|
| İşletme Başvuruları - Dükkanlar vs. | |
|
+34Aleksandre Lucien Roux Sharon Oophäällzegen Vynsja Croweix Kurt Fitzgerald Isis Philippe Agatha Moraena Eurynome Vera Czajka Ardelia Marcelline Odile Charlotte Hale Julius Carvellion Sallie Ellen D'amire Setenay Defne Bağcı Arés Cârolos Albert Sven Hallstad Barty Jack Widmore Feodora Providentia Lassyné Velasquez Morpheus Fabién Rousseau Isabella J. Swan Nicole Marissa Magdalene Euphoria Szôlôssy Constantia Inés Kalliope Léxie Evely Lou'wers Frankenstein Kranstone Charlie von Diederich Simona Floros Angélique Killingsworth Katherine Daphné Widmore Issa Philippe Elizabéth Adrianna Malfoy Daisy Jac Derjinov Kyan Carver Julie Annwyl Lovett Amortentia Cécile Derwent 38 posters | |
Yazar | Mesaj |
---|
Kurt Fitzgerald Yıldızmeltemi Birahanesi Sahibi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 59 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11266 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 30/06/09
| Konu: Geri: İşletme Başvuruları - Dükkanlar vs. Salı 30 Haz. 2009, 14:47 | |
| Ad Soyad: Kurt Fitzgerald Karakter Hakkında Ön Bilgi: Kurt, fazlasıyla enerjik, dalgacı ve umursamazdır. Ona göre hayatı doyasıya yaşamak gereklidir ve bunun hiçin hiçbir şeyi fazla önemsememek, büyütmemek ve hiçbir şey için üzülmemek gereklidir. Enerjisini ve neşesini daima etrafındakilere bulaştırır. İnsanları eğlendirebilme yeteneği, mesleğinde de yükselmesine sebep olmuştur. Sorumsuzluğu kaybettiği şeylerin ilk nedeni olmasına rağmen, Kurt, diğer insanlara ve kendine bakış açısı icabıyla bunun üzerinde fazla durmaz. İnsanları kötü ve iyi yönleriyle kabul eder. Kitaplar ve alkol bağımlı olduğu yegane iki şeydir. Kurt bunca belirli özelliğine rağmen fazlasıyla değişken biridir. Eğer öyle gerekiyorsa gayet soğuk, sert ve otoriter biri de olabilir. Ne zaman ne yapacağı belli olmadığından, insanlar üzerinde ' çekinme ' hissi oluştursa da, gerektiği zaman bu hissi yok edebilir.
İstediğiniz Dükkan: Yıldızmeltemi Birahanesi / Hogsmeade Dükkan hakkında açıklama: Birahane, duvarlarındaki ilginç deniz resimleriyle, diğer pis barlardan oldukça farklıdır. Mavi-beyaz renklerinde loş bir tasarımı olduğu gibi, temizlik her köşesinde kendisini göstermektedir. Genel olarak alkole ağırlık verse de sıcak yemekler de mevcuttur. Müzik, birahanenin vazgeçilmezidir. Haftasonları canlı, diğer günler ise her tür olmak üzere Yıldızmeltemi'nin vazgeçilmezidir. Yemekler ve içkilerdeki çeşitlilik, Yıldızmeltemi'nin lezzet dünyası olmasına yol açmıştır. Fazla müşteri almasa da belirli, devamlı müşterileri vardır. Sadece haftasonları yorucu bir kalabalığa ev sahipliği yapar. Kurt Fitzgerald, birahanenin sahibi olarak çalışanları seçerken fazla dikkatlidir. Özellikle bayan çalışanların ' güzel ' olması gibi bir takıntısı vardır yine de bu, göze hitap etmesi amaçlıdır. Yıldızmeltemi'nden eğlence eksik olmaz. Kurt, sevdiği belirli birkaç müşterisinin masasında oturup onlara bir birayla eşlik etmekten hoşlanır. Sarhoşlar konusunda ise fazlasıyla sert ve otoriterdir. Her ne kadar disiplinli bir yönetici olsa da Kurt, çalışanlarıyla dostça bir ilişki içerisindedir ve bu güzel bir izlenim bırakır. Örnek Rp: - Spoiler:
Le sage ne dit pas ce qu'il sait, le sot ne sait pas ce qu'il dit. Yelkovan ve akrep üst üste gelmiş, ikiyi on geçeyi gösteriyordu şimdi. Ve Jacques kendisini tamamen hazır hissediyordu açılışa. Zaten resimlerinde hiçbir eksik olmadığı zaman, sergi için endişenlemesine gerek yoktu. Her ne kadar resmi yaptıktan sonra içine sindirememe ve sürekli bir hata bulma huyu olsa da bugün sergisine ve resimlerine güveniyordu. Gülümseyici dudağında kalıcıydı sanki, çalışırken böyle olması gerektiğindendi belki de. Ve odasının kapısı açıldı. Gitmeleri gerektiğini söylemeye gelmiş olmalıydı Dexter. Ama o daha konuşmadan kalktı yerinden Jacques. Sergiye gitmek için sabırsızlanıyordu, sanattan anlayan ve emeğe değer veren insanları görmek için. Belki Los Angeles akın etmeyecekti sergiye, mesela birkaç kişi gelecekti sadece. Ama o gelen birkaç kişi bile altın değerindeydi Jacques için, her sanatçının hissettiği gibi hissediyordu o da. Duygularını, anılarını, sevgilerini ve hüzünlerini döktüğü resimlerini seyretmek zevk alan, Jacques'in çizerken hayal ettiklerinden ve yansıtmaya çalıştıklarından çok daha farklı anlamlar çıkartan o yaratıcı insanlar için gidiyordu oraya. Serginin çok tutması ve para bakımından kazançlı olmak için değil... Bir sanaçtı parasızlığından sokağa düşse ve resimlerini yerde sergilemek zorunda kalsa bile, biri gelip bakıyor, resmini uzun süre seyrediyorsa bu o ressamın zenginlik ve rahatlık içinde yaşadığının en canlı göstergesidir. Ve bunu biliyordu Jacques, bu yüzden sergiye giderken tedirgin olduğu ve korktuğu tek şey kimsenin resimleriyle ilgilenmemesiydi. O, herkesin kendi duygularını bulacağı resimler yapmak istiyordu. İnsanlara hitap eden, duygulara... Bir tek bu amaçla vuruyordu fırçayı tuvale. Evet, bu amaçla vuruyordu belki ama resme başlarkenki düşünceleriyle resmi yaparkenki düşünceleri arasında uçurumlar oluyordu çoğu zaman. Sokakta gördüğü bir kızı veya Fransa'yı düşünüyordu. Lemoges'in ağaçlarını, Seine nehrini ya da Champs-Elysees'nin canlılığını.. Asla düşünmüyordu parayı veya resimlerini insanlara sevdirmek için neler yapması gerektiğini. Aslında hiçbir şey düşünmüyordu çizerken, çok şey düşünüyordu çünkü. Her şeyi düşündüğü için hiçbir şey düşünmüyordu aslında Jacques. Resimlerinde hayatının her saniyesinden bir şeyler vardı. Tüm çizgilerinde, dokunuşlarında ya da renkleri yok edişlerinde. Tuval ve boya elindeyken yaptığı her harekette, o zamanlarda bambaşka biri oluyordu işte. O zamanlar Goya oluyordu.
Odasından çıktığında, aklını kafasına takılan tüm şeylerden temizlemeye çalışmış sadece sergiye yönelmeye çabalamıştı. Ama o bunu denedikçe aklına binlerce şey doluşuyordu ve o en gereksiz şeyleri bile düşünmeye başlıyordu. Ve sonunda vazgeçirdi onu düşünceleri, savaşı yine onlar yenmişti. " Dexter, Doktor Goebbels'i kaldırır mısın? Onu da götürmek istiyorum. " Kapının önündeki arabasına bindi. Birkaç dakika bekledi Dexter'ın köpeğini de alıp getirmesi için. Doktor Goebbels, evden çıkıp arabaya yürürken kaslı bacaklarıyla bir heykel gibiydi. Dünyanın en güzel köpek heykeli.. Dişiliğin verdiği asalet ve kızgınlık, tüm bunlar onu bir dünya harikası yapıyordu. Doktor Goebbels, adının tersine hiç de acımasız değildi. Duygusal ve sadıktı. Onun gerçek bir dost olduğunu söylemeye bile gerek duymuyordu Jacques, her dediğini dinleyip kuyruğunu sallayarak üzerine zıplamasından da anlaşılıyordu bu zaten. Babası koymuştu köpeğine bu ismi. Goebbels, Fransa'da doğmuştu ve orada almıştı onu Jacques. Babası da adının, büyük bir köpeğin adı olması gerektiğini söylemişti. Joseph Goebbels'in adı.. Çok gülmüştü Jacques bu ismi koyarken. Adolf Hitler'in yandaşlarından biriydi Goebbels ve işgal yıllarını görmüş olan babasının, bir köpeğe verilecek en uygun ismin Goebbels olduğunu söylemesine de hiç şaşırmamıştı Jacques... " Bin arabaya Goebbels! " dedi gülerek Jac. Emiri anında idrak eden bir makine gibi anında atladı arabanın arkasında, onun için ayrılmış yere. Sırf o yolculuklarını rahat yapsın diye bagajı ona ayırmıştı Jac. Ve bunu seviyordu Goebbels, arada bir ön koltuğa zıplama denemeleri yapsa da..
Direksiyon hakimiyetinin kusursuzluğundan ve her erkekteki refleks hızlılığından yararlarınarak gaza bastı Jacques, açılıştan önce orada olup işleri kontrol etmek istiyordu. Belki de Winter da gelir, diye düşünüyordu kırmızı ışıkta duraksarken. Bu kızdan hoşlanmıştı Jacques, büyük bir saygı duyuyordu çünkü o da onun resimlerine büyük bir saygı duyuyordu. Ve anlıyordu resimden, sırf resimden de değil sanattan anlıyordu Winter. Yine de Jacques ona karşı çok da samimi yaklaşmaz, onu kendisinden soğutmaktan korkardı. Kendisini yanlış anlamasından.. Ona yakın davranmasının tek sebebi, onun çok kırılgan olduğunu görmesiydi. Gerçek bir arkadaş olarak görüyordu onu. Zaten Jacques, kolay arkadaş olurdu insanlarla. Bu ona çok şey kaybettirmişti, o ayrı.
Sergiye geldiğinde, açılmasına daha yarım saat vardı. Böylece her şeyi kontrol edebilirdi. Duvarlara asılmış resimlerinin ilkinden başladı. En değer verdiklerini ortaya yerleştirmişti. Bir sıraya göre ilerliyordu resimler, zaten mekanda ona göre hazırlanmıştı. Arkadan, Jacques'in seçtiği müzikler çalıyordu. Kafeterya da açıktı böylece insanlar sadece resimlere bakmış olmayacalardı, bunun gayet sıkıcı olduğunu biliyordu o da. Bu yüzden yarım saat sonra, sohbetin de gerektiğinin bilincinde olarak gelenlerle ilgilenmeye başladı Jacques. Sergi sonunda kendisine değer veren insanlara açılmıştı.
" Goya! " Arkasında neşeli bir ses duydu Jacques. Gülümseyerek döndü sesin geldiği tarafa. Ona hiçbir şekilde tanıdık gelmeyen 50-60 yaşlarında bir kadındı ona seslenen. Belli ki zar zor yürüyordu, elinde bastonu vardı ve destek alıyordu ondan. Yüzü kırışıklarla doluydu, çok yaşlıydı. Ama bedenen yaşlı olmakla ruhen yaşlı olmak arasındaki farkı kolayca anlayabilirdiniz ona baktığında. Gözleri hala ışıl ışıldı ve bakın, bu yaşında sergiye geliyordu. Hem de tek başına, sadece bastonuyla. " Merhaba. " diyerek elini uzattı kadına Jacques. Ve kadın adını söyledi elini uzatarak " Ben, Yvonne. Anlayacağınız gibi, Fransızım bende. Uzun yıllar ordu burada yaşıyorum, oğlum ısrar etti kanser tedavisi olman için Amerika'ya gitmen gerek diye. Fransa'nın neşeli sokaklarından ayrılmak zor oldu elbet. Ah, bunları size neden anlatıyorum ki, şapşal kafam! " Kadın biraz daha yaklaştı Jacques'e. Belli ki uzaktan pek göremiyor, daha yakından incelemek istiyordu onu. Mutlu olmuştu Amerika'da yaşayan bir Fransızın onu böyle sevmesine Jacques. " Size bir mektup vermek istiyorum. " diye ekledi Yvonne, şimdi asıl konuya geldim dercesine. Çantasından çıkarttığı sarı kağıdı uzattı Jac'a. Ardından iznini isteyerek, resimleri incelemek istediğini söyledi ve uzaklaştı. Jacques, mektubu daha sonra okumak için cebine koyduğunda garip hissetti kendisini. Gelen insanlarla ilgilenmesi gerekirken, gözünün önünden Fransa'nın geçtiğini fark etti. Evini, Paris'i Fransanın tüm güzelliklerini.. Onu, fazla tehlikeli olan yurt özleminden kurtaransa, Winter olmuştu. Yaşlı kadınla konuştuğunu duymuş ve bunun Jacques olduğunu anladığından olacak arkasını dönmüştü ve selam veriyordu ona. Gülümsedi Jacques da. Aklında düşünceleri uzaklaştırdı ve inceledi Winter'ı. Solgun gözüküyordu Winter, bitkin ve hüzünlü. Her ne kadar gülümseyerek sorsa da hatırını, Jacques onun içinden geçenleri ve duygularını fark etmişti. " İyiyim Winter. Senin nasıl olduğunu sormak istiyorum ama, anlayabiliyorum bunu gözlerinden. Neler olduğunu anlatmak ister misin? " Konuşurken bir yandan da bilerek çekmişti Winter'ı kafeteryaya doğru. Orada oturup bir kahve içebilirlerdi ve böylece anlatırdı belki Winter onu üzen şeyleri. Hem üzen, hem sinirlendiren hem de şaşırtan tüm şeyleri.. Winter'ın duygu selini hissedebiliyordu Jacques. Bir şeylerin şokunu üzerinden atmak için bol bol ağlamış gibiydi gözleri ve yüzü bunu hala atamadığını ekliyordu vücudundaki anlatıma. Neler olduğunu öğrenmek için sabırsızlanıyordu Jacques. Ama önce Winter'ın oturması için bir sandalye çekti ve o otururken kendisi de garsondan iki nescafe istedi. " Ama eğer anlatmak istemiyorsan.. Sen bilirsin Winter, " dedi sesindeki sakinliği koruyup merakı saklamaya çalışarak. Onu zorlayamazdı, ama aklının bir köşesi hala Winter'ın anlatırsa rahatlayacağını söylüyordu ona.
| |
| | | Euphoria Szôlôssy Vendéglője Restorant Sahibesi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 862 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan ~ O dahil kimse bunu bilmese de. Galleon : 12104 Ekspresso Puanı : 35 Kayıt tarihi : 21/03/09
| Konu: Geri: İşletme Başvuruları - Dükkanlar vs. Salı 30 Haz. 2009, 16:20 | |
| | |
| | | Vynsja Croweix The Nocturnal Sahibesi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1500 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12298 Ekspresso Puanı : 5 Kayıt tarihi : 11/02/08
| Konu: Geri: İşletme Başvuruları - Dükkanlar vs. Paz 05 Tem. 2009, 13:21 | |
| Ad - Soyad: Vynsja Adrâsteia Croweix
Karakter hakkında ön bilgi: Henüz tam olarak oturtamadım, aslında eski bir karakter yani kişiliği belli ve biliniyor, fakat son zamanlarda gelişen olaylar onu fazlasıyla etkilediğinden tamamen değişti ve bu değişiklikleri henüz belirleyemedim. ^^'
İstediğiniz Dükkan: The Nocturnal * Godric's Hollow
Dükkan hakkında açıklama: Ne çeker sizi buraya? Leziz yemekleri, şahane oyunları, yatıştırıcı müzikleri ya da muhteşem görselliği mi? Belki hepsi, belki de hiç biri. Ama özellikle karanlık büyücülerin ya da Vampirlerin uğrak mekanı olan bu yere bir defa girerseniz, sizi bir daha gelmeniz için nazikçe ikna edeceğine emin olun. Bordo ve siyah tonlarla bezenmiş bir kafe, arka tarafında küçük sayılabilecek bir sahne var. Burda çoğunlukla canlı klasik müzik çalar; keman, piyano ya da çello. Ara sıra müşterilerin isteğine göre bir tiyatro oyunu da sergilenebilir. Genel olarak alkol ve 'snack' olarak tabir edilen yiyecekler satılır, fakat sıcak yemek de vardır. Ah, tabii bir de kan. Vampir müşteriler için son kalite, taze hayvan kanı. Kesinlikle yasadışı değil, insan kanı burada asla bulunmaz. Müşterileri genellikle elit tabakadandır, zaten dudak uçuklatıcı fiyatları nedeniyle buraya sıradan insanlar da pek giremez. Sarhoşlar ve delilere de burda yer yoktur, saygın müşteriler saçmalıklarla rahatsız edilmez burda. Kafe saat 20:00'dan sonra çalışmaya başlar, gündüzleri sadece temizlik ve stokları tazeleme işleriyle ilgilenilir. Temizlik demişten, her bir köşesi lüks ve temiz olan Nocturnal'da kullanılan yemek takımları, kadehler vb. Fransa'dan getirtilmiş olup en kalitelisinden seçilmiştir. Hoşunuza gitti, değil mi? İtiraf edin burayı merak ediyorsunuz. Sizi uyarmalıyım; burası sıcak bir ortam değildir, aksine olabildiğine soğuktur. Herkes kendi karmaşasına ve gizemine gömülüp Nocturnal'ın tadına varırken, arkadaş canlısı ve sevecen insanlara kimin ihtiyacı vardır ki?
Umm, Aurora ben. *-* RP'ye gerek olursa gönderebilirim. ^^ | |
| | | Euphoria Szôlôssy Vendéglője Restorant Sahibesi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 862 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan ~ O dahil kimse bunu bilmese de. Galleon : 12104 Ekspresso Puanı : 35 Kayıt tarihi : 21/03/09
| Konu: Geri: İşletme Başvuruları - Dükkanlar vs. Salı 07 Tem. 2009, 23:37 | |
| | |
| | | Sharon Oophäällzegen
Mesaj Sayısı : 7 Galleon : 11210 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 20/07/09
| Konu: Geri: İşletme Başvuruları - Dükkanlar vs. Perş. 23 Tem. 2009, 17:59 | |
| İş Yeri Sahipleri: Sharon&Shannon Oophäälzegen
Karakterler Hakkında Ön Bilgi: Hollandalı büyücü bir babadan ve İngiliz cadı bir annenin tek çocukları ve aynı zamanda da ikiz olan Sharon ve Shannon kardeşler, okula başlamadan bir yıl önce yaşadıkları şehir olan Amsterdam’dan ayrılmış ve babalarının mesleği üzerine Fransa’nın Paris kentine taşınmışlardır. Burada birinci sınıf derecede eğitim veren ve pek çok değerli, drama, resim, müzik, yazarlık gibi pek çok sanatsal aktivitesiyle ön planda olan ve yeterince göz dolduran Beauxbatons Cadılık Okulu mensubu olmuşlardır.Okul yıllarında kendilerini akademik anlamda büyük bir olgunluğa eriştirmiş ve olabildiğince aktivitelerde bulunmuş olan ikizlerden Sharon iki dakika önce doğmuş olan kardeştir.Yürümeyi,emeklemeyi ve konuşmayı şaşırtıcı bir şekilde aynı anda öğrenen ikiz kızlar okul yıllarında aralarında daima tatlı bir rekabetin olmasıyla birlikte, okulun sayılır öğrencileri hâline gelmişlerdir. Aralarındaki farkları yalnızca anne ve babaları fark edebilen kızların yaşamları ise daima çok renkli ve eğlenceli geçmiştir. Beauxbatons’un onlara kattığı başka bir değer ise erkekler konusunda ciddi yeteneklerinin olmasıdır.Beauxbtonms’un dillere destan cazibeli kızlarından olan Sharon ve Shannon, okuldan mezun olduklarından sonra anneleriyle Londra’ya dönmeye karar vermişlerdir, burada da diğer Beauxbatons öğrencileri gibi alışveriş konusuna oldukça hakim ve oldukça meraklı olmalarından ötürü işlek ve alışveriş için oldukça güzel sayılabilecek olan Diagon Yolu’nda kendi mağazalarını kızların Londralı hizmetlerine sunmaya çalışmışlardır.
İstenilen Dükkân: Oophäälzegen Dream Shop of the Girls
Dükkân Hakkında Açıklama: Dükkânın kurulma amacı, kızlar için sihirli iksirler,defterler,kalemler,silgiler,mürekkepler,parfümler ve daha pek çok şey satarak genç kızların bu çağlarını daha iyi ve daha mutlu geçirmelerini sağlamaktır. Dükkanda Muggle eseri, kız kitapları ve magazin dergilerine de yer verilmektedir. Dükkân bütün kızların uğrak noktası olmuştur ve Sharon ile Shannon için bu dükkân, hayatlarının büyük bir kısmını oluşturmaktadır.Kızlar için fal ve tarot bakımı yapılmaktadır. Aşk iksirleri ve kokuları satılmakta, Sharon ve Shannon’un kendi icatları olan “Sihirli Papatya Falları” ve “Sor-Sor Kürleri” satılmaktadır.Aşk acısı çeken saf ve genç kızlar için ise “Kırık Kalp Tıkacı” adında sihirli bir yiyecek de satılmaktadır. “Saf Sıvı Aşk” ise tehlikeli bir iksir olmakla birlikte kullanımı ancak genç kızların ailelerinin kontrolünde satılmaktadır. Ama bunların önüne geçen şey, onca iksiri erkekleri köle yapmak için değil, arada gizli kapaklı ve açıklanamayan şeyler varsa, bu gizli şeyleri açıklamak amacıyla iksir ve parfümlerin sadece yardım ve eğlence amaçlı kullanılmasıdır.
- Spoiler:
Not:Bu iki kişinin diğer üyelikleri Julia Leppänen ve Hélèna Lacôme Maxielles 'dir | |
| | | Aleksandre Lucien Roux Merignac Libraire Sahibi
Mesaj Sayısı : 6 Galleon : 11190 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 31/07/09
| Konu: Geri: İşletme Başvuruları - Dükkanlar vs. Cuma 31 Tem. 2009, 17:59 | |
| Ad Soyad:Aleksandre Lucien Roux
Karakter Hakkında Ön Bilgi:Dışarıdan bakıldığında her daim yüzünde garip bir gülümseme olan sessiz biridir. Bu sessizliği yüzünden çevresindekiler tarafından oldukça gizemli bulunur. hatta korkulur bile. Zira güzel kitapçısında her zaman gizli tuttuğu bir bölümde oldukça karanlık kitaplar bulundurduğu gibi son derece karanlık işlere de bulaşmıştır. birkaç kaçakçılık yada ufak saldırılar gibi. Bir ölümyiyen olmasa da ölümyiyen karısının yardımıyla tanıştığı ölümyiyenler de vardır ve onunla ilişkilerini iyi tutmaya çalışır. Yine de karısının tüm ısrarlarına rağmen ona bir efendisinin olmasına dayanamayacağını söyleyerek ölümyiyen olmaktan hep uzak durmuştur. Bu yüzden tarafsız olduğu söylenebilir. Ancak gerçekte ne olduğunu kimse, hatta karısı bile bilmez. Bu büyük bir bilmecedir.
İstediğiniz Dükkan:Mericnac Libraire [Fransa'da olacak]
Dükkan hakkında açıklama: Sokağın ortasında kahverenci bir levhası olan ince ama bir koridor halinde uzayan bir dükkandır. Dükkanın kimi yerlerine sihirle ek bölümler eklenmiştir. Genel olak kahve ve siyah tonları hakimdir. Dükkanda klasik büyü kitaplarının yanında sihir alemi yazarlarının roman kitapları da bulunur. Bunlar gayet normal görünse de gizli geçitle girilen bir özel bölümü vardır ki buradaki kitapları sadece kendisine ve özel dostlarına ayırır. "L'enfer" (cehennem) adını verdiği bu bölüme bu isimdeki bir kitaba asa ile vurulunca geçilmektedir. Özel bölüme cehennem ismini vermesinin de bir nedeni vardır aslında. Hristiyan rahipler yakaladıkları büyücülerin ellerindeki kitapların bazılarını bilinmeyen bir nedenden dolayı saklamışlar ve büyücüleri iblis olarak gördükleri için "Cehennem" adını verdikleri bölümlere koymuşlardır. Lucien'e göre büyü dünyasının iblisleri de kara büyücüler olduğundan karanlık sanatlarla ilgili bu kitapların buluğu bölüme bu ismi vermiştir.
Örnek Rp
Ben John Stewen Peterson. Bu yan karakterim. O karakterimle rplerimden bakabilirsiniz. | |
| | | Madeleine Yvonne Roux Merignac Libraire Sahibi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 5 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11188 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 31/07/09
| Konu: Geri: İşletme Başvuruları - Dükkanlar vs. Cuma 31 Tem. 2009, 18:26 | |
| Ad Soyad: Madeleine ( Mado ) Yvonne Roux Karakter Hakkında Ön Bilgi: Çocukluğundan beri tek istediği şey korkusuz olmaktı Madeleine'nin. Ve korkusuzluk güç gerektiriyordu. Annesi ve babası büyücüydü ve bu onun da büyücü olabileceği anlamına geliyordu. Hem de safkan, ayrıcalıklı bir büyücü. Bu gözünü fazlasıyla sarmıştı, hiçbir şeyden korkmamayı karşısında korkulacak bir şey bırakmadan gerçekleştirecekti. Slytherin'e girmesi kendisini şaşırtmadığı gibi gençlik heyecanına heyecan katmıştı. Lord'sa onun için Hogwarts'a başladığı yıllardan itibaren beynini ele geçiren, korktuğu tek şey halini almıştı. Evet, korkusuz olmuştu Mado ancak bunu başarırken kalbini de soğuttuğunu fark edememişti. Fark ettiği ve emin olduğu tek şey Karanlık Lord'a sonuna kadar hizmet edecekti. Ki bu karar, Mado'nun büyük acılardan geçmesine sebep olmuştu zira Mado, kimsenin emri altına girmeyecek, özgür iradesi olan bir kadın olduğunu düşünüyordu. Ancak Lord kişiliğini değiştirmiş ve Mado'yu kendisine bağlamıştı. Her ne kadar biriyle evlenmiş olsa da herkes onun kocasından daha çok Lord'a aşık olduğu dedikodusunu dillerinden düşürmüyor hale gelmişti. İstediğiniz Dükkan: Merignac Libraire ( Diğer sahibi ) Dükkan hakkında açıklama: Sokağın ortasında kahverenci bir levhası olan ince ama bir koridor halinde uzayan bir dükkandır. Dükkanın kimi yerlerine sihirle ek bölümler eklenmiştir. Genel olak kahve ve siyah tonları hakimdir. Dükkanda klasik büyü kitaplarının yanında sihir alemi yazarlarının roman kitapları da bulunur. Bunlar gayet normal görünse de gizli geçitle girilen bir özel bölümü vardır ki buradaki kitapları sadece kendisine ve özel dostlarına ayırır. "L'enfer" (cehennem) adını verdiği bu bölüme bu isimdeki bir kitaba asa ile vurulunca geçilmektedir. Özel bölüme cehennem ismini vermesinin de bir nedeni vardır aslında. Hristiyan rahipler yakaladıkları büyücülerin ellerindeki kitapların bazılarını bilinmeyen bir nedenden dolayı saklamışlar ve büyücüleri iblis olarak gördükleri için "Cehennem" adını verdikleri bölümlere koymuşlardır. Lucien'e göre büyü dünyasının iblisleri de kara büyücüler olduğundan karanlık sanatlarla ilgili bu kitapların buluğu bölüme bu ismi vermiştir. Örnek Rp: Anitchka Tanja Glazkova, Lucrezia, Camilla Rivalta, Kurt Fitzgerald... | |
| | | Euphoria Szôlôssy Vendéglője Restorant Sahibesi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 862 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan ~ O dahil kimse bunu bilmese de. Galleon : 12104 Ekspresso Puanı : 35 Kayıt tarihi : 21/03/09
| Konu: Geri: İşletme Başvuruları - Dükkanlar vs. Cuma 31 Tem. 2009, 20:39 | |
| | |
| | | George Bertrand Orwell The Puzzle Ortağı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 275 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11218 Ekspresso Puanı : 3 Kayıt tarihi : 07/08/09
| Konu: Geri: İşletme Başvuruları - Dükkanlar vs. Cuma 07 Ağus. 2009, 17:48 | |
| Ad Soyad: George Bertrand Orwell ve Albert Sven Hallstad Karakter Hakkında Ön Bilgi: George sessiz sakin, suya sabuna dokunmayan kendi halinde biridir. Çok zengin olmasa da varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. İrlanda'da küçük bir kasabada anne ve babasıyla beraber Pub işletmektedir. Ancakl ailesi ölünce yakın dostu Albert'ın teklifini hatırlayıp İngiltere'ye taşınır. İki yakın dost çocukluklarından beri bir İrlanda Barı açmak istemektedirler. İstediğiniz Dükkan: The Puzzle (Aurora Boulevard yerine) Dükkan hakkında açıklama: Yıllardır çok çeşitli onarım görmüş bina son hali de hayırsız olunca sahibi Albert Sven Hallstad ile yakın dostu George Bertrand Orwell, eskiden beri hayalini kurdukları İrlanda Barını açmak için harekete geçerler. Sayısız tadilat görmüş bina tekrar elden geçer ve son yılların en mükemmel mekanı olur. Barda yemek servisinin yanında İrlanda tadları ve uluslararası gıdalar da sunulur. Ancak barın devamlı uğrayanlarının tercihi kahveli sıcak İrlanda Birasıdır. Buraya uğrayan herkes mutlaka geri döner. Barda takılan insanların hepsi birbirini tanır. Tanınmayanlar ise yolu buraya düşmüş; ama ileride sık sık uğrayacak olan yabancılardır. Örnek RP: Magnus Lars Hallstad, Albert Sven Hallstad, Sofia Lamartine, Maximilian Wildstein, Erzsébet Dora Csézy...
not: Albert Sven Hallstad'ın rütbesi ve bu karakterin rütbesi aynı olsun lütfen. The Puzzle Ortağı | |
| | | Euphoria Szôlôssy Vendéglője Restorant Sahibesi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 862 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan ~ O dahil kimse bunu bilmese de. Galleon : 12104 Ekspresso Puanı : 35 Kayıt tarihi : 21/03/09
| Konu: Geri: İşletme Başvuruları - Dükkanlar vs. Paz 09 Ağus. 2009, 11:50 | |
| | |
| | | Sanora Bluebird Aldeonmarina Cüppe Dükkanı Sahibi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 10 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11130 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 03/09/09
| Konu: Geri: İşletme Başvuruları - Dükkanlar vs. Cuma 04 Eyl. 2009, 20:33 | |
| Ad Soyad: Sanora Bluebird Karakter Hakkında Ön Bilgi: Her zaman etrafındakiler tarafından ezilmiş, içine kapanık bir çocukluk geçirmiştir. Tüm bunlardan, 15 yaşında sıyrılabilmişti. Bir süre boyunca psikolojisi bozuk kalmış ve insanlardan nefret etmiştir. İnsanlara karşı sıcakkanlı olabilmeyi ancak birkaç yıl sonra öğrenebilmiştir. Bunlardan sonra sevdiklerine dünyayı cennet eden birisi haline gelmişti. Tabii sevmediklerine de cehennem. Eğlenmeyi bilen ve eğlenebilen, birçok şeyden ve ufak şeylerden zevk alarak mutlu olan, sevdiklerine karşı sıcak ve nazik biridir. İstediğiniz Dükkan: Ollivanders Asa Dükkanı Dükkan hakkında açıklama: Orta boylarda camdan bir kapısı olan bir dükkandır. İki katlı, ilk girildiği anda gözden çarpmayan duvara kadar yükselen rafları ile dikkat çeker. Raflar, belirli bir simetriye göre dizilmiştir ve ortalarında büyük tahta bir masa vardır. Tahta merdivenler, yukarıda birkaç özel asayı barındırır. Sokğın ortalarında, Cüppe dükkanının karşısındadır. Etraftaki birçok dükkanda dost olan Ollicander Asa Dükkanında asaların özel siyah tahta kutuları vardır. Her asa belirli bir koda sahiptir ve buna göre dizilmiştir. Etraftaki raflar ve tahta masa üzerinde oldukça toz vardır. Tahta masada birçok asa kitabı ve asa kutuları vardır. Bu kutular arasında birçok asa materyali de bulunmaktadır. Örnek Rp: - Spoiler:
''Neden böyle oldu ki?'' dedi Sanora, suya bakarken. Suyu her zaman dostu bilmişti. Etrafındaki ukala çocuklardan sıkıldığında, her zaman buraya gelir, suya gününü anlatırdı. Kuzey Su Kabilesinin, buzlu kaldırımları arasındaki bu akarsu, her zamankinden daha çok parlıyordu, ihtişamla. Etrafta birileri yoktu. Ay, hilal şeklinde Sanora’nın elindeki suya yansıyordu. Başını kaldırdı ve aya baktı. Gökyüzü lacivertti, etrafında su ve buzdan başka hiçbir şey gözükmüyordu. Ayın, suya yansıyan ışıkları buzdan binaları parlatıyor ve Sanora’nın gözünü alıyordu. ''Neden, yaşımdaki herkes gibi değilim ki?'' dedi aya doğru. Birinin onu duymasını bekliyordu.Ama hiçbir ses gelmedi, her zamanki gibi, hiçbir ses...
Sanora elindeki soğuk suyu akarsuya döktü ve hızlıca ilerlemesini izledi. Elinde kalan birkaç su damlası, akarsuya rahatsızlık verici bir sesle damlıyordu. Ayağa kalktı ve, ''Geç oldu. En iyisi eve gitmek.'' dedi kendi kendine. Yine bir cevap, bir ses bekledi, ama kimse yoktu. Hiç kimse. Yavaş ve dikkatli adımlarla yürümeye başladı. Kayıp düşmek istemiyordu, buzdan evlerin parıltısının olmadığı bir ara sokağa doğru ilerledi, ve sonraki paralel sokağa geçti. Artık suyun o güzel parıltısı yoktu. Sadece, ailesinin büyük evi vardı. Üç katlı ev, buradaki tüm evlerin aksine kayalardan yapılmıştı. Kapısı altın işlemeli motifler içeriyordu. Her katta üçer pencere vardı ve çatısı Toprak Krallığı evleri gibi eğimli ve tuğladan yapılmıştı. Ağır ve geniş kapıyı tüm gücüyle itti ve büyük bir gıcırtıyla açtı. Karanlık gece, evindeki ışıklarla aydınlanmıştı adeta. Kahverengi dalgalı saçlarını yana attı ve evde yürümeye başladı. Ayakları kar içindeydi ve ailesi buna sinirlenecekti, ama aldırış etmedi. Kıvrılan merdivenlerden üst kata, odasına çıkacaktı ki, ağabeyiyle karşılaştı. ''Hey, nerdeydin şimdiye kadar?'' dedi agresif bir tonla. Sanora, ''Dışarıda oturuyordum, yoksa ben evde değilken, bana onu da mı yasakladılar?'' diye çıkıştı. Ağabeyi merdivenleri hızlıca çıkmaya başladı ve ''Hayır kardeşim, ama hala su bükemediğini öğrendiler. Sonuçları hiç iyi olacak gibi değil. En iyisi hemen odana çık.'' dedi ve üst kattaki odasına girdi. Sanora ne yapacağını, ailesine ne diyeceğini şaşırmıştı. Bir an odasına çıkıp kendini kilitlemek, veya buradan kaçmak geldi içinden, ama dinlemedi o sesleri. Evin girişindeki geniş, kaplan derisi koltuklara oturdu ve ateşi izlemeye koyuldu. Ateş, tüm güzelliğiyle dalgalanıyor, sanki dans ediyordu. Altındaki küller ve odunlar, gitgide azalıyor ve azalıyordu. Sanora, ateşe, sanki hiptonize olmuş gibi bakıyordu, sanki zihnindeki bir şeyi calandırır, veya bir şeyi yok eder gibi. İnsan nefretini.
Sanora, onbir yaşında olmasına rağmen, insanlardan nefret ediyordu. Yaptıkları her şeye kin besliyor, ve o deniz mavisi parlak gözleriyle, aşağılayıcı bir şekilde bakıyordu. Yapabileceği hiçbir şey yoktu onlara karşı. Çok zayıf, çok suskundu. Ateşi izlemeye devam etti. Nefretini, ateşe benzetirdi her zaman. Yakıcı ve kontrolsüz. ''Ateş, içimdeki her şeyi eritti.'' diye düşündü. ''İçimdeki sevgi, mutluluk, yetenek ne olursa olsun, onu eritti.'' Bir an gözleri açıldı ve ateşi izlemeyi kesti. ''Yetenek. Evet!'' dedi birden yüksek sesle ve ateşin aydınlattığı kırmızı duvarlarından yanından koşarak hızla geçti. Kapıya doğru sessizce koştu ve tüm gücüyle kendine doğru çekti kapıyı. Hemen dışarıya, özlediği soğuğa doğru koşmaya devam etti. Sonunda anlamıştı, içindeki nefret, içindeki ateş, su bükmesini sağlayan her şeyi götürüyordu. Sonunda anlamıştı...
| |
| | | Catheriné Marcelline Hayalet, Müzisyen
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 817 Yaş : 29 Galleon : 11891 Ekspresso Puanı : 38 Kayıt tarihi : 07/12/08
| Konu: Geri: İşletme Başvuruları - Dükkanlar vs. C.tesi 05 Eyl. 2009, 11:07 | |
| Ollivanders Asa Dükkanı değişip Diamond Asa Dükkanı olduğundan, başka bir dükkan seçmeniz gerekmektedir. İsterseniz kendinize özel bir dükkan açabilirsiniz, ismini, yerini ve kısa bir açıklamasını yazarak. ^^ | |
| | | Sanora Bluebird Aldeonmarina Cüppe Dükkanı Sahibi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 10 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11130 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 03/09/09
| Konu: Geri: İşletme Başvuruları - Dükkanlar vs. Çarş. 09 Eyl. 2009, 12:54 | |
| Ad Soyad: Sanora Bluebird Karakter Hakkında Ön Bilgi: Her zaman etrafındakiler tarafından ezilmiş, içine kapanık bir çocukluk geçirmiştir. Tüm bunlardan, 15 yaşında sıyrılabilmişti. Bir süre boyunca psikolojisi bozuk kalmış ve insanlardan nefret etmiştir. İnsanlara karşı sıcakkanlı olabilmeyi ancak birkaç yıl sonra öğrenebilmiştir. Bunlardan sonra sevdiklerine dünyayı cennet eden birisi haline gelmişti. Tabii sevmediklerine de cehennem. Eğlenmeyi bilen ve eğlenebilen, birçok şeyden ve ufak şeylerden zevk alarak mutlu olan, sevdiklerine karşı sıcak ve nazik biridir. İstediğiniz Dükkan: Aldeonmarina Cüppe Dükkanı Dükkan hakkında açıklama: Geniş, içi ferah bir dükkandır. Kalın cam kapısı, dükkanın girişinin ortasındadır. Dükkana girildiğinde, hemen yan tarafta siyah klasik cüppeler, onların devamında Hogwarts cüppeleri, sol tarafta da daha renkli cüppeler bulunaktadır. Tüm bu cüppeler, sihir ile havada tutturulmuştur. Orta tarafta da en yeni moda cüppeler vardır, genelde bayanlar içindir. Arkalara doğru geniş tahta bir masa göze çarpar, bu satıcının masasıdır. Masanın hemen arkasında altı tane giyinme kabini bulunmaktadır. Örnek Rp: - Spoiler:
''Neden böyle oldu ki?'' dedi Sanora, suya bakarken. Suyu her zaman dostu bilmişti. Etrafındaki ukala çocuklardan sıkıldığında, her zaman buraya gelir, suya gününü anlatırdı. Kuzey Su Kabilesinin, buzlu kaldırımları arasındaki bu akarsu, her zamankinden daha çok parlıyordu, ihtişamla. Etrafta birileri yoktu. Ay, hilal şeklinde Sanora’nın elindeki suya yansıyordu. Başını kaldırdı ve aya baktı. Gökyüzü lacivertti, etrafında su ve buzdan başka hiçbir şey gözükmüyordu. Ayın, suya yansıyan ışıkları buzdan binaları parlatıyor ve Sanora’nın gözünü alıyordu. ''Neden, yaşımdaki herkes gibi değilim ki?'' dedi aya doğru. Birinin onu duymasını bekliyordu.Ama hiçbir ses gelmedi, her zamanki gibi, hiçbir ses...
Sanora elindeki soğuk suyu akarsuya döktü ve hızlıca ilerlemesini izledi. Elinde kalan birkaç su damlası, akarsuya rahatsızlık verici bir sesle damlıyordu. Ayağa kalktı ve, ''Geç oldu. En iyisi eve gitmek.'' dedi kendi kendine. Yine bir cevap, bir ses bekledi, ama kimse yoktu. Hiç kimse. Yavaş ve dikkatli adımlarla yürümeye başladı. Kayıp düşmek istemiyordu, buzdan evlerin parıltısının olmadığı bir ara sokağa doğru ilerledi, ve sonraki paralel sokağa geçti. Artık suyun o güzel parıltısı yoktu. Sadece, ailesinin büyük evi vardı. Üç katlı ev, buradaki tüm evlerin aksine kayalardan yapılmıştı. Kapısı altın işlemeli motifler içeriyordu. Her katta üçer pencere vardı ve çatısı Toprak Krallığı evleri gibi eğimli ve tuğladan yapılmıştı. Ağır ve geniş kapıyı tüm gücüyle itti ve büyük bir gıcırtıyla açtı. Karanlık gece, evindeki ışıklarla aydınlanmıştı adeta. Kahverengi dalgalı saçlarını yana attı ve evde yürümeye başladı. Ayakları kar içindeydi ve ailesi buna sinirlenecekti, ama aldırış etmedi. Kıvrılan merdivenlerden üst kata, odasına çıkacaktı ki, ağabeyiyle karşılaştı. ''Hey, nerdeydin şimdiye kadar?'' dedi agresif bir tonla. Sanora, ''Dışarıda oturuyordum, yoksa ben evde değilken, bana onu da mı yasakladılar?'' diye çıkıştı. Ağabeyi merdivenleri hızlıca çıkmaya başladı ve ''Hayır kardeşim, ama hala su bükemediğini öğrendiler. Sonuçları hiç iyi olacak gibi değil. En iyisi hemen odana çık.'' dedi ve üst kattaki odasına girdi. Sanora ne yapacağını, ailesine ne diyeceğini şaşırmıştı. Bir an odasına çıkıp kendini kilitlemek, veya buradan kaçmak geldi içinden, ama dinlemedi o sesleri. Evin girişindeki geniş, kaplan derisi koltuklara oturdu ve ateşi izlemeye koyuldu. Ateş, tüm güzelliğiyle dalgalanıyor, sanki dans ediyordu. Altındaki küller ve odunlar, gitgide azalıyor ve azalıyordu. Sanora, ateşe, sanki hiptonize olmuş gibi bakıyordu, sanki zihnindeki bir şeyi calandırır, veya bir şeyi yok eder gibi. İnsan nefretini.
Sanora, onbir yaşında olmasına rağmen, insanlardan nefret ediyordu. Yaptıkları her şeye kin besliyor, ve o deniz mavisi parlak gözleriyle, aşağılayıcı bir şekilde bakıyordu. Yapabileceği hiçbir şey yoktu onlara karşı. Çok zayıf, çok suskundu. Ateşi izlemeye devam etti. Nefretini, ateşe benzetirdi her zaman. Yakıcı ve kontrolsüz. ''Ateş, içimdeki her şeyi eritti.'' diye düşündü. ''İçimdeki sevgi, mutluluk, yetenek ne olursa olsun, onu eritti.'' Bir an gözleri açıldı ve ateşi izlemeyi kesti. ''Yetenek. Evet!'' dedi birden yüksek sesle ve ateşin aydınlattığı kırmızı duvarlarından yanından koşarak hızla geçti. Kapıya doğru sessizce koştu ve tüm gücüyle kendine doğru çekti kapıyı. Hemen dışarıya, özlediği soğuğa doğru koşmaya devam etti. Sonunda anlamıştı, içindeki nefret, içindeki ateş, su bükmesini sağlayan her şeyi götürüyordu. Sonunda anlamıştı...
| |
| | | Catheriné Marcelline Hayalet, Müzisyen
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 817 Yaş : 29 Galleon : 11891 Ekspresso Puanı : 38 Kayıt tarihi : 07/12/08
| Konu: Geri: İşletme Başvuruları - Dükkanlar vs. Çarş. 09 Eyl. 2009, 13:42 | |
| Rütbeniz veriliyor, iyi RP'ler. ^^ | |
| | | | İşletme Başvuruları - Dükkanlar vs. | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |