Marjane Ylenia Flavius Hufflepuff 6. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 10 Kan statüsü : Melez Galleon : 12016 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 19/06/08
| Konu: E. Diana Carter Perş. 23 Tem. 2009, 04:23 | |
| Ad - Soyad:Elizabeth Diana Carter İstenen Bina(lar): Ravenclaw İstenen Sınıf: 6. Karakterin Genel Özellikleri: Diana en soylu prenseslere dahi taş çıkartacak kadar kibar bir kızdır. Tabii şüphesiz bu yetiştirilme tarzından kaynaklanmaktadır. Güleryüzlü ve temiz kalplidir. Çoğu zaman insanların kötü düşündüğünü anlayamaz. Kuzeni bunu 'saflık' olarak tanımlasa da Diana, bu yönünü hiç sevmemekte ve kendini bu yüzdenn zayıf hissetmektedir. Kitaplarla haşır neşir olmaya bayılır. Küçük yaşlarda okumayı sökmüş ve kendini kütüphanede yaşarken bulmuştur. Kitapların ona kattıkları mı yoksa doğuştan gelen bir yetenek mi bilinmez; makul bir zekaya sahiptir. Babası her zaman ona bunu gururla söyler. Parlak zeka bir dahi olmasa da, Diana da zeki olduğunu kabul etmektedir. Mütevazi ve saygılıdır. Aşka meraklıdır ve sürekli arayış içindedir. İlk görüşte aşka inanır. Bir cesur yürek olduğu söylenemez fakat bir tehlike karşısında da kaçmaz. Asla pısırık değildir ve her halükarda kendisini ve inandığı şeyi savunur. Açıksözlü ve dürüsttür. Oğlan kardeşine çok düşkündür. Karakterin Geçmişi: Diana, Büyücü safkan bir babadan ve Muggle bir doğumlu bir cadı anneden Fransa'da dünyaya gelmiştir. Sorunsuz bir doğumu olmuştur ve ailenin ilk çocuğudur. Carter'lar aslen İngilizlerdir fakat Diana ve ailesi uzun yıllar Fransa'da kalmışlardır. Kardeşinin doğumu ile büyükanne ve büyükbabası ailenin hasretine daha fazla dayanamamış, Diana ve ailesi de İngiltere'ye geri dönmüştür.Dört yaşından sonra Diana tüm ailesiyle birlikte Londra'nın nezih bir semtinde oldukça lüks bir malikanede yaşamını sürdürmeye devam etmiştir. Carter'lar yıllar boyunca farklı görüşleri içinde barındırmış bir aile olmasına karşın Diana'nın babası,büyükbabas ve büyükannesi açıkça Karanlık Lord'a hizmet etmekten çekinmezler. Fakat annesi bu konuda büyük bir azimle sessizliğini sürdürmektedir. Aile Diana'nın annesinin Muggle Doğumlu olduğunu saklamaktadır ve bunu büyücü dünyasında hiç kimse bilmez. RP Örneği: Diğer karakterim Janice Dylan Lovett'ın rp'si.
- Spoiler:
Eğer kendine aşık olmak denilen şey gerçekten varsa, bu JD için şüphesiz geçerliydi. Beyaz teni, loş odasına, karanlık bir geceyi aydınlatan dolunay misali tamamen doğal bir ışık yayıyordu. JD ise hayran hayran aynada kendisine bakıp saçlarını tarıyordu. Gerçekten umarsızdı. Kendinden - ve tabii birkaç ufak ayrıntı dan - başka hiç bir şeye zerre önem vermiyordu. Bu onun hayatıydı ve en iyi şekilde değerlendiriyordu. Gözlerinin önüne düşen saçlarını elinin nazik bi hareketiyle dağınık bir şekilde arkaya doğru topladı. Ayağa kalktı ve uzun aynasının önünde duran siyah, ince topuklu, yılan derisinden yapılmış ayakkabılarını giymek için aynanın hemen yanındaki pufa oturdu. O kadar çok düşünüyordu ki arada sırada yorulduğunu hissetmekten kendini alamıyordu. o pufa gömülüp saatlerce orda oturmayı dilerdi fakat değer verdiği birkaç insanı da böyle bir gecede yarı yolda bırakamazdı. Tekrar ayağa kalktı ve aynanın önüne geçti. Dikkatle kendi etrafında döndü; siyah dar elbisesinin içinde ne kadar da vahşi görünüyordu! Kendine bir kez daha hayran kalmadan yapamadı. Elbisenin arkası kalçasına kadar 'v' biçminde iniyordu ve tam kalçasının başladığı yerde yılan biçminde bir tokayla son buluyordu. Kalçalarını sararak aşağı doğru inen elbise topuklarında son buluyordu. Ayakkabılarıyla uyumlu deri çantasını da eline aldıktan sonra kardeşinin odasına çıkan merdivenlerin başına gitti. Henüz hazırlanmadığını fark etmek için kahin olmaya gerek yoktu. JD yukarı çıkıp onu kışkırtmak isterdi ama aşağıdan kızdırmak gözüne daha eğlenceli göründü. İğneliyici ama bir o kadar da dalga geçer bir sesle yukarı seslendi:
- Merlin aşkına Ann! Bu kadar süslü olduğunu bilmezdim. - Kapa çeneni JD. Hiçbir şey için heyecanlanmıyorsun. - Acaba ne için heyecanlanıyorsun? Dur tahmin edeyim. Sakın 'M' ile başlıyor olmasın.
JD, kardeşinin kızarmayan yüzünü bile kızartacak bu laftan sonra aşağı doğru sallanan bir asa görmeyi ummuştu fakat gördüğü tek şey bir ayakkabının, burnunun ucundan geçen topuğu oldu. Yukarı, Ann'e doğru baktı ve gülmeye başladı. Ann yanında olunca bu sıkça tekrarladığı bir aktiviteydi aslında. Sonra bir an Ann'in elinin altında bulunan bir ayakkabıyı ona fırlatması mantıklı gelmeyince kapının önüne düşen ayakkabının tekine kaydı gözü. Sonra da tekrar kardeşine döndü fakat bu sefer ayaklarına bakıyordu; elbisesiyle uyumlu ayakkabılarını görünce Ann'de hiç bir sorun olmadığına kanaat getirdi. Ellerini beline koyup, ağırlığını bir bacağı üstüne verdi. Böylelikle kızın elbisesine daha dikkatli göz atabilecekti. Kendisinden saklanan bu değerli elbiseyi görmek için gerçekten sabırsızlanmıştı. Sabretmenin iyi bir şey olduğunu düşündü bir an çünkü biricik ikizine çok uyan dehşet güzel bir elbiseydi bu. Dudağının bir tarafı yukarı kaydı ve yüzüne çarpık bir gülümseme oturdu. Bu onun hoşnut olduğunu yansıtıyor olacak ki Ann bunun farkına varıp keyiflenmişti. JD bir kere daha, Ann'in annelerine çok benzediğini düşünmeden edemedi. Çok düşünüyordu, kendine bu konuda bir iksir hazırlamalıydı.
...
Konuklar teşrif eder, hizmetkarlar büyük bir itaatkarlıkla çalışır ve JD'nin biricik LS'i de oraya buraya emirler yağdırırken, o, bir köşede oturmuş Ateş Viskisini yudumluyordu. Aklında bir çok şey vardı. Hepsini tek tek süzgeçten geçiriyordu, fakat geçip giden düşünceleri, aldığı maldan memnun olmayan birer müşteri gibi sürekli geri dönüyorlardı. Bu JD'nin hiç hoşuna gitmemeye başlamıştı. O ki ailenin en dediğim dedik, en kararlı bireyiydi. Şimdi ne olmuştu da böyle sürekli çelişkideydi? Düşünceleri etrafı süzerken gözüne takılan birkaç kare yüzünden bölünüyordu ara sıra. Ell'i, kasa görevlisi olan çocuğa - ismi Advin ya da Adrone gibi bir şeydi - bir şey söyletip sonra da kahkaha atarken görmüştü. Aslında kalkıp onun yanına gitmek ve sohbet etmek istiyordu ama sanki kalkamayacak kadar yorgun gibi hissediyordu kendisini. Sonra bütün bu yorgunluğa direnip kalktı ve Ell ile Ann'in yanlarına doğru ilerledi. Yüzüne çarpık bir gülümseme yerleştirip kapıda öylece dikildi kimsenin elini sıkmamak için kollarını göğsünde kavuşturdu. Merhaba demeye değer birkaç insana kafasını hafifçe eğerek selam verdi. Ve sonra LS bayanları bütün ihtişamıyla sahneye çıktılar. Kimi özlemle, kimi hayranlıkla, kimi tiksintiyle bakan gözlerin çoğunu hatırlıyordu JD. Şimdi her şey çok netti. Yedini sınıfta üzerinde çok iğrenç bir büyü denediği Hufflepuff bir kızı görebiliyordu şu an, her zaman çok seksi bir poposunun olduğunu düşündüğü Rewanclaw oğlanı da görebiliyordu; ama artık o kadar da seksi değildi. Bir alkış tufanı koparken JD bir bir tanıdık simaları sözdü. Bu sırada Ell o kimsenin anlayamayacağı doğallıyla konuşmaya başladı.'Ladies Of Slytherin'in düzenlediği Hogwarts Mezunlar Partisine hoşgeldiniz!! 'Kuvvetlenen alkış ve aralardan duyulan birkaç ıslığa izin vererek konuşmasına ara verdi. 'Bugün, eski günleri yad etmek adına Hogwarts'ın en güzel yerlerinden birinde toplandık. Belki de hiç görmek istemediğimiz kişileri dahi görmek mutluluk veriyor şu an; Ah, selam John, selam Adolf.' JD de Gryffindor masasıyla birlikte neşeli bir kahkaha koyuverdi. Artık düşünmüyordu. Artık son derece mutluydu. Ell'den mikrofonu Marv, ve daha sonra da Ann devraldı. Ann'in bu iğneliyici söylevine dalga geçer gibi bir tepki veren JD şakayla karışık kardeşine sataştı hemen. ' Hadi ama Ann çok acımasızsın. Kardeşime aldırmayın millet.. Hepiniz hoş geldiiniz! Eğlenmenize bakın..' Masaya geçmeden önce kalabalığa çapkınca göz kırpıp gülümsedi. Kesinlikle keyfi yerine gelmişti.
Masaya oturunca, mini bara uzanıp kendisine bir ateş viskisi daha doldurdu. Bu gece sarhoş olmaya niyetliydi. Etrafı dikkatlice süzerken masada sürmekte olan sessizlikten haberdar değilmiş gibi görünüyordu. Sarışın uzun boylu renkli gözlü bir Hufflepuff'a dikkatle bakıyordu o sırada. Neden tanımıyordu bu çocuğu. Sanki yedi yıllık Hogwarts yaşamında bu çocukla hiç karşılaşmamış gibiydi. Düşüncelerinden Ell'in tedirgin sesi sıyırdı onu. Kafasını çevirip Ell'e baktı. Gözleri bir an Marv tarafına kaydı; arkadaşının bu rahatsız haline anlam vermeye çalışan JD kafası karışmış halde takrar Ell'e döndü. ' ...istediğimiz bir şey var.' Merakla masaya eğildi JD. ' Biz.. Marv ile beraberiz... ' JD elini göğsüne götürürken istemsiz bir biçimde bir şaşkınlık nidası koyverdi. Ell'in az önce açıkladığı gerçeğin şoku yerini yavaş yavaş daha hafif bir şaşkınlığa bırakırke JD kıkırdamaya başladı. Kıkırdamaları az sonra kahkahalara bıraktı yerini. Ve sonra, yalnızca ' Çok iyi ya ... ' diyebildi kesilmeyen kahkahaları arasından. Şaka olmadığını biliyordu ama bu bir şaka kadar çok hoşuna gitmişti. ' Bliyordum' diye geçirdi içinden..
| |
|
Malachy Grandley Gryffindor 6. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 354 Yaş : 29 Kan statüsü : Melez. Galleon : 11380 Ekspresso Puanı : 37 Kayıt tarihi : 12/07/09
| Konu: Geri: E. Diana Carter Perş. 23 Tem. 2009, 07:10 | |
| Rütbeniz verilmiştir, iyi RP'ler. ^^ | |
|