Gabriella Kejäthen Hufflepuff 6. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 59 Yaş : 32 Kan statüsü : Muggle doğumlu. Galleon : 11212 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 26/07/09
| Konu: b u s e Paz 26 Tem. 2009, 22:06 | |
| Ad - Soyad: Buse Nehir Akçakaya İstenen Bina(lar): Hufflepuff İstenen Sınıf: 6.Sınıf Karakterin Genel Özellikleri: Özgürlüğüme fazla düşkünüm. Düşüncelerime bağlıyım. Aslında ben bir türk kızının aksine fazlasıyla asi ve baş kaldırışta bulunmaktan çekinmeyen biriyim. Ailemi sormayın. Küçükken uğraşdığım baskılar ve şiddet beni tamamen onlardan soğuttu. Onlarla hiç bir bağım yok. Hatta aradıklarında onlarla konuşmak bile istemiyorum. Ailem aslına bakılırsa modern de değil. Annem başörtülü. Buna saygı göstermek istesem de gösteremiyorum. Bu benim karakterime ve hep düşlediğim aile portresinde yer alamayacak bir şey. Aslında sonradan o saçma şeyi taktığını söylemeliyim. Önceleri gayet modern bir kadınken, eski kafalı tam bir pisliğe dönüştü. Onu buna zorlayan büyük ihtimalle ben henüz bir yaşındayken evlendiği ikinci kocası. Dinine bağlı olmasına lafım yok, ama bir tarikata üye olduğundan şüpheleniyorum. Bıraktığı kirli sakal ise felaket bir şey. Tam hatırlamıyorum aslında simasını ama ikisinden de tiksiniyorum, kabul ediyorum. Ailemden hiçbiri büyücü değil, olmalarını beklemezdim zaten. Olsalar da hiç bir şey yapabileceklerini zannetmiyorum. Kıçlarını kaldırmaya aciz zayıf yaratıkların tekiler. Neyse kendimden bahsediyordum. Ukala değilim kesinlikle. Sadece kişiliğime laf edildiğinde ezilemem altında. Bildiklerimi kendime saklarım, önemlileri. Zekamı genel olarak kullanırım fakat kokain içtiğim zamanlarda pek kullanamadığımı söylemek isterim. En büyük tutkum sigara. Ona karşı bir zaafım var. Ah bir de kendime güvenim sonsuz. Bedenimi, karakterimi her şeyimi seviyorum. Öyle pislik bir aileden nasıl çıktığımı hiç bilmiyorum. Evlatlık olmalıyım. Karakterin Geçmişi: Karakter özelliklerinde bahsettim biraz. Daha tam oturtmadım. RP Örneği: - Spoiler:
Küçük evinin, oval penceresinden bakıyordu dışarı. Adeta karlar tek tek iniyordu yer yüzüne. Bahçede bulunan ağaçlar sertçe bir o yana bir bu yana savruluyorlardı. Genç kadın yüzünü hafifçe pencereden çıkarmış, serinliği yüzünde hissediyormuşçasına gözlerini kapamış ve yorgun bedenine kısa bir mola verdirmişti. Aylardır tükenmek bilmeyen enerjisi en sonunda tükenmiş, bertaraf etmişti genç kadını. Yüz hatlarının yavaşça belirgimleşmeye başlaması telaşa düşürüyordu. Elini yüzüne götürdü. Pürüzler... Yaşlanıyor muydu, yoksa bitkinlikten miydi? " Tanrı aşkına! Daha 26 yaşındayım. Kırışıklar için çok gencim" Öyle ki yakarışında bir parça umutsuz dahi yoktu. Her zamanki gibi kendinden emin şekilde dökülmüştü dudaklarından kelimeler. Elbette kırışık değildi bu yüzündekiler. Bir alerji ya da yorgunluktan oluşan geçici şeylerdi. En azından kendini avutmayı başarabilen kelimeler bulabilmişti genç kadın. Soluklandı, duraksadı kısa bir süre. Düşündü, çevresine bakındı. Yağmurun başlamasıyla hatırladı her şeyi, anıları canlandı zihninde. Karıştı beyni, daha da yorgun düştü çehresi. Terledi, başta eli ayağına dolaştı ama dengesini yitirmedi. Küçücük yağmur taneleri tekrar getirmişti eski günlerierini ona. Tüm acımazsızlığıyla karşısına çıkmıştı yine. Ağlıyordu, aylardan beri ağlamamasına inat. İçini boşatıyordu, hüzünlerini geride bırakmak istiyordu. Evini özlemişti, küçük yuvasını, eski günlerini özlemişti gene. Ama en çok; en çok bir daha göremeyeceği ailesini özlemişti. Yüreğinde yaşattığı buruk acı hiç dinmemiş, her yağmurda yinelenmişti. Ve işte gene acımasız yağmurlar düşmüştü evine. Yıllardır düşmediği kadar çok ve daha etkili bir şekilde... Saatler ilerlerken hala küçük koltuğunda oturuyordu çaresizce. Koltuğunun kenarında televizyonunun kumandası, masasının üzerinde dergileri ve iki üç adım ötede ev telefonu bulunuyordu. Hiçbirinin kendisini eğlendirebileceğini ya da rahatlatacağını sanmıyordu. Başını usulca çevirdi oval penceresine doğru. Yağmur hala dinmemişti, ağaçlar delice sallanıyordu. Aynı o gün gibiydi. Gözlerini kapadı. Düşüncelere dalmak istemiyordu, bir daha çıkamayacağından korkuyordu. Ama yapamadı, açamadı gözlerini. Kayboluyordu ruhunun, anılarının içerisinde. Anıların yolculuğu başlıyordu. Belki de hiç bitmeyecekti, unutamayacaktı.
" Anne! Neredesin? Haydi, geç kalacağız. Babam bizi bekliyor, daha kamp yerine gidene kadar akşam olacak." Bu ses Adélaide'nin sesiydi. Pikniğe geç kalma korkusuyla aceleyle hazırlanıyordu pembe tonlarının yoğunlukta olduğu geniş odasında. Beş ya da altı yaşındaydı. Yaşamının ilk pikniğiydi. Yemyeşil kırlarda koşup oynayacak, delicesine çığlıklar atarak top oynayacaktı babası ile. Pembe kelebekli tokasını da takması ile birlikte annesine seslendi yeniden. Hazır olduğunu, arabaya babasının yanına indiğini belirtti ve koşarak indi evlerinin ahşap merdivenlerinden. Babasının kucağına doğru koştu, sarıldı babası sıkıca. Gülücükler ve sevgi parçaları uçuşuyordu havada. Annesi de aşağıya indiğinde herşey hazırdı. O zamanların en iyi arabası olan arabalarına bindiğinde bir de müzik açtılar. Ağaçlıkların, uçsuz bucaksız ormanlardan geçerken birlikte söylediler o şarkıları. Arkada Adélaide dans etti, güldü, son öpücüklerini saçtı annesine ve babasına. Piknik yapacakları alana geldiklerinde arabadan hiç beklemeden indi Adélaide. Kendilerinden başka bir çocuklu aile daha vardı. Başka kimseler yoktu, sakindi buralar. Ellerini açtı doğaya annesi ve babası, oksijeni çektiler ciğerlerine. Sonra huzurlu olduklarını gösterdiler ve yerleştiler piknik alanlarına. Hava ilk geldikleri gibi olmamaya kapanmaya başlamıştı bir süre sonra. Meltem yavaş yavaş hızlanmaya, narince okşadığı bedenleri zedelemeye başlamıştı. Ve üç saat sonra bıçak gibi kesiyordu tüm vücudu. Adélaide hala koşup oynuyordu. Onun umurunda değildiki yağmur, kar, rüzgar... Hayatının ilk pikniğinde yapmak istediği tek şey doyasıya oynamaktı. Hele yeni bir arkadaş bulduktan sonra işler iyice keyifli geliyordu ona fakat annesi ve babası artık gitmeleri gerektiğini söylüyorlardı. Adélaide ise bir o kadar da diretiyordu. Direnmeler, ısrarlar arasında iki saat daha geçmişti. Olay gittikçe felakete dönüşüyordu. Ağaçların gövdeleri birer birer yıkılıyor, ıssız bucaksız ormanda kalan iki aileden çığlıklar yükseliyordu. Adélaide ve küçük arkadaşı Prudence ise aldırmaksızın ufak bir mağaranın içinde evciliklerine devam ediyorlardı; ta ki Adélaide'nin çığlıkları duymasına kadar. Koşmaya başladı küçük. Yetiştiğinde soluğu tükenmiş aynı zamanda şoka uğramıştı. Ağacın altından annesinin kanlar içinde ki başının bir kısmını görebilmişti. Babası ise bir kaç metre ötede yüzüstü şekilde yere yığılmıştı. Prudence ise aynı duygular içersindeydi, ağlıyordu. Onun annesi ve babası da aynı durumdaydı...
Çığlıklarını kendinden başka kimsenin duymadığını fark ettiğinde Adélaide tekrar yirmi altı yaşındaki haline dönmüş bulmuştu kendini. O günleri tekrar yaşamış, aynı gözyaşlarını yeniden akıtmıştı. Aynı o günkü kadar acımıştı canı. Silkindi, toparlanmaya çalıştı ama yapamadı. Belinin arkasındaki yastıktan almak istedi hırsını; cama doğru fırlattı. Ama hiçbir şey değişmedi, hırsı içinde kaldı. Öfkesine yenik düştü kısa bir süreliğine. Yağmura baktı tekrar. Dinmişti. Dakikaların ardından dinmişti, benliğini alıp başka diyarlara götürmüştü. İlk kez bu kadar sefil ve aciz hissediyordu kendini. Bir süre düşündü, sonunda ise biraz dolaşmanın iyi geleceğini söyledi kendi kendine. Bu dört duvar arasındaki hayatından biraz olsun uzaklaşabilmek istedi. Adımlarını bomboş sokaklara, yollara doğrulttu. Yanında bir paltosu bir de duygularına engel olamayan Adélaide vardı. Emindi ki şuan annesi ve babası onu izliyordu ve kendini bu kadar üzdüğü için kızıyorlardı ona. Ama elinde değildi, sakin kalmayı bir türlü beceremiyordu. Yapamadığını düşündüğü tek şeydi; sakin kalmak. Düşünceleri ve benliği ile yürürken gelmişti uğrak yerine. Bir muggle bozuntusu evinden ayrılıp, ulaşmıştı mekanına. Oturdu bir taşın üstüne barakanın önünde bir yerlerde. Uzun uzun baktı; boş arsalara, Hogsmade sularına. Yanlız olmadığını düşünse bile yalnızdı; yapayalnız...
| |
|
Malachy Grandley Gryffindor 6. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 354 Yaş : 29 Kan statüsü : Melez. Galleon : 11380 Ekspresso Puanı : 37 Kayıt tarihi : 12/07/09
| Konu: Geri: b u s e Paz 26 Tem. 2009, 23:37 | |
| Kabul edildi, rütbeniz veriliyor. | |
|