başladı.
Niggle çaldıkça, kemanın arşesi bir sağa bir sola ve hafif hareketlerle aşağı yukarı oynuyordu. En saf atların kılından yapılma olan arşe, kemana sürttükçe etrafa keskin bir reçine kokusu yayıyordu. Hatta, Felice Niggle'ın melodiyi hızlandırmadan önce bu kesif kokuyu burnuna çektiğini farketmişti. Özlem giderircesine...
Melodi, gittikçe hızlanıyordu ve Niggle'ın kolu yorulmaksızın hareket ediyor, ince kemikli parmakları perdesiz sap üzerinde farkedilemeyecek şekilde birbirine karışırmışçasına bir ilüzyon yaratıyordu.
Kısa bir süre, kendisi için hiç eskimeyecek olan bu melodiyi çaldıktan sonra, yavaşlayarak melodiyi sonlandırdı. Arşesini yaydan kaldırıp, başını yavaşça yeriye attı. Yüzünün üzerine düşen bir tutam saç, sanki rüzgar esercesine kulağına doğru savrulduktan sonra, yaşlı vampir sağ elini yere paralel bir şekilde tutup, yavaşça öne eğildi.
"Müzikte benim gibi, ve gelecekte seninde olacağın gibi, değişmeyen ender şeylerden biri. Hangi enstrümanı kullanırsan kullan, hangi notaları çalarsan çal. Bedenini ayakta tutan kan gibi, ruhunu ayakta tutuyor." Diyerek gülümsedi.
"Bugün güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Ve sana konuşmamızın başında, benim için çok önemli bir şey söylemiştim Felice, hatırlıyor musun?" Diyerek gülümsedi. | |
| | | Felice Jade Mathé Vampir - God's Devils ~ Piyanist
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 842 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 11641 Ekspresso Puanı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş C.tesi 29 Ağus. 2009, 16:29 | |
| Bay Borland ‘ın alçak sesli alkışlarına gülümseyerek karşılık verdi. Yılların vampiri tarafından beğenilmek tabii ki hoşuna gitmişti. Oturduğu yerde bacaklarını küçük bir çocuk gibi sallamaya başlamıştı şimdi. Büyük rahatsızlıklarla geldiği bu galeride şimdi kendini olabildiğince rahat hissediyordu. Hala koltuğun üzerinde otururken Bay Borland ‘ın kalkıp odanın içinde orada olduğunu fark etmediği kemana doğru ilerlediğini gördü. Bay Borland üfledikten sonra etrafa yayılan toza bakılırsa uzun zamandır kimse elini değmemişti bu yalnız kemana. Felice her zaman enstrümanların da düşünceleri olduğuna inanmıştı ister istemez. Uzun bir süre piyanosundan uzak kalsa onun sıkıntıdan ağladığını hayal etmişti hep. Şimdi bu kemansa tozların içinde yalnızlığı tatmış olmalıydı uzun süre… Vampir kemanı boynuna götürürken Felice onun çalacak olmasını anlayarak bir an için heyecanlandı. Adamın kemana boynunu yaslayışını ve ardından aheste bir şekilde gözlerini kapayarak çalmaya başlamasını seyretti. Kulak aşinalığı olan bir melodiydi bu ve tabii tecrübeli müzisyenin elinde hayranlık uyandıracak derecede güzeldi. Felice de bir süre gözlerini kapayarak sevdiği şeyleri düşünmeye başladı. Vampirlikten önceki hayatını ve çocukluğunu… Puslu bir geçmişten fazla bir şey değillerdi artık; olabildiğince uzaktılar. Gözlerini açtığında kemanla bütünleşmiş şekilde hareket eden adamın tavırlarını izlemeye koyuldu. Melodi hızlandıkça Felice ‘in keyfi artıyor, yavaşlamasından biteceğini anladığı melodinin bitmemesini istemeye engel olamıyordu. Salladığı bacakları duyduğu heyecanla daha da hızlandı. Küçük gösteri bittikten sonra Bay Borland ‘ın selamını Felice de alkışladı. Tek fark Felice ‘in alkışının daha yüksek sesli ve daha coşkulu olmasıydı. Vampir yine her zamanki bilgeliği ile konuşmaya başladı. Bay Borland ‘ın konuşmasını arada kafasını sallayarak destekledi. Bay Borland bir vampir ne kadar sıcak gülümseyebiliyorsa o kadar sıcak gülümsüyordu. Adam ona konuşmanın başının hatırında olup olmadığını sorduğunda oturduğu yerde dikleşerek cevapladı; “ Evet Bay Borland, hatırlıyorum. “ | |
| | | E. Niggle Borland Ressam ~ Vampir
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 445 Yaş : 37 Kan statüsü : Kurban ne verdiyse... Galleon : 11684 Ekspresso Puanı : 11 Kayıt tarihi : 09/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Ptsi 31 Ağus. 2009, 23:19 | |
| "Eğlenmene çok sevindim." Dedikten sonra, kemanı eski yerine bıraktı. Üzeri yeniden tozlarla kaplanacaktı, ta ki Borland onu ellerine alana dek. Belki de, o gittiğinde bu mahzende Gehenna'ya kadar kapalı kalacak ve unutulacaktı. Ağır adımlarla, yavaşça ilerleyerek Felice'e yaklaştı.
"Bende eğlendim." Dedi, düşünceli bir tavırla. En son ne zaman, kendi gibi bir vampirle oturup konuştuğunu hatırlamıyordu. Gördüğü zayıf kanlı, kendini tanrı sanan aptalların bir çoğu şimdi birer kül olarak dünyanın toprağına karışmışlardı. Eskilerin büyük kısmı ise karanlık ve nemli mezarlarına kapanmış bekliyorlardı.
"Uzun zaman sonra..." Diyerek gülümsedi yeniden, dalıp giden gözlerini geriye çekip Felice'e bir kez daha bakmıştı. "O kadar uzun süredir yaşıyorum ki, bildiğim doğruların birer birer silindiğini gördüm. Hep böyle olduğunu söylerlerdi ve bende sana bir zaman geldiğinde böyle söyleyeceğim. Ya ayak uydurursun ya da bir canavara dönüşüp yok olursun." Dedikten sonra, kendini koltuklardan birine bıraktı.
"Anlamakta güçlük çekmesem de, kabullenmekte güçlük çektiğim bazı şeyler var kızım. İnsanlar hiç değişmiyor ama vampirler, farklılaşmaya başladı. Basit bir hastalıkmış gibi her yeni vampir biraz daha güçsüz doğuyor ve her geçen gün, daha fazla kişiye yayılıyor..." Diyerek arkasına yaslandı.
"Lütfen bunları üzerine alınma, sen çok farklısın." Diyerek gülümsedi ve gülümsemesi yüzünde pek fazla durmadı. Kıza bakarak, başlangıçta bahsini ettiği o vejeteryanlık saçmalığını hatırladı.
"Seni vampir yapan kişi kimdi?" Diye sordu, bir anda aklına yeni bir şeyler gelmiş gibi. "Ve sana neler anlattı?" | |
| | | Felice Jade Mathé Vampir - God's Devils ~ Piyanist
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 842 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 11641 Ekspresso Puanı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/09
| Konu: Geri: Bekleyiş Çarş. 02 Eyl. 2009, 22:58 | |
| Sözlerinin ardından sırtını dikleştirip ayaklarını sallamayı bıraktı. Meselenin ciddileşeceğini düşünüyordu. Bay Borland bir süre düşünceli düşünceli bekledi. Felice onun aklındakileri bilmenin ne kadar zor olacağını düşündü ister istemez. Buraya ilk geldiğinde tıpkı telepatik insanlar gibi sesini kafasının içinde duyduğu aklına geldiğinde bunu isteyerek yapıp yapmadığını merak etti. Eğer Felice de böyle bir şey yapmayı öğrenebilseydi istediği zaman Crestencia ‘ya ulaşabilirdi. Dönüştüğünden beri başının bir gün belaya gireceğini düşünmüştü hep; kendine hakim olamama, başkasının canını yakmak en büyük korkusuydu. Pek uzun zaman geçmiş olmasa da şimdi kendine az çok güvenir olmuştu; kendisini üzmeyeceğinden emindi üstelik. Ellerini dizlerinin üzerinde birleştirip gözlerini de ellerine çevirdi. Ellerine bakarak düşüncelere dalmışken Bay Borland ‘ın sesiyle düşüncelerden sıyrıldı. Tecrübelerden ve anladığı kadarıyla kendi zamanında doğru kabul ettiklerinin bu zamana uymadığından bahsediyordu. Üzerinde yüzyıllar geçmiş olan geleneklerin bugüne kalması zordu zaten. Ama bir insan yüzyıllarca yaşayabiliyorsa eğer hayatla bağlantılı olmalı, yenilikleri takip edebilmeliydi. Bay Borland her şeyde iyi olmasına karşın bu konuda eksik kalmıştı anlayabildiği kadarıyla geçen tüm sohbetten. Felice ‘in bu konuda yardım edebileceğini düşünüyordu anlaşılan ama derdini Felice ‘e tam açmazken kendisinin çözümler üretmesi oldukça saçmaydı.
Konuşmalarını dinleyip kendisi de içinden bunlara yorum yaparken Bay Borland söylediklerine az öncekilerle bağlantılı olarak eklemeler yaptı. ‘ Yeni ve güçsüz vampirler ‘… Bundan rahatsız olduğunu saklamıyordu. Lafın kendisine en uygun bu şekilde iletileceğini düşünmüş olmalıydı. Felice kırgınlıkla başını parlak, turuncu saçlarının arkasına saklamayı denedi. Sonrasındaysa konuya tezat olan iltifatı gelmişti Bay Borland ‘ın. Gülümsemeye çalışır gibi dudakları seğirdi. Zaten Bay Borland ‘ın gülümsemesi de öncekiler gibi yüzünde uzun uzun asılı kalmamıştı. Sorularla birlikte gözlerini Bay Borland ‘a dikti. Yumuşak bir tonda cevapladı; “ Beni dönüştüren kişi Crestencia Bay Borland. Kendisi on bir yaşımdan beri bakıcılığımı yapmış biridir. Benim için oldukça değerlidir. Vampir olmamın tek sebebidir.” dedi etrafına bakınarak. Crestencia ‘nın kim olduğunu anlatmak kendisi için neler ifade ettiğini anlatmak kadar zordu. Basit kelimelerle kurduğu bu birkaç cümle aralarındaki eşsiz bağı asla tanımlayamazdı. Kendisine ne anlattığına gelince basit kurallardı bunlar. Crestencia her zaman yanına olup kendisine göz kulak olacağını düşündüğünden her şeyi anlatmış sayılmazdı. “ Temel kurallar. Kimseye ne olduğumuzu belli etmemek adına alınan tedbirler, kafamıza göre ve belirli bir yaşa kadar kimseyi dönüştürmeme, kendimi kontrol etmek için yöntemler… Zamanla her şeyi öğreneceğimi düşünüyorum. Anladığım kadarıyla iki tecrübeli eğitmenim var. “ dedi altın sarısı gözlerinin içiyle gülümseyerek. | |
| | | | Bekleyiş | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |