Marissa Lauren Edgecombe Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 31 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11926 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 26/07/08
| Konu: Marissa Lauren Edgecombe Ptsi 28 Tem. 2008, 13:26 | |
| İsim: Marissa Lauren Edgecombe Cinsiyet: BayanSihirsel Soy: SafkanAsa: 11inç,kayınFiziksel betimleme: Marissa,altın sarısına yakın bir tonda,parlak,düz ve uzun saçlara sahiptir.Gözlerinin rengi deniz mavisinin çok açık tonuna kaçar.Düzgün bir burna ve her zaman pembeliğini koruyan dudaklara sahiptir.Yuvarlak sevimli bir yüzü vardır.Sağ yanağında gülünce beliren kocaman gamzesi dikkat çeker.Beyaz tenlidir.Yaşıtlarına göre boyu uzundur.İnce ve narin bir görüntüsü vardır.Zarif ince uzun parmakları bir Fransız bayanına yakışır şekildedir.Kişiliği:Hırslı ve zeki bir kızdır. Çalışmayı sever.Her işin üstesinden zekasını kullanarak gelmeye çalışır. Oldukça duygusaldır.. Mugglelardan hoşlanmaz ve onları küçümser.. Agresif yönleride vardır. Çok çabuk sinirlenir ve çok çabuk patlar. Dostları onun için yeri gelince ailesinden önce gelir. Çok iyi sur tutar fakat kimseye sır vermez. Herkese güvenmez,hayatta güvendiği kişi sayısı 3'ten fazla değildir. Arkadaşları konusunda seçicidir. Müzik dinlemekten hoşlanır. Yağmur yağarken saatlerce altında dolaşabilir. Yeri geldiğince pembe yalanlardan kaçınmaz onun dışında oldukça dürüsttür. Hazırcevap bir yapısı vardır.Ukalaca hareketlerden kaçınmaz.İstediği şeye ulaşmak için elinden geleni yapar,çabuk yılmaz,bıkmaz...İnatçı yapısı bazen işe yarasada çoğu zaman başına iş açar.Batıl inançları yoktur.Böyle şeylere inanmamakla birlikte sık sık bunlarla dalga geçer.Eğlemeyi ve eğlenceyi sever.Ailesi ve yaşamı:İngiliz bir baba ve Fransız bir annenin ilk çocuğudur.Babası Hogwarts'ta eğitimini tamamladıktan sonra Bakanlık'ta çalışmaya başlamıştır.Bakanlıktakiler arası iyi olmayan William Edgecombe,gizli bir ölümyiyendir.Karanlık Lord için çalıştığı gibi Bakanlık'tan ajan olarak bilgi sızdırmaya çalışmaktadır.William ve büyükleri her zaman Karanlık Taraf'ta mücaadelelerini sürdürmüşlerdir.Safkandırlar ve safkan takıntılıdırlar.Annesi Mirabelle,Fransız kökenlidir.Moncini ailesinin hayatta olan tek kızıdır.Diğer ikisi Muggleların sebebiyet verdiği bir kazada hayatını yitirmiştir.Bu yüzden Mugglelara büyük kin duyan aile Karanlık Taraf'a yönelmiştir.Mirabelle de kocası gibi bir ölümyiyen olmakla beraber onunla bir görev sırasında tanışmıştır.Mirabelle iksirlerle fazla haşır neşirdir.Yetenekli bir cadı olduğu açıkca görülen Mirabelle,kızının da(Marissa)aynı şekilde yetenekli ve ilgili olduğunu kısa sürede farketmiştir.Bu nedenle Marissa zamanının büyük bir bölümünü iksir kitaplarıyla yada annesini izleyerek geçirir.İkisininde iksire olan ilgileri onların arasında sağlam bir bağ kurmaya yetmiştir.Marissa,ailesiyle birlikte İngiltere'nin Londra şehirinde yaşamını sürdürmektedir.Büyükbabasından annesine miras kalan ihtişamlı bir malikanede yaşamaktadırlar.Büyükannesi de onlarla beraber kalmaktadır.Annesinin meşgul olduğu zamanlarda,zamanını büyükannesiyle geçiren Marissa bu sayede küçük yaşta Fransızca da öğrenmiştir.Marissa doğduktan 2 yıl sonra erkek kardeşi Tom dünyaya gelmiştir.Marissa'yla pek benzerlikleri bulunmadığı gibi düşüncelerinde de çakışma yaşanır.Önceleri yeni doğan bu çocuğu kıskansa da sonradan onu kendine kardeşten öte dost edinmiştir.Fakat Tom'un mücaadele tarafında ailesine zıt yöne doğru eğilimleri ikili arasında bazı sorunlar çıkarmaktadır.Tom'un Z.A.Y'a karşı büyük ilgisi aile üyelerini rahatsız etmektedir ve aradaki ipleri tümden koparma noktasına getirmiştir.Baskı sonucunda susturulan Tom,belli etmese seherbaz olma yolunda ilerlemektedir.Marissa,bunu ne kadar ailesine belli etmek istemese de ona derinden bir öfke duymaktadır.Tom,Edgecombe ailesinde bir istisnadır...Basit RP örneği:Not:Başka bir sitede yaptığım rpdir... Soğuk ve zifiri karanlık tüm gökyüzünü kaplamıştı.Kara bulutlar,göküyüzünün feneriymiş gibicesine parlayan yıldızların görülmesine bile engel oluyordu.Gökyüzündeki tek ışık sadece herzamankinden de büyük görünen dolunaydı.Sarı saçlarını ıslatırcasına yağan yağmur sürekliğini gösterirken siyah pelerinin şapkasını kafasına geçirdi.Etrafta çıtırdayan çalı seslerinden başka hiçbir ses yoktu.Adeta fırtına öncesi sessizlik gibi…
Onu bekletmek istemezcesine adımlarına hız verdi.Yerinden çıkacakmış gibi atan kalbine rağmen bugün yapacağı görüşme ona güç veriyor ve adeta şans iksiri içmişcesine kendini farklı hissediyordu.Yasak Orman’a biriyle buluşmak üzere gelmişti.Çok gizli ve önemli bir görüşme yapmak için…Korkakla için olmayan bir görüşme…Tüm bunları düşünmesi bile onu mutlu ediyor içini ısıtmaya yetip artıyordu bile...
Karanlıkta yalnız başına yürümeye devam etti.Yüksek,koca gövdeli ağaçların arasında,dolunayda yürümesi birçok korkağa göre delilik sayılsa da bundan büyük zevk alıyordu.Küçüklüğünden beri severdi gizemli olmayı…Yağmur altında yürümekte hep hoşuna gitmişti.Şiddetlenen yağmurla beraber yüzüne yağmur vurmasını istercesine hava kaldırdı.Ve sonrasında sessiz ve tiz bir kahkaha attı.Sinsiliklerle dolu bir kahkaha…
“Çıtırt…”
Tüm bu yolculuğu boyunca ilk kez duyduğu ses…Belki de o gelmişti.Belki de beklediğinden çok önce buradaydı ve Angelina’yı bekliyordu.Bir hışımla sesin geldiği yöne doğruldu.Biraz ötede bir tiksinç bir yaratık gördü.Ne bir insan ne de tam olarak bir hayvana benziyordu.Ona görünmek istemezcesine hemen yanındaki ağacın arkasına saklandı ve olabildiğince sessizce asasını çıkardı.Dolunay hala gökyüzünde dururken bu iğrenç yaratığın ne olduğunu çözmek zor olmadı.Tabiki o bir kurtadamdı.Orman’a gelirken tüm bunları hesaba katmıştı.Normal bir kurtadama göre daha sakin görünüyordu…Ve yine bu her şeyi açıklıyordu.Kurtboğan iksiri alıp,dönüşümünü oldukça zararsız bir biçimde geçiriyor olmalıydı.Ona acırcasına baktı…Mucizevi bir şekilde halan Angelina’yı fark edememişti.Sonra da çekip gitmişti.
Kurtadamın ortadan kaybolmasıyla birlikte saklandığı ağacın ardından çıkıp yoluna devam etti.Yasak Orman’ın içinde yalnız başına yine eski sessizlikle ilerliyordu.Buluşacakları yere çokta fazla kalmış sayılmazdı.Bu yüzden sakin ve etrafından emin olmak istercesine attığı adımlarla yoluna devam etti.
“İyi misin?”
Ve yeniden sessizlik kaybolmuştu.Çok yakından tanıdığı bir sesti bu…İnce fakat güzel bir ses…Yeniden bir ağacın arkasına sindi.Tırnaklarcasına ağacın muazzam gövdesine tutundu.Kafasını sessizce ağacın arkasından çıkarıp kadına doğru baktı.Arkasına dönük sarı saçlı kadın ve boylu boyunca uzanmış bir adam gördü.Bu da neydi?Yasak Orman’da aşk mı yapıyorlardı yani…Daha yakından görmek istercesine ağacın önüne biraz daha yaklaşmaya çalıştı.
“Çıtırt…”
Bu sefer duyulan Angelina’nın ayak seslerinden başka bir şey değildi.Her zamanki sakarlığını yapmıştı.Duyulan sesle beraber kadın Angelina’ya doğru kafasını çevirdi.Bir an göz göze geldiler.
“Lanet olsun!”
Evet besbelli onu görmüştü.Saklanmanın hiçbir yararı yoktu.Asasını çekti ve kadın ve adama doğru yürümeye başladı.Herhangi bir saldırıda ölümcül lanet yollamaya hazırdı bile…Gittikçe onlara yaklaştı.O da neydi?Bu kadını tanıyordu…Knockturn Yolun’da karanlık eşyalar satan kadın değil miydi?Ta kendisi…Onu görmenin verdiği huzurla kadına sinsice gülümsedi.Çok anlamlı bir gülümsemeydi bu…Angelina ve o kadın gibilerin anlayacağı bir gülümseme…Yeni ayılmaya başlayan adamın yüzüne dikkatlice baktı.Bu adamıda çok yakından tanıdığından emindi…Hogwarts Müdür Yardımcısı Will Robin Stronghold…Ayrıca bir seherbaz.Bir seherbazla karşı karşıya ve karşısındaki seherbaz bayılmış halde olmasına rağmen aklından kötü şeyler geçse de sırası değildi.
“Siz iyi misiniz Bay Stronghold?”
Olabildiğine masum bir gülümsemeyle adama baktı.Sonrada yardım etmek istercesine elini uzattı.
“Bizde Dorothéa’nin dükkanı için bir araştırma yapmak için gelmiştik…Peki sizin ne işiniz var burada?Biliyorsunuz orman bu saatlerde oldukça tehlikeli...Her yer pusuya yatmış Ölümyiyenlerle dolu olabilir…”
Aynı tavırla söylemişti tüm bu söylediklerini…Dorothéa ve dükkanı uydurması da oldukça akıllıca sayılırdı.Kesinlikle biri ateşviskisine şans iksiri koymuş olmalıydı.Tüm bunlar raslantı olamazdı.İlk olarak etkisiz bir kurtadam ve sonrasında da Dorothéa’yi burada görmenin mutluluğu…Tüm bunlar onu sevindirse de görüşmesi gereken kişi onu bekliyor olamalıydı.Belki de Dorothéa’yi buraya o göndermişti.Artık bunu ummaktan başka çaresi yoktu…Sağnak yağmur şidettini arttırmışken Will'e sorduğu sorunun cevabını çok merak ediyordu.Will'in doğru cevabı vermesi durumunda bu çok işine yarayabilir,Zay hakkında bilgi alırdı.Bu da onu Efendisinin(karanlık lord) gözünde daha da yükseltirdi.Tüm o anda dünyadan sıyrılmışçasına Will'in gözlerinin içine baktı.
[i][b]" Şey....bende araştırma yapıyorum "
Bay Stronghold'un bu sözüyle tüm benliğini öfke sarmıştı.Adama belli etmek istemezcesine gülümsemeye çalıştı.Yapmacık bir gülümseme...Ne bekliyordu ki?Bu adam aptalın teki değildi.Gece yarısı Yasak Orman'da sinsice dolaşn bir kadına bilgi verecek değildi.Yağmur sayesinde oluşan toprak kokusunu nefes alırcasına içine çekti.Sakin olmalıydı...
Tüm bunları düşünürken adam birden Orman'nın derinliklerine doğru uzaklaştı.Şimdi ise görüşme yerine gitmesi gerekiyordu.Dorothéa'nın buz mavisi gözlerine bakaraktan sinsice gülümesedi.
"Daha fazla bekletmeyelim Dorothéa..."
Dorothéa de buraya onun için gelmiş olmalıydı.Belki de toplantıdan habersizdi...Ne farkederdi sonuçta o da bir ölümyiyendi.Birlikte ormanın derinliklerine doğru yol almaya başladılar.Etrafta üzerine basılmaları dolayısıyla çıtırdıyan çalılıklardan başka bir ses yoktu.Will'i de kaybetmişti.Belki de onu takip etmeliydi...
"Levicorpus ! Protego !"
Tüm bu büyülerin arasından etrafın kalabalğına doğrulan,sarı saçları yağmurda ıslanmış olmasına rağmen güzelliğini koruyan Rochelle'yi gördü.Tabiki o da buluşma için gelmişti.Yüzündeki ince gülümsemeyle onun yanına doğruldu.İşte eğlence şimdi başlıyordu.Angelina'nın yapmak istediği,hatta içi içini yese de yapamadığı şeyi ölümyiyenler gerçekleştiriyordu.Fakat planda bir eksiklik vardı.O bir profesördü...Belki de bir ajan gibi sinsice sokulmalıydı.Bu yüzden Will'i koruyormuşçasına ölümyiyenleri bilerek ıskalamak için büyüler yolluyordu.
"Sersemlet!"
Will'i yere yıkan bir ses yankılandı orman boyunca...Ve ardından birkaç ölümyiyen kadının tiz kahkahaları...Sersemletme büyüsünün kime ait olduğunu çok iyi biliyordu.Bu sesi nerde olsa tanırdı.Bir an büyüyü yapan kişiye doğruldu ve sessizce süzdü.Aslında yüzündeki maskeyle diğerlerinden farklı sayılmazdı fakat sesini duymak bile hoşuna gitmişti.Uykudan uyanırcasına kendini toplarladı.Yaptığı aptallıktan başka birşey değildi...
Koca gövdeli,yaşlı bir ağacın yeri yıkmak istercesine çırpınışı bir an tüm ilgisini oraya yöneltti.Hala Will'e yakındı ve ölümyiyenlerden kurtulmak istiyormuş gibi yaptığı muhteşem rolle oraya buraya rastgele büyüler savurmaya devam ediyordu.Bir yandanda biraz ilerisinde duran Roch'a sinsice gülümsüyordu.Birden Will'in ağacın arkasına doğru koşmasıyla kendine geldi.Arkasından hızlıca koşup,büyüleri yapan adamın Mitoloji Profesörü Raff Playt'us olduğunu farketti.Demek o da ZAY'dandı...Gördükleri onu şaşırtsa da anka kuşuyla birlikte oradan kaçışları onu sinirlendirmişti.İstese onu yatarken oracıkta öldürebilirdi.Fakat ZAY sadece Will'le sınırlı değildi.Onların tüm sırlarını öğrenip işi kökten halletmeliydi.
Will ve Raff'ın kaybolmalarıyla beraber suç ortaklarına ve dostlarına doğru koşturmaya başladı.Rüzgarın yüzüne şiddetle çarpması sinirini öfkesi iyi artmıştı.Onlara ulaştığında pelerinin şapkasını çıkardı.Islanan saçlarını rüzgara bıraktı.
"Ahh!Kaçtılar!..O ucubeninde onlardan olduğunu tahmin etmeliydim!"
Aslında bunu biraz olsun sezmişti fakat Raff'ın şaşırtıcı derecede karanlık yönleri olduğunu sanmıştı.Yanılmıştı...
| |
|
Marveille Croweix Perfect Li(f)e Yazarı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2182 Yaş : 29 Kan statüsü : safkan yani nolcak ki başka. Galleon : 12728 Ekspresso Puanı : 22 Kayıt tarihi : 11/11/07
| Konu: Geri: Marissa Lauren Edgecombe Ptsi 28 Tem. 2008, 22:33 | |
| | |
|