İsim: Aaron Hayden Christensen (Değişecekti)
Cinsiyet:Erkek
Sihirsel Soy:Safkan
Asa: Alınmadı
Kişilik Özellikleri: Dışarıdan bakıldığında hiç duygusu yokmuş izlenimi bile verebilir. Özellikle üzüntülerini ve zayıf yönlerini büyük gayretle dışarıdan gizler. Zaman zaman güç olsa bile olduğundan daha güçlüymüş havası verir. Öfkelendiğinde tek yardımcısı mantığıdır. Kontrolünü kaybederse karşısındakine zarar verebilir. Birine gerçekten aşırı sinirlendiğinde sanki gözlerinin önüne bir sis iner ve sadece karşısındakine nasıl zarar verebileceğini düşünür. Bu başına bela almasına neden olsa da zamanla öfkesini biraz kontrol altına almaya başlamıştır. Sorunların üzerine balıklama atlamaktansa zekâsıyla çözmeyi tercih eder. Karakteri ortalamadır. Çok çalışkan değildir ama tembel de değildir. Çok güçlü değildir ama güçsüz hiç değildir. Hogwarts öncesi gittiği okullarda notlarının yüksek olmasının tek nedeni zekâsıdır. Karakterinde memnun olduğu tek şey de odur.
Fiziksel Özellikleri: Açık kahverengi saçları genellikle oldukça kısadır. Yeşili andıran mavi keskin gözlere sahiptir. Uzun boylu ve zayıftır. Bu başını iriyarılarla belaya soktuğunda zararlı çıkma nedenlerindendir. Giyim tarzı rahattır ama şık sayılabilir. Uzun uzun uğraşılan kıyafetlere kıyasla sade şeyleri tercih eder. Etkileyici bir gülümsemesi vardır ve bu genellikle yetişkinler üzerinde kullandığı bir şeydir. Başını dertten kurtaran donuk veya masum bakışlarla bakması da benzer sonuçları sağlar.
Aile Geçmişi: Babası Brogan uzun yıllar şifacı olarak çalışmış sonra emekli olduğunda evinde büyük sessizlik istemesine neden olan kitap yazma işine girişmiştir. Şifa ve bitkiler ile ilgili 3 kitap yayınlamış 4. üzerinde çalışmaktadır. Yazmakta tıkandıkça huysuzlaşır. Aile üyelerinin canını oldukça sıkabilir. Annesi Emily Uluslar arası sihirsel işbirliği dairesinde çalışmaktadır.
Hayden’in kendinden yedi yaş büyük bir abisi vardır. Onun Hogwarts’a başladığı sene mezun olan Dominic yedi yıl başarılı bir şekilde Ravenclaw binasında okumuştur ve şimdi seherbazlar arasında yer almaktadır. Her ne kadar abisi onun aksine her açıdan dört dörtlük biri olsa da Aaron mümkün olduğunca kıskançlıktan uzak durur, abisiyle arası işleri yüzünden anne babasıyla – çoğunlukla babasıyla olduğundan daha iyidir. Annesi iş ve ev arasında dengeyi başarıyla kursa da babası aynı yeteneğe sahip değildir.
Örnek rp: Okuduğu kalın kitabın sayfasını tembelce çevirdi. Bütün günü bu şekilde geçirebilirdi, zaten yarı uyur durumdaydı. Güneşin kavurucu sıcağı çatı katındaki odasını neredeyse fırına çevirmişti. Kolunu kıpırdatası gelmiyordu bu yüzden. Sadece şişman kediler gibi güneş ışığının vurduğu yatağına uzanmış okuyordu. Elindeki kitap normalde çok ilgileneceği bir konuda değildi ama can sıkıntısı ve üşengeçlik, yapacak bir şeyi olmaması okumasına neden olmuştu. Kitap ilginç değildi, daha doğrusu oldukça sıkıcıydı. Bakışları satırlar arasında dolaşırken gözlerinin ağırlaştığını hissetti.
Ejderhalarla ilgili karmaşık rüyalar gördü uyuduğu kısa süre içinde. Biri uzaktan adını söylüyor gibi gelmişti alakasız bir rüyada. Uyuşuk bir şekilde gözlerini açtığında pek neşeli görünmeyen annesini gördü. Annesinin söylenmesine aldırmadan kalktı ve yere düşen kitabı kaldırıp komodinine koydu. Hep aynı şey. Ne zaman biraz uyumak istese biri tarafından uyandırılıyordu ki bu genelde annesi oluyordu.
“Bu kıyafetle gideceğini düşünmedin herhalde.”
Üzerindeki kot pantolon ve tişörte şaşkın bir şekilde baktı. Bir yere gidileceğini bile yeni öğrenmişti kıyafet bir yana. Annesinin dolabından birkaç giysi çıkarıp yatağının üzerine koymasını ve söylenerek odadan çıkmasını ifadesiz bir yüzle izledi. Giyinmesini, acele etmesini ısrarla söyledikten sonra babasını masa başından kaldırmak üzere odadan çıktığında kendini tekrar yatağına bıraktı. O kadar sıcak ve bunaltıcı bir günde daha da sıcak olan dışarıda kim bilir ne kadar sıkıcı bir yere gitmek zorunda kalacak, anne ve babasının tanıdıklarını çekmesi gerekecekti. Eleştirel gözlerle yatağındaki kıyafetlere baktı. Üstüne üstlük bir de şaklaban gibi giyinmek zorunda kalacaktı. Annesinin kıyafet seçimi onunkinden çok daha farklı ve Aaron için seçtikleri hep berbattı. Babasının sesini duyup merdivenleri çıktığını anlayınca bir posta daha azar işitmemek için giysilere uzandı. Bir yandan söylenmeye devam ediyordu.
Evden çıktıklarında, yarım saat kadar sonra –babasının homurdanmaları eşliğinde hazırlanması oldukça uzun sürmüştü, annesi yorum istemediğini belirten bir ses tonuyla konuştu. “Kırk yılda bir adam gibi giyindin.” Aaron bir şey demektense gözlerini alaycı bir gülümsemeyle ona bakan abisine çevirmeyi tercih etti. Üzerindeki siyah pantolon ve tişört her ne kadar annesinin seçtikleri düşünülünce fena sayılmasa da sıcak bir yaz günü için işkenceydi. Homurdandı.
Kısa bir yürüyüşten sonra -annesi daha kolay ulaşabilecekken bunu seçmişti, durduklarında Aaron nereye geldiklerini anladı. Sinir bozucu teyzesi Emma kafasına estikçe bir milyon aile üyesini çağırdığı sayma davetler düzenlerdi. Her biri ayrı sıkıcı olur anlaşamadığı kuzen ve yeğenlerle kavga etmesiyle sonuçlanırdı. Yemekler berbat olurdu, gürültülü, sinir bozucu, etrafta koşturan 4-5 yaşında çocuklarla dolu bir evdi ve pembenin parlak bir tonundaki kapı açılırken Aaron bir bahane uydurup buraya gelmekten kurtulabilmeyi diliyordu. Görünmez olmanın dışında işine yarayacak bir şey yoktu gerçi. Görünmez ve sağır. Kapının açılmasıyla yüzünü buruşturdu. Pembenin her tonunu kullanarak giyinmiş, saçlarına bile pembe bir boya sürmüş, siyah-pembe yapmış teyze görünmüştü.
“Haydeennn, Dominicc ne kadar büyümüşsünüz!!!”