Örnek Rp:
Sabaha karşı uyumanın cezasını çekiyordu.Göz kapakları,açık durmaları gerekirken,inatla kapanıyordu.Ne gereği vardı bütün gece uykusuz kalmanın?Ama bilerek uyumamazlık yapmamıştı ki.Heyecandan uyuyamamış olsa bile,bunun bedelinin bu kadar ağır olacağını düşünmemişti.
Henüz uykuya dalmıştı ki,ona birkaç saniye gibi gelen bir süre sonra annesi,alt kattan seslenmeye başlamıştı.Önce annesinin uyarılarını duymazdan gelmeyi düşünmüştü.Ama genç kadın,Claire'nin odasına kadar çıkıp,kulağının dibinde avazı çıktığı kadar bağrınca,kadere boyun eğmek zorunda kalmıştı Claire.Doğrulup,yatağının üstünde oturdu.Gözleri,yeni doğmuş bir kedi yavrusunun gözleri gibi açılmaya uğraşıyordu.Yada gözleri kapanmaya çalışırken,Claire onları açmaya çalışıyordu.Odası yavaş yavaş gözlerinin önüne geldi.
Gördüğü ilk şey,uçlarında küçük,mor çiçekler olan,karbeyazı perdesiydi.Sonra gözü çalışma masasına kaydı.Masanın üstü savaş alanı gibiydi.Gelecek Postası'nın her bir sayfası birbirinden ayrılmış,kimi yerleri makasla kesilmişti.Claire,bu dağınıklığı bir yerden hatırlıyor gibiydi.Evet,evet!Şimdi hatırlamıştı.Uykuya yenik düşmeden önce kendi dağıtmıştı.Annesi farketmeden önce toplamalıydı ama şimdi uğraşmayacaktı tabii.
Gözlerini masasından kaçırıp,giysi dolabına baktı.Beyaz olduğunu bildiği dolabının,beyazlığı görünmüyordu.Çünkü üstündeki Quidditch takımlarının dev posterleri,dolabın görünmesini engelliyordu.Aşağı inerken pijamalarını değiştirmeliydi.Babası ve annesi pijamalarıyla inmesine kızıyorlardı.Ama bugün kızacak başka bir konuları olduğu için bunu önemsemeyeceklerdi.Zaten üstünü değiştiremeyecek kadar halsiz hissediyordu kendini.Pijamalarıyla salona indi.Salonun buz gibi olduğunu anladığında yatağına olan özlemi artmıştı.Şömine yanmıyor muydu yoksa?Vücudu kaskatı olduğu için,vücudunu hareket ettirmeden,gözlerini yana kaydırıp,zorlukla şömineye baktı.Cılız bir ateş yanıyordu ama şöminedeki ateşin kendine hayrı yoktu.
Annesi,oturduğu koltuktan hışımla kalkıp,ellerini beline koydu.Ateş saçan gözlerle Claire'ye baktı.
"Sen daha giyinmedin mi,Claire?Okul malzemelerini almayı düşünmüyorsun herhalde,ha?"
Claire,umutsuz bir şekilde omuzlarını düşürüp,başını önüne eğdi.Annesine uykusuz olduğunu söylemenin bir faydası olmayacağını biliyordu.Bu yüzden tartışmaya girmenin hiçbir anlamı yoktu.
"On dakikaya hazırım anne.Hemen çıkarız,değil mi?"
"Yaklaşık yarım saattir seni bekliyoruz kardeşinle.Biz hazırız.Hemen çıkabiliriz."
"Babam yok mu?"
"Hayır,işi çıktı.Hemen gidip giyiniyor musun yoksa bu sene Hogwarts'a gitmeye niyetin yok mu?"
Claire,koşar adımlarla odasına çıktı.Giysi dolanı açıp,içinden siyah bir pantolon,uzun kollu siyah bir tişört ve pelerini aldı.Ne olduklarına dikkat etmemişti bile.Sadece renklerine göre seçmişti.Hemen giyindi.Saçlarını taramakla uğraşmayıp,merdivenlerden inerken parmakları ile düzeltti.Aşağı indiğinde çok kötü görünüyor olmalıydı ki annesinin yüzünü buruşturduğunu gördü.Acele ile pelerinini düzeltip annesine gülümsedi.
Diagon Yolu'na geldiklerinde,Claire ve özellikle kardeşinin ağzı açık kalmıştı.Büyük bir kalabalık,bir acele,telaş vardı herkeste.Annesi,onların bu halini yüzündeki gülümseme ile izliyordu.Etrafı izlemelerine bir süre izin verdikten sonra,işe koyulmanın zamanı geldi diye düşünmüş olacak ki,genç kadın çocuklarına dönüp konuştu.
"Pekala,ilk önce nereye uğramak istersiniz?"
Claire de bu soruyu bekliyordu.Hemen cevap verdi.
"İlk önce asalarımızı alabilir miyiz,anne?Bu konuda gerçekten çok heyecanlıyım."
"Tamam.En iyi asaları nerede bulacağımızı biliyorum sanırım."
Bir yandan da gözlerini küçük bir dükkana çevirdi.Sonra çocuklarına dönerek konuştu.
"Çocuklar burası Ollivander'ın Asa Dükkanı.İnanın bana en iyi asalar burada bulunur."
Birbirlerinden ayrılmamaya çalışarak,yavaş yavaş sıyrılarak asa dükkanına doğru ilerlediler.
Dükkana girdiklerinde,şöminede harıl harıl yanan ateşten mi yoksa dükkandaki kalabalıktan mı olduğu belli olmayan mükemmel bir ısı vardı.Küçük,şirin dükkanda kapıdan biraz ilerde bir tezgah bulunuyordu.Tezgahın arkasında bir sürü küçük raf,raflarda da dikdörtgen şeklinde küçük kutular vardı.Rafların hemen önünde genç,güzel bir bayan müşterilerini memnun etmeye çalışıyordu.Kalabalığa yetişmeye çalışırken bile kibarlığı elden bırakmayan genç kadın,Claire'i çok etkilemişti.
Sıra onlara geldiğinde,annesi gülümseyerek Claire'e baktı.Claire gülümseyerek tezgahtar bayana dönüp,konuştu
"Merhaba efendim.Asa alacaktık.Yardımcı olur musunuz?"
Genç tezgahtar,gülümseyerek Claire'ya baktı.Sonra arkadaki raflara dönerek,üstten bir raha uzandı.Küçük,dikdörtgen kutuyu alıp,kapağını çarak Claire'nin önüne koydu.
Claire,heyecanla asayı eline aldığında raflardaki tüm kutular etrafa saçıldı.Claire,hemen asayı elinden bıraktı.
"Çok özür dilerim,efendim.Ben...üzg..."
Tezgahtar,gülümseyerek sözünü kesti.
"Sorun değil,canım.Küçük asamız senden pek hoşlanmadı sanırım.Ama senden hoşlanacak bir asa mutlaka olmalı."
Genç tezgahtar,bir taburenin üstüne çıkıp,en üstteki raftan bir kutu aldı.Kapağını açıp,Claire'ye uzattı.
"Kiraz ağacı,Ana teleği.13 inç.Sert.bir dene bakalım."
Claire,asayı eline alır almaz,ucundan küçük bir kıvılcım çıkıp,hemen söndü.Claire'nin içinde de aynı kıvılcım vardı ama onun sönmeyeceği belliydi.Heyecandan kalbinin atış hızı iki katına çıkmış gibiydi.
Annesi,asanın parasını ödedi.Küçük dükkandaki akıl almaz kalabalıktan sıyrılıp,dışarı çıktılar.Şimdi sıra diğer malzemelerdeydi.
rp out:Asa alma kurgusu üzerine yaptım rp'yi ama 2. veya 3. sınıf olmak istiyorum mümkünse.