|
| [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] | |
|
+3John Stewen Peterson Adolf Maynard Griswald Mathilda Mythill 7 posters | Yazar | Mesaj |
---|
Mathilda Mythill Slug & Jiggers Sahibesi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 210 Yaş : 34 Kan statüsü : safkan Galleon : 11993 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 19/06/08
| Konu: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] Salı 08 Tem. 2008, 17:13 | |
| Profesör Mythill ilk dersteki durağanlığı affettirmenin yollarını ararken belki de biraz fazla abartmıştı. 2. ders öğrenciler için hayli kafa karıştırıcı geçeceğe benziyordu çünkü birden fazla sihirli yaratıkla karşılaşacaklardı. Mathilda’nın o gün için vereceği ödevse kendisine bile fazla sinsice gelmişti. Yine de öğrencilerin derse ve ödevlere hazırlıklı geleceklerini düşünüyordu. Erkenden dersin işlendiği alana gitti. Kara bulutlar yine tepedeydi, bu ders öncekinden de soğuk bir havada gerçekleşecekti. Hatta zaman zaman suratına birkaç damla düşüyor, yağmur yağacağı düşüncesi profesörü hayli tedirgin ediyordu. Dersten önce yapması gereken iş çoktu, içi sihirli yaratıklarla dolu cam kafesleri ve karton kutuları şatodan buraya ev cinlerinin de yardımıyla zar zor getirmişti. Şimdi etrafı düzenlemek kalıyordu. İşin en zor yanı da buydu. Pıtırkurtların olduğu minik cam kafesi önce bir kenara koydu. Ardından taşlarla sınırlandırdığı bir alana odunları yığıp Incendio büyüsüyle alev almalarını sağladı. Yeterince ısındığından emin olunca da üstünde delikler bulunan bir başka cam kafesi açtı ve yaratığın alevlerin ortasına atlamasına izin verdi. Kafesin açılmasıyla kafesin içindeki biber taneleri havaya uçuşmuş, bir kısmı profesörün burnuna gelmişti. Mathilda içinden sahte lanetler okuyarak birkaç kez artarda hapşırdı. Boş kafesi geride bir yerlere bıraktı ve alevlerin yanına gitti. Alevlerin arasına atlayan kertenkelemsi yaratık mavimsi bir renk alıvermişti. Mathilda hayvanı bir süre izledikten sonra asasını doğrultup bir alev dondurma büyüsü yaptı. Böylece tehlike arz etmeyecekti öğrenciler için. Bir gözü alevlerin arasındaki yaratığın üstündeyken çoğunlukla boynuna asılı deri çantadan tohumlarla dolu poşetler çıkardı. Tohumları Locomotor büyüsü yardımıyla toprağa ekti ve Herbivicus büyüsüyle büyümelerini sağladı. Son olarak da bitkileri çitlerle birbirinden ayırarak bir sürü mini bahçe oluşturmuş oldu. Uygulama ödevi için de ortamı hazırlamıştı. Artık öğrencileri bekleyecekti. Dersin başlamasına kısa zaman kala yağmur yine çiselemeye başlamıştı. Yine sahte lanetler okuyarak Mathilda ayağa kalktı. Başta alevler olmak üzere kendine ve diğer sihirli yaratıklara da Impervius büyüsü yaptı. Böylece hepsi suyu engelleyebilecekti. Zamanlaması iyiydi, büyüyü uygulamayı bitirdiğinde yağmur bir hayli hızlanmıştı. Damlalar Mathilda’nın üstünden sekerken, birçok öğrenci de koşar adım geliyordu dersin yapılacağı alana. Bazıları hazırlıklıydı ve şemsiye getirmişlerdi, bazılarıysa cübbelerinin şapkalarını kafalarına geçirmiş, bazılarıysa sivri uçlu şapkalarını giymişti. Birçoğu sırılsıklamdı. Mathilda gelen öğrencilere teker teker önce Impervius, daha sonra da kurutma büyüsü yaptı. Böylece kötü hava koşullarından etkilenme şansı en aza inmişti. Herkes toplandıktan sonra Profesör Mythill konuşmaya başladı. “Önceki dersin acısını çıkartacağımız bir ders hazırladım sizin için.” Dedi gülümseyerek. “Az sonra benim en sevdiğim basit sihirli yaratıkları tanıyacağız. Ancak önceki dersimizde bahsetmeyi unuttuğumuz bir noktaya değinmek isterim. Derslerimizde göreceğimiz canavarlar hakkında ilk olarak öğrenmemiz gereken bir özellik var. Bu da onların bakanlık tarafından nasıl sınıflandırıldığıdır. Şimdi kim bana bakanlık sınıflandırmasını açıklayabilir?” diye sordu ve öğrencilerin el kaldırmasını bekledi.
rp dışı: soruları cevaplamak isteyenler bana pm atarak ya da msn'den haber versinler. onay cevabımı alınca rp yapabilirler. soruları cevaplamak dışında da istediğiniz gibi rp yapabilirsiniz, isterseniz profesöre de soru sorabilirsiniz. ya da el kaldırmadan cevap verebilirsiniz...
En son Mathilda Mythill tarafından Paz 07 Eyl. 2008, 12:15 tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi | |
| | | Adolf Maynard Griswald Ravenclaw 6. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 755 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 12122 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 17/05/08
| Konu: Geri: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] Salı 08 Tem. 2008, 18:10 | |
| Bitkibilim dersinden kafası düşünceli bir şekilde çıkmıştı.Dersliğin dışına çıkınca aldığı temiz hava bu düşüncelerden kurtulmasını sağladı.Sağ elini cüppesinin üst cebine götürdü ve ders listesini çıkardı.Yüzü bir an için buruştu.Ödevini yapmadığı ders sıradaydı.Sihirli yaratıkların bakımı.Listeyi tekrar katladı ve ağır adımlarla yola koyuldu. Yürürken seyrek bir şekilde yüzüne düşen yağmur damlaları,havanın bozacağını müjdeler gibiydi.Yüzünü gökyüzüne doğru kaldırdı ve gri,kara bulutların orada hüküm sürdüğünü gördü.Başını tekrar önüne çevirdi ve yürümeye başladı.Bir kaç kişi hızla yanından geçmiş,sihirli yaratıkların bakımı dersinin işleneceği yere doğru koşarcasına gitmişlerdi.Maglor onaylamayan bir ifade ile izledi onları.O yağmuru çok severdi.Sanki ruhunu dinlendirir,tüm sorunlarını yok ederdi.Ağır ağır yürürken,erkenden yola çıkmanın faydasını görmüştü.Dersin yapılacağı yer oldukça yakındaydı ve profesör Mathilda oradaydı.Mahçupça bir süre baktıktan sonra,bulunduğu yere doğru gitti.Dikkati çeken ise hazırlıklı öğrencilerdi.Şemsiyeli birkaç kişi görmüş ve gülümsemesine engel olamamıştı.Bunu fazla kafasına takıyordu."Boşver!" dedi.Profesörün yanından geçerken bir an asasını kendisine doğru doğrultmuş olduğunu gördü."Hadi Maglor!O kadar da kötü birşey yapmamışsındır." Endişeyle bakan yüzü profesörün onu kurutmasıyla,rahatlamış bir hale dönüşmüştü.Herkes toplanmış ve profesörün dersi başlatmasını beklemeye başlamıştı.
"Şimdi kim bana bakanlık sınıflandırmasını açıklayabilir?” Maglor hızla elini kaldırmıştı.Kendisini affettirmek istiyordu ve bu konuda babası sayesinde bilgiliydi.Profesörün ona inanamayan bakışlar atmasına rağmen söz hakkı vermesi,ne kadar adil bir kişilliğe sahip olduğunu gösteriyordu.Kısa bir öksürükten sonra konuşmaya başladı."Sihir bakanlığı,sihirli yaratıkları beş ayrı sınıflandırmaya ayırmış ve bunların her birini tehlike sayısına göre çarpılandırmıştır.Bir çarpılılar,basit yaratıklardır.İki çarpılılar,hem zararsız hem de evcilleştirilebilen yaratıklardır.Üç çarpılılar,bilgisi olmayanlar için bir tehlike yaratabilir bu nedenle de yeterli bilgiye sahip büyücülerin ilgilenmesi gereken yaratıklardır."Biraz duraksadı ve dört ile beş çarpılıların tanımını oluşturmaya çalıştı.Aklında oluşturduktan sonra tekrar devam etti."Dört çarpılılar tehlikelidirler ve bunlar üzerinde uzmanlaşmış büyücülerin ilgilenmesi gerekir.Ama bildiğim kadarıyla usta büyücüler bunları idare edebiliyorlar." dedi son cümlesini biraz muzurca kurarak.Tekrar söze devam etti."Beş çarpılılar,büyücü katili olduğu bilinenlerdir.Evcilleştirilmesi ve eğitilmeleri imkansızdır.Bildiğim bunlar profesör." dedi gülümseyerek.Bir yandan da yanlış bir şey söylememiş olduğunu umuyordu. | |
| | | Mathilda Mythill Slug & Jiggers Sahibesi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 210 Yaş : 34 Kan statüsü : safkan Galleon : 11993 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 19/06/08
| Konu: Geri: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] Salı 08 Tem. 2008, 18:31 | |
| Profesör, Maglor'a bir şans vermek istemişti. Bu yüzden el kaldıranlar arasında onu seçti, hem de 2. sınıf olması sebebiyle yanlış bilgi vermeyeceğinden enredeyse emindi.
"Tebrikler Bay Silimaurë! Kütüphanede geçirdiğiniz saatler işe yaramış. Hufflepuff'a 10 puan veriyorum. Ancak küçük bir düzeltme yapmalıyım. Bakanlık sınıflandırmasında beş çarpı alanların hepsi de evcilleştirilemez diye bir kaide yok." göz kırparken ekledi "İmkansız değil."
Yağmur şiddetini azaltırken Mathilda da defalarca tekrar ettiği plana uyarak dersine devam etti. Öğrencilerin dikkatini bir an için bile kaybetmek istemiyordu ancak şimdi görecekleri yaratık işleri biraz zorlaştıracaktı.
“Şimdi, bu sınıflandırmaya göre sizi derinden etkileyecek bir yaratık göstereceğim.” Dedi gülümseyerek. Ardından arkasını döndü ve cam kafesi öğrencilerin önüne getirdi. Kapağını açtı ve gözlerini devirerek “Pıtırkurtlar…” diye söylendi. Kafesin içindeki onlarca pıtırkurt üstüste altaltaydı. Garip sıvılarını her yere bulaştırarak saatte belki 1 metrelik hızla belli belirsiz geziniyorlardı. “Eğer onlara uzun süre göz kulak olmanız gerekseydi sizi epeyce derinden etkilerlerdi, hayli sıkıcılar.” Dedi sıkıntıyla. “Neyseki size böyle bir eziyet yapmayacağım. Ancak bu hayvanlar hakkında yine de bilgi sahibi olmanız gerekiyor. Bu yüzden kısaca bahsedip geçeceğim. Kendileri böyle…” biraz durakladı. Gözlerini pıtırkurtlara dikip düşündü biraz ve sonunda cümlesini tamamladı “…biraz garip yaratıklardır. Genellikle bitkiyle beslenirler ve özellikle marulu severler.” Dedi. Kafesi yere bıraktı ve yerden ot koparırken sorusunu sordu “Ben bu pıtırkurtları beslerken kim bana pıtırkurtların kullanım alanını söyleyebilir?” Eller yine kalkmıştı. Mathilda gözüne ilk çarpan kişiye söz hakkı verdi ve kopardığı otları kafesin içine bıraktı. Kafesin kapağını kapadı ve bir daha pıtırkurtlarla işleri olmayacağından boş cam kafesin yanına bıraktı. | |
| | | John Stewen Peterson Seherbaz
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 813 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12196 Ekspresso Puanı : 6 Kayıt tarihi : 15/03/08
| Konu: Geri: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] Salı 08 Tem. 2008, 19:04 | |
| John yine bir sihirli yaratıkların bakımı dersi için hızlı adımlarla kuleden ayrılmaya koyuldu. Taş sütunların arasından koşarken bir çok yüzle karşılaşsa da bunları umursamadan koşarcasına ilerlemeye devam etti. Saçları koridorlarda koşarken kendi yaptığı rüzgarla dalgalanırken bir kaç portre de cıklamalarla koridoru doldurmuştu. Onlarla uğraşabilirdi ancak şu an onlar da John\'u ilgilendirmiyordu. İlgilendiren ek şey yetişmesi gereken dersi. Işıkların birkaç pencereden huzmeler halinde geldiği derslik kapılarının kapalı olmasıyla büyük bir loşluk kazanan koridorlardan hızla geçtikten bir süre sonra merdivenlerden hızla inmeye koyuldu.
Merdivenler bu sefer onla inat gidercesine tam birinci kata atlayacacakken ikinci kata bırakıvermişlerdi. John lanetler mırıldanırken bu konuda birkaç nutuk atan portreyi yine görmezden gelip bu sefer değişmesine izin vermeden birinci kat koridorlarına ve sonra da zemin kata bıraktı kendini koşar adımları daha da hızlandıktan sonra bahçeye çıktığında onu karşılayan soğuk hava ve kara bulutlardı. Koşmasından dolayı yorgunluğunu atmak için bir parça yavaşladı ve ciğerlerine soğuk havayı doldurduktan sonra yeşilliklerin arasından o hep gizemli bulduğu karanlık ormanın kıyısındaki derslik alanına doğru ağır adımlarla ilerledi. Ama sonra başlayan yağmurla adımları hızlandı ve burnuna dolan toprak kokulu havayı içine çekerek koşmaya başladı.
Dersliğe girdiğinde çok geç kalmamış olsa da basit bir özürle profesörün onu kurutmasının ardından yerine geçti. Bakanlık sınıflandırmalarını soran profesörün sorusunu cevaplamak üzere parmağını kaldırsa da başkasına vermişti ki yorgun kolu hemen inmişti. Söylediklerini not ederken arkasından profesörün söyledikleri yüzünde bir gülümsemenin oluşmasına neden oldu. Profesör bunlara kalkışır mıydı yada kalkışmış mıydı merak ediyordu ama dersin ortasında soramayacağı için merakını bastırdı. Dedesi bu konuda birkaç şey biliyordu ve ejderhaların bile eğitildiğini anlatan hikayelerden bahsederdi. Her ne kadar babası yalanlasa da gerçekliğini hep merak etmişti John. Profesörün sözlerini not aldıktan sonra sorduğu soru üzerine hızla kalkan parmakla bu sefer sözü John almıştı. Evinde koca bir iksir zindanı olan biri için zor bir soru değildi bu kesinlikle.
-Pıtırkurtların birbirinden ayırt edilemeyen ön ve arka uçlarından birer salgı akmaktadır profesör ve o salgı bazı durumlarda iksirlere kıvam vermekte kullanılır. dedi ve oturdu. Kısa ve öz bir açıklama yapmayı uzatmamayı hep severdi ve profesörün de bundan hoşlanmasını umuyordu. Eh belki birkaç puan kazandırırdı binasına ki bunu en sevdiği dersten kazandırmak gerçekten mükemmel olacaktı. Önceki ödevle çok uğraşsa da uygun alması daha fazla çalışması gerektiğini gösteriyordu. John da daha fazla çalışmaya kesinlikle kararlıydı.
En son John Stewen Peterson tarafından Salı 08 Tem. 2008, 19:22 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
| | | Delora Lucien Nobés
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 129 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11991 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 23/06/08
| Konu: Geri: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] Salı 08 Tem. 2008, 19:06 | |
| Lilian bitkibilim dersinden çıktıktan sonra henüz tam olarak ezberleyemediği ders proramını çıkarıp, sıradaki derse baktı. Sihirli Yaratıkların Bakımı. Lily yüzünü buruşturdu çünkü bir önceki dersi uyuyakalması yüzünden kaçırmıştı. Bunu kaçırmaya hiç de niyeti yoktu ama Profesörden çekiniyordu biraz. Ne de olsa dersi ekmiş sayılırdı ve bir özür bile dilememişti. Yine de korkunun ecele faydası yok diye düşünerek Sihirli Yaratıkların Bakımı dersliğine doğru yürümeye başladı. Yağmaya başlayan yağmurun saçları ıslatması sonucu yüzünü gökyüzüne çevirdi ve gülümsedi. Yağmurda yürümeye bayılırdı. Yağmur iyice hızlanmaya ve sırılsıklam olana kadar temposunu değiştirmedi. Yağmur taneleri yeri dövmeye başladığındaysa koşar adımlarla dersliğe girdi. Profesör dersliğe giren her öğrenciye kurutma ve yağmurdan korunma büyüsü uyguluyordu. Lily yağmuru severdi ama biraz daha ıslak kalırsa hastalanması muhtemel olacağı için kuruluğu memnuniyetle karşılamıştı.
Dersin başlamasıyla dikkatini Profesöre yöneltti. Profesör bir önceki dersin sıkıcılığından söz edince bakışlarını kaçırdı. Ama Profesör sorular sormaya başladığında tekrar ona baktı. İlk dersi kaçırdığı zaman geri kalmamak için konuyu çalışmıştı ve Profesörün sorduğu sorunun yanıtını biliyordu ama elini çekingen bir biçimde kaldırmış, Profesör de Hufflepuff'lı başka bir çocuğa söz vermişti. Lily bir dahaki soruda tereddüt etmemeye karar vermişti ama pıtırkurtlarla ilgili soruyu duyduğunda vcevabı anımsayamdı. Aslında iksirlere kıvam vermesiyle ilgili bir şeyler anımsıyordu ama eksik bir bölümde olduğunu düşündüğü için müdahale etmedi ve doğru cevabı dikkatle dinledi. Kendisininkinden farklı olmadığını duyunca hayalkırıklığına uğradı ama Profesör henüz bir yanıt vermemişti.
| |
| | | Mathilda Mythill Slug & Jiggers Sahibesi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 210 Yaş : 34 Kan statüsü : safkan Galleon : 11993 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 19/06/08
| Konu: Geri: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] Salı 08 Tem. 2008, 19:19 | |
| Profesör, Peterson'ın cevabını dikkatle dinledi ve gözleri ışıldayarak "Tebrikler Bay Peterson, görünen o ki ders kitabını yalayıp yutmuşsunuz. Gryffindor'a 10 puan veriyorum." dedi. Şimdilerde pıtırkurtları küçümseyen öğrencilerin ileri seviye iksir derslerinde onlara çok ihtiyaç duyacağını bildiğinden belli belirsiz güldü. Ancak gülme sesi yağmurun toprağa çarpma sesinde kaybolmuştu.
Sıra profesörün gerçekten sevdiği bir yaratığa gelmişti. Alevlere bir kez daha baktı. Sonunda istediği sonucu almıştı, yaratık neredeyse hiç görünmüyordu. Kıpkırmızıydı. Çenesi hafif kalkık bir şekilde, sahte bir asaletle yürüdü ve sesini hafif kalınlaştırıp resmileştirerek konuştu:
“Arkadaşlar, şimdi size sihirli yaratıklara nasıl yaklaşmamanız gerektiğini göstereceğim.” Dedi ve sol kolunu anında alevlere uzattı. Kollarına atlayan alev parçasından korkan bazı öğrenciler çığlık atmış, bazıları ani bir refleksle gerilemişti. Birkaçının yardım etmeye koşacağını hissedince profesör gülümsedi ve “Alev Dondurma Büyüsü! Merak edilecek bir şey yok…” dedi. Kendisine yapılsa hayli pis bir şaka olarak sınıflandıracağı bu şakayı ne cesaretle öğrencilere yapmıştı bilmiyordu. Ancak fazlasıyla eğlenmişti. Şimdi o, hayvanı yavaşça okşarken öğrencilerin de nefes alma hızları düzene giriyordu. “Umarım bugün de yanınızda ejderha derisi eldivenlerinizi getirmişsinizdir, tüm derslerimizde getirmek zorunda olduğunuz gibi. Çünkü birçok tehlikeli yaratıkla uğraşacağız ve onlarla temas halinde bulunmanız gerektiğinde alev dondurma büyüsü gibi tekinsiz asa oyunlarına güvenemem” dedi ciddi bir sesle. Yeterince sert bir uyarı yaptığını düşünüyordu. Yaratığın rengi mavileşmeye başlamıştı ve üstündeki alevden de kurtulmuştu. Yavaşça kıvranıyordu profesörün kolunda. Mathilda, daha fazla acı çekmemesi için yeniden alevlerin arasına bıraktı. Ateş bir an hafifçe büyüyüp daha da parlamış ve sonra eski haline dönmüştü. Kısa bir çığlık geldi yaratıktan memnun olduğunu belirten.
Profesör yeniden öğrencilere döndü ve sordu:
"Kim bana bu yaratığın ismini söyleyebilir?" | |
| | | Delora Lucien Nobés
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 129 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11991 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 23/06/08
| Konu: Geri: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] Salı 08 Tem. 2008, 19:39 | |
| Lilian çocuğun verdiği cevabın doğru olduğunu öğrendiği zaman, üstüne üstlük birde binasına 10 puan kazandırınca nefretle gözlerini kıstı ve Profesör başka bir soru soracak mı diye bekledi. Kolunu ateşe sokunca ise irlekelerek zıpladı. Sonra Profesörün sözleriyle sakinleşti ve başını iki yanan salladı. Ne kadar ilginç bir dersti. Bir daha kesinlikle kaçırmaya niyeti yoktu. Zaten ders kaçırmak pek de adeti değildi. ' Aptal kabus! ' diye düşündü. Ejderha derisi eldivenleri getirdiği için ise memnundu. Tedbirli olduğuna sevinmişti çünkü Profesörün uyarısını duymamıştı daha önce haliyle.
Derken Profesörün elinde tuttuğu yaratığı gördü ve tanıdı. Çok heyecanlanmıştı. Alevlerin mavileşmesi ve diğer şeyler.. Ateşten çıkınca kıvranmasını gördüğünde de emin oldu ve Profesör sorunca hemen atladı. " Bu bir semender! Yani ateşle beslenen, ateş içinde yaşayan bir çeşit kertenkele. " dedikten sonra Profesör ne yanıt verecek diye baktı. Doğru yanıtı verdiğinden emindi ama söz istememişti.
| |
| | | Mathilda Mythill Slug & Jiggers Sahibesi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 210 Yaş : 34 Kan statüsü : safkan Galleon : 11993 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 19/06/08
| Konu: Geri: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] Salı 08 Tem. 2008, 19:56 | |
| Öğrenciler hevesle el kaldırmaya hazırlanıyorlardı ki Slytherin'den Sullivan adlı bir kız atıldı:
"Bu bir semender! Yani ateşle beslenen, ateş içinde yaşayan bir çeşit kertenkele."
Profesör kaşlarını çattı, ani bir değişimle bir anda kızmıştı. "Bir çeşit sürüngen demek istiyorsun sanırım!" dedi hırsla. Öğrenciler bilmese de Mathilda'nın her türlü sihirsiz hayvana karşı garip bir nefreti vardı. Bu yüzden gerekenden fazla kızmıştı genç kızın cevabına.
"Size daha şimdi, düşünüp taşınmadan, acele hareket etmenin zararlarıyla ilgili bir ders verdim sanıyordum!" dedi semenderin koluna atlayışını kastederek. Huyu gereği sesini yükseltmiyordu ama yeşil gözlerinin parlayışından belliydi ne kadar sinirlendiği.
"Bu seferlik sizden puan kırmıyorum, ancak bir dahaki sefere aranızdan herhangi biri..." bunu söylerken gözlerini kızın üstünden çekip tüm sınıfa bakmıştı "...böyle bir harekette bulunursa ben de tez davranır binasından bolca puan kırarım. Cezalar da cabası!" dedi. Bazen istemsiz olarak hayli saldırgan olabiliyordu. Ancak herkesin birbirini dinlemeye, hak yememeye saygı duyması egrektiğine inanırdı. Bu tür davranışların sınıf ortamında gerçekleştirilmesine katlanamazdı.
"Arkadaşınız doğru söyledi. Bu bir semender, alev içinde yaşayan bir sürüngendir. Bakanlık sınıflandırmasında üç çarpısı var, bu da demektir ki kendisiyle ilgilenilirken dikkatli olunmalı. Şimdi kim bana bu yaratığın özelliklerini ve kullanım alanlarını söyleyebilir?"
Öğrencilerin bu sefer el kaldıracağından emindi. Kurallar ya da saygı bir kenara, bir Hogwarts öğrencisini en çok bina puanının kırılması korkuturdu. En azından Mathilda'nın hatırladığı zamanlarda bu böyleydi. | |
| | | Adolf Maynard Griswald Ravenclaw 6. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 755 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 12122 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 17/05/08
| Konu: Geri: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] Salı 08 Tem. 2008, 20:22 | |
| "İmkansız değil."Maglor bu sözün üzerine sırıtmıştı.Aklına hemen bir basilisk gelmişti.Bildiği kadarıyla bu fevkalede öldürücü yaratık,çataldili yeteneği olan bir büyücü tarafından yönlendirilebiliyordu ki bu da evcilleşmiş bir yaratık halini almasını sağlayabiliyordu.Bunu daha önce aklına getirmediği için kendi kendisine yakındı.Fakat ders devam ediyordu.Güzel bir başlangıç yapmıştı.Binasına puan kazandırmış ve bu da mutlu olmasını sağlamıştı.Şimdi yakınmayı kesmeli,derse ilgisini devam ettirmeliydi.
Profesör orada duran kafesin kapağını açmış ve pıtırkurt olduğunu söylediği yaratıkları salmıştı.Maglor midesinin kusma isteğini bastırmaya çalışarak,hayvanlara yüzü ekşimiş bir şekilde bakıyordu.Nedense bu tür hayvanlar onun sürekli midesini bulandırırdı.Hem o sıvı da neydi öyle?"Sanırım kusacağım."dedi yanındakine belli belirsiz.Derin derin nefes almaya başladı ve çevreyi incelemeye başladı.Biraz daha o yaratığa bakarsa kesin kusardı.Kendisini daha iyi hissetmeye başlıyordu.Bu sırada profesör bir soru sormuştu.Bu yaratık pekte Maglor'un ilgi alanına girmiyordu açıkçası.Daha ilk defa canlı olarak görmüştü ve bunu araştırma zahmetine de gireceğini düşünmüyordu.Ne varki bir çocuk bu soruyu yanıtlayarak bu faslı kısa tutmuştu.
Sırada alevi bir örtü gibi kullanan bir yaratık vardı.Maglor bunu hayal meyal anımsar gibiydi.Adını hatırlamıştı.Semender'di bu.Babası göstermişti ve o zaman bayağı bir ilgisini çekmişti bu yaratık.Ardından aklına geçen gün kütüphanede araştırma yaparken gördüğü resim ve özellikleri geldi.Tüm özelliklerini biliyordu neredeyse.Düşüncelerinden kurtulup kendisini tekrar derse verdi.Bu sırada profesör kolunu alevlere uzatmıştı ve etrafa alevler saçılmıştı.Ön sıradaki bir kaç kişi neredeyse bu alevlerden nasibini alacaklardı.Elinin istemsiz olarak asasına gittiğini farketti.Hemen elini asasından çekti.Ne de olsa profesörleri yanındaydı ve herhangi bir olumsuzluğa karşı koyardı..
Profesör bu yaratığın isminin ne olduğunu sormuştu.Maglor da el kaldırmış fakat Slytherinli bir kız el kaldırmadan söze direk başlamıştı.Maglor'un yüzünde bir hoşnutsuzluk ifadesi belirdi.Kızın söyledikleri teorik olarak doğruydu.Ardından yüzünü profesöre çevirdi.Maglor'da,profesörün kıza en azından söz hakkı alması konusunda uyarıda bulunmasını bekliyor gibi bir hal vardı.Fakat profesör kütüphanede çözmeye çalıştığı kişi ise kızı hazır cevaplılığı için tebrik bile edebilirdi.
Ne varki profesör kızmıştı.Maglor'un yüzünde hala onaylamayan bir ifade mevcuttu.İçinde ise profesörün farklı birşeye kızdığı hissi vardı.Profesör semenderin anlatımına geçmişti ve bir soru daha onları bekliyordu."Şimdi kim bana bu yaratığın özelliklerini ve kullanım alanlarını söyleyebilir?" Maglor hızla elini kaldırdı.Profesörün onu işaret etmesi ile bir an gülümsedi ve konuşmaya başladı."Semenderler ateşle beslenirler.Parlak beyazdırlar ve içindeki ateşin ısısına göre,kırmızı veya mavi renkte görülebilirler.Sadece içinden ateş çıktıkları sürece sağ kalabilirler.Fakat kendilerine düzenli olarak biber verilirse,altı saate kadar sağ kalabilirler.Kullanım alanına gelecek olursak;semender kanından şifacılar yararlanabilir.Çünkü bu kan güçlü tedavi edici ve sağlatıcı özelliklere sahiptir." diye sözünü bitirdi Maglor.Fazla bahsetmişti galiba.Ama kendisini profesöre affettirmek istiyordu.
| |
| | | John Stewen Peterson Seherbaz
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 813 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12196 Ekspresso Puanı : 6 Kayıt tarihi : 15/03/08
| Konu: Geri: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] Salı 08 Tem. 2008, 20:38 | |
| John puan veren profesöre gülümseyerek dinlemeye devam etti. Profesörü yeniden dinlerken işleyecekleri yaratıkların tek olmamasına biraz da sevinmişti. Etrafta birkaç yaratık daha vardı ve profesör birkaç ufak bitki bahçesini de dizmişti. Gülümseyerek onları izlerken toprak kokusu da buram buram burun deliliklerinden doluyordu. Koku gerçekten John’u rahatlatıyordu. Aynı şekilde etraftaki su sesi de buna katkı sağlıyordu. bunların ikisi bir aradayken gerçekten rahatladı ki bu yüzden yağmurda yürümeye çok da aldırmazdı. Sadece grip olup hapşırtacak bir yağmurdan mantıklı bir şekilde uzak kalırdı. En azından yapılacak önemli işleri olduğu zaman. Annesinin dediği gibi nefret etmek doğal olayları değiştirmeyeceği için aydınlığa da, karanlığa da, güneşe de yağmur ve bulutlara da alışması gerekiyordu.
Notlarını almaya devam ederken yağmur yavaşlamış ve dolaşmaktan hoşlanacağı o hale bürünmüştü. Toprak kokusunu bir kez daha içine çekerken ıslanmaması için gerelti olduğu notları yerine kurşunumsu yağmurlar sırtına vuruyordu. En azından profesörün büyüsünün nedeniyle hiçbir etki etmeden yere süzülüyordu. Daha sonra yine muhtemelen o büyüyle korunan bir yaratık göstermişti. Hatta elini uzatıp onu çıkarırken profesörün kolunun yandığını görmesiyle hareketlense de onun durdurmasıyla yerine geçmişti. Kertenkele dışarı çıkınca önceki mavimsi halinin aksine beyaz olup kıpırdanmıştı ki John’un kalbinde bir sızlamaya neden olmuştu bu.
Normalde beyaz olan ama ateşin içinde mavi yada kırmızı olan ateşte yaşatan bu yaratığı tanıyordu. Onlarla birkaç kez sihirli hayvan evinde özel bakım yerlerinde karşılaşmıştı. Onların içinde bir anı vardı ki gerçekten üzücü bir yeri vardı John için. Hatırlamak istemediği o anılardan biriydi ve yaramazlıklarının kötüye sonuçlanan bir şekli olarak aklında oturmasında ailesi de birkaç kez yardımcı oluyordu. Merlin aşkına 5 yaşında yaptıklarını bundan 10 yıl sonra koz olarak kullanmalarına gerçekten sinir oluyordu. Ancak anıların gerçekten de John’u üzdüğü kesindi çünkü bir hayvan aşığı olarak onlara zarar vermiş olması oldukça kötüydü.
Gözleri kısa bir an buğulanarak eski günlere dalmıştı. Tam beş yaşındayken babasını zorla ikna ederek gittiği sihirli hayvan evinde büyükçe cam bir kafeste yaşayan semendere bakmak üzere camı kaldırırken eli yanmış ve cam kırılınca elini söndürmeye çalışan semender taşa düşerek o parlak beyaz halini almıştı. İleride olan babası ve görevli o tarafa koşarken John otları hareketlendirerek tüm ateşi söndürmüştü ve sonrasında beyaz beden için o renk gerçekten de ölümün rengi olmuştu. İçerideki hayvanların anlamışçasına bağrışmalarını ve ona bakışlarını hatırladığında bedenini kaplayan titremeyle dümdüz hayvana baktığını fark ettiğinde profesörün sorusunu duyabilmişti ve parmağını kaldırdı.
Ancak cevabı bir başka kızın vermesiyle parmağı aşağıya indi yeniden ve anıları unutmak istercesine derince bir nefesi ciğerlerine doldurdu. Burnuna toprak ve bitki kokularından bolca bir karışım doldu. Kuru yüzünden dümdüz akıp inen yağmurların arasına karışan bir iki damla göz yaşının kendisine ait olduğu hakkındaki delilleri parşömene eğilerek bir çırpıda başarılı bir şekilde yok edebilmiş ve klasik gülümsemesini yüzüne oturtabilmişti. Taklitte ve hiç istemese de yalanlarda başarılı olmasının da katkısıyla bunu yaparken çok zorlanmamıştı ki kimse fark etmemişti. Duygusal olsa da bir Gryffindor olarak güçsüz görünmeyi hayatta istemezdi. Ejderha derisi eldivenlerini ceplerinden çıkarıp bir elinde sıkıca tutarken dinlemeye devam etti.
Profesör bu sefer garip bir sertlik takınmıştı üstüne. Profesörden izinsiz bir şekilde el kaldırmadan cevaplayan kız bırakın puan almayı kızgın bir tavır ve tehditlerle karşılanmıştı. Kertenkele bir muggle hayvanıydı ve sihir dünyasında muggle tabiriyle bir hayvanı anlatılmasına da kızıyor olabilirdi. Aynı şeye dedesi de inanılmaz bir şekilde kızardı. Bolca puan ve ceza ha… İşte profesör işini biliyordu. Eh John pek çok ceza almış ve bunların hepsini çekinmeden yapmıştı ama puan kırmak… Ah onun için bu günlerde zayıf bir noktaydı ki çok önemsediği binasından puan kırdırmak gerçekten onu üzerdi. Eh bu çoğu öğrenci için de öyle olmalıydı. Sonraki birkaç lafını not aldı. İlk kalkan çocuğun da dediği gibi üç çarpı bilgisizsen pek bulaşma anlamına geliyordu ki bulaşması hakikaten de kötü sonuçlanmıştı. Sadece kendine değil hayvana zarar vermişti ki bu çok daha kötüydü.
Profesörün sonraki sorusunun arkasından parmağı yeniden havalanmıştı. ancak yine ilk cevaplayan çocuk cevaplamıştı. Onun puan alacak olması üzerine bir parça somurttu. Çünkü onlar bu ders daha iyi iş çıkarttıklarından ve en sevdiği derste yine en iyi olamadığından üzülmüştü. Anlatılan her şeyi ezbere biliyor olmasının iyi olduğunu düşünerek kendini bir parça avutmaya çalıştı. Eh bunda çok başarılı olamamıştı ama çektiği toprak kokulu soğuk havayla birlikte bir parça rahatlayabilmişti. Profesörün başka sorusu yok gibiydi ama yine de sessizce sözleri aklındakilerle birleştirerek birkaç not aldıktan sonra gözleri profesöre kayarak bekledi. | |
| | | Mathilda Mythill Slug & Jiggers Sahibesi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 210 Yaş : 34 Kan statüsü : safkan Galleon : 11993 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 19/06/08
| Konu: Geri: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] Salı 08 Tem. 2008, 20:49 | |
| Profesör belki göz aşinalığından, belki de şans vermek için Peterson'ın hevesle salladığı elini görmezden gelip Silimaurë'ye söz vermişti. Silimaurë'yse verdiği cevapla derse katılımını yüksek tutmak istediğini artık kesin olarak kanıtlamıştı. Mathilda dersi planlarken semender konusunda en az 20 puan dağıtmayı düşünmüştü. Ancak Sullivan'ın davranışıyla sinirlendiğinden tüm bunları unutmuştu, Hufflepuff'ın fazla öne geçmesini istemediğinden puanı az tuttu:
"Hufflepuff'a 5 puan veriyorum." dedi, sertçe Sullivan'a bakmıştı bunu söylerken. Sanki puanın az verilmesinin onun suçu olduğunu bilmesini istiyordu, hatta herkesin bilmesini istiyordu.
Yağmur yeniden hızlanırken dersin neredeyse yarısına geldiklerini tahmin ediyordu. Mathilda emin olmak için çok sevdiği saatini çıkardı cebinden. Doğruydu, yeterince zamanları vardı.
“Bir sonraki dersimizde işleyeceğimiz yaratık hakkında bir ödeviniz var.” Dedi sinsice. Ödevlerin onları hayli bezdirdiğini biliyordu ancak bu seferki gerçekten kötüydü. Mathilda bu ödevi vermek konusunda epey düşünmüştü ve sonunda risk almaya karar vermişti. Son cam kafesi aldı, içinde sivri dikenleri olan kara bir yaratık gözlerini öğrencilere dikmişti. Dikenler yakına gelmedikçe kurumuş ot görüntüsü veriyordu, bu sebeple yumuşacık oldukları bile düşünülebilirdi. Bu tehlikeli düşünce birçok kişinin ağır yaralanmalar geçirmesine sebep olurdu. “Bu yaratığın adı Hırpı” dedi. Gözlerini yaratıktan ayırmıyordu. “Haftaya bu yaratığı işleyeceğiz, bu yüzden hazırlıklı gelmenizi öneririm. Ödevinizse…” cam kafesi toprağa bıraktı ve sol elini bahçeciklerin bulunduğu alana uzattı “…akşam her birine bir Hırpı bırakacağım bu bahçeciklerde Hırpı’ları üç gün beslemek. Size bir ipucu, 3 öğün yemek yemeye ihtiyaç duymazlar ve hayli utangaçtırlar. İnsanların karşısına çıkmayı, ellerinde yemek de olsa sevmezler.” Dedi sırıtarak, kızgınlığını öğrencilerden çıkarmanın güzel bir yolunu bulmuştu. Kaç kişi bu ödevin altından kalkabilirdi emin olamıyordu ancak öğrencilerin çoğuna güveni tamdı. En azından deneyeceklerini biliyordu. “Bu daha da kötü sonuçlanacak ya…” diye geçirdi içinden, sessiz kahkahaları izledi düşüncelerini. “Sadece üç gün… Ardından bana Hırpı’larla ilgili bir yazı ve yaptığınız işlemle ilgili rapor getireceksiniz. Umarım hangi yiyeceği sevdiklerini bulabilirsiniz. Bulamazsanız da üzülmeyin, üç günde ölmezler.”
O an aklına önceki ödevler geldi, nasıl da unutmuştu... “Accio ödevler!” diye bağırdı asasını kaldırıp ve 2-3 dakika içinde bir tomar parşömen kağıdı şatodan fırlayıp bahçede uçuştuktan sonra profesörün sol eline yapıştı. Büyülü olmadıkları için yağan yağmur altında ıslanmışlardı. Ancak notları, çıkmaması için sihirli mürekkeple işaretlediğinden hala okunabiliyorlardı. Parşömenleri öğrencilere dağıttı. Sıra Slytherin’den Murtle adlı öğrenciye geldiğinde durdu ve kaşlarını çatıp “Bir sonraki ödevinizi daha dikkatli yazın. Aynı üslupla devam ederseniz binanızın zararına olur.” Dedi. Ödevi okuduğunda sinirlenmişti, beklemediğinden değil, tam tersine böyle bir şeyi beklediğinden sinirlenmişti. Hogwarts’ta binaların daha da kötü yönde değiştiğinin en basit göstergesiydi bu ödev.
Öğrencilerin hem yeni ödevlerine, hem de aldıkları notlara oflayıp puflamalarını duymazlıktan geldi. Yeni ödev hayli zorluydu ve en eğlencelisinin de ödevleri değerlendirme kısmı olacağından emindi. Ellerine kendi ejderha derisi eldivenlerini geçirirken heyecanla konuştu: “Şimdi ejderha derisi eldivenini giyenler sırayla semenderimizi biberle besleyip sevebilir. Ancak uyarıyorum eldiveni olmayanlar kesinlikle yaklaşmasın! Bu arada sorusu olanlar sorabilirler.”
Bu son uyarıyla aklına Hırpıların tehlikesi geldi. “Umarım hiçbiri yaralanmaz…” diye geçirdi içinden. Öğrencilerin alevlerin başında sıraya girmesini sağladı ve izlemeye koyuldu.
rp dışı:sorular bitmiştir. başlık altında rp yapmaya devam edebilirsiniz. ödevinizin ayrıntıları için duyuru panosuna bakın | |
| | | Adolf Maynard Griswald Ravenclaw 6. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 755 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 12122 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 17/05/08
| Konu: Geri: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] Salı 08 Tem. 2008, 22:03 | |
| "Hufflepuff'a 5 puan veriyorum."Binasına beş puan daha kazandırmıştı.Ama profesörün kızgın sesi fazlası da vardı ama vermiyorum gibi bir ifade yaratıyordu."Kişisel mi algılamalıyım?"diye düşündü.Fakat profesörün bunu söylerken,sert bir ifade ile az önce izin almadan konuşan kıza bakmıştı."Ouh.Sanırım kişisel değil."diye düşündü tekrardan.Fazlasını tabiki isterdi fakat hiç yoktan iyiydi.
Yağmur yeniden hızlanmaya başlamış,toprağın yağmurla buluşması sonucu oluşan o toprak kokusu,havadaki tüm kokuları tekrardan bastırıyordu.Derin derin soluk alarak bu havayı içine çekti.Ardından profesörün saatine baktığını gördü.Dersin bu kadar çabuk biteceğine ihtimal vermiyordu.Ne varki profesör de derse devam etmeye başlamıştı.Daha doğrusu ödevi anlatmaya.Profesör her ödevden bahsedişinde Maglor biraz daha küçülüyor adeta.Bir sonraki ödevi mükkemmel şekilde hazırlayacağına kendi kendine söz verdi ve profesörü izlemeye başladı.Bir cam kafesi almıştı.Maglor'un gözü birden kurumuş otlarla bezeli kara bir yaratık takıldı.Pıtırkurt gibi midesini bulandırmayacak bir canlıydı en azından.Daha yakından bakmak için farkettirmeden profesöre yaklaşmaya başladı.
Ön sıralara yaklaşmıştı ve az önce kuru ot sandığı kısmın diken olduğunu daha net olarak görmüştü.Tehlikeli bir şeye benziyordu ve kafesin içinde dursa daha hoş gözükebilirdi.Fakat profesörün dedikleri bunun olmayacağı hakkındaydı.Üç gün boyunca bu sevimli şeyleri besleyeceklerdi.Evet oldukça sevimli sayılabilirdi aslında.Tabi dikenleri olmasa.
En azından bir ödevin uygulama şeklinde olması onun işini kolaylaştırabilirdi.Hatta belki bu işi bir arkadaşı ile birlikte yapar ve eğlenceye dönüştürebilirdi.Profesör ödev tomarlarını yanına çağırmış ve herkese dağıtmıştı.Maglor ödev listesine şöyle bir göz gezdirdi ve ardından uzunca bir nefes bırakış gerçekleştirdi.Zorlanacaktı.Mükemmel ödev konusunu tekrar düşünmek zorunda kalabilirdi.Ödev yapmayı pek sevdiği söylenemezdi açıkçası.
Profesör semenderler ile ilgilenebileceklerini söylemişti.Semenderler gerçekten sevimli yaratıklardı.Maglor gülümseyerek eğildi ve ayağının dibinde duran,sırılsıklam olmuş çantasını açtı.Ejderha derisinden yapılmış eldivenini çıkardı ve çantanın yanına koydu.Çantanın alt kısmının çamurdan berbat hale gelmiş olduğunu gördü.Temizlemek ile uğraşacağını düşündü.Pek sevmezdi düzeni,temizliği."Aman!Su tutar geçerim."diye mırıldandı ve ardından eldivenleri alarak tekrardan doğruldu.Eldivenleri eline geçirdi ve semenderin yanına yaklaştı.Isısı,yağmurdan soğumuş olan vücudunu ısıtıyordu.Daha önceden yana koymuş olan biberlerden bir tane aldı.Sağ eli ile semenderin başını okşadı ve sol eli ile biberi uzattı.Yaratığın parıldayan gözleri onu daha da sevimli kılıyordu.Moglor ona karşı gülümsedi ve biberi yiyişini izledi.Galiba bu dersi sevmeye başlamıştı.
| |
| | | John Stewen Peterson Seherbaz
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 813 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12196 Ekspresso Puanı : 6 Kayıt tarihi : 15/03/08
| Konu: Geri: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] Perş. 10 Tem. 2008, 16:11 | |
| Profesör ilk iki cevap kadar son ikisine anlayışlı olmamışa benziyordu. İlkine sabırsızlığı yüzünden görünse de seçtiği kelimeler yüzünden kızmıştı ve diğerine söz vermesinin hatasını da kıza yüklediği açıktı gözlerinden. Evet profesörün duygularını sesi değiş gözleri fısıldıyordu. Babası seherbaz olarak dikkat etmesi gereken noktanın gözler olduğunu söylemişti. Gözlerle kişinin zihnine bile girebildiği gibi buna gerek kalmadan aynı zamanda duyguları da anlaşılabilirdi. Öfke, nefret, kin, hırs, mutluluk, hüzün ve daha nice duygu kelimelere ve diğer tepkilere dökülmeden önce gözlere uğrardı. O mutlak bir duraktı ve kimi o duraktan sonra bunu devam ettirebilse de gözlere dikkat ederse anlık olarak bile olsa çoğu kişi iz verirdi ancak sadece birkaçı bunda ustalıklarını belli ederdi. Profesör ise sanki onun hatta diğerlerinin de tavırlarının amacını görmesini istermişçesine kullanıyordu onları ki bu işini kolaylaştırıyordu.
Profesör saatini çıkarıp soktuktan sonra ödevlerini verirken şaşkınlıkla kendi saatine baktı. Hayır yanılmamıştı; henüz bitmemişti ders ancak profesör ödevi veriyordu. Üstelik bir hırpı gösteriyordu. Bir an gözleri büyürdü. Hayvanları severdi ancak Hırpı sabrını zorlayan birkaç yaratıktan biriydi. İlk ödevden U almış biri olarak şimdi daha iyi bir iş çıkarmalıydı ki bu yüzden bir arkadaş daha bulmayı yeğledi. En azından bir parça yardımı dokunurdu. Bunun için de çok meşgul olan James’i hemen aklından çıkarıp Charlie’yi seçti. Aslında o da kaptandı ama en azından James’e göre daha az yoğun sayılırdı. Ona bunu teklif etmeyi kafasına koyduktan sonra gözleri hırpıya kaymış bir şekilde notlarını aldı. Profesörün anlattıklarına kendi birkaç bilgisini ekleyip kafasında şekillendirmeye çalıştı.
-Hırpılar ha?... Pof!!! İşim zor olacak. diye mırıldandı notlarına bakarken. Onu üç gün beslemek bile yeterince işkenceydi ki daha fazlasını istemediğine seviniyordu. Özellikleri bile can sıkıcıydı. Hiçbir zaman tatlı kucakta sevilen bir yaratık değillerdi ve yaklaşmaya çalışana dikenlerini atmak belki de yaptıkları en ufak saldırıydı. Oldukça güçlü yaratıklardı ki bu yüzden pençeleriyle yada dişleriyle de zarar verebilirlerdi. Profesörün basitçe utangaç dediği o yaratık kikikirdeyip kaçan köylü kızlarının değil sırf utangaçlığı için ölümcül olan bir yaratıktı. İşi gerçekten de zor görünüyordu. Profesörse bu durumdan hayli hoşnut görünüyordu. Acaba o böyle bir ödev almış mıydı hiç?... Kaşları bir anlığına çatılsa da sonra yaratık hakkında söyledikleriyle ilgili notlarını tamamladı ve yeniden beklemeye koyuldu. Beklemesinin sonucunda profesör duyuru panosundan da okuduğu gibi U aldığı ödevin parşömenini getirmişti. O kadar uğraştığı ödevi yağmurla mürekkep lekeleriyle dolu bir hale bürünse de duyuru panosunda okuduğu gibi bir U aldığını açıkça görebiliyordu. İsteği daha fazlasıydı kesinlikle ve B yada O almayı kafasına koymuştu. Her ne kadar zor görünse de yapabilmeyi umuyordu.
Düşünceler zihninde dolanırken hırs da bedeninde yayılıyordu. Kimi öğrencilerin umutsuzluklarının aksine umudun ipini hiçbir zaman bırakmayan John şimdi de bırakmamıştı. Sıkıntısı zorluk hakkındaydı. İmkansızlık hakkında değil. Ödevlerin dağıtımı sırasında bir başka Slytherinli azarlanması bu düşünceleri bastırıp zihnini dolduruyordu. Nasıl bir ödev yaptığını görme merakı sarsa da muhtemelen yağmurdan silinmemiş bile olsa kesinlikle ödevini kendisi bir Gryffindorluya göstermeyeceğini biliyordu. Şu an bunu umursamıyordu. Asıl umursadığı diğer ödevler konusunda profesörün yapacaklarıydı. Değerlendirme konusu ona eğlenceli gelecek olmalıydı. Çok büyük bir başarı sağlayamasa da elinden geleni yapardı. Kafasında bu düşünceler birkaç dakika boyunca anafor gibi dönerken profesörün son sözleri üzerine son buldu ve daha sonra düşünülmek üzere ruhunun karanlığında kayboldu.
Profesör son sözlerini söylüyordu. Yani eğer eldivenleri varsa semenderi besleyip sevebileceklerini. Semenderi sevmek… İşte bu John için ayrı bir zorluk taşıyordu. Şimdi yapacağı belki de semenderi sevmekten öte ona kendini affettirmek olacaktı. 5 yaşının karanlık anıları. O talihsiz anın sonunda beyaz cesedi yerde yatan semenderi hatırlarken karşısındakine bakarken bile içi cız ediyordu kaldı ki ona yaklaşmak onu sevmek…Eli eldivenine gitti diğerleri çoktan takmaya koyulmuşken. Bir an onların olmadığını söyleyip oturmayı düşündü ama ilk öğrencinin yaklaştığı semenderin görüntüsüne baktığında kendini eldivenlerini takarken bulmuştu. İçinde bu konuda bir istekle birlikte tereddüt de vardı. Bir an profesörün de ona baktığını görür gibi oldu ve telaşla ayaklanmasıyla bakışları artık hissetmiyordu. Derin bir nefesle ciğerlerine soğuk hava doldurup gitme kararına teslimiyetle verdi nefesini.
Titrek görünen adımları ilerlerken rüzgar saçlarını kaldırıyor büyü sayesinde onu ıslatmayan yağmur bedeninden kayıp gidiyordu. Sırt çantası sadece bir parça ıslanmıştı ve parşömenlerini büyüden nasibini alan giysilerinin içine alması güzel olmuştu. Her şey onlarda olduğu için açıkçası bırakmayı hiç istemezdi. Kendi kendine bunun sevinciyle yada burun deliklerinden dolan toprak kokusu ve kulağını dolduran su sesiyle rahatlamaya çalışsa da yüzünü ifadesiz tutmaya çalıştı. Her adımla semender görüş alanında büyürken kalp atışları hızlanıyordu. Yanına kadar geldiğinde kendisini toprak kokusu yada su sesi de yatıştıramaz olmuştu. Yaşadığı duygunun korku olmadığına kesinlikle emindi. Sadece geçmişiyle yüzleşmekti semendere dokunmak ve bundan korkuyordu. Rüzgar saçlarını dalgalandırırken diz çöktü ve eldivenin içindeki parmaklarını kütleterek vakit kazandı.
-Merhaba küçük semendercik dedi sıcak gülümseme ama titrek bir sesle. Hayvanın boynu hafifçe kalkmış ve ona dönmüştü. Derin bir nefes alarak elini olabildiğince titretmemeye çalışarak aldı biberlerden birini. . Semenderin dışarıya düşüp kıvranışı renginin beyaz oluşu elinin alevlenmesiyle çırpınırken çıkardığı o duman ve sönen ateşle birlikte cansız yatan semender gözünün önünden hayvanla göz göze geldiğinde bir anda film şeridiymişçesine geçip onu ürpertmişti. Ancak dışarıdan bakıldığında duruşu, tavrı, bakışları ifadesizdi. Çünkü her ne kadar zorlansa da başkasının korktuğunu düşünmesinin endişesiyle duygularını mimiklere saklamamaya özen gösteriyordu. Biberi uzattığı semender çıtırtılar eşliğinde onu yedikten sonra ona doğru eli gitti. O ilk dokunuş sırasında yavaşlığından yanlış düşünmüş olsa gerek başta geri çekilirken sonra bir kedi gibi kendini bırakmasıyla yüzünde bir zafer gülümsemesi aydınlandı. Başarmıştı. Bu gerçekten de güzel bir duyguydu. | |
| | | Charlie von Diederich Seherbaz Karargahı & UBBP Genel Başkanı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2101 Yaş : 29 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12547 Ekspresso Puanı : 49 Kayıt tarihi : 05/05/08
| Konu: Geri: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] Perş. 10 Tem. 2008, 20:03 | |
| Seralardan çıktığı gibi tekrar Hogwarts'ın içine girmeye doğru yönelirken neden bahçede birkaç dakika daha geçirmediğini düşünüyordu. Son günlerde yüzünden düşen bin parçaydı ve bunu arkadaşları da söylüyordu. Eski komik ve deli dolu Charlie gitmiş sanki reşit olmuş gibi ciddi, mutsuz biri gelmişti. Uykusuzluktan kararmaya yüz tutmuş gözlerinin rengi solmuştu. Dikkat çekici ve çok şık bir mavi iken şimdi bir o kadar sönük ve kayan bir yıldızı andırmaktaydılar. Gün geçtikçe değişmeye başlayan kişiliğinin farkında bile değilken Hogwarts'tan içeri girdi geniş ve büyük kapıyı ardına kadar iterek. Ortalıkta sürekli koşuşturan ilk sınıf öğrencilerini kendine çok uzak hissediyordu her ne kadar onlardan sadece bir sınıf büyük de olsa. Bahçedeki adımlarına kıyasla daha yavaş bir şekilde yürürken tekrar yatakhaneye çıkıyordu dar nefeslerle.
Son günlerde kaybettiği neşesini mumla ararken, kendisini mutlu eden şeylerin artık neden işe yaramadığını merak ediyordu. Tabir yerindeyse kendisi için hiç çalışmıyordu son günlerde hep başkalarını neşelendirmeye çalışan bir havası vardı. Pencereden içeriye sanki bir kaçakmış gibi giren rüzgar sarı saçlarını dalgalandırırken, mavi gözleri son derece hüzünlü ve derin bakıyordu. Haftasonuna girecek olmaları onu her zaman neşelendirirken Charlie şimdi mutsuzdu. Bazı kapanmayan yaralarını daha da deşmek istemeyerek yatakhaneden çıkmaya doğru yöneldi. Geniş ve eski görünen kapıdan tekrar çıkarken diğerlerini uyandırmamak için elinden geldiğince sessizdi.
Hogwarts'ın bahçe kapısıyla dördüncü görüşmesini yaşadıktan sonra bahçeye yeniden çıkmanın verdiği huzursuzluk vardı içinde. Bol temiz koku ciğerlerini rahatlatmaya çalışırken Charlie, ev cinine rahat vermeyen bir büyücü gibiydi. Gözlerine batan güneş ışınları yüzünden ortalığa kısılmış bir şekilde bakarken bahçede Sihirli Yaratıkların Bakımı Dersliği'ini kaybetmemeyi diliyordu. Bugünlerde o kadar kafası başka yerlere gidiyordu ki, adı gibi bildiği yerleri bile unutuveriyordu. Derin ve uzun nefeslerle dakikada bir çektiği oksijenle rahatlamaya çalışıyordu ama hepsi sonuçsuzdu çünkü Charlie galiba bunu gerçekten istemiyordu. ''Evet.'' Kısık cümlelerle kendini destekleyip belki de nafile çabalarla güven kazanmaya çalışıyordu ama olmuyordu. Boşu boşuna ilerlemeyen bir sandal için kürek çekmeyi de sevmiyordu zaten. ''Her ne ise... Kendimi bırakıp şu lanet olası dersliği bulmalıyım.'' Daha da telaşlanmış ve hızlanmış bir biçimde dersliği bulmaya çalışırken her zaman boşuna koşan, derslere geç kaldığını zanneden bina arkadaşı Dominic'in peşine takılıverdi. Çünkü onun her zaman doğru yere gittiğini biliyordu ve de o da ikinci sınıftı. Charlie'nin ezberlemek için günlerini feda ettiği ders programında Sihirli Yaratıkların Bakımı dersinden başka bir ders yoktu zaten. Olası bir ihtimalle çocuğun yanlış yere gitme ihtimali sıfırdı. Bunları düşünerek kararını bilerken hızlı adımlarla koşan Dominic'in peşine takıldı.
Dersliğe vardığında profesörün herkesten erken geldiği için orada olduğunu görürken umursamaz bir tavırla kalabalığın arasında bir yerlere geçti. Sarı perçemlerini gözlerinin önüne özellikle düşüren rüzgara lanetler okurken dersi dinleme çabasındaydı. Profesörün ince sesiyle rüzgarın kalın uğultusu birbirine karışıp berbat bir opera veriyordu resmen. Son günde duyduğu hayali sesleri de hesaba katan Charlie ellerini kulaklarına götürüp tıkamaya çalıştı. Hiçbir soruya cevap veremeyip binasına puan kazandıramadığı için çok üzgün bir durumdayken bu kadar üzüntünün kendisine fazla geleceğinden korkuyordu. Daha küçüktü ve neşeli olması gerekirdi. Kendini sürekli tekrarlayan bu düşünceleri zihninden kovmaya çalışırken dersi dinlemek için ellerini kulaklarından çekti. Çekmesiyle belki dikkat dağınıklığından olsa gerek yeni farkettiği hırpı hakkında okkalı bir ödev geldiğini duyması bir oldu. ''Olamaz!'' Şaşkınlığını sözlere vurmadan edemezken dehşetlenmiş bir şekilde açılmış gözleri bu haylaz hayvana nasıl bakacağının derdini taşıyor gibiydi. Hem de koskocaman üç gün... Yerin dibine girip de kurtulmak isterken isteksizce profesörün söylediklerini not almak için küçük bir defter çıkardı. James tarafından hızlıca eline tutuşturulan kalemle yazı yazmaya başlarken ona doğru dönerek göz kırptı.
Charlie hala bu ödevin şokundan çıkamamışken yeni bir tehlike (!) ile karşı karşıya olduklarını gördü. Semenderler... Her ne kadar onlardan korkmasa da mimikleri ayrı bir dil konuşuyor gibiydi. Sert ve kendinden emin bakışlar yaratmaya çalışırken dikkatli bir şekilde eldivenlerini giydi ve semenderle karşılaştığı zaman küçük dilini yutacak hale gelmişti. Mavi gözleri sahte bir şekilde parıldarken sol eliyle yavaşça biberi aldı. Başından ayaklarına kadar yayılan küçük ve geçici bir titremeyi umursamadan semendere doğru uzattı elindeki biberi. Gözlerini birkaç saniye için kapadı. Çıtırtılı sesler duyduğundan dolayı gözlerini tekrar açtığında semender biberi yiyordu. Uzun zamandan sonra ilk defa gülerken hayvanın başını okşadı cesur ve aniden özgüven kazanmış bir şekilde. Derse gelirkenki mutsuzluğu yüzünden silinip gitmişti bu ders sayesinde. Tatlı bir şekilde gülümsemeye başladı. Başarmıştı, mutluydu. Kendisini küçük bir nedenden dolayı gururlandırmış olan hayvana parıldayan gözlerle bakmaya devam ederken zaferini yaşamaya devam ediyordu. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] Paz 13 Tem. 2008, 13:44 | |
| Paula kehanet dersliğinden çıktıktan sonra Hogwarts’ ın taş koridorlarında yürümeye başladı. Bakışları yerde bir süre yürüdükten sonra amaçsızca ilerlediğini fark etti ve sırtındaki çantaya elini uzatıp, ders programını çıkardı. Sıradaki ders onun yüzünü güldürmeye yetti. Adımlarını hızlandırıp bahçeye doğru yöneltti. Sihirli yaratıkların bakımı dersliğine doğru gidiyordu. Bir önceki derste ufacık bir sihirli yaratık bile göremeyen Paula, tüm diğer öğrenciler gibi bu derse umutla gidiyordu. Bugüne kadar çok yakından bir sihirli yaratık görmemiş ya da dokunmamış sayılırdı. Dersin işleneceği alana geldiğinde ilk önce en arkalarda kaldı. Hazırlığını yaptıktan sonra önlere doğru ilerledi ve ilerlemesi ile gözlerinin büyümesi bir oldu. Profesör gerçekten güzel bir sürpriz yapmıştı onlara bu sefer. Gözüne çarpan kutularda farklı farklı yaratıklar olabileceğini düşünüp heyecanlandı. Dersliğe gelirken yağan yağmurdan ıslanan kirpiklerini temizledi. Zaten profesörün yaptığı kurutma büyüsü ile iyice kendine gelmişti.
Paula bir yandan profesörü dinliyor bir yandan da dersliğe göz atıyordu. Etrafta yanan bir ateş ve pek çok kutu vardı. Dersin uzun sürmesini ve orada bulunan her ayrıntıyı öğrenmeyi istiyordu. Profesör dersi anlatırken sorular soruyor ve cevapları bilenler de binalarına puan kazandırıyorlardı. Bu derste neredeyse en aktif olanın Maglor olduğunu gördüğünde Paula gururlandığını hissetti. Ara sıra profesörü kızdıran ayrıntılar olsa da her şey yolundaydı. Sorular ve cevaplar devam ederken profesör cam bir kutunun kapağını açtı ve içindekiler Paula’ nın kaşlarını çatmasına sebep oldu. Garip bir salgıyla birbirinin altında, üstünde, etrafında gezinen bir sürü pıtırkurtcuk. Paula onları hem sevimli hem de garip, hatta biraz da iğrenç bulmuştu. ‘’ Pıtırkurtlar ne işe yarar ki? ‘’ diye düşünüp dersten sonra bu merakını gidermeye karar verdi. Hiçbir soruya cevap veremediğinden, profesöre soru sormaya çekinmişti. Temel bilgiler kitabı yerine, sihirli yaratıklar kitabını başucu kitabı yapsa daha iyi olacaktı sanki.
Profesör “Arkadaşlar, şimdi size sihirli yaratıklara nasıl yaklaşmamanız gerektiğini göstereceğim.” dediğinde Paula birden heyecanlandı. Demek bir sihirli yaratığa yaklaşacaklardı. Profesör nasıl yaklaşılması gerektiğini daha tam anlatamadan birden kolunu alevlerin içine uzatmıştı. Üstelik alevden koluna atlayan parça yüzünden de, yüzünde en ufak bir endişe belirtisi yoktu. Paula iki eli ile açık kalan ağzını kapatmış, korku dolu yüzü ile profesörü seyrediyordu. Profesör korkulacak bir durum olmadığını ve alev koruma büyüsü yaptığını söylerken Paula istemsizce elinde tuttuğu ejderha derisi eldiveni giyivermişti. Yaratığın, sınıfa sorulardan sonra gelen cevaptan, bir semender olduğunu öğrenmişti.
Bir yaratığın ateş içinde yaşaması ne garip bir şeydi. Paula semenderi ilginç ve çaresiz bulmuştu. Eğer ateşin içinde yaşamazsa sağ kalamayacağını öğrenmişti verilen cevaplardan. Fakat biberle altı saate kadar dayandığını bilmek daha da garipti. ‘’ Bu dersi seviyorum. ‘’ diye içinden geçirirken profesör,dersin, Paula’ nın pek de duymak istemeyeceği kısmına gelmişti. ‘’ Ödev. ‘’ Bir önceki dersin ödevi gibi yazılı olmadığını öğrendiğinde biraz daha merakla dinlese de, bu seferki ödevin zorluğu hevesini kırmaya yetmişti. Hırpı beslemek hakkında en ufak bir fikri yoktu ve bunu tek başına yapabileceğinden de emin değildi. Bu yüzden dersten sonra bu konuyu Maglor’ la konuşsalar iyi olacaktı. Belki de ödevi birlikte hazırlayabilirlerdi. Bu biraz keyfini yerine getirdi.
Profesör ödevi verdikten sonra notları okumak üzere unuttuğu ödevleri bir büyü ile yanına getirdi. Paula aldığı not için gururluydu fakat profesörün kağıda aldığı küçük ama önemli notlara dikkat etmeyi aklına yazmıştı. Ödev verildikten sonra dersin sonuna geldiklerini düşünen Paula semenderi besleyeceklerini duyunca çok heyecanlandı. Bir semenderi besleyeceği için mi yoksa ondan korktuğu için mi heyecanlıydı bilinmez ama; birkaç öğrencinin başarılı deneyiminden sonra cesareti yerine geldi. Zaten eline geçirmiş olduğu eldiveniyle sırasını bekledi. Sıra ona geldiğinde yavaşça ateşe yaklaştı ve alevler içindeki yavaşça hareket eden semenderi gördü. Ne kadar da güzel bir yaratıktı bu böyle. Eldiveni giydiği eliyle ona iyice yaklaştı, korkması için bir sebep olmadığını, bu yaratığın tek tehlikesinin alev içinde yaşadığını söyleyip duruyordu kendine içten içe. Yavaşça doğrulan semender Paula’ ya sevimli gelmeye başlamıştı. Eldiven olan elinin, işaret parmağının üst kısmı ile semenderin boynunu olabildiğince nazik bir şekilde okşadıktan sonra korkusu sevince dönüştü ve elindeki biberi uzatırken yaratığa sevgi dolu bakışıyla son bir kez daha baktı. Semender yavaş yavaş biberi yerken o kadar sevimli görünüyordu ki.
Paula semenderin yanından ayrıldıktan sonra dönüp profesöre gülümsedi. Semendere yaklaşma tecrübesini edinmiş diğer öğrencilerin bulunduğu topluluğun yanına doğru giderken, hırpı ödevi ile ilgili olumsuz düşüncelerinin hepsi değişmişti.
En son Paula Lilith Do'urden tarafından Ptsi 14 Tem. 2008, 17:19 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi |
| | | Elina Lora Dark
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 405 Yaş : 32 Kan statüsü : Melez Galleon : 11954 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 11/07/08
| Konu: Geri: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] Ptsi 14 Tem. 2008, 15:58 | |
| Elina saatine baktı.Tam yarım saattir kütüphanedeydi ve bitkibilim dersini kaçırmak üzereydi.Hemen ayağa kalktı dışarıda yağmur yağıyordu ama kızların yatakhanesine gidip şemsiye almaya pek zamanı olduğu söylenemezdi.Koşar adım kütüphaneden çıktı.Kitapları olduğu gibi masanın üzerinde bırakmıştı.Bir daha kütüphaneye geldiğinde iyi bir azar işiteceğine emindi.Dışarıya çıktı '' olamaz saçlarım bozulucak '' dedi.Hemen şapkasını kafasına geçirdi ama ber gaydası olmadı çünkü yağmur çok hızlı yağıyordu.Profesörün yanına gelince profesör ona bir sihir yaptı ve yağmur damlaları artık onu ıslatmıyordu ama bu bir yarar sağlamadı zaten srıl sıklamdı daha sonra profesör bir büyü daha yaptı ve Elina ısındığını hissetti.'' Çok teşekkür ederim profesör '' dedi ve ateşin ortasındaki garip yaratığı incelemeye başladı.
Yaratık kertenkeleye benziyordu ve maviydi.Elina'nın gözleri kocaman açıldı ilk defa böyle birşey görüyordu.Daha sohra profesör “Önceki dersin acısını çıkartacağımız bir ders hazırladım sizin için .Az sonra benim en sevdiğim basit sihirli yaratıkları tanıyacağız. Ancak önceki dersimizde bahsetmeyi unuttuğumuz bir noktaya değinmek isterim. Derslerimizde göreceğimiz canavarlar hakkında ilk olarak öğrenmemiz gereken bir özellik var. Bu da onların bakanlık tarafından nasıl sınıflandırıldığıdır. Şimdi kim bana bakanlık sınıflandırmasını açıklayabilir?” dedi.Elina cevabı bilmiyordu.Sonra hufflepufftan pek tanımadığı bir çocuk "Sihir bakanlığı,sihirli yaratıkları beş ayrı sınıflandırmaya ayırmış ve bunların her birini tehlike sayısına göre çarpılandırmıştır.Bir çarpılılar,basit yaratıklardır.İki çarpılılar,hem zararsız hem de evcilleştirilebilen yaratıklardır.Üç çarpılılar,bilgisi olmayanlar için bir tehlike yaratabilir bu nedenle de yeterli bilgiye sahip büyücülerin ilgilenmesi gereken yaratıklardır.Dört çarpılılar tehlikelidirler ve bunlar üzerinde uzmanlaşmış büyücülerin ilgilenmesi gerekir.Ama bildiğim kadarıyla usta büyücüler bunları idare edebiliyorlar.Beş çarpılılar,büyücü katili olduğu bilinenlerdir.Evcilleştirilmesi ve eğitilmeleri imkansızdır.Bildiğim bunlar profesör.'' diye cevap verdi ve hufflepuff'a on puan kazandırdı.Elina çok mutlu olmuştu.
Elina hala o yaratığı inceliyordu ki profesör öğrencilerin önüne içinde bir sürü pıtırkurt olan bir kafes getirdi.Elina bu yaratıklardansa mavi kertenkeleyi tercih ederdi.Profesör de pıtırkurtların sıkıcı olduğunu düşünüyordu ve pıtırkurtlar hakkında kısa bir bilgi verdi.Daha sonra tekrar bir sonu yöneltti.“Ben bu pıtırkurtları beslerken kim bana pıtırkurtların kullanım alanını söyleyebilir?” dedi.Bunada gryfindordan bir çocuk cevap verdi ve binasına on puan kazandırdı.Elina '' dersi çalışmadan girme .. derse çalışmadan girme '' diye sürekli kendini tembihliyordu içinden.
Profesör mavi kertenkelenin adının ne olduğunu sordu.Elina adı her ne olursa olsun bu yaratığı sevmişti.Ve profesörün eldivenlerini çıkarmalarını söylemesi üzerine yemen eldivenleri eline geçirdi.Bu sırada Profesör izin almadan cevap veren kıza kızmıştı ve Elina biraz korkmuştu profesörden gözlerin kocaman açıp ona baktı.Yaratığın adını yine hufflepufftan çocuk söylemişti.Ve yine binaya puan kazandırmıştı.Ama Elina hala profesörden biraz korkuyordu.
Profesör yine bir cam kafes getirdi öğrencilerin önüne.İçinde kara dikenli bir yaratık vardı ve yaratığı üç gün besleyeceklerdi.Elina yaratığı inceledi ve '' pıtırkurtlardan iyi '' dedi kendi kendine.Daha sonra profesör eldiveni olanlara semenderleri biberle beslemeye izin vermişti ve Elina 'da yaratığın yanına yaklaşarak ona biber verdi.Garip ti ama Elina bu yaratığı sevmişti. | |
| | | Johnny Amoux Malfoy Tılsım Profesörü
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1643 Yaş : 29 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12197 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 12/03/08
| Konu: Geri: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] Çarş. 16 Tem. 2008, 15:13 | |
| İlk dersin vermiş olduğu büyük bir acı ile birlikte ikinci sihirli yaratıkların bakımı dersi için ağır adımlarını biraz daha hızlandırmaya gayret göstermişti. İlk ders ne işlediklerini profesöre soracaktı fırsat bulduğu bir anda. Ancak bu dersi en iyi şekilde tamamlaması ve ödevini en iyi şekilde yapması gerektiğini düşünüyordu. İlk dersin hüznünü unutup dersliğin kapısına geldiğinde ilk dfa göreceği profesörün nasıl biri olacağını kafasında netleştirmeye başladı. Tahmin ettiği kadarıyla bir kadındı ve solgun yüzlüydü. Hareketleri soğuk olmalıydı. Bunlar sadece Johnny'nin tahminiydi. Tahminleri kafasından soyutlayarak dersliğin olmayan kapısından içeri girdi. Dersliğin kapısı yoktu. Çünkü açık bir alanda işlenen derste hayvanlar uygulamalı olarak gösteriliyordu.
İçeride birçok öğrenci vardı. Bir Slytherin grubu kendi aralarında gülüşüp duruyorlardı. Bir kulübenin yanında olan derslik oksijen doluydu. Temiz hava doluydu. Kalbindeki hızlı atışları dinlemeksizin profesörün dersi başlatmasını bekledi. Anlaşılan zor ve zevkli bir ders olacaktı. “Önceki dersin acısını çıkartacağımız bir ders hazırladım sizin için. Az sonra benim en sevdiğim basit sihirli yaratıkları tanıyacağız. Ancak önceki dersimizde bahsetmeyi unuttuğumuz bir noktaya değinmek isterim. Derslerimizde göreceğimiz canavarlar hakkında ilk olarak öğrenmemiz gereken bir özellik var. Bu da onların bakanlık tarafından nasıl sınıflandırıldığıdır. Şimdi kim bana bakanlık sınıflandırmasını açıklayabilir?” Bakanlığın sınıflandırmasını babası ona daha önce aktarmıştı. Hufflepuff'lı bir öğrencinin cevabıyla profesörün yüzü gülmeye başladı. Anlaşılan derse olan bu ilgiden çok memnun olmuştu. Genellikle tehlikeli yaratıklardan uzak durmaya çalışırdı. Ancak merak ettiği tek şey gizilgenin hangi sınıflandırmaya girdiğiydi.
Hufflepuff'a giden 10 puanın ardından dalgalar halinde esen sert bir rüzgar profesörün saçlarını havalandırmaya başlamıştı. Profesörün elinde gerçekten garip bir yaratık vardı ve uçuşan saçlrıyla birlikte yaratık tam olarak gözükemiyordu. Sert rüzgar dalgasının bitmesiyle yaratığın garip suratı belirginleşmeye başladı. Tüm sınıfın yüzüne bir korku ifadesi bürünmüştü. Ya da Johnny'nin gözleri öyle görmek istiyordu. İlginç yapış yapış sıvılarını etrafa salgılayarak koşuşan yaratıklara Johnny gözlerini korku ifadesi ile dikmişti. "Genellikle bitkiyle beslenirler ve özellikle marulu severler. Ben bu pıtırkurtları beslerken kim bana pıtırkurtların kullanım alanını söyleyebilir?” İşte Johnny bu sorunun yanıtını tam olarak bilmiyordu. Gryffindor'lu bir öğrencinin cevap vermesi ile birlikte Gryffindor'a 10 puan gitti. Garip geçen dersin giderek garipleşmesini isteyen profesör uzun uzun konuşmalarına devam etti.
Profesör ikinci bir yaratığa geçecekti anlaşılan. Alevlerin arasından bir yaratığın çıkmasıyla birlikte alevler birden patladı. O anda Johnny refleksel bir şekilde yerinden sıçradı. Çığlık koparmamak için kendini zor tutmuştu. Profesöre rezil olmak istemezdi. Birkaç kızdan tiz bir çığlık yükselmişti. Acı bir çığlık... Küçük bir şaka yaptığını belirten profesör öğrencilere bunu unutturmak için konuşmaya başladı sert bir dille: “Umarım bugün de yanınızda ejderha derisi eldivenlerinizi getirmişsinizdir, tüm derslerimizde getirmek zorunda olduğunuz gibi. Çünkü birçok tehlikeli yaratıkla uğraşacağız ve onlarla temas halinde bulunmanız gerektiğinde alev dondurma büyüsü gibi tekinsiz asa oyunlarına güvenemem. Kim bana bu yaratığın ismini söyleyebilir?"
Bir Slytherin'li kızın cevabına hayli kızmış görünen profesör sinirle birkaç kelime söylemişti. Sinirli kelimelere dayanamayan Johnny kulaklarını tıkamayı tercih ederek profesörün son sözlerini büyük bir dikkatle dinledi. "Arkadaşınız doğru söyledi. Bu bir semender, alev içinde yaşayan bir sürüngendir. Bakanlık sınıflandırmasında üç çarpısı var, bu da demektir ki kendisiyle ilgilenilirken dikkatli olunmalı. Şimdi kim bana bu yaratığın özelliklerini ve kullanım alanlarını söyleyebilir?" Bir türlü sorulara cevap verme sırası ona gelmemişti. Tam zamanında davranamıyordu ve bu nedenle ondan önce parmak kaldıranlar anında binalarına puan kazandırıyordu. Ejderha derisi eldivenlerini çantasından çıkararak Hufflepuff'lı öğrencinin cevabını duymazdan geldi. Çünkü bunların hepsini biliyordu.
Hufflepuff'a kafadan bir 5 puan gitmişti. Ne yazık ki sınıfta Ravenclaw'lılar hiçbir faaliyet gösterememişti. “Bir sonraki dersimizde işleyeceğimiz yaratık hakkında bir ödeviniz var.” Bu ödevi en iyi şekilde yapması gerektiğini bildiği için parşömene not aldı: "Hırpılar beslenecek ve rapor sunulacak." Profesörün Accio Ödevler diye bağırması ile birlikte birçok parşömen parçası birden profesörün tahta masasına uçtu. Ne yazık ki Johnny'nin ödevi yoktu ve bu yüzden Zayıf alacaktı. “Şimdi ejderha derisi eldivenini giyenler sırayla semenderimizi biberle besleyip sevebilir. Ancak uyarıyorum eldiveni olmayanlar kesinlikle yaklaşmasın! Bu arada sorusu olanlar sorabilirler.” Ejderha derisi eldivenlerini büyük bir zevkle solgun renkli ellerine takarak yeşil çimin üzerinde yürümeye başladı. Havanın tekrar esmesiyle dengesi bozuldu. Dengesini bir çırpıda toprlayarak anında sıraya girdi. Sıra ona geldiğinde ellerini korlar fışkıran ateşin içine soktu ve semenderleri beslemeye ve sevmeye başladı. Hayli kaygan ve epey soğuk yaratıklardı. Üstlerinde sanki salya vardı onların. Elindeki yeşil ve uzun biberi semenderin ağzına verince semender büyük bir zevkle katır kutur yemeye koyuldu. Ona ayrılan süre dolunca bir köşeye çekilip zilin çalmasını bekledi. | |
| | | Mathilda Mythill Slug & Jiggers Sahibesi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 210 Yaş : 34 Kan statüsü : safkan Galleon : 11993 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 19/06/08
| Konu: Geri: [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] C.tesi 26 Tem. 2008, 03:03 | |
| Profesör Mythill alevlerden uzaklaşıp izlemişti öğrencileri. Bazıları korktuklarından yaklaşmamışlardı bile semendere. Ancak semendere bir kez dokunan, hayli hoşnut kalmıştı. Hepsinin yüzünden okunuyordu memnuniyet. Arada sırada sınıftan hayret nidaları yükseliyordu.
Her şeye rağmen Mathilda'nın olmasını istediği gibi bir ders olmuştu. Minik(!) ödeve olan kızgınlıkları dışında öğrenciler mutluydu ve sihirli yaratıklarla iyi bir iletişim kurmuşlardı. Daha iyisini kesinlikle bekleyemezdi. Mathilda2nın da kendine güveni artıyordu.
Ders saati bittiğinde Mathilda bağırdı: "Herkes bir sonraki dersine! Ayrılma vakti geldi!" dedi semendere bakan öğrencilere. Yavaş yavaş hepsi ayrılırken, Mathilda da işe koyuldu. Etrafı toparlaması hayli uzun sürdü. Bahçede gezinen öğrencilerin hayret dolu bakışları arasında semenderi yeniden kafese koyup, birkaç ev cininin de yardımıyla odasına taşıdı. Hırpıları kaldırmamalıydı. | |
| | | | [SYB] 2. Ortak Ders (online) [6. sezon] | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |