Tom Edgecombe

"Tom Edgecombe"

İsim:Tom Edgecombe
Cinsiyet:Erkek
Sihirsel Soy: Safkan
Asa: 13inç,kayın ve anka teleği
Fiziksel betimleme:

Tom yaşıtlarına göre daha uzun ve zayıf bir çocuktur.Küçükken açık kumral ve dalgalı olan saçları büyücükçe biraz daha koyulaşmış ve düzleşmiştir.Simsiyah iri gözleri ve beyaz teniyle çok yakışıklıdır.Zayıf bir yapısı vardır.Hemen hastalanıverir.



Kişiliği:
*Çok zeki ve hırslı bir yapısı vardır.
*Çok cesurdur.
*Çok çalışkandır.Hiçbir ders ayrımı yapmaz.
*Ailesinin aksine mugglelarla iyi geçinir ve anlaşır.
*Ailesi tarafından sürekli dışlandığı için biraz içine kapanıktır.
*Teknolojiyle çok ilgilidir.
*Hep iyilikten yanadır.
*Alçak gönüllüdür.
*Ailesi onu dışlasa bile onlar için ve dostları için herşeyi yapar.
*Arkadaş canlısıdır.Onlara çok önem verir.
*Yardımseverdir.
*Çok iyi bir sır tutucudur.
*Güvenilirdir.
*Hemen pes etmez.
*Müzik vazgeçilmezidir.

[b]Ailesi ve yaşamı:

İngiliz bir baba ve Fransız bir annenin ikinci çocuğudur.Babası Hogwarts'ta eğitimini tamamladıktan sonra Bakanlık'ta çalışmaya başlamıştır.Bakanlıktakiler arası iyi olmayan William Edgecombe,gizli bir ölümyiyendir.Karanlık Lord için çalıştığı gibi Bakanlık'tan ajan olarak bilgi sızdırmaya çalışmaktadır.William ve büyükleri her zaman Karanlık Taraf'ta mücaadelelerini sürdürmüşlerdir.Safkandırlar ve safkan takıntılıdırlar.

Annesi Mirabelle,Fransız kökenlidir.Mugglelara büyük kin duyan aile Karanlık Taraf'a yönelmiştir.Mirabelle de kocası gibi bir ölümyiyen olmakla beraber onunla bir görev sırasında tanışmıştır.Küçükken Tom'la çok ilgilenirken Tom büyüdükçe onunla ilgilenmez olmuştur.Hatta neredeyse inkar etmektedir.Gittiği davetlere hep kızını götürür.Tom evde hizmetçileerle kalmaya mahkumdur.Bu yüzden çok fazla arkadaşı yoktur.

Tom İngiltere'nin Londra şehirinde yaşamını sürdürmektedir.Büyükbabasından annesine miras kalan ihtişamlı bir malikanede yaşamaktadırlar.Büyükannesi de onlarla beraber kalmaktadır.Bu malikanede sürekli yanlız kalan Tom'un en büyük eğlencesi odasında müzik yapıp şarkı söylemektir..

Marissa ise Tom'dan iki yaş büyük olan ablasıdır.Marissa'yla pek benzerlikleri bulunmadığı gibi düşüncelerinde de çakışma yaşanır.Önceleri araları iyiyken Tom büyüdükçe diğer aile mensuplarıyla olan bağlar gibi kardeşi Marissa ile olan bağlar da kopma noktasına gelmiştir.Tom'un mücaadele tarafında ailesine zıt yöne doğru eğilimleri ikili arasında bazı sorunlar çıkarmaktadır.Tom'un Z.A.Y'a karşı büyük ilgisi aile üyelerini rahatsız etmektedir ve aradaki ipleri tümden koparma noktasına getirmiştir.Baskı sonucunda susturulan Tom,belli etmese seherbaz olma yolunda ilerlemektedir.Marissa,bunu ne kadar ailesine belli etmek istemese de ona derinden bir öfke duymaktadır.Tom,Edgecombe ailesinde bir istisnadır.Ve hep öyle kalacaktır.Bu yüzden anne ve babası dahil hiç kimse tarafından sevilmez....

Basit RP örneği:
Başka bi sitedeki Rp'm:


Çok güzel bir sonbahar sabahıydı.Devasa büyüklükteki eski görünümlü ama çok sağlam bir malikane görünüyordu.Dışı siyah ve kaliteli bir malzemeden yapılmış olan Radcliffle’lerin oturduğu Radcliffe Malikanesi her şeye rağmen ayakta kalacağını söylüyor gibiydi.Malikanenin kocaman bahçesinde göze çarpan ilk şey yıllardır evin bekçiliğini yapan yaşlı siyah köpeğin kulubesiydi.Bu kulube yaklaşık olarak 1.5 metre boyunda 2 metre enindeydi.Bir köpeğe göre çok büyüktü fakat aile sadık köpeklerinin iyi bir şekilde yaşamasını istiyordu.Bu kulubenin yalaşık 15 metre ötesinde malikanenin havuzu görülüyordu.Havuzun üstünde sonbaharla birlikte yapraklarını döken ağaçların sararmış yaprakları vardı.Bu yapraklar adeta havuzun üstünü kaplamıştı.Havuzun yanında birkaç renkli kuş duruyordu.İkisi sarı birisi de turuncu ve sarı karışımlı tüylere sahipti.Bu kuşlar hiç şüphesiz su içmek istiyordu.Ve birden bir ses duyuldu.Bu bir kapı açılması sesiydi.Sesle birlikte kuşlar ürkmüş ve hemen havalanmıştı.Kapıda 3 kişi belirdi.Bunlar Tom, Tom’un annesi ve babasıydı.Daha yeni uyandığı o küçücük yüzünden belli olan Tom gözlerini ovuşturarak kendine gelmeye çalışıyordu.Sabahım bu vakitlerinde uyanmaya pek alışık olmayan Tom özenle giyinmiş ve saçını taramıştı.Bu özel bir gün olmalıydı çünkü bu Tom’un çok nadir yaptığı bir şeydi.Büyük mermer merdivenlerden inerken annesi birden durdu ve Tom’un mavi montunun fermuarını çekti.Hava sabah serinliğindeydi.

Tom annesine dönerek :


‘Anne şu bahsettiğin yer..’
‘Diyagon yolu’ndan bahsediyorsun değil mi tatlım’
‘Evet işte orası.Orası nasıl bir yer?’
‘Ah evet orası tüm okul malzemelerini bulabileceğimiz ve hayatımda görmüş olduğum en büyük alışveriş merkezi.’
‘Ciddi misin?’
‘Evet oğlum’

Dedi babası annesinin cevap vermesine fırsat vermeden.Ve tüm aile daha çok vakit kaybetmeden son model arabalarına bindiler.Babası arabayı çalıştırdıktan sonra hızlı bir şekilde yola koyuldular.
‘Yavaş ol tatlım’

Yaklaşık 20 dk süren yolculuk bitmişti ve araba otele benzeyen bir yerde durdular.Tom tam annesine ‘Neredeyiz’ diye soracaktı ki binanın üzerinde ‘Çatlak Kazan’ yazdığını gördü.
‘Acaba burası ne işe yarıyor?’ diye düşünüyordu.Annesine dönerek:
‘Anne burası da ne böyle.Yoksa büyücü oteli falan mı?’
Annesi hemen telaşla Tom’un ağzını kapattı ve Tom’un kulağına eğilerek fısıltıyla:
‘Sessiz ol Tom.Burada mugglelar olabilir.’
O sırada irice ve kirli sakallı bir adam yanlarına geldi.
‘Meraba Mr. Ve Mrs. Radcliffe.Sanırım sende küçük Radcliffe’sin.Adın neydi?’
‘Tom efendim’
‘Oh bu çok güzel.Çünkü benim adım da Tom.Tanıştıma memnun oldum küçük.Neyse daha fazla vakit kaybetmeden sizi diyagon yoluna götüreyim.’
Dükkanın sahibi onları bir çöplüğe doğru götürüyordu.Fakat Tom hala meşe odunu mobilyalara, şömineye ve orda duran aynaya bakıyordu.Annesine dönerek:
‘Anne bu ayna ne işe yarıyor.Sanki bir şeyler kıpırdadı da.’
‘O ayna sen bir büyücüysen seninle konuşur.Fakat etrafta muggle yoksa.Yani yalnızsanız.’
‘Ooo bu çok güzel.’
Bu sırada çöp tenekesinin yanındaydılar ve dükkan sahibi duvardaki soldan 3. tuğlaya asasıyla tıkladı ve dar bir geçit açıldı.Tüm aile mensupları bu geçitten geçtiklerinde kendilerini kocaman bir caddede buldular.Annesi Tom’a dönerek:
‘Diagon yolu’na hoş geldin tatlım.’
dedi.Fakat Tom onu duymamıştı.Çünkü etraftaki güzellikler gözlerini kamaştırmıştı.İnsan selinin yaşandığı bu caddede her şey çok güzel görünüyordu.Tom başını çevirdiğinde kocaman bir şey gördü.Yazdığına göre burası ‘Gringotts Bankası’ ydı.İçerde ufak boylu yaratıklar vardı.Bunları hatırlıyordu ama nerden.Kendi kendine düşünürken birden:
‘Buldum.Bunlar cincüceler.Babamın bahsettği banka burası olmalı ve işte bunlar da o cincüceler.’
dedi.Bu sırada içerden bazı sesler duydu.

‘Gir bakalım, yabancı,ama dikkat et,sakın
Kendini koyverip de hırsa kapılmayasın
Alın teri dökmeden köşeyi dönme hevesi
Canına okur sonra,bak bizden söylemesi
Senin olmayan bir şey yürüteceksin unut
Aklını başına al, sonra da kendini tut
Hırsızlığa kalkarsan, bir daha düşün yine
Başka şeyler bulursun çil altınlar yerine.

Bir şarkıya benzeyen bu sözler onun kulağına hoş gelmişti.Orada durmuş ve bu şarkıyı dinliyordu.Fakat birden bir şeyin kendini çekiştirdiğini hissetti.Bu el annesinindi.

‘Tatlım hızlı ol ve bizden ayrılma.Bu kalabalıkta bizden ayrılırsan seni uzun süre bulamayız.Dikkatli ol:’

Ve o sırada bir dükkanın içine girdiler.Babası Tom’a dönerek:

‘İşte burası Flourish ve Blotts .Hala aynı değimli.Burası ben küçükken de vardı.Hiç değişmemiş.Kitap listesi kimdeydi bu arada?’


Tom cebinden kitap listesini çıkardı ve okumaya başladı.
‘Biçim Değiştirme Için İlk Adım Biçim Değiştirme, Temel İksir Rehberi iksir unutulmuş Sihir Ve Tılsımlar, Sihir Tarihi Sihir Tarihi, Çağlar Boyu Quidditch, Hogwarts Bir Tarih Kaynak Kitap, Kendini Savunma El Kitabı KSKS.İleri derecede Karanlık Sanatlar, Karanlık Hayvanlar, Karanlık Eşyalar. İşte bu kadar.’
‘Duydunuz bayan.Hepsini istiyoruz.’ dedi Tom’un babası.
Fakat burası çok ilginç biryerdi.Görünmez kitaplar, deriyle ciltlenmiş kitaplar…Ama Tom’un ilgisini en çok kafeste bulunan ve görevlinin elini ısırmaya çalışan kitaplar çekmişti.Canavar Kitap olarak adlandırılan bu kitabı okumak için Tom’un daha 2 senesi vardı ve bu Tom’u çok rahatlatmıştı. Elinde tüm kitaplarla birlikte gelen Tom’un babası daha sonra başka bir dükkana girdi.Onu Tom ve annesi izledi.Şimdi girdikleri yerde bir sürü pelerin ve cüppe vardı.Tom birkaç cüppe denedi.Başına uyan cüppelerden iki tane aldı ve bunu yanında özel günlerde giymek için 3 tane daha cüppe aldıktan sonra Ametis öğrencisi olduğunu belirtecek bir pelerin aldıktan sonra oradan da hemen uzaklaştılar.Daha yapılacak çok işleri vardı.Dükkanın dar ve ahşap kapısından çıkınca derin bir nefes aldı.Burası çok kalabalıktı.Fakat birden çok yorgun ve acıkmış olduğunu hissetti.Sabah hiçbirşey yiyememişti.Annesine dönerek:
‘Acaba buralarda dinlenebileceğimiz ve bir şeyler yiyebileceğimiz biryer var mı?Çok yoruldum ve acıktım.’
‘Ah.Evet tabiî ki var. Florean Fortescue .Oraya gitmeyeli uzun zaman oldu.’
‘Orası da neresi anne?’
‘Orası dünyanın en iyi dondurmalarının bulunduğu yerdir.’
‘Bu harika.’ ’ Dedi Tom ve hemen dondurmacıya doğru yaklaştılar.İçerisi çok kalabalıktı.Özellikle küçükler buraya çok ilgi gösteriyordu.Hemen 3 dondurma sipariş ettiler.Çilekli, limonlu ve kakaolu.Bu dondurmalar lezizdi.Tom’un hayatında yediği en güzel dondurmaydı.Tom etrafa bakınırken birden süpürgelerin olduğu ‘Kaliteli Quidditch Malzemeleri’ dükkanını gördü.Babasına işaret etti ve hemen dükkana girdiler.Yüzlerce süpürge vardı ve hepsi de çok güzeldi.Ama Tom en çok Ateşoku ‘nu beğenmişti ama babası ona bunun için daha küçük olduğunu o yüzden Nimbus 2001’in daha uygun olduğunu söylemişti.abi doğal olarak Tom’un morali biraz bozulmuştu ama babası diyorsa haklıdır.Daha sonra Kazan dükkanına gitmişler ve iksir dersi için 5 tane altın kapı kazan aldıktan sonra buradan da çıktılar.Bir sonraki durakları ‘Aktar’ dı ve buradan da at boynuzu, kurutulmuş sümüklüböcek gibi iksir için gerekli tüm malzemelri aldıktan sonra tekrar çok kalabalık olan diagon yolu’na döndüler.Daha sonra babası Tom’a dönerek :
‘Şimdiki adresimiz ‘Ollivander’in Asa Dükkanı’.Buradan belki de hayatının sonuna kadar yanında bulunduracağın asanı seçeceksin.Ve bir asa büyücünün en önemli arkadaşıdır.O olmadan hiçbirşey yapamazsın.B yüzden dikkatli ol ve heyecanlanma.Şimdi biz seni dışarda beklicez.İçeri gir ve asanı al.’
Tom bu çok eski dükkanın kapısını çaldı ve içeri girdi.İlk kimseyi göremedi fakat daha sonra tezgahın altından yaşlı bir adam çıktı.Adam Tom’a dönerek :
‘Hoş geldin küçük bey.Heyecanlısın sanırım.Hazır olunca cevap ver ve başlayalım.’
‘Tamam o zaman hemen başlayalım.’
Yaşlı adam kafasını salladı ve raflardan birinden bir asa çıkardı.’Hımmmm.Bunu bir dene bakalım.’dedi ve Tom’a uzattı.Tom eli titreyerek asayı aldı ve alır almaz patlama sesine benzer bir ses duyuldu.Raflardan biri çöktü ve asalardan birkaçı yere düştü.Tom üzgün bir ifadeyle:
‘Özür dilerim efendim.Böyle olmasını istemedim.’
‘Hayır beyefendi.Önemli değil.Moralini bozma.Bu sıklıkla olur.Birde şunu dene bakalım.’
Tom uzatılan asayı tekrar aldı.Ve yine aynı şey oldu.Ve yine aynı şeyler.4. denemenin sonunda Tom:

‘Sanırım asamı seçemiyecem’ dedi üzgün bir şekilde.Dükkanın yaşlı sahibi:
‘Zaten büyücüler asasını seçemez.Asalar büyücülerini seçer bunu unutma.Biraz zor ama birde bunu dene.’ ’ dedi.Fakat şimdi diğerlerine göre daha heyecanlıydı.Asayı alan Tom asasını ileri doğrulttu.Ama hiçbirşey olmamıştı.Sonunda asasını bulmuştu Tom.

Ve Tom dışarı çıktı.Babası asanın parasını ödedi ve yanlarına geldi.Tom annesine:

‘Hadi Eeylops Baykuş Dükkanına gidelim.Buradan bizimle haberleşmek için bir baykuş al kendine.’
Ve Tom koşa koşa dükkana girdi.İçerde kafeslerinden çıkmaya çalışan bir sürü baykuş vardı.Tom hepsine baktıktan sonra ...