Verilen Bir Ceza

Noel Balosu hazırlıklarını bitirmişlerdi sonunda. O Vanessa'yı parçalayası geliyordu içinden. Herkesi çok yormuştu ve Severus'un düşüncelerine göre özellikle, sanki özenerek Severus'u daha fazla yormuştu. Koltuğa öylece uzanmıştı. Gelen giden arkadaşları tuhaf tuhaf ona bakıyordu. "Ne bakıyorsunuz?" Eğilip, bükülmekten sırtı çok ağrımıştı. Zaten daha önce Apollon'dan aldığı cezada da yine ğilmekten dolayı en çok sırtı ağrımıştı. "Nedir benim bu sırtımın Hogwarts'dan çektiği.." Bu sırada David ve Hayley birlikte ortak salona girmişti. Severus gelen gidene bakmak dışında hiçbirşey yapmıyordu. Bu esnada gözlerinide kapatmıştı. Tam uyumak üzereyken bir anda David'in sesi tüm uykusunu böldü.

"Severus..Severus.." "Ne oluyor be!" Gözlerini açtı ve David'in ona doğru baktığını gördü. Ne istiyordu şimdi? Zaten yorgundu ve biraz rahat kalmak istiyordu. "Severus.. Hogwarts müfettişi seni çağırıyor. Kütüphanede.." "Beni mi?" Müfettişin ne işi olurdu ki onunla. Yoksa teftişe çıkmıştıda tüm öğrencileri sorguya mı alıyordu tek tek(!) Offf diye içinden geçirdi. Sinirli ve hızlı bir şekilde koltuktan kalktı ve çabucak ortak salondan çıktı.

"Gideceğim ve başka birini bulun ben olmaz diyeceğim." Sinirli bir şekilde ilerliyordu merdivenlerde. Yanından geçen, onu gören herkes tuhaf bir bakış atıyordu. Hiçbirine aldırış etmiyordu çünkü hem yorgundu, hemde çok sinirliydi. "Seçilmiş insan mıyım ben anlamadım ki?" Söylensede gidiyordu işte Kütüphane'ye. Şu verilen emirlere karşı gelmeyi o kadar çok istiyordu ki. Emir verilmesinden hoşlanmazdı zaten. Bunu herkes, tüm arkadaşları biliyordu. Ama tüm görevlerde sanki inadına onu seçiyorlardı. Gıcıklık olsun diye belkide.. 3.kattaki portreye şifreyi söyleyerek kısa yoldan Kütüphaneye ulaşmıştı. Girişte içeriye göz gezdirdiğinde ortadaki masada oturan profesör dikkatini çekmişti hemen. Onun yanına doğru gitti. Profesör onun geldiğini henüz fark etmemişti. Severus ise karşı gelmekten vazgeçmişti. Ses tonunu yumuşattı. "Öhhm.. Beni çağırmışsınız efendim."

Rp Out: Gelmeyin. Anlaşmalı bir Rp'dir..( Bu arada çok ksıa oldu ama başlangıçta aklıma pek birşey gelmedi :/ )

Önündeki belgelere gömülü olan Sophia, gelen öğrencinin sesiyle irkildi. Başını kaldırınca, gelenin Severus olduğunu öğrendi. Gözlerini çocuğun yüzüne dikerek, " Hoşgeldin Severus. Madam Pince'den, geçen ay kütüphaneden aldğın kitapları hala teslim etmediğini öğrendim. Bilirsin, Hogwarts'ta bir şeyler kaybolduğu zaman hemen anlarım. Şimdi lütfen bana kitapların nerede olduğunu söyle. " dedi. Sophia konuştukça, Severus'un yüzü daha da buruşmuştu.Biraz düşünceli bir tavrı vardı. Artık Sophia, merakla çocuktan gelecek cevabı bekliyordu...

Müfettiş önündeki belgelere bakarken o kara kara düşünüyordu. Neden çağırılmıştı ki buraya? Az sonra bunun cevabını alacaktı belkide ama durmadan yaptığı hataları düşünüyordu. Bugüne dek bir kere kuralları çiğnemişti o da, Mızmız'ın tuvaletine girip ikisr hazırlamaya çalışmaktı. Zaten Apollon'a yakalanmış ve ceza olarak tüm tuvaletleri temizlemek zorunda kalmıştı. Müfettişin gözlerini ona dikmesi üzerine biraz irkildi. Dikkatle onu dinliyordu. " Hoşgeldin Severus. Madam Pince'den, geçen ay kütüphaneden aldğın kitapları hala teslim etmediğini öğrendim. Bilirsin, Hogwarts'ta bir şeyler kaybolduğu zaman hemen anlarım. Şimdi lütfen bana kitapların nerede olduğunu söyle. " Evet kitaplar.. Daha önce Muggle Araştırmaları dersi ile ilgili bir kitap almıştı kütüphaneden. Ben onları getirmeyi unuttum mu?

Mahçup olmuşcasına yüzünde buruşuk bir ifade oluşmuştu. Yanakları hafif hafif kızarmaya başlamıştı. Bir an aklına yine ceza almak geldi. Öfff.. Bir daha ceza almak istemiyordu. Zaten son günleri epey yorularak geçirmişti. Bir de ceza alırsa.. Herhalde kış uykusuna yatardı yatakhaneye kapanıp (!) Söyleyecek bir şey bulamıyordu ki zaten bu sırada kitabı nerede bıraktığını düşünüyordu. Kütüphane'de bırakmış olamazdı zaten burada bıraksaydı Madam Pince hemen bulurdu. Ama bırakmamıştı. Kafasının içinde nerede bıraktığına dair düşünceler vardı ve sonunda hatırladı. Ortak salon.. 5 dakikadır düşünüyordu ve müfettişde ondan bir cevap bekliyordu. "Şeyy.. Efendim unuttuğum için üzgünüm ama galiba ortak salonda.. Ortak salonda bırakmıştım." Sonunda söylemişti. Müfettişin ne cevap vereceğini bekliyordu. Yine bir ceza almak.. Şu an en nefret ettiği kelime, ceza kelimesi olmuştu. Bu sözcüğü uzun bir süre duymak istemiyordu. Ve üstelik ceza verilmesi sonucu, yine başka birinden bir emir almış olacaktı ki bu da en nefret ettiği şeydi. Yüzünde birazda sinirli bir ifade oluştu ama bunu belli etmemeye çalışıyordu.

- "Şeyy.. Efendim unuttuğum için üzgünüm ama galiba ortak salonda.. Ortak salonda bırakmıştım" -

Sinirleri son zamanalarda zaten aktüst olan Sophia, çocuğun sorumsuzca davranışı sonucu daha da kızmıştı.Fakat yine de, kızgınlığını bu kadar belli etmek istemiyordu. " Madem Ortak Salon'da unuttun, 2 haftadır neden onu geri götürmüyorsun ?? Her gün salondasınız, hiç mi görmedin kitabı ? Hogwarts'ta böyle şeylere çok dikkat edildiğini bile bile sorumsuzca davranmışsın. Son zamanalrda yeteri kadar ceza aldın sanıyordum..Hogwarts'ta yapılan her davranışın küçük veya büyük bir karşılığı vardır " diyerek içindekileri döktü. Sinirleri her ne kadar bozulmuş durumda olsa da Severus'a çok tepki vermemeye çalışmıştı. Bakalım çocuk, nasıl bir savunma yapacaktı..

" Madem Ortak Salon'da unuttun, 2 haftadır neden onu geri götürmüyorsun ?? Her gün salondasınız, hiç mi görmedin kitabı ? Hogwarts'ta böyle şeylere çok dikkat edildiğini bile bile sorumsuzca davranmışsın. Son zamanlarda yeteri kadar ceza aldın sanıyordum..Hogwarts'ta yapılan her davranışın küçük veya büyük bir karşılığı vardır " Çok güzel.. Ne diyeceğim şimdi? Kara kara düşünüyordu ne söyleyeceğine dair. Hata yaptığı ap açık ortadaydı. Bari böyle uğraşmak yerine en azından cezasını alıp kurtulsaydı. Buna bile razıydı o an. Yapabileceği bir savunma yoktu çünkü suçluydu o an. Ahh salak kafam. Sen neden unutursun ki kitabı? Al işte.. Müfettişin sinirli bakışlarını görmemek için kafasını eğdi biraz. Ne söyleyeceğini düşünüyordu. Aslında ne yalan söyleyeceğini. Yalan söylemeyi beceremezdi aslında. Söylediği yüz ifadesinden hemen anlaşılırdı. Zaten yalan söylenmesinden ve yalan söylemekten hoşlanmazdı ama bu durumda başka ne yapacağım diye kara kara düşünüyordu.

Kafasını tekrar kaldırdı. Müfettiş hala sinirle ona bakıyordu. Ne de doğru söylemişti aslında. Son zamanlarda yeteri kadar ceza.. Aslında biraz abartılı olmuştu bu. Aldığı tek ceza Apollon'dandı ama o da onu epey yormuştu. Hogwarts'ın tüm o pis tuvaletlerini bir aklapakla yaparak temizlemek varken boşu boşuna bir muggle gibi temizlemişti. Bir an gözünün önüne temizlik yaptığı anlar geldi. Daha sonra müfettişin sinirli bakışlarıyla kaldı tekrar baş başa. Buraya gelirlen müfettişin ona bir görev vereceğini düşünüyordu.. Şimdi ise bir ceza ile burun burunaydı. Kısık bir ses tonuyla konuşmaya başladı en sonunda. "Unutmuşum.. Unutmuşum efendim. Yoksa getirirdim. " Bahaneye bak.. Doğru söylesede bu bir bahane olamazdı. Belli ki ceza almaktan kaçısı olmayacaktı. Kaderine razı olacaktı..

- "Unutmuşum.. Unutmuşum efendim. Yoksa getirirdim. " -

Bahaneye bak. Nasıl da uyduruyor ?! " Bu bir bahane değil. Senden bunu beklemezdim Severus. Her neyse..Lafı çok uzatmadan direkt cezanı veriyorum. 1 hafta boyunca ders çıkışlarında 1 saat boyunca kütüphanede, Madam Pince'e yardım edeceksin.Kitapları düzenleyeceksin, giriş-çıkışları kontrol edeceksin. Umarım bu sefer dikkatli olursun. Ayrıca, unuttuğun kitaplarını da kütüphaneye götürmeyi unutma ! " dedi Sophia.
Nolursa olsun, adil davranmaya ve çocuğu çok fazla üzmemeye çalışmıştı. Verdiği ceza çok ağır değildi sonuçta.
Çocuğun yüzü gittikçe buruşuk bir hal aldı. Onun bu durumuna ne kadar üzülse de, içinden hak ettiğini düşünüyordu Sophia...

" Bu bir bahane değil. Senden bunu beklemezdim Severus. Her neyse..Lafı çok uzatmadan direkt cezanı veriyorum. 1 hafta boyunca ders çıkışlarında 1 saat boyunca kütüphanede, Madam Pince'e yardım edeceksin.Kitapları düzenleyeceksin, giriş-çıkışları kontrol edeceksin. Umarım bu sefer dikkatli olursun. Ayrıca, unuttuğun kitaplarını da kütüphaneye götürmeyi unutma ! " Olamaz.. Yine ceza almaktan kurtulamamıştı. Yüzündeki asık ifadeyi gidermek istiyordu bir yandan da. Hatta verilen bu kararlara isyan etmek. Hep yapmak istediği ama niyeyse yapmadığı bir davranıştı. Müfettiş önündeki belgelere bakarken o da o esnada hala orada dikiliyordu. Müfettişin bakışlarını kendisine dikmesi üzerine hemen uygulamaya geçmesi gerektiğini anladı. Kütüphaneden çıkarak ortak salona gitti ağır ağır. Masanın üstünde duran kitao hemen dikktaini çekmişti. Hoş, cezayı aldıktan sonra ne fark ederdi ki? Kitabı alıp sağ eliyle tuttu. "Senin yüzünden ceza aldım.." Kitap ile mi konuşuyorum? Saçmaladığının farkına varıp ortak salondan çıktı ve kütüphaneye vardı tekrar. Müfettiş hala orada belgeleri inceliyordu.

"Kitabı getirdim efendim." Kitabı gösterdi karşısındaki müfettişe sağ eliyle kitabı uzatarak. Müfettiş eliyle karşı taraftaki rafları gösterdi. O da hemen gidip kitabı oraya koydu. Ardından müfettişin yanına gitmek yerine sırtını raflara doğru yasladı. Kafasınıda hafifçe havaya kaldırıp bir süre öylece durdu. Yeterince beklediğinin farkına vardı ve müfettiş sinirlenmeden onun yanına gitti. "Kitabı koydum. Gidebilir miyim?" Cevap hayır olacak gibiydi. Madam Pınce'ye yardım etme cezasından kurtulmak istiyordu. Ama bu pek mümkün değilmiş gibi gözüküyordu..

"Kitabı getirdim efendim."

Bunu duyan Sophia, biraz olsun yumuşamıştı.
" Tamam. En azından işe başlaman güzel. Artık gidebilirsin. Fakat, 1 hafta boyunca ders çıkışlarında kütüphaneye, Madam Pince'in yanına yardıma gitmeyi ihmal etme. Unutma, gözüm üzerinde olacak. Bundan sonra daha dikkatli davranacağını umuyorum. " diyerek eliyle kapıyı gösterdi. Çocuk ilk başta biraz bozulsa da el işaretini görür görmez, kapıya doğru yönelmişti...

» Ceza