Casey Paul Logan Ravenclaw 1. Sınıf Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 19 Galleon : 10733 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 20/03/10
| Konu: Casey Paz 12 Eyl. 2010, 01:10 | |
| Ad - Soyad: Casey Paul Logan İstenen Bina(lar): Ravenclaw İstenen Sınıf: I. Karakterin Genel Özellikleri: Oldukça zekidir ve bunun farkındadır. Zaman zaman ukala bir tavır takınabilir ama bunu amaçlamaz. Düşündüğünü söylemeden duramaz, ki bu arada bir başına bela olabilir. Konuşmayı sever ve birçok konuda kendinden emin konuşabilir, bilgi sahibi olsun veya olmasın. Hazırcevaptır, ama sinirlendiğinde kelimeler onu terk eder. Zaten çok şey bildiğini düşünse de öğrenmeye açıktır. Çeşitli konularda okumayı sever. Kitaplarla arasının bu kadar iyi olması şaşırtıcıdır zira oturup saatlerce kitap okuyacak biri izlenimini vermez. Hareketlidir. Yürüyüş yapmayı sevmez ama koşmaya bayılır. Hızı sever, iki yaşındayken ilk oyuncak süpürgesine binişinden beri uçmaya da meraklıdır. Quidditch’i sever, bir gün İngiltere Milli Takımı’nda Vurucu olmak istemektedir. Eski süpürge oyunlarından Queerditch’e de meraklıdır ama hiçbir oyunun son haliyle Quidditch’in eline su dökemeyeceğine inanır. Sinicit avının büyücülük tarihindeki en utanç verici spor olduğuna inanır ve bu hayvanların neslinin tükenmeye yüz tutmasına üzülmektedir. Bir başka hobisi de büyücü satrancıdır. Satranç oynarken ondan beklenmeyecek bir sabır gösterir. Muggle satrancını da oynamışlığı vardır, ancak büyücü satrancına kıyasla biraz sıkıcı bulur. Yaşına göre ufak tefek olduğundan iri ve uzun insanların yanında kendini çok rahat hissetmeyebilir. Fiziksel özelliklerinin onu memnun etmediği, eksiklik olarak gördüğü kısımlarını önemsiz buluyormuş gibi görünür. Kendinde eksik bulduğu yanları zekâsı ile veya çalışarak doldurduğuna inanır ve görmezden gelmeyi başarır. Canı istemediğinde kılını kıpırdatmasa da istediğinde çok çalışabilir. Komiktir, bazen olmaya çalışmadığı halde. Yaşından ötürü kale alınmamaktan hoşlanmaz. Karakterin Geçmişi: Oluşturulmadı.RP Örneği:- Spoiler:
Tılsım dersliğinin kapısının önünde durduğunda hiç iyi hissetmiyordu Casey, bir eliyle karnını tutarken öğürmemeye çalıştı. Durumu pek şaşırtıcı değildi, kahvaltıda Temel Büyüler Kitabı’ndan birkaç satır okumaya çabalarken ketçap şişesini üzerine boşalttığı sosislerden, tereyağlı ekmeklerden ve çikolatalı keklerden en az iki büyük porsiyon tüketmişti, üstelik bu sırada yediği mısır gevreği ve içtiği balkabağı suyunun miktarı da oldukça yüksekti. Daha ilk dersten geç kalıp profesörden azar işitmek veya derse alınmamaktan korktuğundan sınıfa kadar koşabildiği kadar hızlı koşmuştu, şimdiyse hem geç kalmadığından dolayı mutlu, hem de kusmadan bütün dersi geçirip geçiremeyeceğini bilmediğinden oldukça endişeliydi. Bunun geç kalmaktan daha olumsuz bir etki yaratacağını biliyordu çünkü, doğal olarak. Her ne kadar okula geldiği akşam seçmeler yüzünden oldukça gergin olsa da profesörü görmüştü ve edindiği tek izlenim ters düşülecek biri olmadığıydı. Sınıfın kapısından girmeden önce oldukça tereddütlüydü, belki de en iyisi Hastane Kanadı’na gitmekti, ama okula gelir gelmez revire giden veya dersten kaytaran öğrenci olmak da istemiyordu bir yerde. Sınıfın ortasında şaşkın şaşkın ayakta dikilen tek kişi olduğunu fark edince profesörden uzak bir yer seçmeye çalıştı, böyle bir yer yok gibiydi yuvarlak sınıfta, en azından yeterli uzaklıkta bir yer yoktu. Gözüne çarpan ilk dar taburelerden birini uygun bulmuştu şimdi, dikkatli bir şekilde oturdu. Onun için ciddi bir sorun teşkil etmiyordu bunlar, cüssesine uygun oldukları söylenebilirdi ama daha büyük sınıflardan birçok kişinin oldukça rahatsız olduğu da gözünden kaçmamıştı. Merakla hepsi ona yabancı olan ama bir kısmıyla aynı mavi bronz armayı taşıdığı öğrencileri incelerken birkaç kişinin tavana bakmakta olduğunu fark etti. Başını kaldırınca oturduğu yerde sıçradı. Tam tepesinde resmen… Cehennem vardı yahu! Hareket eden alevlere büyülenmiş gibi baktı birkaç saniye için. Tavandakinin -muhtemelen- sadece bir çizim, bir büyü olduğuna inanamıyordu. Sınıfa girdiğinde mide bulantısıyla fazla meşgul olduğundan nasılsa fark etmediği kulak tırmalayan çığlıkların, can çekişen insanlara ait gibi gelen ama bir insana ait olduğundan emin olamadığı kadar tiz bulduğu seslerin de farkındaydı şimdi. Bunu nasıl önceden fark etmediğine de şaşıyordu açıkçası. “Bir İfrit kadar beyin yok mu sende Casey?” Seçmen Şapka’nın onu yerleştirmedeki kararın yanlış saymaz, sayamazdı elbette ama bir Ravenclaw için biraz dikkatsizdi sanki. Başını yukarı çevirmesi ve hareket eden Cehennem görüntüsü, resmi ya da her ne ise midesini bulandırmıştı yine. “Off ya.” Bir eliyle karnını tuttu yine. Kusup rezil olmak istemiyordu, olamazdı. Kahvaltıda o kadar çok yememiş olmayı diledi, en azından yediklerini çıkarmamayı.
Bu düşüncelerle sınıfın dolmasını beklerken oturduğu zaten hayli küçük sandalyede iyice büzülmüştü. Ufak tefek yapısı en azından o gün başına bir de sandalye sorunu çıkmasını engellemişti, buna sevinecek halde bile değildi ne yazık ki. Profesörden çekinmenin yanı sıra hoşlanmadığına karar vermişti beklediği sürede, ama niye bu kadar bekletiyordu ki yani? Şakalaşan iki büyük sınıf öğrencisinden biri diğerini ittiğinde çocuk az kalsın Casey’e çarpıp onu düşürüyordu. “İnsan bir özür diler yahu.” Bir eliyle karnını tutup diğer eliyle gergin olduğunda hep yaptığı gibi taş masada tempo tutarken önceden fark etmediği, ama onu tavandaki hala oldukça rahatsız edici bulduğu Cehennem tasviri kadar şaşırtmayan bir girintiyi fark etti. Şeye benziyordu… Asalık.[color=darkorange] “Asalık ne ya? Askılık gibi.” [/color]Fena halde saçmalıyordu yine. Ne yapması gerektiğinden veya girintinin varlık sebebinden emin olamayınca çevresindeki sıralara baktı. Bazıları onunki gibi boştu ama bazılarında muhtemelen oturanlara ait olan asalar vardı. Doğru bir şey yapıp yapmadığından hiç emin olamayarak da olsa çantasından asasını çıkarıp girintiye bıraktı. Tedirgin bakışları profesöre ait olması gereken masaya sabitlendiğinde yüzünü buruşturdu. Bu dersin bir an önce bitmesi gerekiyordu. Gerçekten hiç iyi değildi. Gözlerini kapayıp başını masasının soğuk taşına yasladı. Evet, bu biraz iyi gelmişti, ama gerçekten çok az. Tavandaki Cehennem tasvirinden gelen sesler de bir kesilseydi.
| |
|
Eurydice Black Slytherin Bina Sorumlusu, İksir Profesörü
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2206 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 12420 Ekspresso Puanı : 89 Kayıt tarihi : 05/06/08
| Konu: Geri: Casey Perş. 16 Eyl. 2010, 14:19 | |
| | |
|