|
| Yeni Filizlenen Hisler | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Autumn Wistend Hufflepuff 5. Sınıf Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 99 Yaş : 29 Kan statüsü : Melez Galleon : 10405 Ekspresso Puanı : 11 Kayıt tarihi : 11/09/10
| Konu: Yeni Filizlenen Hisler C.tesi 18 Eyl. 2010, 22:28 | |
| Orada durmaktan sıkılmış bir halde dikilirken Ethan’ın dudaklarından dökülen kelimeler, kelimelerden çok ses tonundaki o endişe, genç kızın büyük ihtimalle yapacağı son şeyi bir anlık duygu seliyle yapmasına neden olmuştu. Bir anda sarılmıştı üvey kardeşine, gözlerinden yaşlar boşalırken. Bedenini saran güçlü kollar kendini öylesine güvende ve huzurlu hissettirmişti ki.. Bir de o insanı çılgına çeviren müthiş kokusu vardı.. Parfümleri bu kadar çekici yapmalarının yasaklanması gerektiğini düşündü bir yandan genç büyücünün kokusunu içine çekerken. Ethan’a sıkıca sarılmış ağlarken sevgilisine veya duyduğu acıya dair hiçbir şey kalmamıştı aklında ve ona bir ağabeyden çok daha farklı duygularla sarıldığını fark ettiği anda kendini geri çekti. Neden bu kadar saçma bir hamlede bulunduğunu bilmiyordu veya neden ondan uzaklaştığında kendini boşluktaymış, eksikmiş gibi hissettiğini. Ve en kötüsü ise neden yeniden onun kolları arasında olmak istediğini.. Hafifçe salladı başını, kendini gerçekliğe döndürmek istercesine. Göz yaşlarıyla ıslanmış yüzü masum bir kız kardeş havasına bürünmüştü ama bunda ne kadar becerikliydi bilmiyordu. Bildiği tek şeyse o çocuğa karşı en ufak bir hisse sahip olmaması gerektiğiydi. Yani, o ağabeyi sayılırdı, değil mi? Hem nerden çıkmıştı şimdi bütün o düşünceler, Ethan onun üvey ağabeyiydi. Ailesini dağıtan adamın oğlu. Kuzeninin hoşlandığı çocuk. Bu kadar.
‘Ben.. şey.. üzgünüm- sadece sanırım.. sadece bir kardeşe ihtiyacım vardı şu anda..’ Ağzında bir şeyler gevelerken yanaklarının kızarmamış olmasını diliyordu sadece. Ayrıca kardeş mi? Az önce ona sarıldığında hiç de kardeşçe duygular hissetmediğine emindi. Bir anda her şeyi anlatırken buldu kendini, hala kendini oradan uzaklaşmak için ikna etmeye çalışırken. ‘Dyras, yani eski sevgilim..’ diye açıklamaya başladı genç kız. Karşısında duran kardeşinin aslında sevgilisinin adını zaten çok iyi bildiğini nerden bilebilirdi ki? Dudağını ısırarak yalnızca bir kaç saniyeliğine karar vermesi zor bir ikileme düştü Autumn. Kalırsa geri dönüşü olmayan şeyler olabileceğine dair bir his vardı içinde. Hem ona neden anlatacaktı ki olanları? Sadece çekip gitmesi yeterdi, bir açıklama yapmasına veya orada kalmasına gerek yoktu ve bu davranışının Ethan için sürpriz olacağını da sanmıyordu. Ama şimdi böylesine incinmiş ve kendini değersiz hissetmişken bir şeyler anlatmayı gerçekten de çok istiyordu. Anlatacağı kişi Ethan bile olsa. ‘Şey- biz ayrıldık, yaz başında. Ama o şimdi, yani bilmiyorum, yeni bir sevgilisi var sanırım ve sonra az önce… off neyse. ’ Neden koridorun ortasında yanakları yaşlarla ıslanmış bir şekilde kendini bu çocuğa karşı tamamen savunmasız bıraktığını bilmiyordu ve içinden kendisine lanetler savurup duruyordu. Uzaklaş Autumn. Yatakhanene git ve uyu. İçindeki sesi dinlemeye karar verdiği anda başını kaldırdı ve bakışları bir çift endişeli mavi gözle birleşti. Onun böylesine muhteşem renklere sahip gözlerinin olduğunu daha önce fark etmemişti, ya da şu anda onu etkileyen göz rengi değil, gözlerinin içinde gördüğü o duygulardı. Ah hayır, ne saçmalıyorum yine? Aklına sok bunu kızım, o senin üvey kardeşin! Ona yeniden öfke dolu bir bakış atmaya yeltendi ama bu sefer kendini ne kadar zorlasa da başarılı olamadığını biliyordu. İçindeki nefreti yeniden alevlendirmeye çalıştı, aklına ailesinin nasıl dağıldığını, babasının nasıl evi terk ettiğini getirdi.. Ama her denemesinin sonunda ona sarıldığı anda hissettiği o tarifsiz mutluluğu anımsıyordu. Bu, tehlike demekti ve hemen arkasına bakmadan koşması gerekiyordu. Mantıklı ol Autumn! Nasıl bir anda ona karşı böylesine tehlikeli derecede duygularla dolduğunu bilmiyordu ve bunun sadece Dyras'a olan kızgınlığının sonucu olmasını diliyordu. Ne yazık ki gerçeğin bu olmadığını kendisi de biliyordu ve yeni yeni oluşan bu hislerini yok etmek istemediğini de. Onun kollarındayken, kendini öylesine huzurlu hissetmişti ki.. Bu garip his bedenini sardığında neden Dyras ona sarıldığında da aynı şeyleri hissedemediğini merak etti. Bu çok farklıydı.. Belki ağabeylere sarılınca böyle oluyordur? Saçma sapan düşünceler zihnine akın ettiğinde aslında düşünmekten yorulduğunu farkına vardı. Gidiple gitmemek arasında kalmıştı ve vereceği kararın aslında sadece şu anda gitmesiyle veya kalmasıyla ilgili olmayacağını biliyordu..
| |
| | | Ethan Cholonis Ravenclaw 6. Sınıf Öğrencisi & Sınıf Başkanı
Mesaj Sayısı : 59 Galleon : 10395 Ekspresso Puanı : 10 Kayıt tarihi : 12/09/10
| Konu: Geri: Yeni Filizlenen Hisler Paz 19 Eyl. 2010, 20:57 | |
| Bedenini kendi kolları arasında hissediyor olmak tanıdık bir duygu değildi. Üvey kardeşine hiç mi sarılmamıştı? Düşünüyordu da gerçekten hiç sarılmamıştı. Hatta bir metreden fazla yanına yanaşmamıştı bile. Aralarında her zaman bir mesafe vardı. Sanki aşılamayacak duvarların ardındaki iki yabancı gibi. Ethan adım atmaya, duvarı delmeye çalışan taraf, Autumn ise delinen duvarları alçılamaya çalışan taraf. İlişkileri çıkma boyutuna gelmek değil, üvey kardeş de olsa kardeşliği bile yaşayamamışlardı. Daha önce de dediği gibi bir evdeki iki yabancıyı oynuyorlardı ve bu kesinlikle Ethan’ın canını acıtıyordu. Zaten o anda kollarındakinin bir yıldır arzuladığı, sarmalama isteğiyle yanıp tutuştuğu beden olduğunu kabullenmek zordu. Arzusundan daima emin olduğu halde hiçbir zaman elde edemeyeceğini düşünüyordu. Daha doğrusu hayatta isteyip de elde edemeyeceği tek cadı olduğunu… Çevresindeki bir çok kız Ethan ile çıkmak için sıraya girerken, hiç birine gözünün ucuyla bile bakmıyordu. Elbette onları küçümsemiyordu ama Autumn’dan başka bedenlerde aşkı aramak onun için saçmalıktı hatta daha ötesiydi. Aşk kavramının beden bulmuş, somutlaşmış haliydi Autumn onun için. Hayattaki her şeyinden uğruna vazgeçebileceği insandı… Uğruna canını değil her şeyini feda edebilirdi. Göz yaşlarını cübbesinin omuz kısımlarında hissedebiliyordu. Bu kadar yakınındayken, kalp atışlarını hissedebiliyorken ve ılık nefesi yüzünü yalayıp geçebiliyorken, nemli dudaklarının tadına bakmak istiyordu. Çok mu ileriye giderdi? Büyük ihtimalle evet fakat kesinlikle beyni ve kalbi deli gibi bunu yapması gerektiğini söylüyordu. Ethan’ın düşündüğü ve bildiği tek şey ise karşılık alamayacağıydı. Dudaklarını dudaklarına bastırdığında ilk şokla geri çekilmeyecekti Autumn, fakat sonra aniden kendini geri çekip bir daha on metre yanına bile yaklaşmayacaktı. Kötü çocuk olduğu gibi, sapık da olacaktı gözünde. Ah, karmaşalar gerçekten zihnini bulandırmaktan başka bir şey yapmıyordu.
Melodik sesini dinlerken kendisinden öylesine geçmişti ki kulaklarına dolan bir ninni gibi geliyordu. Anlattıkları her ne kadar onun için üzücü şeyler de olsa kendisiyle bağırmadan, kavga etmeden konuşuyor olması mükemmeldi. Kutlanmaya bile değerdi. Söylediklerinin ardından kısa bir süre sessizlik oldu, ardından Ethan konuşmaya başladı. ’Kendini üzmemelisin prenses. Kimse senden, kendinden değerli değil. Seni kaybettiği için bırak kendi üzülsün. Çevrende, çok yakınında seni kazanmak isteyen o kadar kişi varken sen ona takılı kalırsan, o bundan daha çok mutluluk duyar. Bırak o pişman olsun’ Eliyle çenesini kavradı ve gözlerini, gözlerine odakladı. Bakışlarının içinde öylesine kaybolmuştu ki, kendisini hipnotize olmuş gibi hissediyordu. Engel olamadan, bedenini onunkine yaklaştırdı koluyla belini kavradı ve bir süre yaşadığı tereddütten sıyrılarak dudaklarını dudaklarına bastırdı. Yumuşak, titrek ve narindiler. Dudaklarında akan göz yaşlarının tuzlu tadını hissedebiliyordu. Bunu yapmaması gerektiğinin de farkındaydı ama engel olamamıştı işte. Sonuçlarına katlanacağını bilerek söz geçirememişti kalbine. Yavaşça dudaklarını ayırdı ve kızın şaşkın bakışlarını yakaladı. Şaşkın ve öfke dolu olmalıydı. Belindeki elini geri çekti ve gözünün önüne düşen bir tutamı alıp kulağının arkasına yerleştirdi. Elinin dış yüzüyle yanağını okşadı ve neredeyse fısıldıyormuş gibi ’Sen asla benim için üvey kardeş değildin Autumn. Bense her zaman senin için nefret edilesi, aileni, düzenini bir anda dağıtan adamın oğluyum. Bunun farkında olmadığımı zannetme. Bunun için bugüne kadar sabrettim. Bir yıl Autumn, bir yıldır kendimi geri çekmeye çalıştım. Biliyorum şuan bana her zamankinden daha da derin bir nefret duyuyorsun. Umurumda değil diyemem ama, kendimi daha fazla tutamazdım. Bana sarıldığında kalbimde oluşan hareketlenmeye dur diyemezdim’ Sesi işlediği suçun ardından pişman olan küçük bir çocuğunki kadar masumiyet doluydu. İstenmeyen kişi olarak, tek yapabileceği içten olmaktı.
| |
| | | Autumn Wistend Hufflepuff 5. Sınıf Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 99 Yaş : 29 Kan statüsü : Melez Galleon : 10405 Ekspresso Puanı : 11 Kayıt tarihi : 11/09/10
| Konu: Geri: Yeni Filizlenen Hisler Ptsi 20 Eyl. 2010, 17:09 | |
| Prenses.. Kendini gerçekten de prenses gibi hissettiriyordu Ethan, sözleri ve ses tonunun yumuşaklığıyla. Ayrıca genç büyücü boşuna nefesini tüketiyordu ona kendini iyi hissettirmesini sağlayacak kelimeleri sarf ederken, Autumn lanet sevgilisini ve ona dair her şeyi çoktan unutmuştu ki. İçindeki ses her ne kadar gitmesi için haykırsa da o bu yeni tanıştığı yoğun hislerini bir kenara bırakıp gitmek istemediğine emindi. İstediği şey o’ydu, karşısında duran ve nefret ettiğini sandığı o çocuk, Ethan. Şaşırarak kendisine doğru yaklaşmasını izledi genç kız, belini saran kolu hissettiğindeyse birazdan olacakları biliyordu aslında, tıpkı buna engel olmak istemediğini bildiği gibi. Kararsız bir ifade vardı bakışlarında, farkındaydı ama oğlanın gözlerinin içine baktığında ve dudakları birleştiğinde ise tüm o kararsızlığı en ufak bir iz bile bırakmadan ortadan kaybolmuştu. Aniden birbirinden farklı duygular kuşattı bir anda genç kızı. Şaşkınlık, tutku ve adını dahi bilmediği tüm o garip hisler. Daha önce yaşamadığı türden ama aynı zamanda ayaklarını yerden kesen o garip hisler. Kendini daha önce hiç olmadığı kadar mutlu ve güvende hissettiren, asla bitmesini istemediği o tuhaf şey. Oysa asıl hissetmesi gerekenin sınırsız bir öfke olduğunu farkındaydı. Ama olmuyordu işte, bedenleri böylesine yakınken, dudaklarının tadını almışken, bunu beceremiyordu. Öpüşmeleri kısaydı ama Autumn’a çok yeni duygular tattırmıştı ve bütün bunların sebebi olan genç büyücü kendini geriye çektiğinde yüzünden atamadığı o aptal ifadeyle öylece kalakalmıştı. Ne yapması, söylemesi gerektiğini dahi bilmiyorken yeniden teninde hissetti onun ellerini. Saçını alıp geriye atarken ve çoktan kırmızının en koyu renklerinden birine ulaşmış olan yanaklarını okşarken içinin titrediğini hissetti. Bu hisler onu korkutuyordu. Hayır, olmaması gerekiyordu. Ne var ki, mantığı onu terk edeli çok olmuştu.
Hala çok yakınlardı ve onun söyledikleri, daha doğrusu fısıldadıkları, normal bir zamanda olsa yüzüne okkalı bir tokat atıp gitmesine neden olurdu. Sonra da gördüğü her yerde öfke dolu bakışlarından birini fırlatırdı, olur biterdi. Şimdiyse tam olmak istediği yerdeydi ve bundan vazgeçmek istemiyordu. Olanları hazmetmek istercesine yutkundu genç kız, öylesine karışmış bir haldeydi ki. Elini boynuna götürdü, hafifçe iç çekerken. Gerçekliğe dönmesi gerekiyordu, şu anda yaşadıkları şey yanlıştı ve ne kadar çabuk biterse o kadar iyiydi. ‘Ethan, hayır. Yani, olanlar, sen ve ben. Ben, bilmiyorum, her şey öylesine ani oldu ki.. Kaitlyn beni asla affetmez ve Simon.. Tanrı aşkına, o daha on bir yaşında, senden nefret ediyor ve psikolojisi ne hale gelir düşünsene!’ Sesi yalvarırcasına bir tona büründüğünde ve aslında onun en ufak bir itirazında yeniden kollarına atılabileceğini fark ettiğinde rahatsız olmuşçasına kıpırdandı. Kendine neler olduğunu anlamamıştı ve tek bildiği bunların olmaması gerektiğiydi. ‘Pehh, saçmalık.’ Genç kız kaşlarını çatarak bu saygısız sesin geldiği yöne baktı. Tahmin etmesi zor değildi, tablolar yine her şeye burunlarını sokuyorlardı işte. ‘Sen işine baksana!’ Kızgınlığının ne tabloya ne de başka birine olmadığını biliyordu. Kendine kızıyordu aslında, bu denli korkak olduğu için. Kalbinin içinde bir şeyler delicesine onu istediğini haykırırken dinlemeye korktuğu, sonrasında olabileceklerle yüzleşemeyeceğini kendine tekrar edip durduğu için. Ethan ona bütün hislerini açıkça söylemişken onlarla başa çıkamayarak kaçmaya çalıştığı için. Ve genç kız bir şeyi farkına vardı o anda, Ethan’dan bu denli nefret edip kendini uzak tutmasının nedeninin ailesini dağıtan adamın oğlu olması olmadığını, aksine onun o nefes kesici güzelliğe sahip gözlerinin büyüsüne kapılmaktan korkması olduğunu. Kendini nasıl da başarıyla kandırdığını ve şimdi tam da gerçekliği farkına varmışken, içinde yeni yeni filizlenen hisleri öldürdüğünü. Hayır, istediği bu değildi ama olması gereken buydu ve yapabileceği bir şey de yoktu.
| |
| | | Ethan Cholonis Ravenclaw 6. Sınıf Öğrencisi & Sınıf Başkanı
Mesaj Sayısı : 59 Galleon : 10395 Ekspresso Puanı : 10 Kayıt tarihi : 12/09/10
| Konu: Geri: Yeni Filizlenen Hisler Salı 21 Eyl. 2010, 17:52 | |
| Söyledikleri ok gibi kalbine saplanıyordu ve canı acıyordu. Bir yıldır olmadığı kadar canı acıyordu. Karşılık alamayacağını bilmeden sevse de yüreği, olmayacağını onun dudaklarından dökülüşünü izlemek her şeyden zordu. Boğazının ortasına yumruk atmış gibi düğümlenmişti. Yutkunamıyor, konuşamıyordu. Hatta nefes bile alamıyordu. Sanki oksijen tüpüne bağlıydı ve bir anda gelip biri fişini çekmişti. Hayat durmuş, anlamını yitirmiş ve artık dönüşü olmadığını bilerek diğer tarafa geçmiş gibi hissediyordu. Ne söyleyeceğini bilemiyordu, ki söylenecek kelime bulması zordu. Ona kızmıyordu kesinlikle fakat kardeşinin üzülmesini kendine bahane olarak sunuyor olduğunu düşünüyordu. Kısacası kardeşi Ethan’ı sevse bile, Autumn’un başka bahaneler üreteceğini düşünüyordu. Ve kızgınlığının ona olmadığını söyleyip, kendini buna inandırsa da aslında kızgındı. Damarları belirginleşmiş, yüz hatları sertleşmişti. Sanki her an patlamaya hazır bir bomba gibiydi. Çevresine öfkesini, dehşetini saçacakmışçasına. Bu kadar kızmasına bir anlam yüklemek zordu. Kelimeleri kullanırken alacağı cevapları tahmin edebilmeliydi. Bir anda söylediklerine hakim olamadan öfkenin dorukta olduğu kelimeler döküldü dudaklarından. ‘ Bir tek senin mi ailen dağıldı ha? Babamın, annem kahpenin teki olsa dahi onu terk edip senin annenle evlenmesi için çok mu can attım? Ya da evlendiklerinde çok mu sevindim? Babamın yaptıklarıyla gurur duyup onun çocuğu olmaktan dolayı onurlandığımı filan mı gösterdim? Seninle aynı evin içinde olup bana nefretle bakmandan çok mu haz ediyorum? O kadar yakınımda olup sana yabancı olmaktan çok mu mutluyum? Ya da kısacası oradan çok mu mutlu gözüküyorum? Benim için her şey yolunda gibi mi gözüküyor? Eğer böyle görüyorsan gerçekten bir doktora görünmelisin. Ve şunu bil, aptal değilim. İstemiyorsan kardeşini filan öne sürme, Autumn. Sürmüş olsan bile kardeşin beni kendinden çok seviyor olsa bile başka bir bahane bulacaktın. Neyse uzatmaya gerek yok, boş ver unutsun gitsin.’ Söylediklerini hışımla söylemiş olsa bile geri adım atmazdı. Aşkı için bile olsa geri adım atmaktan nefret ederdi. Bu yüzden gözlerinin içine baktı ve arkasını dönüp ilerlemeye başladı. Adımlarını yavaş atıyordu. Akmaması gereken bir damla göz yaşını eliyle sildi.
Hayat bir anda tekrar durmuştu kalbinin merkezinde. Kalbi bir şehir, duyguları halk. Ve tüm halk göç edip gitmişti sanki. Gökyüzünü kara bulutlar kaplamış, çaresizlik şehrin üstüne çökmüştü. Ne yöne gideceğini şaşırmış kuşlar geziniyor, çıkardıkları sesler kalbindeki acıyı temsil ediyordu. Ve bir parça da korkuyordu aslında karanlık tek başına dolaşan bir çocuk gibi. Her adımda geride bıraktıklarını düşündükçe kalbi deli gibi atmaya başlıyordu. Bir anlığına da olsa duraksadı. Belki de bir umutla gitme diyen bir ses bekliyordu. En azından duymak istiyordu yalnızca bir kelimeyi. O kelimeyi duyduğu anda geri dönebilirdi. Hatta birkaç dakika önce yaptığı gibi belinden kavrayıp ona sımsıkı sarılabilirdi. Kısacası her şeyi bir anda düzeltebilirdi.
| |
| | | Autumn Wistend Hufflepuff 5. Sınıf Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 99 Yaş : 29 Kan statüsü : Melez Galleon : 10405 Ekspresso Puanı : 11 Kayıt tarihi : 11/09/10
| Konu: Geri: Yeni Filizlenen Hisler Salı 21 Eyl. 2010, 20:00 | |
| Tokat yemişçesine bir şok ifadesi vardı genç kızın yüzünde. Gözleri az önce olanlara inanamıyormuş gibi kocaman açılmıştı ve onun arkasını dönüp uzaklaşmaya başladığını fark ettiğindeyse ılık bir damla göz yaşı aktı zaten fazlasıyla ıslanmış olan yanaklarına. Bu seferkinin diğerlerinden tek farkı ağlamaya değer biri için olmasıydı, nedenini kendisi bile anlayamasa da. Onunla pek çok kez kavga etmiş olmalarına rağmen hiçbiri böylesine bir acı yaşatmamıştı ona. Bu sanki.. içini parçalıyor gibiydi. Hem neden bu kadar sinirlenmişti ki? O sadece mantığını dinliyordu ya da öyle yaptığını kendine kabul ettirmeye çalışıyordu. Neden olacak aptal! Seni gerçekten seviyor da ondan! Autumn da içinde bir yerlerde çok iyi biliyordu asıl sebebinin ne kardeşi ne de kuzeni olmadığını, kabul etmemek için diretse de. Aslında tek korkusu onu sevmekti. Onun kendisine acı çektirebileceğini biliyordu, nasıl tek bir öpüşüyle ayaklarını yerden kesebiliyorsa, gidişiyle de parçalıyordu sanki genç kızın ona yer olmadığını ısrarla savunduğu kalbini. Ona ilk sarıldığı o anki bütün huzur yerini sonsuz bir sızıya bırakmıştı. İşte tam da bu yüzden istemiyordu onunla olmayı. Ona bütün duyguları doruklarında yaşatmıştı bir iki dakika içinde ve Autumn eğer çok sevmeyeceği biriyle birlikte olursa incinmeyeceğini sanıyordu. En azından, bu akşama kadar hep böyle idare etmişti. Sonra o, bu kadar zaman boyunca üvey kardeşten öte bir kavramı ona yakıştıramamış olduğu çocuk, geliyordu ve her şeyi baştan sona değiştiriyordu. Ve eğer hemen şimdi bir şeyler yapmazsa Ethan’ın bir daha onunla konuşmak istemeyeceği gibi bir düşünce kaplamıştı tüm benliğini. Bunu hayal etmek bile nefesinin kesilmesine neden oldu.
Tıpkı az önce bütün bedenini kaplayan o yoğun duyguları gibi şimdi de nereden geldiğini bilmediği bir cesaret dolmuştu içine. Hayatında ilk kez, risk almaya karar verdi. Göz yaşları birbiri ardına dökülürken, pişman olacağını bile bile bağırdı arkasından. ‘Ethan.. Ethan!’ Ne diyeceğini bile bilmezken onu durdurması aptallıktı, ama kesinlikle gitmesini istemiyordu. Yeni oluşan bu duygularını söküp atmak istemiyordu. Ethan’ın herhangi bir şey yapmasına veya söylemesine fırsat vermeden koşarak kapattı aralarındaki mesafeyi. Nasıl birdenbire kucağına atladığını dahi bilmiyordu, kollarını onun boynuna sararken. Sımsıkı kapatmıştı gözlerini, Ethan’a sarıldığı o anı yaşamak istiyordu, gereksiz ayrıntıları görmek yerine. Kokusunun içine dolmasına izin verdi, sanki aşk iksiriymişçesine onu etkisi altına alırken. Ait olduğu yerin burası olduğunu farkına vardı bütün o umutsuzca duygular bedenini terk ettiğinde. Yine başarmıştı ona kendini harika hissettirmeyi. ‘Ben.. Ben çok üzgünüm. İstediğim şey bu değildi. Sadece sana aşık olmaktan korkuyordum.’ Bunu sesli bir şekilde ifade edince kabullendi gerçekliği. Ama artık düşünmek veya mantığını dinlemek istemiyordu. Tek istediği şeyin kolları arasındaydı şu an ve geriye kalanlar onu hiç ilgilendirmiyordu.
| |
| | | Ethan Cholonis Ravenclaw 6. Sınıf Öğrencisi & Sınıf Başkanı
Mesaj Sayısı : 59 Galleon : 10395 Ekspresso Puanı : 10 Kayıt tarihi : 12/09/10
| Konu: Geri: Yeni Filizlenen Hisler Çarş. 22 Eyl. 2010, 19:05 | |
| İşte yeniden kollarındaydı… Hiç beklemediği gibi bir anda filizlenmişti içindeki umut dolu gelecekleri. Gözünün önünden geçen kareler gerçekten de mutlu olacaklarına inancının göstergesiydi. İki üvey kardeşin aşkı ne kadar mantıklı olabilirse o kadar mantıklı olacaklardı ilişkileri boyunca. Ethan onu sarmalayacak, her yanını sevgiyle kuşatacak ve onu el üstünde tutacaktı. Narin bir çiçek kadar üstüne titreyecekti. Karşılıksız sandığı sevginin aslında yalnızca basit bir korkudan ibaret olduğunu anlaması şaşırmıştı. Az önce yaşadığı burukluk bir anda silinmiş, saçlarındaki eşsiz koku ciğerlerine kadar ilerlemişti. Her nefes alışında duyumsamak istediği kokuyu bulmuştu. Sarılmaktan korkmayacağı, gözünden sakınacağı insan ondan başkası değildi. Her şeyiyle seviyordu onu. Tüm benliğiyle. Bir an olsun bile yanından ayrılmamak için her şeyini verirdi. Fakat tereddüt vardı gözlerinde. Sanki bir şeylerden kendini geri çekmek istiyormuş gibi, korkmuş küçük bir kız gibi. Gözlerindeki endişenin sebebini sormak için açıldı dudakları. ‘ Bir sorun mu var Autumn? Gözlerinde endişeyi görüyorum. Artık silkelen endişelerinden herkese ne kadar mutlu olacağımızı gösterelim. Yaptığımız şeyin mantığa aykırı olsa da aşk ile olduğunu gösterelim. Biz olduğumu, birbirimizi sevdiğimizi gösterelim herkese. El ele tutuşup çıkalım herkesin ortasına. Hatta sana şuanda burada ya da gidip şölende bağıra bağıra seni sevdiğimi bile söylerim. Sen benim bir tanemsin Auutmn, bu hep böyle olacak.’ Konuşurken güven vermek istermişçesine elleriyle küçük yüzünü kavradı ve sevgi dolu bir bakış attı. Ethan yanındayken hiç kimsenin ona zarar veremeyeceğini bilmesi gerekiyordu. Kendi hayatı pahasına koruyacaktı onu.
Elini tuttu, gözlerinin içine bakmayı sürdürdü. Dudağına bir öpücük daha kondurmak istiyordu. Çevrede kimin gördüğü umurunda değildi. Ve ondan bir cevap beklemiyordu. Daha doğrusu beklediği cevapları vermesinden korkuyordu. O yüzden belki de dudaklarını bir kez daha mühürlemek istiyordu. Yavaşça eğildi ve bu sefer kısa süre sürmemesi için elinden geleni yapacaktı. Nemli dudaklarını hissetmek kalbinin daha hızlı atmasını sağlıyordu. Dünya o anda Ethan için durmuştu. Mutluluğu yakalamış, anın keyfini çıkartıyordu. Sevdiği insanla olabilmenin zevkine varıyordu. Ona sıkıca sarılmak ve bir daha bırakmayacağına dair sözler veriyordu kendi kendine kafasında. Kimseden çekinmiyordu fakat şaşkınlık dolu bir ses duyunca geri çekildi. Sağdan gelen sese doğru doğrulttu bakışlarını. Gördüğü kişi, Autumn’un kuzeninden başkası değildi. E, ne yani yakalanmış mı sayılıyorlardı ilk günden hatta ilk dakikadan? Açıkçası umurunda değildi. Yüzüne çarpık bir gülümseme koydu, ellerini saçının arasına daldırdı ve ‘ Ee, şey, mm, selam, basılmış mı oluyoruz?’ Ardından bir kahkaha patlattı. Olayın ciddiyetinin farkında değildi. Hem de hiç.
| |
| | | Autumn Wistend Hufflepuff 5. Sınıf Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 99 Yaş : 29 Kan statüsü : Melez Galleon : 10405 Ekspresso Puanı : 11 Kayıt tarihi : 11/09/10
| Konu: Geri: Yeni Filizlenen Hisler Perş. 23 Eyl. 2010, 20:07 | |
| Midesinde bir şeyler kıpırdıyordu adeta, Ethan onu öperken. Daha önceki hiçbir şeye benzemiyordu bu his, sanki yeniden hayat bulmuşçasına öpüyordu onu. İlk öpüşmelerinden daha farklıydı bu, biraz daha tutku vardı sanki bu seferkinde. Eğer aşk denen şey buysa, kesinlikle aşk doluydu öpüşmeleri. Ancak ne var ki bunun koridorda olmaması gerektiğini tamamen unutmuş olmalıydı, şükür ki herkes hala tatlısını bitirmekle meşguldü. ‘Autumn- ne?' Hızlıca çekti bedenini Ethan’ınkinden ve yüzündeki o şok ifadesiyle sesin geldiği yöne döndü. ‘Catt?’ Kuzeni hayatında ilk defa yemekten erken kalkmıştı ve bula bula da bu günü mü bulmuştu yani? Vücudundaki bütün kanın yanaklarına hücum ettiğini hissetti genç kız, suçluluk dolu bir ifade sinmişti bakışlarına. Az önce oğlanın dudaklarına yapıştırmış olduğu dudaklarını ısırıyordu şimdi, değerli bir vazo kırmış da yakalanmış küçük bir kız çocuğu gibiydi o anda. Ethanın kahkahasıyla sıyrıldı düşüncelerinden ve ona çevirdi bakışlarını yardım istercesine. Oysa onun dünyadan haberi yoktu, halinden oldukça memnun bir şekilde duruyordu orada. Nereden bilebilirdi ki Autumn’un kuzenine ihanet ettiğini? ‘Catt, lütfen dinle. Ben..’ Sesinin yalvarırcasına bir tonda çıkmasına engel olamamıştı, gözleri yeniden dolarken. Bugünlerde iyice sulu göz olup çıktığını düşündü birden ama bu saçma ve son derece alakasız fikir yok olup gitti, kuzenin bakışlarında yakaladığı o tiksinmeyle birlikte. Kendinden, az önce yaptığından utanıyordu ama pişman olduğunu da söyleyemezdi. Ethan onu mutlu ediyordu, bunun neresi yanlıştı ki?
‘Sen – o? Nasıl yaa?’ Kızın şaşkınlığını tuhaf bulmaması lazımdı aslında. Bütün bir yıl boyunca ona duyduğu nefreti anlatıp durmuşken özellikle de.. Yaptığı hatanın farkında bir ifade yerleşmişti yüzüne, hala durumu nasıl toparlayacağını bilemezken. Onu zorla öptüğünü falan söyleyebilirdi belki ama Ethan’ı ne kadar çok istediğini görmemek için en az bir aptal olmak gerekirdi. Küçük bir hata olduğunu ve bir daha tekrarlanmayacağını söylerse, bu sözünü tutamayacağından öylesine emindi ki.. Ethan bu kadar kısa bir sürede bile ona böylesine harika hissettirmişken ondan vazgeçme fikri tüylerini ürpertiyordu. Bunları hemen aklından gönderdi ve hızlıca yeni bir bahane üretmeye başladı ama lanet olsun ki hiçbir zaman yalan söylemeyi becerememişti. ‘Catt, biliyorum ve gerçekten berbat hissediyorum ama anlamalısın. Ethan.. Ondan çok hoşlanıyorum ve lütfen Catt. Ona söyleme, bunu ben yapmalıyım.’ Eğer onunla bir şeyler yaşayacaksa bunu kendisinin söylemesi önemliydi. En azından öyle olduğunu düşünüyordu ve bunu nasıl yapacağı konusundaysa en ufak bir fikri dahi yoktu. Elini boynuna götürdü, gergin olduğunda hep yaptığı gibi. Kuzeninin ona bu iyiliği yapacağına emindi ama yine de korkuyordu. Değer verdiği iki insanı bir çocuk oğluna kaybetmekten ölesiye korkuyordu ama ne var ki Ethan sıradan bir çocuk değildi ki. O öylesine farklıydı ki.. Sadece yakışıklı veya çekici bir gülümsemeye sahip olması değildi onu farklı yapan. Duruşu, bakışı, öpüşü.. Bir de gözleri vardı tabii. Gözleri onu en çok etkileyen yeriydi Ethan’ın, boğulacak gibi oluyordu onun o mavi gözlerine daldığında. Ve bunları hissettiği için kendini suçlu bulması ona öylesine saçma gelmeye başlamıştı ki. Ne yani, birini sevmesi neden bu kadar sorun olmuştu ki? Çünkü kuzenin ondan hoşlanıyordu, o kapılmıştı, şapşal! ‘Size inanamıyorum.’ Kuzeni bakışlarını abartılı bir tiksintiyle Ethan’a baştan aşağıya süzerken. Autumn sessizce gülümsedi içinden, hiçbir kızın onun kadar hoş birini beğenmemesine imkan yoktu. Kendisi bile anlayamıyordu şu anda bütün bir yıl boyunca onun harika vücudunu nasıl fark etmediğini veya umursamadığını. Aklı tamamen Dyras’la meşgul olmalıydı herhalde.. ‘Catt, lütfen..’ Kaçıncı kez yalvarıyordu bilmiyordu ama kuzeninin başkasından duymasını kesinlikle istemiyordu. Ona güzel bir şekilde söylemeyi planlıyordu, onu bir daha görmek istemeyecek olsa bile. ‘İyi. Ne haliniz varsa görün.’ Başını onaylamayan bir tavırla iki yana sallayan kız Autumn ve Ethan’a iğreniyormuş gibi bir bakış fırlatıp yürümeye başladı. İç çekti hafifçe, rahatlamışçasına. Eh, ilk krizi atlatmıştı en azından. Sırada Ethan vardı.. Az önce herkesin içinde bağırabileceğini söyledikten sonra kesinlikle bu söyleyeceklerinden hoşlanmayacağını biliyordu. ‘Ethan..’ Vereceği tepkiden emin olamayarak konuşmaya başladı genç kız. ‘Şey, bundan hoşlanmayacağını biliyorum ama, az önce sende gördün.. Bir süre, yani, sen ve ben.. şey yani gizli takılsak olur mu?’
| |
| | | | Yeni Filizlenen Hisler | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |