Damien Thanatos Crowley Slytherin 7. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 10 Galleon : 11183 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 07/08/09
| Konu: Damien C.tesi 08 Ağus. 2009, 22:51 | |
| Ad - Soyad: Damien Thanatos Crowley. İstenen Bina(lar): Slytherin. İstenen Sınıf: 7. Karakterin Genel Özellikleri: Bencil ve insanları kendi çıkarları doğrultusunda kullanmayı seven birisidir. Gerektiğinde gücünü göstermeye çalışmaktan çekinmez ve o, emretmek için yaratıldığına inanan; kendi hayal dünyasında saltanat süren bir hükümdardır. Tek amacı, bütün saçmalıklara son vererek; tüm herkesi yönetmektir. Bunun için de, her türlü yalana başvurur ve insanları birbirine düşürme çabalarında bulunur. Faşizan bir yapıya sahip olduğu söylenebilir. Karakterin Geçmişi: Henüz hazırlanmadı. Bio'da belirtilecektir. RP Örneği: - Spoiler:
-Üzerinde bulunduğu küçük sandalın sallantısı midesini bulandırmaya başlamıştı. Karanlık suların altında hareket eden beyaz, tanımlayamadığı cisimlerin sessiz hareketlerini tedirginlikle izliyordu. Çorak, karlarla kaplı vadinin içinde bulunan gölü geçmenin tek yolu bu sandaldı. Vadinin tepesinde bulunan bekçiler kendisine bunu söylemişlerdi. Tanınmadık topraklarda gürültü çıkarmak, ani bir acı ve siyah bir boşluk demekti. Bunu deneyim edinmişti artık. İleride, etrafında yüzlerce vampirin dolaştığı şatoya yaklaşıyordu. Evet, ona dokunulmaması emredilmişti. Sonuçta o bir elçiydi. Fakat dönüşte ne olacağını kendisi dahi bilmiyordu. Cisimlenilemeyen bu topraklar kendisi için büyük bir tehditti. Damağının kuruduğunu hissediyordu. Efendisi ona her zaman tehlikesiz görevler vermişti. Fakat efendisinin gözündeki değerinin artışı, ona tehlikeli görevler de sunuyordu. İşte o tehlikeli görevlerin ilki gelip çatmıştı. Sorfeon'da vampirlerin efendisine ileteceği bir takım şeyler vardı. Elinde sıkıca tuttuğu, mühürlenmiş parşömen tomarına baktı. Neden ve ne için buradaydı? Belirli bir amaçları vardı. Fakat o amaç içinde araç olmak istiyor muydu? Malachi, sandalın kıyıya vurduğunu belli eden tok sesi duydu ve dikkatli bir adımla lanetli topraklara bastı. Siyah çizmelerinin yerdeki küllerin üzerinde çıkardığı izi görebiliyordu. Kum saati ters döndürülmüştü.
Cesur biri olmadığı kesindi. Fakat cesurmuş gibi görünürdü, her işe atılmak istermiş gibi yapardı. Tabi ki seçimin sonunda. Böylece seçilmezdi, üzgünmüş rolü takınırdı. Bunun efendisini kandıracağını düşünüyordu. Fakat efendisi, onu bu özelliğinden ötürü buraya yollamıştı. Korkak olduğunu hissetmiş ve bir bakıma cezalandırmak istemişti. Küllerden ayrılan patikaya girdi. Tek toprak bu noktadaydı, toprağın siyahlığına bakılacak olunursa her gün temizleniyordu. Eski, taşları parçalanmış fakat hâlâ sağlam gözüken büyük şatonun kapısındaydı şimdi. Kapı bekçisi onun elçi olduğunu anlamışcasına başını salladı ve sessiz bir şekilde büyük, demir kapıyı araladı. Malachi içeriye girdi ve düzenli bir şekilde, uygun adım ilerleyen savaşçı bir vampir bölüğünün eğitimini gördü. Fazla izlemesinin kötü bir intibar uyandıracağını biliyordu. Bu nedenle adımlarını şato giriş kapısına doğru yöneltti. Vampirler savaşa hazırlanıyordu. Kimin tarafında, kime karşı? Oysa onun amacı, onların bu hazırlıklarını bitirmekti ve tamamen tarafsız kalmalarını sağlamaktı. Efendisi kendisini bu nedenle görevlendirmişti. Onlar üçüncü bir güçtü. Gizliydiler, varlıklarını müritlerinden başka kimse bilmiyordu. Kısa zamanda gelişmişlerdi. Tehdit edici bir unsurlardı. Kapıyı araladı, içeriye girdi.-
Kitabın kapağını kapattı ve esnemesine engel olmaya çalıştı. Tüm gece Büyücü Savaşları adlı bu tarihi kitabı okumuştu ve uykunun bastırdığını hissediyordu. Duvarda asılı tahta saate baktığında, saatin sabahın erken saatlerini işaret ettiğini gördü ve yapacak olduğu kahvaltıdan sonra, iksir dersine yetişmesi gerektiği beyninin uyarıcı kısmına iletilmişti. Uykusuz koca bir gün onu bekliyordu. Bedenindeki her noktanın uyuştuğunu hissediyordu. Oturduğu yerden kalktı ve kitabını kitaplık raflarının arasına sıkıştırdı. Bu gece de okuyacak ve bitirecekti. İçindeki açlık, doymak bilmiyordu. Rafların bulunduğu bölümden geri döndü ve ihtiyaç odasından çıktı. Hogwarts'ın koridorları hâlâ karanlıktı, yolunu gösteren titrek ışıklı birkaç şamdandan ibaretti. Asasını çıkardı ve ucundan ışık çıkmasını sağladı. Yedinci kattan, büyük salona doğru ineceği merdivenler topluluğunun gözünü korkutuyordu. Elden bir şey gelmeyeceğini bilerek beton basamakların en üst kısmına ilk adımını attı. Bundan yüzlercesi daha kendisini beklemekteydi.
Kahvaltı yapmak için büyük salona geldiğinde loş bir şekilde aydınlatılmış bir salon ile karşılaştı. Slytherin masasına doğru ilerledi ve yeni hazırlandığı belli olan masa düzenini bozmak için kapıya en yakın kısma oturdu. Zaman geçirmek için ağır ağır yaptığı kahvaltı süresi boyunca büyük salon dolmuştu. Profesörler masalarına yerleşmişlerdi. Gözlerinin yorgunluğunu belli ettiğini tahmin edebiliyordu. Çatal ve bıçağını, üzerindeki kahvaltılıkların bitmiş olduğu tabağının yanına koydu. Oturduğu yerden kalktı. Uyuşmuş bedeni ile ortak salona doğru, dersi için gerekli ders malzemelerini almak için yola çıktı. Tanıdık yüzlere selam verdi, her ne kadar söylenilenleri algılamasa da. Şimdi büyük salonun dışındaydı ve zindanlara giden kararmış, taş merdiven basamaklardan inmeye başladı. Yorgun gözleri karanlığı görünce rahatladı ve adımları ortak salona doğru yönlendirildi. Parolayı söyledi, ortak salona girdi, erkekler yatakhanesine ilerledi, ders malzemelerini aldı ve iksir dersliğine doğru yola çıktı. Zindan koridorları üzerinde, dersliğe giden yolu kullandı. İlk dersi boştu, bu nedenle rahat hareket edebiliyordu. İksir dersliğinin de boş olacağını tahmin ederek rahat bir şekilde orada oturacağını düşünüyordu. Kapıya geldi, kolu çevirdi. Açılmış kapıdan içeriye girdi, boş sınıfla baş başa kaldı. Gülümsedi ve en arka masaya geçti. Eşyalarını sıraya dizdi, kollarını sıraya yasladı, başını kollarının üzerine koydu ve uyumak için pozisyon aldı. Bir saatlik bir kestirme, bir saatlik bir meta-amfetamin etkisi yapardı. Tatlı bir hayal.
Sınıfın uğultusu uyanmasına neden olmuştu. Nerede olduğunu anlayana kadar profesör içeriye girmişti. Bu da sessizliği sağlamıştı. Uygulamalı bir ders işleyeceklerinden bahsediyordu, Damien hoşnutsuzlukla yüzünü buruşturdu. Sınıfı yine kötü kokular kaplayacaktı. İçinden gelen iğrenme duygusunu bastırdı. Tanışma faslının olmayacağını duymuştu, o iğrenme duygusunu bastırmaya çalışırken. Kötü günün kârıydı bu. Profesör kendisini tanıtmıştı, geçen yıldan kulak aşinalığı vardı. Şaşırmıştı fakat belli etmedi. Profesörün sözlerinden sonra yükselen uğultu, adeta beyninin içinde yankılanıyordu. Sinir bozucu bir biçimde tekrarlanan konuşmalar, kendisini çıldırma seviyesine getiriyordu. Ne var ki, profesörün yeniden konuşması onu bu durumdan kurtarmıştı. Uygulayacakları iksir, aşk iksiriydi. Saçma, cadı iksirlerinden biriydi bu. Damien, bunu bulanın oldukça çirkin bir cadı olduğundan emindi. Yakışıklı bir muggle'ı kandırmak amaçlı yaratmıştı büyük ihtimalle. Hayal edince komik geliyordu. Gülümsedi kendi kendisine va tahtada yazan malzemeleri almak için dolaba yaklaştı. Gereken tüm malzemeleri aldı ve tekrar sırasına döndü. Kazanın altını çok kısık ateşte yaktı ve meyan kökünü eline aldı.
Gümüş bıçağıyla meyan köklerini kesebildiği en ince şekilde kesti, ardından bıçağıyla yanlamasına bu dilimlerin üzerine bastırdı ve çıkan suyu bir kabın içine bıraktı. Sonra bu kaptan, meyan kökü özünü kazana boşalttı ve içerisine kurbağa bacaklarını attı. Kristal şişe içerisindeki Griffin kanından bir damlayı bu karışımın üzerine attı ve kısa bir süre saat yönünün tersinde karıştırdı. Karıştığından emin olduktan sonra üzerine bir damla Hipogrif yumurtası akı damlattı ve Natalie'ye fısıldayarak "Bir parça çikolata verebilir misin?" dedi. Kardeşinin çikolataya olan tutkusunu biliyordu, kendisine bunu vereceğinden emin bile değildi. Fakat vermişti işte ve Damien, çikolatanın afrodizyak etkisinin iksirde işe yarayacağını tahmin ediyordu. Yumurta akının karışımın üzerinde dağılmadan kaldığını farketti ve hemen karıştırmaya başladı. Kokusuz bir buhar iksirden yükseliyordu ve Damien, çikolatayı kazanın içine attı. İyice eriyene kadar karıştırdı. Çikolata kokusu iksire hakim olmuştu, burna hoş geliyordu. Kahverengimsi iksir, kısık ateşte kahverengi buhar kümeleri çıkartıyordu. Fokurdamaya başladığında ateşi kesti ve kristal şişeyi ısıtmak için kazanın yakınına getirdi. O kazanın sıcaklığı ile ısınırken, Damien da kazandaki sıvıyı bu şişeye aktardı. Şişenin etrafını jelatinle kapladı. Böylece çikolatanın katılaşma gibi bir ihtimali ortadan kalkıyordu. Jelatinin üzerine adını ve soyadını yazdı. İksiri tamamlamıştı, profesörün masasına bıraktı. Ardından eşyalarını toplamak için sırasına döndü. Dağınık olan masayı düzenledi. Derslikten çıkmak için hareket ettiğinde kafasını meşgul eden tek şey, Natalie'nin gözlerindeki ağlama belirtisiydi. Sinirlenmişti.
| |
|
Euphoria Szôlôssy Vendéglője Restorant Sahibesi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 862 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan ~ O dahil kimse bunu bilmese de. Galleon : 12110 Ekspresso Puanı : 35 Kayıt tarihi : 21/03/09
| Konu: Geri: Damien Paz 09 Ağus. 2009, 11:34 | |
| Slytherin 7. Sınıf | İyi RP'ler. | |
|