Vilerus Chas Le'Borge Slytherin 6. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 106 Yaş : 30 Kan statüsü : Melez
(Bunu kimseye söyleyemiyor ve bundan utanç duyuyor.) Galleon : 12000 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 25/06/08
| Konu: Vilerus Chas Le Borge Salı 01 Eyl. 2009, 17:35 | |
| Ad-Soyad : Vilerus Chas Le Borgeİstenen Bina : Slytherinİstenen Sınıf : 5 ya da 6Karakter Özellikleri : Hor görülerek, dışlanarak büyütülmüş olan Chas, çocukluğunun bıraktığı kötü izler nedeniyle bencil ve kurnaz bir yapı kazanmıştır. Olaylara ve kişilere daima kendisi için bir çıkar arayacak gözlerle bakan Vil, en önde olmak, saygı görmek isteğini hiçbir zaman bastıramamış, bu mükemmeliyetçi tavrı bilincinin bir kenarını daima kinle doldurmuştur. Kendisine yapılan iiylikleri de kötülükleri asla unutmayan bir hafızaya sahiptir-iyiliklerin karşılığını vermekle pek ilgilenmese de gördüğü kötülüklerin intikamını almak onun için yaşam prensiplerinden biridir. Kendisini henüz çok küçükken terk eden Muggle annesine duyduğu kin onu Muggle'lara, Muggle doğumlu büyücülere ve hatta melezlere dahi düşman kılmıştır. Kendisi de melezdir ve bundan utanç duyar, tüm insanlardan saklar. Büyücü Topluluğu'na gelecek kadim barış ve huzurun ancak tamamen safkanlık durumunda gerçekleşeceğine inanmaktadır. Ayrıca kadim büyücülüğün sırlarının karanlık sanatlarda gizli olduğu fikrini taşımaktadır. Yüksek hırsı onu büyük başarılara götürebileceği gibi, büyük mağlubiyetlerle de tanıştırmaktadır.Karakter Geçmişi : Fransa'da Lyon şehrini arka sokakları olarak bilinen çok eski büyücülük semtlerinden birinde, eski bir Fransız malikanesinde yaşamakta olan Le Borge ailesinin en küçük oğlu olan Léonard Le Borge ailesinin uygun gördüğü meslekleri yani Bakanlık'a girip yükselmeyi ya da Diagon ve Knuckturn'deki büyük büyücülük mağazalarını işletmeyi reddederek Muggle dünyasında çalışmayı tercih ediyordu. Muggle yaşantısının daha seri ve keyifli olduğunu düşünüyor; ayrıca ailesinin Karanlık tarafa duyduğu kutsal inancı da kabul etmiyordu. Bu nedenle Fransa'dan ayrılarak, Yunanistan'da kendi başına bir hayat kurma kararı aldı, burada bir Muggle kadınıyla evlendi. Bu kadından bir erkek çocuğu olmuştu. Çocuğa bir Slav ismi olarak Vilerus adı verildi. Ancak Muggle anne, eşinin farklı olduğunu anlayıca, henüz küçük yaştaki oğlunu ve eşini terk etti. Léonard, çocuğunu tek başına yetiştirmenin sorumluluğuna katlanamayıp bir Bulgar kadınıyla evlenmişti. Bu kadın da eşi tarafından terk edilmişti, 2 çocuğa sahipti. Yeni eşinin ilgisizliğini fırsat bilerek Melez Vilerus'u bir köle yerine koymaya başlamıştı. Bu hayatına 11 yaşına kadar devam eden Vilerus, Durmstrang hazırlıkları yaparken Hogwarts'tan gelen mektupla yeni bir dünya planları kurmaya başladı. Fransa'daki amcasıyla irtibata geçerek, evden kaçtı ve Hogwarts'a katıldı. Nefret ettiği Slav ismini de kullanmayı reddederek "Chas" adını benimsemiş, hayatına yepyeni bir sayfa açmıştı.Örnek Rp :- Spoiler:
Vilerus, bir hayli işkenceli geçen bir geceden sonra felaket derecede sarı bir ten ve siyah göz torbalarıyla süslenmiş bir yüzle uyanmıştı. Göl kenarında yaptığı bitki avı-aslında akşam yemeğindeki patlıcan kızartması-ve ya tuvalette kusan çocuk...! Belki de hepsi, onun da midesini bozmuştu. Gece boyunca kıvranmış, uykusu sadece bir buçuk saatten ibaret olmuştu. Bir de zaten erken kalkmayı refleks edinmiş olması, iyice takatsiz bırakmıştı Chas'ı. Ve en kötüsü de, uykusuzkenki huysuzluğuydu-önüne çıkan herkesi ve her şeyi terslemesi ve onlara meydan okuması kesinlikle onu bir ifritten daha sevilmez hale getirmekteydi, zaten bunu kahvaltıda yalnız olması ve kahvaltıya kadar Gryffindor'dan altı, Ravenclaw'dan üç, Hufflepuff'tan bir ve Slytherin'den beş kişiyle kavga etmesiyle kanıtlamıştı. Kahvaltı her sabahkinden çok daha iğrenç gelmişti Chas'a. Sadece bir yudum çay ve üç lokma çikolatalı kek midesini alt üst etmişti ve kahvaltının ortasında, eliyle ağzını sımsıkı kapamış, Büyük Salon'u müthiş bir hızla terketmişti. Kavga ettiği öğrencilerin kahkahaları ve zehirli bir iğne gibi yakıcı sözleri "Keşke hiç çıkmasaydım da suratlarına çıkarsaydım!" gibi bir pişmanlık duymasına bile neden olmuştu. "Bu sabah, hayatımın en iğrenç ve ifrit sabahı!" diyerek aynaya attığı yumruk, elinden akan oluk oluk kan ve tuzla buz olan aynanın tuvalette çınlattığı ses de yanına kar kalmıştı. Tabîî sabahın kötü şakaları henüz bitmemişti, daha otoriter bir öğretmen, yeni ödevler ve dışarda sürecek bir Sihirli Yaratıkların Bakımı Dersi...
"Ne bakıyorsun, Ruh Emici mi gördün sersem?!" diye bağırırken ufak kikirdemelerle kaçışan birinci sınıfların arkasından bir süre baktı ve tüm dünyaya lanetler okumakla meşgul bir şekilde Giriş Salonu'nun yolunu tuttu. Acaba bu sefer ne ödev verilecekti? Herkes derte ne işlenecek diye beklerken, Vil ne ödev verilecek diye bekliyordu! Birinci sınıfta ödevler bile tatlı geliyordu... Ama şimdi...? Bir iblisle çay partisi yapmak gibi bir duyguydu bu ödevler! Dört yıldır, ortak salonda bir şeyler uyduruyorlar ve ya bazılarını zorla kütüphaneye yolluyorlardı. Oraya gitmek bir işkenceydi adeta! Ravenclaw kaynıyordu, Gryffindor'dan bazıları da başka yer yokmuş gibi orayı mesken tutmuşlardı! Hufflepuff'lar da ilgi gösteriyordu ama şüphesiz en az ilgi Slytherin'lerindi. Zindanlarda kız arkadaşınla vakit geçirmek ve ya hücreleri tek tek araştırmak ya da okulun dört yanında düşürülmüş eşyaları cebe indirmek varken...!?
Öğretmen önde, öğrenciler arkada ilerliyorlardı ; her zamanki dersin işlendiği sahanlıkta yapılmıyordu ders bu defa. Vil'in anladığı kadarıyla Göl'e gidiliyordu. Vilerus elleri cebinde,başı yere endeksli yürüyordu. Hogwarts'ta geçen dört yılı ve buraya nasıl bir duyguyla geldiğini... On bir yaşında, Slytherin'e yerleşince tüm hayatının değişeceğini düşünüyordu-öyle de olmuştu. Giydiği ayakkabıdan, saçına sürdüğü tarağına kadar her şey değişmişti... Ama hırsı ve intikam tutkusunun verdiği öfkesi hala bilincinin derinliklerinde saklıydı. O öfkeyi kullanacağı zamanı bekliyordu, o günü bekliyordu...
"Bekleyin lütfen" diyen ses onu iç dünyasından söküp almış, Hogwarts'ın Kara Göl'ünün kıyısına getirmişti. Vilerus da diğer tüm öğrenciler gibi durdu. Profesör, göle yaklaşmış, sudan çıkan bir yaratıkla(muhtemelen Denizhalkıydı) diyalog kurmaya çalışıyordu. Hatta bunu bazen bağıra çağıra, bazen el kol hatlarıyla bazen de her ikisini birden kullanarak yapmaya çalışıyordu. "Ne yani?" dedi Vilerus kendi kendisine ama etrafındaki pek çok kişinin yakışıklı Slytherin'in ne dediğini duyduğuna adı gibi emindi, "Profesör Deniz dilini bilmiyor mu? Yılan zehri adına!" Zaten çok geçmeden Profesör de deniz dilinden anlamadığını söylemişti ama Vilerus da iki duygu yaşıyordu profesöre karşı, küçümseme ve "Acaba dediğimi duydu mu?" şüphesinin getirdiği korku.
Bu sefer su üstünde bir "at" vardı. Yüzen bir at! Ama bu sıradan bir şey değildi, yaratığın bedeni pullarla kaplıydı. Profesör canlıyla ilgili bir sürü bilgi vermişti, hala da veriyordu. Yaratığın en çok Akdeniz'de bulunduğundan, buraya Denizhalkı tarafından getirildiğine kadar her şey! Öğrenciler yaratığı aşırı bir ilgiyle inceliyorlar ama Vilerus'un pek de ilgi gösterdiği söylenemezdi. Vil Yunanistan'da büyümüştü ve bu yaratık Yunan efsane ve masallarına fazlasıyla bulaşmıştı hatta Vilerus bu canlıyı sürü halindeyken bile görmüştü. Zaten Yunanlar Akdeniz'e müthiş bir ilgi gösteriyordu...
“Ödevleriniz için yeniden teşekkür ederim.” diyerek parşömen tomarlarını sahiplerine iade etti Profesör. Anlaşılan ders bitmişti. Bu durum derin bir "ohh" çektirdi Vilerus'a. Normalde bu dersi severdi ama Prpfesörün ödevleri soğutmuştu onu. Üstelik bu sabah... “Tabi bu dersi ödev vermeden bitireceğimi düşünmediniz değil mi?” diye eklemişti Profesör muzipçe ve ya Vil'e öyle gelen bir şekilde. "Tabîî düşünmedik" diye geçirdi Vilerus içinden kasavetli bir halde ve yeni ödevi dinlemeye başladı. Bakanlık Tarafından Üç Çarpı...? Bu da neydi böyle?! Bakanlık canlıları çarpılarla mı sınıflandırıyordu ve ya "çarpı" neyi ifade ediyordu?
Profesörün dersi bitirmesiyle beraber Vilerus da şatonun yolunu tuttu. Diğer ödevlere bir yenisi daha eklenmişti ve bu defa hiçbir şey bilmediği bir konuyu hazırlayacaktı. Hem de "genişçe"! Ama şu an için tek bir isteği vardı, yatakhaneye gitmek ve rahat bir uyku çekmek... Bir iki dersi ekmek zorunda kalsada...!
| |
|
Rocio Sycorax Malfoy Azkaban Kaçağı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 974 Yaş : 35 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12346 Ekspresso Puanı : 20 Kayıt tarihi : 24/01/08
| Konu: Geri: Vilerus Chas Le Borge Çarş. 02 Eyl. 2009, 19:25 | |
| Rütbeniz veriliyor. İyi Rpler... | |
|